Ali Türer
Kalkınma Bakanlığı tarafından 10. Kalkınma Planı hazırlıkları içinde sürdürülen Eğitim Sisteminin Kalitesinin arttırılması Özel İhtisas Komisyonu çalışmaları içinde değerlendirilmek üzere hazırlanan raporun ikinci bölümüdür.
Ortaöğretim, mesleki eğitim temelinde yeniden yapılanmalıdır:
İdeolojik boyutu öne çıkan eğitim anlayışımız içinde mesleki eğitim, 1980’li yıllara kadar liselere yönelik eğitim talebine alternatif oluşturma düşüncesi içinde ancak kendine yer bulabilmiştir. 1980’li yıllardan itibaren mesleki eğitime dönük önemli adımlar atılsa da genel lise uygulaması, elit yetiştirmeye dönük öğrenci hazırlayan okullaşma olarak temel karakteristik özelliğini devam ettirmiş; ortaöğretimde genel belirleyici okullaşma olmuştur.
O nedenle Türkiye’de eğitimin kalitesi yükseltilmek isteniyorsa mercek altına alınması gereken okullaşma alanı esas olarak genelde ortaöğretim, özelde ise mesleki teknik eğitimdir.
Üniversitede okumak için bu yıl Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ne (ÖSYM'ye) başvuran ortaöğretim mezunu öğrenci sayısı 1 milyon 895 bindir. Bu öğrencilerden ancak 650 bini lisans, ön lisans programlarına 224 bini açık öğretim programlarına yerleştirilmiştir. Geriye kalan 1 milyonun üzerinde öğrenci eğitim sistemi içinde hiçbir meslek edinemeden hayata (sokağa) atılmıştır. Geçen yıl lise son sınıftan mezun 780 bin 700 öğrenciden 400.450 civarında öğrenci meslek edinmeden ve öğrenime devam edemeden sokağa atılmıştır. En iyi eğitim vermesi beklenen Fen Liselerinden mezun olan öğrencilerin ancak %56-57’si lisans programlarına yerleşebilmiştir. Oysa 2000’li yıllarda bu oran %85-90’lardaydı.(http://www.internethaber.com/lys-osym-yerlestirme-sonuclari--452982h.htm)
Bu nedenle böyle bir okullaşmaya sahip ortaöğretimde içinde gençlerin mesleki olgunluğa ulaşmasına yardım etmeye dönük yönlendirici ve yerleştirici rehberlik faaliyetlerinin geliştirmeci bir rehberlik anlayışı içinde sürdürülmesinin asgari koşulları bulunmamaktadır. Aynı zamanda bu durum eğitim sisteminde öğretim kadrolarının yaptıkları işe inanmamalarını, öğrencilerin resmi ortaöğretim kurullarında alacakları eğitimin bir işlerine yaramayacağı inancını da körüklemekte; sistemde moral erozyonun önemli nedenlerinden biri haline gelmektedir.
Hiçbir meslek sahibi yapmadan verdiğimiz lise diploması gençlerin hiç bir işine yaramamaktadır. İş yaşamına her yıl vasıfsız bir sürü gencin girmesiyle piyasada belgesi olmayan iş görenler artmakta; tüketiciler nitelikli hizmet alamamakta; emeğin değeri ucuzlaşmakta; iş yaşamında, sosyal yaşamda karmaşa buna bağlı olarak da huzursuzluk her geçen gün biraz daha artmaktadır.
2009’da MEB verilerine göre ortaöğretimde net okullaşma oranı %58,5’lardayken mesleki ve teknik ortaöğretimde net okullaşma %25’lerde gerçekleşmiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planında 2013 sonunda meslek okullarında okullaşmanın genel ortaöğretimin %52,8’i olması öngörülmüştür. 2012’nin sonuna gelinen şu günlerde, mesleki eğitim bütün ortaöğretimin %43-44’ü dolaylarındadır. Bu %43-44’ün kapsadığı alanının ne ölçüde mesleki olup olmadığı da ayrıca tartışılmalıdır. Bu alanın içinde yer aldığı kabul edilen İmam hatip Liselerinin, aslında daha sonra çeşitli mesleklere yöneleceklere alt yapı hazırlayan okullar olduğu bilinmektedir. Hâlbuki Avrupa Birliği standartlarına ulaşma hedefi olan bir ülkenin genel ortaöğretim içindeki mesleki teknik öğretimin payını %65’lere çekmesi gerekir. (DPT, MEB,2009-2010;MEB, 12/06/2009 tarihli genelge)
|
|
1998 |
2007 |
||||||
|
|
EĞİTİMDE |
EĞİTİM DIŞINDA |
EĞİTİMDE |
EĞİTİM DIŞINDA |
||||
|
|
Yaş grubu |
Toplam % |
İstihdam Edilen % |
İstihdam Dışında% |
Yaş grubu |
Toplam % |
İstihdam Edilen% |
İstihdam Dışında% |
|
TÜRKİYE |
15-19 20-24 25-29 |
40,2 13,4 2,9 |
32,1 44,7 60,4 |
27,7 42, 36,7 |
15-19 20-24 25-29 |
44,60 17,60 4,7 |
19,30 36,70 53,50 |
|
|
OECD (ortalama) |
15-19 20-24 25-29 |
80,2 35,2 12,8 |
11,2 46,9 67,1 |
8,6 18,0 20,1 |
15-19 20-24 25-29 |
84,3 41,0 14,0 |
8,6 42,9 68,9 |
|
|
AB-19(1) (ortalama) |
15-19 20-24 25-29 |
83,7 36,7 12,8 |
8,5 45,2 66,5 |
7,8 18,1 20,7 |
15-19 20-24 25-29 |
87,7 42,2 13,6 |
6,6 41,5 69,2 |
|
(1) Aynı zamanda OECD üyesi olan AB üyesi ülkeler
OECD, Education a Glance (Polat 2009:14)
Yukarıda tablolaştırılan OECD verilerine bakıldığında 2007’de Türkiye’de 15-19 yaş grubu içinde istihdam edilen gençlerin oranı %19.3, eğitimdeki gençlerin oranı yüzde %44.6’dır. 15-19 yaş grubunda OECD ülkelerinde 2007’de istihdam edilenlerin oranı ise ortalama %8.6, AB ülkelerinde ortalama %6.6 iken eğitimdeki gençlerin oranı OECD ülkelerinde ortalama %84.3 AB ülkelerinde ortalama %87.7’dir. Aynı yıl 25-29 yani mesleki olgunluğa erişmiş gençlerin içinde Türkiye’de istihdam edilen gençlerin oranı %53.5 iken istihdam dışında kalan gençlerin oranı yüzde%41,8; eğitimdeki gençlerin oranı ise%4,7’dir. Yine 2007’de 25-29 yaş grubunda istihdam edilenlerin gençlerin oranı OECD ülkelerinde ortalama %68.9 AB ülkelerinde ortalama %69.2 iken istihdam dışı kalan gençlerin oranı ortalama %17.1; eğitimdeki gençlerin oranı OECD’de %14 AB ülkelerinde de ortalama %13.6 oranındadır.
Yani biz gençlerimizi 2007 itibarı ile OECD ve AB ülkelerinde okuyan gençlerin kabaca yarısı kadarını ortaöğretimde okuturken; AB’deki gençlerin 3 katı OECD deki gençlerin ise iki katından oldukça fazlası oranında istihdam etmişiz. Demek ki 15-19 yaş arasında istihdam edilen gençlerin 1998’de %32’sinin 2007’de ise %19.3’nün mesleğe yönelmesinde bizim ortaöğretim sisteminin herhangi bir rolü olmamış. Öte yandan AB ve OECD ülkelerinde ortaöğretim ve yüksek öğretimin istihdamdaki payı 2007’de %60’ları geçerken, bizde ortaöğretim ile yüksek öğretimin toplam istihdamdaki payı %34’lerde kalmış. Yani sadece istihdam edilen nüfusun yaş oranlarını temel aldığımızda bile bizim hem ortaöğretimin hem üniversite öğretiminin istihdamdaki payı, nerede ise AB ve OECD ülkelerine göre yarı yarıya düşük kalıyor. Kaldı ki istihdam edilenlerin tümünde bizim okullarımızın AB ve OECD ülkelerindeki okullar kadar mesleğe yöneltmede katkısı olmadığını da biliyoruz.
Meslek değişikliklerinin normal karşılandığı yeni bir trendin içinde yer alıyoruz. O nedenle meslek okullarından mezun olan gençlerin önemli bölümünün okullarda öğrendikleri mesleği yapmamalarını, üniversite mezunlarının yeniden meslek edindirme kurslarına alınmasını; postmodern süreçte belki bir yere kadar normal karşılayabiliriz. Ancak elinde belgesi olmadan su tesisatçılığı yapan arkeologlarımızın; polislik yapan, güvenlik görevlisi olan matematik öğretmenlerimizin sosyal yaşamdaki olağan görüntüler haline gelmesini de normal karşılamamak gerekir. Önemli olan ne meslek yaptıkları değil, bir mesleğe sahip olup olmadıkları denebilir. Ancak “Kervan yolda düzülür” mantığıyla hareket edildiğinde, ortaya konan enerjinin, yapılan harcamaların önemli bir bölümünün boşa gittiği, en azından amacına ulaşmadığı da ortadadır. Bu da eğitimin finansmanı açısından verimliliği düşüren problemli bir durumdur.
Son on yılın önemli tartışmalarından birinin üniversiteye geçişte alanlar bazında uygulanan katsayının mesleki eğitimin gelişimini engelleyip engellemeyeceği olduğu hatırlardadır. Bu katı uygulamanın kaldırıldığı son sınavda 700 bin civarında meslek lisesi mezunundan sadece 430 bin kadarı üniversite programlarına tercihte bulunabilmiş; tercihte bulunanların da ancak yarısı o da ezici çoğunluğu ön lisans programlarına olmak üzere yüksek okullarda okumaya hak kazanabilmiştir. Bu sonuç son on yıldır bu konuda yapılan tartışmaların (16 şura tartışmaları hatırlanmalıdır) büyük oranda enerji kaybı olduğunu açıkça göstermektedir.
Ortaöğretimde sadece Fen Lisesi gibi, Anadolu Öğretmen Lisesi gibi sınavla yerleştirdiğimiz okullarda sağlıklı bir yönlendirmeden söz edebilir. Kabul edelim ki, ortaöğretim de başarı ekonomik durumu iyi olan ailelerinin çocuklarına verebildikleri özel öğretim olanakları sayesinde mümkün olabilmekte; eğitim sisteminin bu başarıya katkısı sınırlı kalmaktadır.
Bütün bu veriler genel lise uygulamasının üniversiteye öğrenci hazırlama misyonunu yerine getiremediğini; genel liselerin amacı ve doğrultusu belirsiz okullaşmalar haline geldiklerini açıkça göstermektedir. Ortaöğretim kurumlarında sağlıklı bir mesleki rehberlik hizmeti sürdürülebilmesi için okul organizasyonu, program ve okul iklimi bakımından gerekli asgari koşullar bulunmamaktadır. Mesleki eğitimin standartları doğru belirlenememiş, programlar ve okullaşma türleri gerçekçi yapılandırılamamıştır. Ön raporda PISA, TIMMS gibi uluslararası ölçme ve değerlendirmelerden yola çıkılarak Türk Eğitim sistemi ile diğer ülke eğitim sistemleri arasında yapılan karşılaştırmada Türk eğitim sisteminin fen bilimlerinde, matematik öğretiminde, dil kullanımında öğrencilere temel bilgi ve becerileri kazandıramadığı sonucuna varılmıştır. Varılan bu sonucun ortaöğretimi temsil eden genel lise uygulamasının amacı ve doğrultusu belirsiz bir okullaşma haline gelmesi ile ilişkisini görmek gerekir. (Gür, 2012: 17-26)
Sorunun çözümü kuşkusuz; merkeziyetçi devlet geleneğinin gözden geçirilmesinden tutun da, tüketen toplumdan üreten topluma dönüşmeye; bireysel üretme, yaratma heyecanının toplumda uyandırılmasına; kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasına; yerinden yönetime ağırlık veren yeni bir anayasa hazırlanmasına kadar; çağdaş devlet olma ile ilgili pek çok köklü adımla yakından ilişkilidir. Bu alanda yeniden yapılanmaya gitmeden ne alt kademelerdeki yönlendirmeleri, ne de yüksek öğretim programlarının sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi mümkün görülmemektedir. 4+4+4 ile birlikte bundan böyle öğrenciler dönem olarak bir yıl, yaş bakımından eskiye göre iki yıl önce bu karmaşanın içine taşınmış olacaklardır. O nedenle bu alanda sağlıklı bir yapılanma olmadan yapılacak diğer müdahalelerin de korkarız başarılı olma şansı olmayacaktır.
Çağdaş bir eğitim anlayışı doğrultusunda eğitimde kaliteyi beklenen düzeye çıkaracak ortaöğretimde okullaşma için önerilerim şunlar olacaktır:
ü Öncelikle hedefi ve doğrultusu belirsiz hale gelen genel lise uygulaması mutlaka değişmeli, genel ortaöğretimi temsil eden bir okullaşma olmaktan çıkmalı; ortaöğretim esas olarak mesleki karakter taşıyacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
ü İkinci kademenin üzerindeki her türlü okuldan mezun olmak ortaöğretim mezunu sayılmak için yeterli olmalı, meslek okullarından mezun olan öğrenciler lise mezunlarının başvurabileceği bütün sınavlara ve imkânlara başvurma hakkına sahip olmalıdırlar.
ü Lisans programı hedefi olan öğrencinin lisede okuması, diğerlerinin ise kendilerine uygun programlara ortaöğretim süreci içinde yönelmelerinin önü açmak için özel olarak “Lise” sadece akademik çalışmaya yönelme enerjisi ve gücünü kendinde gören öğrencilerin yöneleceği bir okullaşma haline getirilmelidir. Lise mezunu olabilme “Lise Bitirme Sınavı”ndan yeterli not almaya bağlı olmalı; bu sınav sonucunda yeterli not alanların içinden fakülteler kendi öğrencilerini kendileri seçmelidirler.
ü Meslek okulları iki yıllık ortak programı takiben çeşitlenen “Çok Programlı Meslek Okulları ve birbiri ile ilişkili alanlarda (elektrik-elektronik gibi) “Meslek Okulları biçiminde genelde ortaöğretimi temsil edecek biçimde yeniden yapılandırılmalıdır. Meslek okulları, Çıraklık Eğitim Merkezlerinde uygulanan programları da içine alacak şekilde genel kültür ağırlıklı 1yıllık ortak programı takiben işin niteliğine göre 18-30 ay arası okullar olarak düzenlenebilir
ü Meslek Okulları yerel meclisler bünyesinde oluşturulan “Bölge Mesleki Eğitim Kurulları” bünyesinde yapılandırılmalıdır. Çünkü bölge yaşamındaki çeşitlik, zenginlik, devinim ve bölge ihtiyaçları ile ilişkilendirilmediği sürece meslek okulları mesleki yönde sağlıklı gelişemez. Bölge yaşamını etkileyemez. Bölgenin meslek okullarını yönetecek kurulda o bölgedeki ilgili oda, dernek ya da birlikler şeklindeki mesleki örgütlenmelerin temsilcileri, yerel yönetim temsilcisi bulunmalıdır. Bölgedeki ilgili meslek okullarının temsilcileri ile bölgedeki üniversiteden ilgili alan uzmanlar bu kurullarda olmalıdır. Bu okullar mesleki Eğitim Kuruluna bağlı “Okul Gelişim Ekipleri” ile yönetilmelidir.
ü Her meslek için gerekli yeterlilikler ve bu yeterlilikleri karşılayacak teorik ve pratik öğretim süreleri gerçekçi bir biçimde belirlenmeli; meslekler programlara dönüştürülmelidir. Bölgelerde sosyal-ekonomik yaşamı zenginleştirecek bütün meslekleri içine alacak biçimde ortaöğretimde program çeşitliliği sağlanmalıdır.
ü Mesleki kişiliğin 23-24’lü yaşlarda billurlaşmaya başladığı göz önünde tutularak yatay geçişler İlk yıldan üniversitenin ikinci yılına kadar açık tutulmalıdır.
ü Mezun olduktan sonra o alanda mesleğin sürdürülmesi özendirilmelidir. Piyasada aldıkları mesleki eğitim sonunda belge sahibi olanların dışında o alanda hiçbir işin yapılamayacağı bir sisteme geçmek asıl hedef olmalıdır.
ü Mesleki Teknik Okullar (veya Mesleki Teknik Yüksek Okullar) ikinci kademe üzerinde sosyal-ekonomik yaşamın gerektirdiği nitelikli insan gücünü yetiştirecek; mesleğin özelliğine göre 5-6 ya da 7 yıl arasında değişen okular olarak yeniden örgütlenmelidir. Örneğin, eğitim, sağlık ve hizmet alanı personelinin önemli bir kısmı, elektrik, bilgisayar, inşaat teknisyenleri, adalet bakanlığı, tapu-kadastro elemanları, muhasebecileri, bazı hizmet elemanlarını bu yolla yetiştirilebilir. Meslek okulları mezunları, lise 1-2. sınıf öğrencileri, hatta lise mezunları bu okullara yatay geçiş yapabilmelidir.
ü Ortaöğretim meslek okulları uygun mekânlarda (ilgili iş merkezlerinde, organize sanayi bölgelerinde) kurulmalıdırlar.
KAYNAKLAR
Bozkurt Güvenç ve diğerleri, Yeni Eğitim Düzeni Ankara:TÜSES Yay.,t.y.
Canatan Kadir. Çok Kültürlü Toplumlarda Çok Dilli Eğitim Olanakları: Teori, Politika ve Uygulama olarak Hollanda Friesland örneği. Uluslar arası Eğitim sosyolojisi Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fak yayınları, 2012
Gür, Bekir S. Onuncu Kalkınma Planı Eğitim Sisteminin Kalitesinin Arttırılması Özel İhtisas Komisyonu Ön Raporu: Kalkınma Bakanlığı, 2012.
Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim İstatistikleri 2008-2009.
Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim İstatistikleri 2009-2010, Ankara
Milli Eğitim Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Ortaöğretimde okullaşma ile ilgili Genelge, Sayı: B.08.0.SGB.0.03.05–010.06- 3223 12/06/2009.
LYS Yerleştirme Sonuçları, http://www.internethaber.com/lys-osym-yerlestirme-sonuclari--452982h.htm)
Polat Serdar. Türkiye’de Eğitim Politikalarının Fırsat Eşitsizliği Üzerindeki Etkileri. Ankara: DPT yayın No:2801, 2009.
Türer, Ali.Türk Eğitim Tarihi Ankara: Detay yayıncılık, 2011.
Türer, Ali. Türk Milli Eğitim Sisteminde Uygulanan Program Geliştirme Modelinin Sistem Yaklaşımı Acısından İncelenmesi. Tokat: 16. Eğitim Bilimleri Kongresi Bilimleri Kongresi, 2006)
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024