Ali Türer
Siyaseti birey ve toplum ile ilgili etik değerlerin süreç içinde gerçekleştirilmeye çalışıldığı bir alan olarak tanımlayabiliriz.
Eğer bireyin hak ve özgürlüklerini savunma üzerinden evrensel etik ilkelere dayalı bir siyasal mücadele içindeyseniz; yaşamını doğrudan ilgilendiren kararlara, karar alma mekanizmalarına bireyin doğrudan katılımını savunuyor; yaşama, düşünme, inanma, inanmama biçimlerine her türlü müdahaleye karşı çıkıyor; mağduriyetlerin mücadelesine destek veriyorsanız siz tutarlı bir demokratsınız.
Yok, siyaseti yalnızca bir gruba, bir topluluğa, bir aidiyete bağlı olarak, kolektif çıkarlar üzerinden sürdürüyorsanız. Başka grup ya da gruplarla kontrolü elde tutma mücadelesi içinde, rekabet halindeyseniz; diğerlerinin mağduriyeti sizi çok da ilgilendirmiyorsa; bu mücadele içinde her türlü eylemi mubah sayıyorsanız o zaman siz meşrebinize göre ya Mezhepçi ya Milliyetçisiniz ya da ideolojik bir kavganın adamısınız.
Türkiye’de siyasi yaşamı kontrol altında tutan partilere bakalım, bu partileri tanımlamak için yukarıdaki açıklamalardan hangisini kullanmak uygun düşüyor; birincisini mi, ikincisini mi?
Bir partinin en yüksek ve en belirleyici organı kuşkusuz Genel Kuruldur. O nedenle parti içi demokratik işleyişin en somut göstergesidir kongreler. Peki, bizim siyasi partilerimizin yaşamında “Kongre” kavramının anlamı nedir?
Cumhurbaşkanı seçilen eski bir genel başkanın partisi ile ilişkiyi kesmeden önce “İstişare” yolu ile yeni genel başkanı belirleyip açıklaması parti içinde işleyen demokrasiyi mi gösterir? 27 Ağustosta toplanacak AKP genel kurulunun Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı genel başkan ve başbakan dışında bir başka ismi seçme olasılığı var mıdır? İyi de malumu ilan etmek için kongre toplandığı yerde demokratik işleyişten söz edilebilir mi? Önceden alınmış kararlara meşruiyet kazandırmak için kongre toplayan bir parti için “demokratik” denebilir mi?
Bizde parti kongrelerinin alınmış kararlara meşruiyet kazandırma dışında başka bir işlevi daha var. Liderlerin elinde parti içi kontrolü sağlama, diğerlerini tavsiye etme aracı olarak iş görüyorlar. Çatı adayın beklenen sonucu alamamasında bir nebze de olsa tuzu olanlar seçim sonrasında CHP’de kazan kaldırdılar. Kılıçdaroğlu da kendisine sunulan fırsatı hemen gördü. CHP’de, olağanüstü kongre 5 Eylül’de toplantıya çağırıldı. Hemen arkasından Genel Başkan il başkanlarını topladı, üçü hariç hepsinden “arkandayız” mesajı aldı. Sizce bütün bu olan biten CHP içinde parti içi demokratik işleyişi mi gösterir? Yoksa genel kurulda yaşanacak tasfiye için bir hazırlık yapılıyor izlenimi mi alıyoruz?
Oysa kongrelerin başarısı parti politikaları, parti içi sorunlar, parti içi demokratik işleyiş hakkında üyelerin, örgütlerin düşüncelerini alma yolu ile partiyi yenileyebilme kapasitesi ile ölçülür. Yöneticilerin politikalarını yenilemek, partiyi daha geniş kitlelerle buluşturabilmek için tabandan dönüt devşirdikleri son derece önemli araçlardır kongreler. Kimin ne konuşacağının, hangi kararların alınacağının, hangi yöneticilerin parti meclisine seçileceğinin, kimlerin tasfiye edileceğinin kapalı kapılar ardında önceden tespit edildiği ve dayatıldığı bir sürece; bu süreçle belirlenen siyasal yaşama “demokratik” diyebilir misiniz?
Bireylerin kararlara katılımını aşağıdan yukarıya üretilecek yeni karar alma mekanizmalarıyla geliştirme projesi ile Cumhurbaşkanlığı seçim yarışına katılan HDP hepimizi heyecanlandırdı. HDP siyasi yaşantımızda iyi ki var. Fakat orada da bileşenlerin en azından önemli bir kısmının kimliğe dayalı siyaset geleneği içinden gelmelerinden kaynaklanan önemli sorunlar var. HDP’nin en büyük bileşeni Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eğer kendi başına sonuç alabileceğine inansa “Türkiyelileşme” süreci başlatır mıydı? “Demokratik özerklik” talebi geri çekilir, HDP bünyesinde “yerele yetki devri” öne çıkar mıydı? Farklı parti programlarının asgari müştereklerde buluşmaları ile belirlenen bir program ve koorperatif bir yapı ile demokratikleşme sürecine kitleleri katmak, bütün demokratik güçlerin etrafında bir araya geleceği çekim merkezi haline gelmek mümkün mü?
Bir yandan bireyin hak ve özgürlük mücadelesi temelinde demokratik zeminde sorun çözme çağrısı yapılırken, diğer yandan Mahsum Korkmaz’ın heykelini Lice’ye dikmek gibi kimliğe dayalı eylemler sürdürülüyor. Ne kadar inandırıcı olabilir siniz? Bu eylemin Türkiye insanın hak ve özgürlük mücadelesine güç katacak potansiyeli olsa yıktığı heykelin kafası üzerine postal koyarak poz verme cesaretini o asker kendinde o kadar kolay bulabilir miydi?
O heykeli oraya dikeni de, o heykelin kafası üzerine basıp poz vereni de, bunun rövanşını bir okuldaki Atatürk Heykelini parçalayarak alanı da sonuçta Milli Eğitim Sistemimiz yetiştirdi. Bu gençler Milliyetçi politikalar içinde yetiştiler. AKP’de bunun rövanşını bugün dini bütün gençler yetiştirerek alıyor.
Eğitim Reformu Girişimi yıllık raporunda bir yılda İmam Hatip Liselerinin sayısının %73 arttığını belirlemiş. AKP iktidara geldiğinde 71.100 olan İmam Hatipli sayısı; TEOG sınavı sonrası bu yıl gerçekleştirilecek 40.000 yerleştirmeyle neredeyse 710.000’e çıkacak. AKP 12 yılda İmam Hatipli sayısını böylece 100 kat arttırmış oluyor. İmam Hatip Lisesi sayısı son dönüştürülen okullarla birlikte bu yıl 952’ye çıktı. Ortaöğretimde okuyan öğrencilerin içinde İmam Hatiplilerin oranı tam da Bilal Erdoğan’ın MEB’e önerdiği gibi %15’lere çıkıyor, gözümüz aydın. Mesleki eğitimi geliştiremiyoruz ama mezhep eğitiminde AKP bize çağ atlattı. Laik, demokratik yaşama dönük IŞID tipi tehditlerin bölgemizde giderek büyümesinde bu tür Mezhep’e dayalı kimlik savaşçısı yetiştirme politikalarının hiç mi katkısı yok?
Sahi o okuldaki Atatürk heykelini yıkan, kıran ezilen ulusun kimlik savaşçıları Mahsum Korkmaz’ın üzerindeki postalın intikamını almış oldular mı? Bütün bu eylemler dizisi HDP bünyesinde genişletilmesine çalışılan demokrasi mücadelesine katkı verir mi? Demokratik Bölgeler Partisi yöneticilerinin bunların üzerinde adam akıllı düşünmesi gerekiyor.
Bir grubu, bir topluluğu, bir inanç grubunu dışlayarak, karşınıza alarak; Rabia gibi, Bozkurt İşareti gibi bir takım semboller, istilalar kullanarak bulduğunuz enerji ile kontrol altında tuttuğunuz kitlenizi heyecanlandırabilir, arkanıza aldığınız bu kitleyle belki bir bölgeyi, bir partiyi, hatta bir ülkeyi yönetebilirsiniz. Bu gururunuzu okşayabilir. Ama güçlü ve zafer sarhoşu olmanız sizi haklı kılmaz. Milliyetçiliğin, Mezhepçiliğin hiçbir türü ortak yaşama bu güne kadar demokrasi, huzur getirmedi.
Milliyetçiliği, Mezhepçiliği bütünüyle aşmadan bu topraklarda bize huzur yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024