Ali Türer
On gün önce önemli bir travma yaşadık.
Sınırımızın dibinde komşularımıza, akrabalarımıza bir çetenin başlattığı soy kırıma dönük saldırıya Hükümet sessiz kaldı. Üstüne üstlük insanını katliamdan korumak için orada savaşan PYD güçlerini İŞID’la bir tutan açıklamalar yapıldı. İnsanlar tahrik edildi. Bu koşullarda insanların sokağa dökülmesi ile öfkenin fitili ateşlendi. Provokatörler, birbirlerinden intikam almak için hazırlık yapanlar sahneye çıktı. Sonuç: 46 insan öldü, öldürüldü, 682 insan yaralandı. Arabalar, benzin istasyonları, kütüphaneler, okullar, kütüphaneler yakıldı.
Şimdi hiçbir şey yaşanmamış gibi yola devam mı edilecek. Bu yaşananlardan çıkarılacak bir ders yok mu?
Olaylar bu hale nasıl geldi? Olayların bu hale gelmesinde belirleyici olan ruh hali neydi? Bu ruh hali içinde istenmedik sonuçların ortaya çıkmasında etkili olan davranışlar nelerdi? Ortaya çıkan sonuç ne işe yaradı? Bu şiddet sarmalından gerçekten kurtulmak istiyor muyuz? İstiyorsak bunun için ne yapmak gerek? Yoksa tribünlere oynamaya, birbirimizi ajite etmeye, günü birlik avantaj elde etmek için birbirimizi manipüle etmeye devam mı edeceğiz? İçine sürüklendiğimiz duygusallıktan, öfkeden, gurur ve kibirden kendimizi kurtarıp bu soruları kendimize sorabilecek cesarete, samimiyete sahip miyiz?
İnsan için en değerli varlık, sahip olduğu benlik duygusudur. Benlik duygusu insanın kendini nasıl algıladığı ile ilgilidir. İnsan kendinden beklediklerine, olmak istediği insana yaklaştığı oranda öz saygı geliştirir. Özsaygısı yüksek olmayanın zihinsel işlemleri de sağlıklı olmaz. Kendisi için, çevresi için sağlıklı düşünüp, sağlıklı kararlar veremez. Varoluşu süresince temel ihtiyaçları (fizyolojik, güvenlik, sevme-sevilme, saygı görme vb.) zamanında ve yeterince karşılanmamış bir insan; aile içinde ağzını her açtığında susturulan, dışlanan, sen adam olmazsın diye aşağılanan bir genç öz saygı, olumlu bir kimlik, kişilik geliştiremez. Bireyler için geçerli olan bu kendini gerçekleştirme kuralları toplumlar için de geçerlidir.
Batı’nın Türkleri elini vicdanına koyup düşünmeli. Türkiye’yi Türklerin ve Sünni İslam’ın kalesi yapmaya çalışırken bu topraklarda yaşayan Rumların, Ermenilerin, Kürtlerin ve diğer kimliklerin benlik duygularına zarar vermedik mi? Türklerin ve Sünni İslam dışında kalanların benlik duygularını, öz saygılarını geliştirmelerine, temel ihtiyaçlarını özgürce karşılamalarına bu topraklarda ne zaman fırsat verildi? Bugün yaşadığımız huzursuzluğun, bölünmüşlüğün, moralsizliğin, çatışmanın temelinde yatan büyük ölçüde bu değil mi?
Dün “Ne mutlu Türküm Diyene”, “Damarlardaki asil kan” ne işe yaradı ki; “Dindar gençlik yetiştirme”, yandaş medya, yandaş polis, yandaş yargı yaratma, “Başlarına yıkarız” lafları bugün işe yarasın.
Evet, bu topraklarda Kürtlere insanca davranılmadı. Kendilerini ifade etme hakkını elde etmek için bile uzun bir mücadele verdiler. Fakat Milliyetçi, Fundamentalist politikalardan kurtulmanın gerekliliğini ve yolunu, önce bu politikaların yıkımını doğrudan yaşayanların görmesi, göstermesi gerekmez mi? Sizde size dayatılan ruh hali içinde, size dayatılan zeminde yaşar, mücadele ederseniz bu ne işe yarar, birlikte nasıl bir geleceğimiz olabilir ki?
Hiç yeri ve zamanı değilken bir mezarlığa Mahsum Korkmaz heykelini diktiniz, sonra asker gelip heykeli kırıp, kafasının üzerine bastı, poz verdi. Diyarbakır Belediye Başkanı karşı karşıya geldiği askerle tartışırken “Senin devletin” diye başlayan cümleler kurdu. Sonra Genel Kurmay bu teğmene madalya verdi, ödüllendirdi. Sınır ötesinde tehdit olarak gördüğü PYD yapılanmasına IŞID saldırısını birileri neredeyse elini ovuşturarak izledi. Bunu protesto etmek için yapılan çağrıya uyup sokağa çıkanlar ortalığı yaktı, yıktı. Kör şiddet kendi vatandaşından kırkını öldürdü. Bütün bunlar sizce “çözüm süreci” görüntüleri mi? Çözülen ne, ülke mi, sorun mu?
Olaylarda 1800 kişi gözaltına alındı. Ama olay görüntülerine yansıyan yüzü maskeli eli silahlı Molotof’lu saldırganlar, provokotörler, paramiliter güçler kimler, kimlerin emri ile bu işleri yaptılar, Bingöl saldırısını kim yaptı, bu saldırı sonrasında infaz edilenlerin bu olayla bağlantısı var mı yok mu; bunların hiç biri belli değil. Herkesin lafta şiddete karşı olduğu yerde şiddet insanları boğuyor. İnsanlar öldü, ortada sorumlu yine yok. Hükümet önüne geleni hainlikle suçlayacağına, muhalefeti susturmaya çalışacağına; HDP ulusal onura dair heyecanlı nutuklar atacağına bu iki parti el ele verip bunları ortaya çıkarmalılar.
Sonuç ne oldu? AKP hükümeti olayları fırsat bilip arama, tutuklama, mal varlığına el koyma gibi alanlarda savcının, hâkimin ve güvenlik kuvvetlerinin yetkilerini genişletmeye çalışmıyor mu? Türkiye daha otoriter bir yönetime doğru gitmiyor mu? Hükümetin, karşıtına “Vandalizm” suçlaması ile elini rahatlattığını düşündüğü günlerde attığı bütün bu adımlar, 17 Aralık soruşturmalarına takipsizlik kararı çıkması sizce bir rastlantı mı?
Provokasyona açık, kontrol edemeyeceğiniz koşullarda yaptığınız “sokağa çıkın” çağrısı ile ayağınıza kurşun sıkmış olmadınız mı? Kulağınızı İmralı ve Kandil eksenine verdiniz milliyetçi duygularla harekete geçtiniz; partiniz içindeki ittifaka, “Türkiyelileşme” idealine zarar vermediniz mi? Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ortaya konan sol, özgürlükçü, birleştirici söyleme ne oldu?
Umudunu, beklentisini yitiren insanlar bugün düne göre daha da arttı, bence olayların ortaya çıkardığı en önemli sonuç da bu. Cezaevinde esir tutulan umut haline getirilmeye çalışılarak Türkiye’de huzur sağlanamaz. İnsanların umutları ile gelişi güzel oynayamazsınız. Yoğun stres ve baskı altında kalan, umudunu yitiren insanın nereye savrulacağı, neleri göze alacağı bilinemez. Tehlikeli bir oyun bu!
Çözüm süreci bir umuttu. HDP’nin Türkiyelileşmesi de öyle. Türkiye’nin Kobane olaylarının sarsıntısını atlatmaya çalıştığı şu günlerde AKP’ de HDP’ de şu soruyu kendine bence sormalı:
Çözüm sürecinin ne kadar içindeyiz, Türkiyelileşmeye ve çözüme ne kadar yakınız?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024