Ali Türer
Bu coğrafyada tarihte eğitim ile ilgili ilk sistemli düşünceler ileri sürmüş bilim insanı Farabi’dir (870-890). İslam Tarihinde Meşşaîlikolarak adlandırılan hareketinin kurucularından Farabi Aristo’dan ilham aldı, akıl ile iman yolunu birleştirmeye çalıştı.Ona göre her insan mutlu olmak ister, mutluluğun anahtarı ise bilgidedir. İnsan bu mutluluğa akla dayalı bir yetkinleşme çabası içinde maddi olan her şeye karşı ruhunu bağımsızlaştırarak ulaşabilir. “Mutluluğu Kazanma” (Kitâb-ü tahsil-il saâde) adlı kitabında eğitim, öğretim ayrımı yaparFarabi. Ona göre öğretim araştırma ve inceleme yolu ile nazari bilgileri elde etme çalışmasıdır. Eğitim alanında ise ahlaki erdemler temin edilir.
Gazali (1058-1111) Sünni akideyi bulandıran Bâtıni propagandası olarak değerlendirdiği Meşşaîlikhareketine karşı çıkar. İslam Tarihinde “aydınlanma dönemi” olarak adlandırılan dönem İslam âlimleri arasında uç veren bu ikilikle sona erecek, İslam Tarihi Gazali’nin açtığı yoldan ilerlemeye devam edecektir.
İslam Düşüncesine göre iki tür bilgi mevcuttur. Gayb âlemi bilinemez ve algılanamaz, onu ancakAllah bilir, ona ancak Allah hâkimdir. Peygamberlerine ve sevgili kullarına bir iç görü olarak bu alanı belli ölçüde açabilir. Şehadet âlemiise isteyenin üzerinde inceleme, araştırma, gözlem yoluyla nazari bilgi elde edebileceği bir alandır. Ancak asıl gerçek olan Gayb âlemine iman etmeden bir Müslüman olarak şehadet âleminde her hangi bir işlem yapamazsınız, yapsanız da onu anlayamaz, anlamlandıramazsınız. Halife toplumun önde gelen en iyi inananı olarak toplumun velayetini (velayet-i Amme) üstlenme yetkisini, ulema içtihatta bulunma yetkisini (takva), her ikisi de otoritelerini Gayb alanına bağlanmış olmaktan alırlar. Bu düşünceye göre bilgi sonuçta İslamidir.
Oysa bilim insanı açık görüşlü olmak, kuşku duymak, bağıntılı düşünmek, özgür, bağımsız, tarafsız karar vermek zorundadır. Bütün bunlar bilim üretmenin, bilim insanı olmanın olmazsa olmaz ölçütleridir. Var oluşunu bir otoriteye bağlı olmaktan alan “ulema” bu yüzden bilim değil “ilim” insanıdır. O yüzden bir İslam devleti olarak Osmanlı Devleti’ni meşrulaştıranları (haklı kılanları) yetiştiren medrese içinden bilim insanı yetişmemiştir. Medrese eğitiminde hafızaya dayalı ezber, tekrar, derlemecilik ve bunlara bağlı olarak da gönül eğitimi öne çıkar. Analiz, sentez, tartışma, inceleme, araştırma ve deney bu eğitim içinde kendine yer bulamaz.
Milliyetçi düşünceyi bu topraklarda olgunlaştıran, düşünsel sistem haline getiren ise Ziya Gökalp’tir. Kültür ve Medeniyet kavramlarına dayalı talim (öğretim) ve terbiye (eğitim) ayrımı yapar. Ona göre Terbiye (eğitim) bir kavmin vicdanında yaşayan değer yargılarını (yani kültürü) bireylerde ruhi melekeler haline getirme işidir. Gökalp’e göre bu sorumluluğu lise eğitimi üstlenmelidir. Talim (öğretim) ise bir kavmin zihninde yaşayan gerçeklik hükümlerinin (yani bilim ve teknolojinin) bireylerde ruhi alışkanlıklar haline getirme işidir. Bu ise asıl olarak İlköğretimle yapılır. Tedris (yani öğretme, program) bu ikisini de kapsamalıdır.
Eğitim “milli” olunca gelişigüzel Batı’dan ya da Doğu’dan alınan beynelmilel gerçeklik hükümlerinin milli karakteri bozmasına izin vermek olmaz. Medeniyet uluslar üstüdür, medeniyet içinde belirleyici olacak kadar henüz gelişmediyseniz içine girdiğiniz medeniyet sizi pekâlâ bozabilir, o yüzden uzak durmak gerekir. Garb’ın afakını saran çelik zırhlı duvar karşısında iman dolu kalbinizi sağlam tutmayı bilmezseniz medeniyeti temsil eden uluslar üstü gücün kontrolü altına girersiniz, yani Millet olamazsınız. Bilime dayalı öğretim kabul edilebilir olanı, pratik çalışmayı sürdürmeye yetecek kadar olanı milletin kafasına koymak ile ilgili olmalıdır.
Buradan da hem Milliyetçi hem de bilim insanı olunamayacağı açıkça görülür. Çünkü Milliyetçilik bilimle uğraşan insanın özgür, açık görüşlü, tarafsız ve kuşkucu olmasına izin vermez, veremez. Bunu yapamadığınız yerde kendinize ait bilimsel bilgiye de, teknolojiye de sahip olamazsınız. Çağdaş ülkeler içinde yerinizi de alamazsınız.
Gelin eğitim ve öğretim kavramlarında ifadesini bulan bu iki çalışma alanını biz “Yetenek eğitimi” ve “Amaç eğitimi” olarak tanımlayalım.
Yetenek eğitimi yaşama bağlanmak için ihtiyacı olan araç gerece sahip olmak, bunları ustalıkla kullanmak, giderek alışkanlık haline getirmek için bireyin almaya ihtiyaç duyacağı eğitimdir. Yazma, konuşma, dinleme, okuma alanlarında beceri sahibi olmak; sözel düşünme, sayısal düşünme, görsel düşünme yeteneği geliştirebilmek; bir konu üzerinde yoğunlaşabilmek, zamanı yönetebilmek, doğru çalışma alışkanlıkları edinmek; gerekli aletleri beceri ile kullanmak, çevrenizdekiler ile iletişim kurabilmek, çatışmaları yönetebilmek; bir mesleği hakkıyla icra edebilmek için gerekli inceliklere, beceriye sahip olabilmek yetenek eğitimi kapsamına girer.
Fakat sadece bu tür bilgi ile yetinerek kendinizi gerçekleştiremezsiniz. Sizi siz yapan düşünce ve istekler üzerinde de yeterince kafa yormak durumundasınız; yoksa kendinizi geliştirme fırsatı bulamaz, bir makine haline gelir, iş içinde boğulur gidersiniz. Amacınızı doğru belirlemediyseniz yaşamdan doyum sağlayamazsınız. Yeteneklerinizi toplumun yararına kullanmıyorsanız, sadece kendinizle ilgili çalışmayla mutlu da olamazsınız. Bütün bunları size amaç eğitimi verir.
İnsan kendisi ile ve çevresi ile barışık olmayı, öz güvene, ideal benliğe sahip olmak için deneyimden, modelden öğrenmeyi; kendini motive edebilmeyi, başarılarından haz duymayı sonuçta amaç eğitimi içinde öğrenir. Böylece problemlerini daha iyi görür, problemlerini çözme iradesine sahip olur, çevresindeki fırsatların farkında olur, bu fırsatları daha iyi değerlendirebilir. Dürüstlük, insana saygı, empatik yaklaşım, canlı olana zarar vermeme gibi temel etik değerlere sahip olur. Bu sayede çevresindekilerle daha sağlıklı ve gerçekçi ilişkiler kurar, bu ilişkilerden doyum sağlar. Yeteneklerini ortak yaşamın sürdürülmesi yolunda kullandığı ölçüde toplum içinde bir yeri bir değeri olur; sevilir, sayılır. Bütün bunlar amaç eğitimi içinde öğrenilir.
Yetenek eğitimini belirli programlara, belirli zamana ve mekâna bağlı olarak düzenler, formal eğitim içinde örgütler ve yürütürsünüz. Fakat amaç eğitimi bir ders konusu olmaktan öte, daha fazla bir şeydir. Bunu din ve ahlak bilgisi dersleri ile klasik rehberlik anlayış içinde belirlenmiş belirli saatler içinde de öğrenciye kazandıramazsınız.
Amaç eğitiminin merkezinde sizin felsefeniz, eğitim anlayışınız yer alır. Okullarda öğrenci kişilik hizmetleri, rehberlik hizmetleri kapsamında uzmanların yönetiminde merkezinde öğretmenin bulunduğu, yöneticiler, eğitim çalışanları ve ailelerin desteği ile başarılı başarısız, sorunlu sorunsuz bütün öğrencilere bütünsel bir süreç içinde verildiğinde ve yürütüldüğünde bu eğitimde başarı elde edilebilir. Bunun için okulda, sınıfta ortak moral değerlerle ayakta tutulan olumlu, etkileşimli, özerk bir psikolojik ortama, öz denetimli doğal disiplin ortamlarına ihtiyaç vardır.
Öğrenci ancak böyle bir ortamda kendini güven içinde hissedebilir, sevme, sevilme, ait olma, öz güven duyguları geliştirebilir, kendini gerçekleştirebilir.
Eğitim sisteminin önüne “dindar gençlik yetiştirmek” gibi bir hedef koyduğunuz yerde; eğitim sistemini kendi değerlerinizi, inancınızı dayatacak araç haline getirdiğiniz yerde, eğitici ve yönetici kadroları bu amaca göre özel olarak seçtiğiniz ve yönettiğiniz yerde amaç eğitimi de sağlıklı yürümez, yetenek eğitimi de; bilim de gelişmez teknoloji de. Ne ülkenin ihtiyacı olan mesleki yetkinliğe sahip nitelikli insan gücü yetişir ne de bu ülke huzur bulur. Kamplaşma ve çatışma yaşam biçiminiz haline gelir.
Korkarım eğitim sistemimizin içine girdiği süreç bu, istediğiniz buysa bu yolda devam edin.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024