Ali Türer
Bu hafta François Lyotard’ın “Pagan Eğitimler” kitabını okudum. Aslında modernizmkadar onun “post” durumunu da sorunlu bulurum,ancak Post modern algının parametrelerini yapılandıranlardanLyotard‘ın “anlatı savaşları” üzerine kaleme aldıklarını yaşadığımız süreci anlamak bakımından anlamlı buldum.
Geçmişte yaşanan gerçek ne, yaşayan kim, doğruyu nerede arayacağız; bütün bunları sadece belgelere bakarak gerçeğe en yakın hali ile algılayabildiğini kim iddia edebilir? Müslüman, Türk ya da Kürtbir aidiyetle hayata bağlanmışız, sonuçta birer anlatılanız; cennetimiz belli, cehennemiz belli, hepimiz birer rol üstlenmiş onu oynuyoruz. Kimimiz iktidarda özgürlüğü için savaşıyor, kimimiz muhalefet iktidarın açığını kolluyor, kimimiz de mağdur adalet arıyor.
Anlatı alanı lider anlatıcıyla, taşeron anlatıcılardan, kendisine anlatılan ile anlatılacak olandan oluşuyor.
Anlatıcı lider kurtarıcı daha önceki anlatıcılardan öyküyü miras alıyor. Anlatıyı içinde bulunduğu koşullara, muhataplara, ikincil üçüncül anlatıcıların (taşeronların) özelliklerine, teknolojik alt yapıya ve kanal çeşitliliğine uygun biçimde yeniden kurguluyor, dolaşıma sokuyor.
Kendisine anlatılan ise anlatanın öyküsü içinde uygun bir imge halinde yeniden kurgulanmış. Oartık sıradan okuyucu değil, anlatıcının dilinehâkim ve o dille belirlenmiş. Anlatıcının kullandığı işaretleri içselleştirmiş, kendisini ve çevresini yeniden üretmede bu işaretleri kullanışlı birer araç haline getirmiş. Kendisi için belirlenmiş “gelişmeye açık alanda” kendini öykünün bileşeni olacak şekilde yeniden üretiyor. Fakat gene de kendine anlatılan, anlatılanın karakterini ortaya çıkaracak işaretleri kendi başına yorumlama yetisine sahip değil,anlatıcının müdahalesine ihtiyaç duyuyor.
Gezi Parkı Direnişi gibi sıra dışı bir olay yaşandı diyelim. Camideki bira şişesi, öldürülen çocuğun mezarına bırakılmış bilyeler, otobüs durağında bacıya saldırı kurgusu, kurtarıcının“bunu da yaptılar” yollu müdahaleleri anlatının çerçevesini şekillendirmede yol gösterici işaretler oluyorlar. Böylece anlatılan yolunu buluyor; hikaye açık ve anlaşılır hale geliyor. Aynı zamanda bu iman tazelemenin de bir yolu oluyor.
Tabi toplumsal-siyasal yaşam içinde tek bir anlatı yok. Muhalifiolur, Ergenekon’u olur, Paraleli olur. Bütün bunlarınanlatıcıları, anlatılan şeyler, bunların taşıyıcıları ve muhatapları arasında yaşanan ilişkiler Lyotard’a göre anlatı pragmatiğini oluşturuyor.
Anlatılar ham olaylardan, ham olgulardan oluşmuyor. Ölüler bile anlatılana kaydedilmedikçe henüz ölmüş sayılmazlar. Sonuçta her olgu ve birey anlatılan içinde yeniden tarif ediliyor. Böylece anlatılanın anlam dünyası, bu dünya içinde üstleneceği rol de ortaya çıkmış oluyor.Bu dünyaya yabancı başka anlatılar ile ilişki pragmatiği de sonuçta anlatıcının parametreleri tarafından belirleniyor.
Müslüman anlatı egemen milliyetçi anlatının operasyonel orijini Ergenekon ile hesaplaşmaya girmeden rüştünü ispatlayamazdı.Sonradan Paralel ilan edilen ile el ele gönülgönülebir süreç yürüttü.Anlatının ortak yazarları, imtiyazlı dinleyiciler ve üstüne düşen bölümün eksiksiz uygulayıcıları arasında bir görev bölümü vardı. Ancak bu görevleri yerine getirirken sonradan Paralel ilan edilen farklı bir dil kullanmaya, farklı bir dinleyici ile farklı bir uygulama peşinde koşmaya başladı. İçinde uç veren “yolsuzluk” görüntüsü “Paralel darbe” ile değiş tokuş edildi, anlatıdaki karışıklığın önüne geçildi. Öte yandan yeni düşman Paralel Tehdit ilekadim düşman Kürt Kalkışmasının anlatı üzerindeki olumsuz etkilerini bertaraf etmek şart oldu. Bunun için serbest kalan eski düşman Ergenekon ile iş birliğine gidiliyor.Bu günlerde Cizrede bu iş birliğinin sonuçlarının yaşandığına dair iddialar var.
Anlatılan piyasasında üstünlüğü elde tutmak, safları sıklaştırmak için mağduriyet baskılarından “çözüm süreci” gibi araçlar çıkarmak; basında, televizyonda, eğitim sisteminde taşeronların kullanabilecekleri yeni materyaller üretmek gerekiyor.
Bu serüvende taşeronların rolüayrıca önemli;her taşeron, asıl anlatıcıdan devşirdikleriniyaratılmak istenen imgeyi güçlendirmekiçin kullanıyor. Kendi özerk anlatısı ile anlatıyı zenginleştiriyor. Bazen bu süreçte hedeflenen imgeyi zenginleştirecek yeni bir işaret keşfedildiği de oluyor. Bunu lider hemen fark ediyor, kullanışlı hale getiriyor,bu işaretin yaratıcısı ödüllendiriliyor ve dolaşıma giriyor.
Fakatbir üretim sürecinde bütün bunları rastlantıya bırakmak da profesyonelliğe yakışmaz. Rakip anlatılar üzerinde çalışmak üzere özel masalar oluşturmak gerekir. Gerekli istihbaratın bu masalara akışı sağlanmalıdır. Rakipler bilimsel bir analize tabi tutulmalı,hareketleri titizlikle izlenmelidir.Bu hareketlerin kamuoyunu nasıl etkilediği araştırmalarla ortaya konmalıdır. Sonra da muhalif savları, saldırıları boşa çıkaracak manipülasyonlar kurgulanmalı, gündem tayin edecek algı operasyonları hazırlanmalıdır.
Bütün bunlarındolaşıma sokulduğu yerde ve koşullarda genel seçimlerin anlamı nedir? Anlatıcı hünerlerinin test edildiği, bu alanda sergilenen yaratıcılıkların ödüllendirildiği birer kamuoyu yoklaması değil miseçimler? Kuşku yok, gene de işleyen demokrasinin göstergeleri.
Her anlatı sonuçta bir din, bir ideoloji, bir aidiyet, her gettonun kendi içinde sürdürdüğü bir yaşam biçimi.Bütün bu tasallutların erişemeyeceği sivil bir gölgeyi nerede bulmalı? Pagan eğitimlerde diyor Lyotard. İyi de pagan sonra yerini dine bırakmıyor mu?
İçimizdeki en iyi anlatıcılar diye seçip bu ülkeyi emanet ettiklerimiz, yani milli irademiz geçenlerde tecelli etti. 15 bin metal işçisi alın terlerinin karşılığını alabilmek için verdikleri mücadelede ilan ettikleri greviBakanlar Kurulu süresiz erteledi. Yani işçilerin anayasal haklarına, haklarını almak için örgütlü güçlerini kullanmalarına süresiz el konuldu. Bize de bunu “işçiler milli güvenliği tehdit ediyorlardı, buna izin veremezdik” diye açıkladılar.
Şimdi bu işçilerin içinde AKP’lisi yok mu? Bu işçiler Haziran seçimde sen ne eylersen güzel eylersin, sen bizi nasıl anlatıyorsan biz zaten oyuz deyip gidip gene aynı yere mi verecekleroylarını?
Bazen kentsel dönüşüm tehdidi altında ayağa kalkan gecekondu ahalisi, bazen yeşilin kışlaya dönüşmesine direnen Gezi Parkçılar; bazen HES’e karşı akarsuyunu, termik santrala karşı zeytin ağacını, madenin zehirlemesine karşı toprağını savunan köylüler; bazen de grevinin ertelenmesine karşı toplu sözleşme yapma hakkını savunan işçiler oluyor bu süreçte sivil toplum.
Ama bu hep böyle mi olacak, ateşböcekleri misali bir parlayıp bir sönümlenen sivil vicdanlarda mı bulacağız teselliyi? Sonra da hayat bizim layık olduğumuz yere akmaya devam mı edecek?
Şubatın on üçünde Alevi sivil toplum örgütleri, Eğitim- Sen, Birleşik Haziran Hareketi zorunlu din derslerine karşı büyük bir kampanya hazırlıyorlar. Bir araya gelip hep bir ağızdan “Anlatılarınızla çocuklarımızı şekillendirmeye hakkınız yok” diye haykıracaklar.
Bu sese kulak verecek miyiz, sesimizi bu sese katacak mıyız?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024