Ali Türer
Sâtı El Hüsri (1880-1968) özellikle İstanbul Darülmuallimin müdürlüğü yaptığı 1909-1913 yılları arasında pedagoji, öğretmen yetiştirme, okul öncesi eğitim boyutlarında; Türkiye’de eğitimin modernleşmesine eşsiz katkılarda bulunmuş bir eğitimcimizdir.
Yemen’in başkenti San’a’da Mülkiye Mektebinden 1900’de mezun olur. II. Meşrutiyettin ilanından sonra kendini tamamen eğitim ve öğretim faaliyetlerine verir. II. Meşrutiyet yıllarında başta “Yeni Mektep”, “Muallim” (kendi çıkardığı dergidir) olmak üzere pek çok dergide Ziya Gökalp, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Mustafa Şekip Tunç’la girdiği tartışmalarla Modern Eğitim Düşüncesi'nin gelişimine çok önemli katkılarda bulunur. Bu bakımdan Türk düşünce tarihinde bilimsel, objektif ve ciddi tartışmanın da öncüsüdür. (Binbaşıoğlu,1982:147)
En önemli yapıtı Fenn-i Terbiye (Bilimsel Eğitim), Selim Sabit Efendinin Rehnüma-i Mualliminin’den (Öğretmenlere Rehber) kitabından sonra pedogoji alanında yazılmış ikinci eserdir.
Sâtı Bey Herbert Spencer’in (1820-1903) “Biyolojik Materyalist” olarak nitelendirilen görüşlerinden etkilenir. Herbert Spencer göre toplum da insan organizması gibi büyür, gelişir. Spencer’e göre eğitim, hem zihinsel hem töresel hem de bedensel olarak bireyi yaşama hazırlamalıdır. Öğretmen öğrencilere olanaklar ölçüsünde az telkinde bulunmalı, az şeyler söylemeli, fakat çok şey buldurmalıdır.(Ülken, 19617: 87-88)
Sâti Bey de toplumların organizmalar gibi geliştiğini düşünür. Organizmanın temeli nasıl hücre ise, toplumun temeli de bireydir, bireyin şuurudur. Birey sağlıklı geliştiği, iyi yetiştiği ölçüde toplum da o oranda sağlıklı ve iyi olacaktır. Sâti Bey’e göre eğitim, bireyin özel yeteneklerini köreltmeden genel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamalıdır. (Akyüz, 129-130)
Ona göreeğitim hem ruhsal hem de bireysel bir olaydır. Eğitim, insanın bütün güç ve yeteneklerini hem kendinin hem de toplumun mutluluğuna dayanak olacak biçimde geliştirmelidir.
Sati Bey, düşünce ile duyguyu birbirinden, her ikisini eylem ve iradeden ayrı şeyler olarak görmez. Fikrin de duygunun da bilimin de ahlak üzerinde önemli etkisi vardır. Sâti Bey’in düşüncesine göre insanda geliştirilmesi gereken bütün güçler birbirlerini desteklerler. Birindeki zayıflık diğerlerine de yansır. Öyleyse insandaki bütün güçlerin birlikte geliştirilmesi gerekmektedir.
Sâti Bey insanın yeteneklerinden yola çıkılmasını, bireyin fikri, bedeni, ahlaki, estetik, zihinsel güç ve yeteneklerinin iş içinde ve dengeli biçimde geliştirilmesini savunur. Bu yüzden okullarda oyun ve elişi derslerinin önemi üzerinde ayrıca durur. Fakat “Hayatın yemekle sürdürüldüğüne bakarak yemeği hayatın amacı saymak nasıl yanlışsa üretici yetiştirmeyi eğitimin gayesi saymak da yanlıştır”.
Sâti Bey’in düşüncesinde din ve ahlak eğitimi her şeyden önce bir vicdan eğitimidir. O, ahlaki yaptırımları “insanı, kendini herkesten çok güvende hissettiği halde bile kötülük yapmaktan uzak tutan vicdan”da arar. Sâtı Bey, yakın arkadaşı Tevfik Fikret’le birlikte, dini yaptırımlara dayanan dini ahlak yerine insanlık vicdanına dayanan laik ahlakı savunur.
Sâti Bey, etnik kültür temelinde siyasal birlik arayışına da karşıdır. Ona göre siyasi birlik; ortak coğrafyada, ortak bir din bağı ve ortak tarihsel gelenek etrafında korunabilir. Dini değerler vicdan eğitimiyle bireylere taşınabilirse millet oluşun alt yapısı eğitim yoluyla hazırlanmış olacaktır. Milli birliğin sağlanmasında ilkokullara önemli bir rol biçer.
Sâti Bey’e göre eğitim bireyde fikri, ahlaki, iradi, bedeni güçlerin dengeli biçimde geliştirilmesidir.Aşırılığa kaçmayan dengeli, uzlaştırıcı bir eğitim anlayışını savunur. Sati Bey’in bu yaklaşımı 1973 yılında yürürlüğe giren Milli Eğitim Temel Kanununda “Milli Eğitimin Amaçları”nda kendine yer bulmuştur.
Sati Bey’e göre Eğitim Programı şu üç bilgi grubunu içermelidir: Milli ve dini içerik, bilimsel içerik ve insanın girişimci olmasını sağlayacak mesleki uzmanlık eğitimiyle ilgili içerik. Programları uygularken şu noktalara dikkat edilmelidir.( Sati Bey, 1917: 32-41)
1. Eğitimde araştırma yöntem ve tekniklerine önem verilmelidir.
2. Teorikle pratik birleştirilmeli, eğitimde kalite arttırılmalıdır.
3. Çocuğun yeteneklerini ve ruhi melekelerini geliştirmeye özel bir önem verilmelidir.
Sâti Bey okul reformu konusunda Emrullah Efendi’nin tersine ilköğretim okulundan başlanması gerektiğini savunur. Ona göre ağırlıklı olarak ilköğretim eğitici, ortaöğretim öğretici, meslek okulları ise iş içinde eğitici karakterde olmalıdır. Üniversite ve uzmanlık eğitimi, girişimci insanı yetiştirmeye yönelmelidir.
Sâti Bey İstanbul Darülmuallimin Müdürlüğü (1910-1913) sırasında düşüncelerini hayata geçirmeye çalışır. Türkiye’de çağdaş anlamda öğretmen yetiştirmenin temellerini atar. Öğretmen yetiştirmeye, Pedagojiye katkıları şöyle özetlenebilir:
- Öğretmen okulunun programlarına Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri (Eğitim Psikolojisi, Öğretim Yöntemleri vb.) onun zamanında kalıcı olarak girer.
- Öğretmenleri iş içinde yetiştirmek için Öğretmen Okulu bünyesinde tatbikat okulu kurar.
- Önce öğretmen okulu programlarına daha sonra ilköğretim okullarına Beden Eğitimi ve Çocuk Müziği, Resim, Elişi, Beden Eğitimi dersleri onun zamanında girer.
- Her yıl öğretmen okulu kongresi düzenler. Sahadaki öğretmenlerin deneyimlerinden öğretmen adaylarının yararlanmalarını sağlar.
- Ülkedeki öğretmen okulları arasında koordinasyon, ortak tutum oluşturmaya çalışır.
- Çocuk eğitimi ve çocuğun zihinsel pedagojik gelişimi konusunda öğretmenlerin bilgi ve deneyim sahibi olmalarına özel önem verir.
- Öğretimde oyunu, çocuk şarkılarını ve çocuk edebiyatını kullanabilecek öğretmeni yetiştirmeyi amaçlar.
- Öğrencilerin tarihsel yapılara, camilere, müzelere, fabrikalara geziler yapmalarını destekler. Öğretmen okulu bünyesinde kütüphane, müze kurar, okula ait bir dergi çıkarır.
- Öğretmen okulunda seçkin bir öğretim kadrosu oluşturur.(Binbaşıoğlu,1982:141)
İnsandaki gizil güç ve yeteneklerin geliştirilmesine önem veren özelliği nedeniyle Sâti Bey’in eğitim düşüncesi dini içerikli bilgi kalıplarını dogmatik yaklaşımla çocuğa ezberletmeye çalışan kendinden önceki düşüncelerden önemli bir kopuşu ifade eder. Sâti Bey’in İslâm düşüncesinin dönemine uygun çağdaş bir yorumundan yola çıktığı söylenebilir.
Sati Bey’in 1915’te “Yeni Mektep” adlı özel bir anaokulu ve ilkokul ile anaokulu öğretmeni yetiştiren bir de “Darülmürebbiyat” açtığını da verdiği hizmetler arasına ekleyelim. (Ergün,1987:4-19)
Satı Bey Arap asıllıdır. Zamanın rüzgârı Türkçülüğün yelkenlerini şişirmekte kararlıdır. Sati Bey eğitimine büyük emek verdiği ülkemizden 1919’dan sonra ayrılmak zorunda kalır. Daha doğru ifadeyle Türkiye’de toplumsal dönüşümde belirleyici elit kadro, Sati Bey gibi bir değeri elinde tutmayı beceremez, pek çok başka değerde olduğu gibi. Sati Bey Irak’ta, Suriye’de eğitim sistemlerine katkıda bulunmaya devam eder.
Sati El Hüsri ülkemizde yalnızca Öğretmen yetiştirmeye, modern eğitimin gelişimine eşsiz katkılarda bulunmakla kalmamış; eğitim anlayışımızın çağdaşlaşma yolunda gelişebilmesi için çok değerli bazı ipuçları da ortaya koymuştur.
Peki, biz bu ipuçlarını yüz yıl sonra bugün kullanabilecek olgunluğa erişebildik mi? İşte bu tartışılır!
KAYNAKLAR
Binbaşıoğlu, Cavit. Eğitim Düşüncesi Tarihi. Ankara: Binbaşıoğlu yayınları, 1982.
Hüseyin Akyüz, Eğitim Sosyolojisinin Temel Kavram ve Alanları Üzerine Bir Araştırma İstanbul: M.E.B Basımevi, 1991.
Hilmi Ziya Ülken, Eğitim Felsefesi İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1967.
Mustafa Ergün. Sati Bey’in Hayatı Türk Eğitimine Hizmetleri. İnönü Ün. Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı1, 1987.
M.Sâti.lim ve Ahlak, Terbiye Mecmuası, yıl 1,sayı 1 (Ocak 1333)
M.Sati. Fenn-i Terbiye, 2. Basım, 1911.
M.Sâti.Vatan İçin:Beş konferans İstanbul: Kader Matbaası,1913.
M.Sâti, Ma’şeri Vicdan Hakkında Muallim Dergisi, c.1 (İstanbul: 1915)
Nafi Atuf, Türkiye Maarifi Hakkında Bir Deneme. Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi, Milliyet Matbaası, 1932.
M.Sâti, Terbiye Hakkında Bir Kaç Mülahaza, Terbiye Mecbuası, c. 1, (İstanbul: 1917)
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024