Ali Türer
1932-1933 Yıllarında Necati Öğretmen Okulu ve Balıkesir Lisesi Necati Öğretmen okulunun yeni binasında birlikte öğretim vermektedirler. 1935 yılına kadar bu böyle gidecektir. Okulun öğretim kadrosunda ülkemize Resim,Karikatür alanında önemli isimler kazandıran A. Sırrı Özbay, Tarih Coğrafya öğretmeni Ahmet Emirhan İdil, Tarihçi Kamil su gibi isimler vardır. 1932-1933 öğretim yılında Öğretmen Okulu Müdürü daha sonra Balıkesir Milletvekili olarak da görev yapacak Esat Altan’dır.
1937-38 Öğretim Yılı Öğrenci Yıllığından Öğretmen Okulu öğretmenleri.
KAMİL SU: 1909’da Manisa’da doğdu İstanbul Darülfünunum ve Yüksek Öğretmen okulunun Tarih bölümünden mezun oldu (1932). 1932-1933 yılında Balıkesir İlk öğretmen Okulu öğretmen kadrosuna Tarih öğretmeni olarak katıldı. 1932-1938 arasında Nacatibey İlk öğretmen okulunun yanı sıra Balıkesir Lisesinde de görev yaptı. 1938 yılında Ankara Gazi Lisesi Tarih öğretmenliğine atandı. 1942-43 yılından itibaren Bakanlık Müfettişi, 1943-44 yılında Ortaöğretim Genel Müdürlüğü Şube Müdürü, 1944-47 arasında Bakanlık Yayım Müdürü, 1950-73 yılları arasında Talim Terbiye Kurulu Üyeliği, Eski Eserler Müzeler Genel Müdürlüğü, Bakanlık Müfettişliği gibi görevlerde bulunduktan sonra 1973’de emekliye ayrıldı.
Eserleri: 17. 18.Yüzyılda Balıkesir Şehir Hayatı, Balıkesir Civarında Yörük ve Türkmenler, Balıkesir Madenleri, Manisa Muradiye Camii, Yıldırım Beyazıt, Yavuz Sultan Selim, Osman Hamdi Bey’e kadar Türk Müzesi, İlkokul, Orta Okul Tarih kitapları, Liseler İçin Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, İlk ve Ortaokullar için Resimli Tarih Atlası.(1)
MÜKERREM KAMİL SU: Kamil Su’nun eşidir (1906-1997). Uzun yıllar Balıkesir Lisesi’nde Edebiyat Öğretmenliği yapmış, pek çok popüler roman yazmış, Balıkesir Halkevinde etkin görev almıştır. Türkiye’de kendinden söz ettiren tanınmış bir edebiyatçımızdır.
ESAT ALTAN:1932-1933 Öğretim yılında Necati Öğretmen Okulu müdürü olarak görev yapmıştır, 1933 yılında okulumuzdan ayrılır. 1935-1946 yılları arasında Gazi Orta Muallim Mektebi ve Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürüdür. Gazi Eğitim Enstitüsünde en uzun dönem müdürlük yapan isim olan Esat Altan son derece disiplinli, otoriter bir yönetim anlayışı sergiler. Gazi’de “Tek Parti” döneminin olumsuz yönünü temsil eden isim olarak anılır. 1946 yılında 8. Dönem Balıkesir Milletvekili olarak mecliste görev alır.
AHMET EMİRHAN İDİL: Aslen Kazanlıdır. Kazan ve Petersburg’da okumuş, Berlin Üniversitesinden mezun olmuş Türkiye’ye gelmiş, Darülfünun’un Tarih Coğrafya fakültesinde okumuştur. Yedi dil bilen Emirhan Bey 1.Dünya Savaşı yıllarında önce Doğu Cephesinde sonra da Kurtuluş Savaşı yıllarında Kazım Paşa emrinde Rusça tercümanı olarak hizmet vermiştir. Necati Öğretmen Okulunda 1932-335 yıllarında tarih ve coğrafya öğretmeni olarak görev yapmıştır. Emekli olunca, Medine’ye yerleşir, burada yaşar. (Aydın Ayhan Anılarından)
SIRRI ÖZBAY(1898-1959): Bulgaristan Pazarcık doğumludur. Gençlik yıllarını Bulgaristan-Romanya sınırındaki Dobruca bölgesinin Köstence ve Pazarcık ilçelerinde yaşadı. Cumhuriyetin kurulmasıyla Türkiye’ye geldi. Eğitimine İstanbul Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi nde (Güzel Sanatlar Akademisi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Üniversitesi) okudu. Mezuniyetinden sonra 1926 yılında resim öğretmeni olarak Balıkesir Lisesi’nde görevlendirildi. Hayatının sonuna kadar Balıkesir’de yaşadı. Balıkesir’de Gazi Orta Mektebi, Balıkesir Kız Orta Mektebi, Necatibey Muallim Mektebi, Balıkesir Lisesi, Balıkesir Ticaret Lisesinde resim öğretmeni olarak çalıştı.
33 yıl görev yaptığı okullarda, kaabiliyetli öğrencilerini resim sanatına yönlendirdi. Çok sayıda ressamın resme başlamasına ön ayak oldu. Sırrı Özbay gazeteci Ekrem Balıbek’in hocasıdır. Mustafa Aslıer’i, Mete Başguğ’u, Karikatürist Ali Ulvi Ersoy’u, Nevzat Akova’yı, Devrim Erbil’i (1937- ) Türkiye resim sanatına kazandıran isimdir Sırrı Özbay.
2 Temmuz 1959 günü Balıkesir Lisesi yokuşunu çıkarken kalp krizi geçirdi. 3 Temmuzda vefat etti. Başçeşme Mezarlığında toprağa verildi. Ölümü şehirde derin üzüntüye sebep oldu. İsmi Balıkesir’de bir caddeye verildi.
Sırrı Özbay, resimde Fütürist akımın Türkiye’deki öncülerindendir. İstanbul, Eskişehir, Ankara ve Balıkesir’de 13 resim sergisi açmıştır. Eserleri halen çeşitli koleksiyonlarda ve müzelerde yer almaya devam eder. Yeni Adam dergisinde (1934-1983) dizi olarak yayınlanmış Said Çelebi adlı bir de oyunu vardır. (2)
ATATÜRK’ÜN NECATİBEY ÖĞRETMEN OKULUNU ZİYARETİ
Atatürk 1933 yılının Ocak Ayının 15’inde yurt gezisine çıkar. Önce Eskişehir’e, oradan Bursa’ya geçer. Sonra Gemlik’ten Gül Cemal Vapuru ile 20 Ocak 1933’akşamı Bandırma’ya geçer. Bandırmadan özel trenle Balıkesir’e 21 Ocak 1933 Cumartesi saat 12.00’de gelir. Büyük tezahüratla karşılanır. Mustafa Kemal Paşa’nın Balıkesir’e 5. Ziyaretidir bu.
Vali Konağında biraz dinlenir, ardından Vilayeti, Kolordu Kumandanlığı’nı, Cumhuriyet Halk Fırkasını, Belediye’yi daha sonra da Necatibey Öğretmen Okulunu ziyaret eder. Saat 17.30’da öğrencilerin alkışları ve sevgi gösterileri arasında okuldan ayrılır.
Balıkesir Lisesi ve Muallim Mektebi’ni çatısı altında birleştiren yeni okulun bütün salonlarını, yatak ve yemekhaneleri gezer, sonra lisede askerlik, Matematik, Kimya ve Tarih derslerine girer. Necati Öğretmen okulunda ise Kamil Su’nun dersine girecek, ardından müdür odasına çağırtıp Kamil Su ile sohbet edecektir.
Kamil Su, bu tarihi olayı şöyle anlatır:
“…Cumartesi günü öğleden sonra son saatte onuncu sınıfa dersim vardı. Ders zili çalınca öğretmen odasından çıktım. Onuncu sınıf ikinci katta idi. İkinci kata Müdür odası kapısı karşısında bulunan bir merdivenden çıkılırdı. Sınıfa girmek üzere merdivene yöneldim. Henüz üst basamağa gelmiştim ki, bir motosiklet sesi duyuldu. Bir iki saniye sonra motosikletin sesi durdu. Bekliyordum. Alt koridorda bir polis göründü. Müdür de odasından çıkmış kapının önünde duruyordu.
Polis, Müdür’e doğru ilerledi, selam verip:
“-Biraz sonra Gazi Hazretleri, gelecekler efendim.” dedi.
O günkü konumuz İslam Tarihi idi. Hz. Muhammed’in savaşlarını işliyordum. Bir ders önce Mekke’nin İslamlar tarafından alınmasını anlatmış, Huneyn Muharebesi’ne gelmiştim. Kaldığımız yerden derse devam edecektim. Bu kararla söze başladım.
“-Çocuklar, dedim; geçen derste Muhammed’in savaşlarını anlatmış, Huneyn Muharebesi’nde kalmıştık.”
Bu sözleri söyledikten sonra konuyu ele aldım. Ancak iki veya üç cümle söyleyebildim.
“-Çocuklar kusura bakmayın, çok heyecanlıyım, konuşamayacağım, Gazi Hazretleri gelinceye kadar bekleyelim, gelince, derse devam ederiz.” dedim.
Bekledik. Çok geçmeden otomobil ve motosiklet sesleri duyuldu. Çocuklardan bir kaçı:
“-Geldiler efendim.” dediler.
Az sonra alt katta gürültüler duyuldu, sonra sessizlik oldu. Beş dakika geçti geçmedi, yeniden gürültüler geldi kulağımıza. Bir daha sessizlik! Bu böyle sanırım iki üç kez oldu.
Sonradan öğrendik Gazi alt koridorda ilk girdiği sınıfta Askerlik dersi ile karşılaşmış. Burada pek az kalmış. Bu sırada öğrencilerden birine aklımda kaldığına göre:
“-Dolu bir tüfek ateşlendikten ve mermi tüfeğin ağzından çıktıktan sonra yer çekiminin ve havanın etkisinde kalmasa ne olur? “şeklinde bir soru sormuş.
Öğrenci soruyu cevaplandıramamış. Gazi, sorunun başka öğrenciler tarafından cevaplanıp cevaplanmayacağını araştırmadan sınıftan çıkmış.
Sonra Matematik dersine girmiş.
Matematik dersinden sonra Kimya dersine girmiş. Öğretmen deney yapıyormuş. Gazi, konuya karşı yakın ilgi göstermiş. Öğretmenlerden yapılan deney hakkında izahat almış.
Sonunda gürültüler, bulunduğum dershanenin koridorunda duyuldu. Geliyorlardı. Çocuklar ve ben gözlerimizi kapıya dikmiştik. Ayak sesleri yaklaşıyor, derken kapı vuruldu, vurulmasıyla ardına kadar açılması bir oldu. Gazi, içeri girdi. Kapıya doğru yöneldim. Onunla göz göze geldik. Gözleri çakmak çakmaktı. Ben, o zamana kadar öylesine etkili bir bakışla karşılaşmamıştım. Hemen gözlerimi yere indirdim ve bana doğru uzanan elini sıktım. Yanında Müdür Esat Bey vardı. Arkasında büyük bir kalabalık, maiyeti ve o saatte dersi olmayan öğrenciler, Müdür, beni tanıttı:
“- Tarih muallimi Kamil Bey.”
Sınıfta 12 öğrenci vardı. Ön sıralarda oturuyorlardı. Sınıf büyüktü ve arka taraflar boştu. Gazi ile birlikte gelenlerin bir bölümü sınıfın arka tarafında ayakta durdular, bir kısmı boş sıralara oturdular. Duvarda bir kara tahta ve asılı bir Asya haritası vardı. Öğretmen kürsüsü yoktu. Yan tarafa konmuş bir masa bu vazifeyi görüyordu. Gazi, masanın arkasında bulunan sandalyeye oturdu.
Müdür beni tanıttıktan sonra ben de hemen:
“-Efendim dersimiz Tarih, konumuz İslam Tarihinden Muhammed’in Harpleri. Geçen derste Hudeybiye Musalahasını ve Mekke’nin zaptını görmüştük. Bu derste de Huneyn Muharebesini anlatıyorum.”
Diyerek yapmakta olduğumuz, daha doğrusu yapılmasını kendilerinin teşrifine bıraktığımız dersin konusunu takdim etmiş oldum. Gazi:
“-Devam ediniz, Muallim Bey.” dedi.
Gazi oturur oturmaz derse başladım. Heyecanımı unutmuştum, dilim çözülmüştü. O anda ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilemiyorum. Ama, bütün kaygılarım dağılmış, heyecanım geçmişti. Tıpkı imtihan kapısında büyük bir heyecan ile sırasını bekledikten sonra içeriye giren öğrencinin rahatlığını duyuyordum. İslam Tarihi çok sevdiğim bir bahisti. Derse de çok iyi hazırlanmıştım. Anlatmaya başladım. Hayatımın en güzel dersini o gün verdim, sanıyorum dilim sürçmüyor, dolaşmıyordu. Çok rahat konuşuyordum.
…Konuşurken bazen ellerimle mübalağalı hareketler yaparım. Yine bu tür aşırı bir hareket yapmış olacağım ki, Gazi’nin kapıda duran köpeği “hav” diye üzerime atılır gibi bir harekette bulundu. Köpeği tutuyorlardı. Ama, dikkatimi tamamıyla derse verdiğim için boş bulundum ve hafifçe Gazi’ye doğru sıçradım.
Gazi: “-Atın şunu dışarı” dedikten sonra bana:
“-Muallim bey kafi, biraz da geçmiş derslerden müzakere yapılsın.” şeklinde bir istekte bulundu. Ben kendilerine:
“-Soru sormak ister misiniz efendim ?” dedim.
“-Hayır, siz sorunuz.” karşılığını verdi.
Konuyu Türk tarihine intikal ettirmek için bunu fırsat bildim. Darülfünun (Üniversite) da Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar bahislerini oldukça geniş olarak işlemiştik. Bu konuda kendime güvenim vardı. Hem bu bakımdan, hem de Gazi’nin hoşlanacağını düşünerek Gök Türkler bahsinden soru sormayı uygun buldum.
Sınıfın Tarih dersinden en ileri Öğrencisi Osman’ı seçtim. Osman kalktı, harita başına geçti. Ona “Göktürk Devleti nasıl kuruldu?” şeklinde bir soru sordum.
Osman soruyu şöyle cevaplandırdı:
“Efendim, Altaylarda yaşayan Türkler, beşinci yüzyılda o bölgede büyük bir imparatorluk kurmuş olan Cücenlerin egemenliği altına girmişlerdi. Bunların başında Bumin adlı bir kahraman vardı. Bumin’in çok güzel bir kızı vardı. Cücen İmparatoru, Bumin’den kızını karılığa istedi. Bumin, İmparatorun bu isteğini kabul etmedi. Bumin’in red cevabı, imparatoru kızdırdı. Ona haddini bildirmek için harekete geçti. Üzerine ordular gönderdi. Ama Bumin etrafında toplanan Türk kuvvetleri ile Cücenlere karşı çıktı. Yapılan savaşta büyük zafer kazandı. Cücen İmparatorluğunu yıkarak Milattan sonra 552 tarihinde yeni bir Türk Devleti kurdu. Bu devlete Göktürk Devleti denildi.”
Osman sözünü bitirince Gazi:
“-Kafi Muallim Bey, Bir başkasını kaldırıp öteki bahislerden soru sorunuz.” emrini verdi.
Bu kez Haluk adında bir öğrencimi kaldırdım. O da çalışkandı ve Tarihten iyi not alıyordu. Ona da:
“-Haluk, dedim, bize Uygur Devletinin ne zaman ve nerede ve nasıl kurulduğunu anlatır mısın?”
Haluk, yüzünü haritaya döndü, biraz düşündü, sonra elini kaldırıp Macaristan üzerine koydu.
Geçmiş derslerde Macarları görmüştük. Haluk Uygurlarla Macarları karıştırmıştı. Ben, pek fazla telaş ettim. Bir an her şey berbat oldu diye düşündüm. Adeta yalvarırcasına:
“-Haluk ne yapıyorsun? Uygur Devletinden bahsediyorum. Bu devletin kurulduğu yeri göstereceksin!” diye seslendim.
Benim gösterdiğim telaş, Haluk’u büsbütün şaşırtmıştı. Tek kelime söylemiyor, başını yere eğmiş susuyordu.
Gazi, telaşımı ve çaresizliğimi anlamıştı:
“-Muallim Bey, kim biliyorsa o söylesin!”
Öğrencilere döndüm ve:
“- Soruya kim cevap vermek ister?” dedim.
Heyecan ve telaş herkese sirayet etmişti. Bakıyordum, bütün öğrenciler önlerinde duran kitaplardan Uygur bahsini açmışlardı. Ama biri de başını kaldırıp “ben söylerim” demiyor, hepsi susuyordu. Hakları da yok değildi. Benim o kadar paniğe kapılmamdan sonra onlarında bu duruma düşmeleri doğaldı. Ne yapacağımı şaşırdım. Bir an, şimdi ne olacak diye düşündüm. Bir şeye karar veremiyordum. Gazi, o eşsiz insan imdadıma yetişti:
“-Peki Muallim Bey, siz anlatınız!” dedi.
O an duyduğum ferahlığı anlatamam. Darülfünun (Üniversite) da Zeki Velidi Hocamız, Uygur bahsi üzerinde pek fazla durmuştu. Konuyu çok iyi biliyordum. Anlatmaya başladım. Kaç dakika konuştum bilemiyordum. Gazi, yerinden kalktı. Memnun görünüyordu. Teşekkür edip elimi sıktıktan sonra öğrencilere selam verip sınıftan çıktı.
Ders devam ederken kaç kez, bu zil niye çalmıyor, diye düşündüm. Çünkü okulun zilleri otomatik bir saate bağlı olarak çalıyordu. Ders ve teneffüs süreleri dolunca kendiliğinden çalardı. Derse gireli çoktan elli dakikayı geçmişti. Ama ziller bir türlü çalmamıştı. Sonradan öğrendik. Dersin iyi gittiğini ve Gazi’nin memnun kaldığını görünce Müdür zilleri kestirmiş. Ders saatinin bittiğini bildiren ziller bu yüzden çalmamıştı. Gazi okuldan ayrılıncaya kadar da ziller çalmadı.
Gazi sınıftan çıkarken Müdür bir saniye için yanıma geldi ve elimi sıktıktan sonra:
“-Tebrik ederim, ders iyi geçti.” dedi.
Sevincim sonsuzdu. Onuncu sınıf öğrencilerimle birlikte okulun bahçesine çıktım.
Okulun giriş kapısından çıkıldıktan sonra, toprak avluya varıncaya kadar geniş parke döşeli bir yol vardı. O yolun iki yanına öğrenciler sıralanmış, Gazi’nin çıkışını bekliyorlardı. Biz de kalabalığın arasına karıştık. Bu sırada bir ses duyuldu:
“-Tarih Muallimi Kamil Bey’i Müdür odasından istiyorlar!”
Gazi, sınıfımdan ayrıldıktan sonra okulun bazı bölümlerini gezmiş. Ayrılacağı sırada Müdür:
“-Biraz istirahat buyurmaz mısınız Efendim?”
Diye bir ricada bulunmuş. Gazi, Müdürün bu ricasını kabul etmiş ve maiyeti ile birlikte Müdür odasına geçmiş. Sonra da öğretmenleri ve bu arada beni emretmiş.
Müdür odasından çağrıldığımı duyunca yeniden büyük bir heyecana kapıldım, kalbim şiddetle çarpmaya başladı. Sıradan ayrıldım. Arkamdan bütün öğrencilerim de benimle birlikte okula girdiler.
Müdür odası oldukça büyüktü. Kapısı koridora açılıyordu. Gazinin karşısına iki sandalye konmuştu. Birinde Coğrafya Öğretmeni Ahmet Emirhan Bey oturmuştu. İçeri girince bana da ikinci sandalyeye oturmam işaret edildi.
Bana gösterilen sandalyeye oturduktan sonra Gazi, aşağı yukarı bana şunları söyledi.
“- Muallim Bey, derste bir öğrenciye Göktürk Devletinin kuruluşu ile ilgili bir soru sordunuz. Öğrenci bu soruyu cevaplandırırken Altaylarda yaşayan Türkleri egemenliği altına almış olan Cücen İmparatorunun, bunların başında bulunan Bumin adlı kahramanın kızını istediğinden, Buminin bu isteği ret ettiğinden, bunun üzerine İmparatorun, haddini bildirmek için Bumin Han üzerine kuvvet gönderdiğinden, ama bir şey yapamadığından, buna karşılık Bumin Han’ın İmparatora karşı büyük bir zafer kazanarak Cücen İmparatorluğunu yıktığından ve bu imparatorluğa ait toprakları da ele geçirip Göktürk Devletini kurduğundan bahsetti. Bu cevap yerinde değildir. Bir Milletin özgürlüğünü kazanmak için, savaşması, bir kız alışverişine bağlanmamalıdır. Türkler, bir kız yüzünden değil, fakat esirliğe dayanamadıkları, özgürlüklerine kavuşmak için, Cücenler’e karşı ayaklanmışlar ve sonunda büyük bir başarı kazanarak Göktürk Devletini kurmuşlardır. Bu, milli bir harekettir.
Gazi, önemli bir noktaya işaret etmişti. Derste öğrencilere Göktürk Devletinin kuruluş nedenleri, Gazi’nin işaret ettikleri şekilde açıklanmıştı. Kitap da öyle anlatılıyordu. Yalnız, derste öğrencilerin konuya ilgisini daha fazla çekmek için, bu kız isteme ile ilgili hikâyeden de söz edilmişti. Anlaşılan Osman’ın aklında da bu hikâye kalmıştı. Göktürk Devletinin kuruluşu ile ilgili soruya karşılık verirken, yalnızca bu hikâyeden söz etmesi, kitapta yazıldığı halde devletin kuruluşundaki asıl sebeplere değinmemesi bunu gösteriyordu. Ben, bu hususu dilimin döndüğü kadar, Gazi’ye anlatmaya çalıştım. Ama tatmin olup olmadıklarını bilmiyorum. Ancak, bu konuda başka bir şey söylemediler. Yalnız, konu, Türk tarihinde geçen başka bir lejantı anımsatmıştı. Bunu da bana sordukları bir sorudan anladım. Soru şu idi:
“-Muallim Bey, Türk tarihinde, destan kahramanı Oğuz Han’a tekabül eden bir hakan vardır. Bunun kim olduğunu söyler misiniz?”
Bunu biliyordum. Hemen cevapladım:
“-Mete’dir, Efendim.”
“-Tamam.” dediler ve anlatmaya başladılar
Anlattıklarından aklımda kalanlar, aşağı yukarı şunlardır:
Mete, babasının yerine Hun-Türk Devletinin başına geçince, komşu imparatorlardan biri elçiler göndererek ondan, çok sevdiği atını istemiştir. Kurultay toplanmış. Tüm Kurultay üyeleri, bunun bir onur kırıcı istek olduğunu söyleyerek ret edilmesini, gerekirse bunun için savaşılmasını önermişlerdir. Mete, Kurultay üyeleri gibi düşünmemiştir. At onun kişisel malı olduğu için, bu yüzden savaşa girilmesine ve kan dökülmesine razı olamayacağını söyleyerek atını imparatora göndermiştir.
Bir süre sonra İmparator yeniden Mete’ye elçiler gönderip bu kez de ondan karısını istemiştir. Bu, düpedüz savaş açmak için vesile aramaktı. Kurultay, toplanmış ve üyeler böylesine onur kırıcı bir isteği kabul etmektense savaşarak ölmeye yeğ tutacaklarını bildirmişlerdir. Ama, Mete, yine onlar gibi düşünmemiştir. İstek, ağır ve onur kırıcı olmakla beraber kişiseldi. Kendisini ilgilendirirdi. Bu nedenle imparatorun bu isteğini de yerine getirmiştir. Kurultay karşı çıktığı halde, savaşmayı, kan dökmeyi kabul etmeyerek karısını imparatora göndermiştir.
İmparator üçüncü kez elçiler gönderip Mete’den sınırda bulunan küçük bir toprak parçasını istemiştir. Bu istek üzerine, memleketin büyükleri, yeniden bir araya gelmişlerdir. İstenilen küçük önemsiz, kıraç bir toprak parçası idi. Devlete, Ulusa hiçbir yararı yoktu. Bu isteği geri çevirip savaşa sebep olmak anlamsızdı. Herkes, bu kıraç toprak parçasının verilmesinden yana idi. Ama, Mete, bu kez de Kurultay üyeleri gibi düşünmemiştir. “Toprak, kimsenin kişisel mülkü değildir. Milletin malıdır. Millet malını, hiç kimse, başkasına vermek hak ve yetkisine sahip değildir. İmparator, bu isteğinde direnecek olursa, bu yüzden onunla savaşılır.” demiştir.
Nitekim bu sebepten komşu imparatorla savaş yapılmış, sonunda Türkler büyük bir zafer kazanmışlardır.”
Gazi, bu lejantı öylesine tatlı ve çekici bir ifade ile anlatmışlardı ki, hepimiz kendilerini büyük bir hayranlıkla dinlemiştik.
Müdür odasında konuşurken Gazi değişmişti veya bana öyle geliyordu. Sınıfa girdikleri zaman gözlerine bakamamıştım. Çünkü o andaki bakışını tarif etmeme imkân yoktur. Müdür odasında oldukça rahatlamıştım. Artık yüzüne bakabiliyordum. Yalnız sorulacak herhangi bir soruyu cevaplandıramazsam kuşkusunu hala içimde taşıyordum. Gazi tatlı tatlı konuşuyordu. Gazi bana yeni bir soru yöneltti:
“-Muallim Bey, dedi. Bana İlirya kelimesinin manasını söyler misiniz?”
“-İl veya el, kavim veya bunun oturduğu yer anlamına gelir. Bizden olmayan kimselere yabancılara da el deriz. Eloğlu gibi… İlirya: İller ili, yani yabancı kavimlerin oturduğu yer anlamına gelir.” şeklinde karşılık verdim.
Bu karşılığı Gazi sanırım yeterli bulmuştu. Bu kez de İlirya sözcüğü üzerinde konuşma yaptı.
Bir ara saatini öğrenmek istediler. Sonra çok nazik bir biçimde vaktin geçtiğini söyleyerek kalktılar, herkesin elini sıktıktan ve Müdüre okulda iyi vakit geçirdiklerini söyledikten sonra dışarıda toplanan öğrencilerin coşkun alkışları ve sevgi gösterileri arasında okuldan ayrıldılar. (3)
KAYNAKLAR
- Necati Eğitim Enstitüsü Öğretmen Sicil Defteri, Necatibey Eğitim Fakültesi Arşivi; https://www.msxlabs.org/forum/sanat-tr/14229-sirri- ozbay.html https://www.msxlabs.org/forum/sanat-tr/14229-sirri-ozbay.html#ixzz5eUts Oiwc; Saim Açıkgöz arşivi, Öğretmenler.
- Ahmet Bekir Palazoğlu Başöğretmen Atatürk, M.E.B. 1928-1938 Cilt. 2
- Reşat Özalp ve Aydoğan Ataünal,Türk Milli Eğitiminde Düzenleme Teşkilatı(MEB Yayınları,Ankara: 1977)s. 819
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024
9.03.2024