Ali Türer
Geçen hafta kuramsal boyutta, ideolojilerin toplumsal yaşam içindeki rolü üzerinde kafa yorduk. Bu hafta yetiştiğimiz gelenek içinde ortaya çıkan ideolojik yapılanmalara ve bu yapılanmaların “Partili Cumhurbaşkanlığı” rejimine karşı alternatif program üretme kapasitelerine bakacağız.
Avrupa’da modernleşmenin alt yapı oluşturan felsefi zenginliğe II. Meşrutiyet aydınları sahip değillerdi. Batı’da “aydın despotizmi” olarak bilinen Kemeralizm, halka tepeden bakan Işık Felsefesi ve Zihincilik (Almanya’da Wolff, Fransa’da Volter ve Condorcet), Pozitivizm (Durkheim) Yeni Osmanlılar ve Jön Türklerin etkilendiği belli başlı düşünce sistemleri oldular.
Ateşleyici unsur Batıcılığı bir kenara koyun, iki kadim ideolojinin sarmalında yaşadık bu toplumda modernleşme sürecini.
Pozitivizm, daha çok her türlü dini inancı hoş gören bir çeşit evrensel, laik metot olarak etkili oldu Milliyetçiler (Türkçüler) arasında.
İslamcılık ise (Siyasal İslam) Müslümanları tek çatı altında birleştirip, İslam devletini bütün zamanlar için sürdürebilir hale getirmeye çalıştı.
Cumhuriyetin kuruluşunda rol modeli Mustafa Kemal idi. Onun düşüncesinin merkezinde de (Ziya Gökalp gibi ) siyasi birliği Türk Kültürü üzerinden sağlama hedefi vardı.
Fakat Mustafa Kemal, Pozitivist olduğu kadar Pragmatist idi. Halk hurafelerin etkisi altında kalmaya devam ederken toplum “muasır medeniyet” ile buluşamaz, siyasi birlik sağlanamazdı. Cumhuriyet’i güçlendirmenin yolu bilimden ve teknolojiden geçiyordu. Batı medeniyeti yolundan yürünecek ise İslamcılık kontrol altında tutulmalıydı.
Mustafa Kemal (iyi ki) pragmatist yaklaşım içinde halkı medeniyet ile aydınlatma, hurafelerden arındırma, dönüştürme yolunu seçmişti. O günün koşullarında, bu devrimci adımdı. Bunun gelenek içinde önemini, bugün daha iyi anlıyoruz.
Fakat Mustafa Kemal arkasında bir ideoloji bırakmadı.
Bir gurup onun Pragmatik yanından yürüyüp Marksist Sol ile buluşurken diğer bir gurup ise, onun Ata Türk rolüne sahip çıktı, Türk Milliyetçiliğine su taşıdı.
Bu iki ideolojik tutum, 1970-1980 yılları arasında sert bir çatışma içine girdiler. Onlar birbirini yerken siyasal İslam kenara çekilip olanları seyretti. Bir yandan da kendini korumayı, kadro devşirmeyi bildi.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra geçen 50-60 yıl içinde, süre giden Türkçü politikalarla “azınlıklar” nihayet hesaba katılamayacak bir sayıya indirilmişti. Fakat yine de, feodal ilişkiler içinde kendini korumayı bilmiş bir Kürt gerçeği vardı apaçık ortada.
Türk İslam sentezi ekseninde güvenlikçi politikalar sonuç vermedi. Bu ise Türkçülüğün hanesine başarısızlık olarak yazıldı. İslamcılığın yıldızının parlamasına ortam hazırladı. Soğuk savaşın sonunun belli olduğu yerde Derin Devletin Türkçü politikalarına destek vermeyi, ABD zaten çoktan kesmişti.
Türkçülüğe güvenin sarsıldığı yerde Kürtlerin desteğini alan İslamcı ideolojinin yıldızı parlamaya başladı. Bütün bir dünya ve Türkiye artık post modern bir süreç içine girmişti.
İslamcı İdeoloji, yılların deneyimi ile bulanık suda balık avlamayı bildi. Fakat varoluşunu, sürdürebilirliğini sonuçta biat kültürü içinde bulmuştu. Bırakın ileri demokrasiyi, Modernleşmenin kodları bile bu kültüre yabancıydı. “İleri demokrasi”nin sonuçta göz boyama olduğu ortaya çıktı. Sürecin otoriterleşme ekseninde ilerlemesi kaçınılmazdı.
Siyasal İslam, demokrasi ile bağdaşamayacağı belli olunca arkasındaki Kürt desteğini yitirecekti. Yol arkadaşı olarak bu sefer yanında, kadim düşman Türkçülüğü buldu. Tabi Türkçülük içinde ayrışmayı da beraberinde getirecekti bu.
Bir kısım Türkçüler, askeri vesayetten arta kalanlar, adım adım sertleşen, merkezileşen otoriterleşmeyi, post modern süreçte Türklüğü korumanın yegâne yolu olarak gördüler.
Bu gelişme, muhalefetin gelişip güçlenmesi önünde bir handikap yarattı. PKK’nın, silahlı mücadelesi Türkçü-İslamcı kampa meşruiyet kazandırırken, yolculuğu demokrasi içinde sürdürmek isteyen muhalefette de kafa karışıklığı yarattı.
Mustafa Kemal’in pragmatist yanına sevgi ile bağlanmış, halkı çağdaşlaştırma, bilim ile buluşturma yoluna gönül vermiş Yurtseverler, 1968 kuşağının da etkisi ile Mustafa Kemal Devrimciliğini Sosyalizm ile buluşturmuşlardı. Bu gurup reel sosyalizmin çöktüğü koşullarda bir topluluğa ait olma duygusunu Atatürk’ün izinde buldu. Böylece ideolojik düzlemde 2000’li yıllardan itibaren ortaya hem Türkçü hem Sosyalist, hem de Marksist olmayı becerebilen bir Ulusalcı damar ortaya çıktı.
Bu gurup Onuncu yıl Marşını “Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri” diye tamamladıktan sonra, aynı huşu içinde İtalya'da Mussolini’ye karşı verilen anti-faşist mücadelenin simgesi olmuş Partizan şarkısı “Çav Bella”yı söyleyebiliyordu. İdeolojik düzlemde bu “özgünlük”, aynı zamanda Türkiye’de siyasi, kültürel, entelektüel derinliğin bir göstergesiydi. Bu “derinliğe” ulaşmada Sözcü gibi ajidatif gazetelerin etkisini de hesaba katmak lazım.
Olaya, “bu durum otoriterleşmeye karşı muhalefetti nasıl etkiliyor?” diye bakınca işler, karışıyor doğal olarak. Sonuçta aynı ideolojik kaynaktan bir kesim, tek adam sistemini sürdürme yolunda Siyasal İslam’a destek veriyor. Aynı kaynaktan beslenen bir başka gurup ise muhalefet içinde yer alıyor.
Bunun Suriye politikası gibi konularda Muhalif kanatta kafa karışıklığı yarattığı çok açık! Bu da iktidar kanadının elini güçlendiriyor. İktidar “Terör” gibi araçlarla, muhalefete ayar verme fırsatı buluyor. Muhalefet içinde HDP’yi izole etme politikası iktidarın sürdürülebilirliğini sağlaması bakımından önemli hale geliyor. Böylece bütüncül bir muhalefetin ortaya çıkması engellemiş oluyor, daha ne olsun.
Öte yandan bu sonuçta, kendini Marksist ideoloji zemininde gören Sosyalistlerin de önemli payı var.
Bu kesim halkın anlamadığı bir jargonla kendini ifade etmeyi ısrarla sürdürüyor. Öte yandan “Türk’üyle Kürt’üyle haksızlığa, hukuksuzluğa, açlığa mahkûm edilenler, birleşin!” dese de inandırıcı olamıyor. Biri çıkıp, seçimlerden %1’i bulmayan sonuçlar alırken niye bir araya gelemiyorsunuz dese verebilecekleri bir cevap yok.
Bir kısmı seçimlere HDP ile giriyor, iyi güzel, ya sonra? Meclise girer girmez kendi partisine geçiyor. Ya da zaten etkisiz hale gelmiş mecliste bağımsız milletvekili olarak var olmayı sürdürüyor. Ne anladım bu işten, kamuoyu bundan ne sonuç çıkarır sizce?
Küçük ama etkisiz partiküller halinde var olmanın hafifliğini yaşarken halk size niye güvensin, demek geçiyor insanın içinden. Hangi birinize destek versin, hanginizin arkasından gitsin?
Otoriterleşmenin geldiği şu eşikte, mevcut durumun tahlilinden çıkarılacak eylem pratiği bu mudur? Bu ideolojik savrukluk içinde, gettolarında gerçekleştirdikleri küçük eylemleri tatmin edici buluyorlar mı merak ediyorum.
Eğer bu kesim 1978’lerde yaşadıklarından ders çıkarıp sürtüşme, muhalefet edene muhalefet etme modunu aşabilse, ortaklaşa bilinçlilik durumu oluşturabilirdi. İçinden geçilen süreçte tek adam rejimine muhalefetin irileşmesi bakımından önemli sonuçları olurdu bunun, bu çok açık!
Siyasi İslam’ın toplumu taşıdığı yerden herkes rahatsız! Peki açlık, işsizlik diz boyu olduğu halde AKP’ye kamuoyu desteği neden %30’un altına bir türlü inmiyor o zaman?
Ve bu rejim son saatlerini yaşıyor, ilk seçimde yok olup gidecek öyle mi? İyi de nasıl? Yerine ne öneriyorsun. Herkesin huzur ve güven içinde yaşayacağı bir siyasi birliği nasıl sağlayacaksın. İlk seçimde iktidar oldun, ne yapacaksın. Kürt sorununu nasıl çözeceksin. Dahası, hazır mısın?
Belki asıl sorun tam da burada, yani sorun Muhalefette!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024