Arife KÖSE
Bundan dolayı pek gurur duyduğumu söyleyemeyeceğim ama ben İzmirliyim!
Ailem hâlâ Dikili'de yaşıyor. Bildiğiniz gibi Dikili, HDP'ye yönelik linç girişimlerinin ilk gerçekleştiği yerlerden birisi. Benim ailem, hayatları boyunca hep yaptıkları gibi, bu seçimde de hiç tartışmasız CHP'ye oy verecek. Neden mi?
Çünkü ailem, kendisini 'Mustafa Kemal'in askeri' olarak görüyor. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin kendilerine emanet edildiğini ve birinci vazifelerinin bu cumhuriyeti, cumhuriyetin makbul vatandaş tanımına uymayan herkesten ve tabii ki işi gücü bizi yıkmak olan dış mihraklardan korumak olduğunu düşünüyor.
Şimdilerde pek ses etmeseler de aslında başörtüsü takan kadınlardan pek hoşlanmıyorlar.
AKP'nin alttan alta şeriat getirmek gibi bir gündemi olduğuna inanıyorlar.
Ergenekon ve tüm darbe davalarına en başından beri karşılar ve İlker Başbuğ ve tüm Ergenekon tutuklularının serbest bırakılmasından çok hoşnutlar. Hatta Balyoz tutuklularının da serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorlar.
Sayın Öcalan ile devam eden barış görüşmelerinden hiç memnun değiller. AKP'nin ülkeyi böleceğine inanıyorlar. Kürdistan'da yakılan ve boşaltılan köylerin ardından batıya gerçekleşen göçten sonra ortaya çıkan, Kürtlere yönelik "Buralara geldiler, ekmeğimizi elimizden aldılar", "Zaten bir sürü çocuk doğurup hepsi aynı evde yaşıyor", "Buraya göç eden Kürtlerin zengin olmasının sebebi PKK'den onlara gelen para" gibi her tür ırkçı fikirden fazlasıyla etkilenmiş durumdalar.
Birgül Ayman Güler, yine HDP'nin linç girişimine uğradığı bir başka yer olan Urla'ya gittiğinde söylemiş işte, "Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik, bağımsızlıkçılık diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini, eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz" diye. Benim babam da aynısını düşünüyor.
Yani bildiğiniz CHP'nin bildiğiniz seçmeni işte!
Dolayısıyla onların CHP'ye oy vermesinden daha doğal ne olabilir, değil mi?
CHP ve benim babam, yukarıda bahsettiğim bu konularda aynı şeyi düşünür, dolayısıyla onun CHP oy vermesi çok doğaldır.
Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük
Ama bence babam gibi düşünüp CHP'ye oy vermekle, HDP yerine CHP'ye oy verilmesi çağrısı yapmak arasında önemli ve tehlikeli bir fark var. Çünkü HDP yerine CHP'ye oy vermemizi önerenler, "AKP'den sonrası tufan" diyerek "AKP 'faşizmi', 'diktatörlüğü' gitsin de ne olursa olsun" diyorlar. Üstelik sadece bunu demekle kalmıyorlar, AKP'ye karşı daha özgürlükçü bir alternatif inşa etme çabasından vazgeçerek ve siyasetsiz, bir nefretten doğan yenilgi ruh hâli içerisinde HDP'nin yerine CHP'ye oy vermeyi öneriyorlar. Şimdi bu noktada bazı şeyleri birbirinden ayırmamız lazım.
Sol içerisinde yukarıda bahsettiğim konularda babam gibi düşünenlerin olduğu aşikar. Tıpkı CHP gibi cumhuriyetin kazanımlarının korunması gerektiğini, AKP'nin yaptığının barışı getirmek değil ülkeyi bölmek olduğunu düşünen, kendisini AKP faşizmini ve diktatörlüğünü yıkmaya adamış bir sol var. Onların da CHP'ye oy vermesini anlayabiliyorum. Hatta bu solun tamamı CHP'de birleşebilir bence ama o kadar küçük ve zayıflar ki, bunların pek CHP'nin umrunda olduğunu sanmıyorum. Ayrıca onların CHP'ye oy verecekleri zaten kesin, CHP'nin bunun için uğraşmasına pek gerek yok. Son olarak Kılıçdaroğlu'nun bozkurt işareti yapıp MHP afişine girmesinden de anlıyoruz ki, CHP daha büyük oynuyor. Sola değil, daha da sağa kırıyor dümeni.
Hâl böyleyken yukarıda bahsettiğim konularda babamdan faklı düşünenlerin, Kürt sorununda barıştan ve çözümden yana olanların, Veli Küçük gibi katillerin serbest bırakılmasını onaylamayanların, daha özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye'de yaşamak isteyenlerin, hayatında asla ve asla bozkurt işareti yapmayacak olanların, bu anlamda aslında siyasi olarak bu seçimde HDP'den başka adresi olmayanların CHP'yi ima etmesi ne anlama geliyor?
Ne yazık ki, bence bunun iki anlamı var:
Birincisi, AKP'nin de çok işine gelerek, bilerek ve isteyerek yarattığı ve kendi tabanını konsolide etme noktasında fazlasıyla beslendiği siyasi ve toplumsal gerilimin de etkisiyle "lanet olsun" noktasına gelerek, AKP'nin en çok işine yarayan siyasi tutumu benimsemek; yani AKP 'faşizmi' karşıtlığını ve nefretini siyaset yapma ekseni olarak benimsemiş olmak. Bunun, bugüne kadar işe yaramadığı gibi, AKP'nin daha da güçlenmesine yol açtığı aşikâr. Çünkü AKP'den nefret etmeyi bir siyaset yapma ekseni olarak benimseyip sabahtan akşama kadar Erdoğan'a küfretmek, aslında bir siyaset önermiyor. Ben de babam da televizyonun karşısına geçip Erdoğan'a saymaya başladığımızda, aslında örneğin Kürt sorunun çözümü konusunda, başörtüsü konusunda, darbecilerin ve katillerin serbest bırakılması konusunda aynı şeyi düşünmüş ve söylemiş olmuyoruz çünkü.
İkincisi, HDP yerine CHP'ye oy vermeyi önermek, AKP karşısında direksiyonu daha sağa değil daha sola kıran bir muhalefetin, alternatifin inşası konusunda havlu atmak demektir; ki bu bence en tehlikeli ve düşülmemesi gereken noktadır. Bu tutumun 25 Mart'ta çıkacak bir kasetle Erdoğan'ın devrileceğini beklemekten çok da bir farkı yoktur aslında. Yani "biz bekleyelim ve öyle şeyler olsun ki, Erdoğan bir daha belini doğrultamayacak, hatta ülkeden helikopterle kaçacak noktaya gelsin" ruh hâlidir bu. AKP'nin karşısında daha demokratik ve özgürlükçü bir alternatifi inşa etmek yerine, AKP'nin kasetlerle ya da bütün oyların CHP'de toplanmasıyla gerilemesini beklemek, Türkiye'de siyasetin bir bütün olarak daha sağa kayışına teslim olmaktır.
Buna benim babamın itirazı olmaz ama benim var!
Arife Köse
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.02.2018
8.02.2017
15.04.2016
11.04.2016
15.02.2016
5.02.2016
10.01.2016
28.12.2015
8.02.2015
4.02.2015