Atilla YAYLA
Zaman zaman öğrencilerime Türkiye’de ve dünyada insanlığın durumunun iyiye mi yoksa kötüye mi gittiğini düşündüklerini sorarım. Cevap, çoğu zaman, kötüye gittiğidir. Yetişkin, hayat tecrübesi ve dünya bilgisi daha fazla kimseler de genellikle aynı kanaati dile getirir.
Psikolog Steven Pinker’ın işaret ettiği üzere, bu meselede üç noktanın altını çizmek uygun olur. İlki, durumun devamlı, hatta kimine göre asla önlenemez ve geri çevrilemez biçimde kötüye gittiği. Moderniteyi düşman bilen –hatta şeytanlaştıran- kimileri onun insanlığı bozduğunu iddia eder. Bu düşüncenin yansımalarını Rousseau’dan Heidegger’e kadar birçok önemli filozofta ve çok sayıda çağdaş düşünürde bulabiliriz. İkinci nokta, önceki durumun daha iyi olduğu kanaati. Hayatta her şey bir nispet meselesi. Bugün durum kötüyse, çoğu insana göre, önceki durum daha iyi olmalıdır. Bundan dolayı, moderniteye hoş bakmayanlar, atalarımızın daha iyi şartlarda yaşadığını, söz gelimi, daha ahenkli, barışçıl ve müreffeh bir dünyada ömürlerini tamamladığını varsayar. Üçüncü nokta, insanlığın durumunun kötüye gittiği düşünce ve kanaatinin ilk defa tezahür ediyor olmaması.
Üçüncü nokta üzerinde biraz daha durmakta fayda var. Sık sık eski güzel günlere özlemin dile getirildiğini duyarız. Yeni nesillerin çok bilgisiz, duyarsız olduğu yolunda şikâyetlere şahit oluruz. Bu yeni bir durum ve tutum değil. Bugün kendilerinden şikâyetçi olunan nesiller de vakitleri geldiğinde muhtemelen yeni nesillerden şikâyetçi olacaklar. Neden şikâyetçi olunduğuna dair somut örnek vermek istersek, Pinker’ın örneğini ele alabiliriz. Orta yaşlı ve yaşlı kimseler yeni nesillerin dil bilgisinin ve dili kullanma becerisinin yetersizliğinden bahseder. Dijital çağda sosyal medya ortamlarının dili yozlaştırdığını, düşünce ve ifade kabiliyetini körleştirdiğini söyler. Ne var ki, benzer serzenişler önceki çağlarda da vardı. İngiliz dili üzerinden gidersek, Pinker’ın dediği gibi, bugün gençler, bürokratlar, gazete yazarları yetersiz bir dille yazıyorlarsa, ne zaman daha iyi bir dil ile yazıyorlardı? 1961 yılında bir yorumcu şöyle demekteydi: “Son üniversite mezunları, üniversitelerden dereceyle mezun olanlar dâhil, dile hiçbir şekilde hâkim gözükmüyor.” O yıllarda birçok kimse bu kötü durumun ortaya çıkmasında radyo ve televizyonun büyük sorumluluk payının olduğunu öne sürdü. Ancak, radyo ve televizyon çağı öncesinde de şikâyetler vardı. 1917’de şu yazıldı: “Ülkedeki her kolejden çığlıklar yükseliyor: ‘yeni öğrencilerimiz [harfleri doğru] heceleyemiyor, noktalama işaretlerini kullanamıyor’. Her kolej harap hâlde, çünkü öğrenciler en temel bilgilerden bile yoksun.” Daha geriye, Aydınlanma çağına gidersek, 1785’te şöyle yazıldığını görürüz: “Dilimiz çok hızlı yozlaşıyor… Onu kontrol etmenin imkânsız hale gelmesinden korkmaya başladım.” İngiliz diliyle ilgili yozlaşma korkularının temelsiz olması, Türkçe için de korkmanın yersiz olduğunu göstermeyebilir. Ne yazık ki, Türkçe önce harf devrimi arkasından sadeleştirme denen kültürel soykırıma nesne oldu ve zaman içinde gerçekten geriledi. Ama ölmedi.
Türkiye ve dünya ayrımı bir yana, son yüzyıllarda dünyada genel olarak bir iyiye gidiş vuku buldu. Daha açık söylersek, insanlığın durumu kötüleşmedi iyiye gitti. Meselâ, şiddet artmadı, azaldı. Atalarımız amansız bir şiddetin kol gezdiği ortamlarda yaşardı. Bazı hesaplamalara göre eski zamanlardaki şiddet bugünkü şiddetin tam kırk katıydı. Şiddet sıradan ve olağandı, her an her yerde insanın karşısına çıkabilirdi. Bugün şiddetten bu kadar rahatsız olmamızın sebebi bu muazzam azalma. Aynı şekilde, insanlık daha az savaş, soykırım, tecavüz, işkence ve sadizmle yüz yüze. Hayat şartları da kıyas kabul etmeyecek derecede iyileşti. İnsanlar önceki her dönemdekine nispetle daha uzun yaşıyor, daha iyi besleniyor, daha çok boş vakte ve eğlence imkânına sahip. Tek cümleyle ifade edilecek olursa, insanlığın durumu birçok bakımdan tüm zamanlardakine nispetle çok daha iyi ve daha da iyiye gidiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019