A.Turan ALKAN
Bugün, “falan partiye oy verin, filancaya vermeyin” türünden şeyler yazmak yasak; gerçi bu seçim sürecinde ‘yasak’ kavramının da suyu çıktı; gücü yeten, kanuna hatta Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen dilediğini yaptı fakat biz bu centilmenlik kuralına uymak durumundayız.
Öyleyse yaşasın edebiyat!
Size bir hikâye özetleyeceğim. Reşat Nuri Güntekin merhumun “Tanrı Misafiri” hikâyesi...
Hikâye 1927’de kaleme alınmış. ‘İnkılâplar’ın tamamlandığı ama inkılâp yolunda aydınların açtığı savaşın henüz başladığı zamanlar. Reşat Nuri Bey o günlerde öğretmendir, 38 yaşındadır ve dönemin pek çok aydını gibi Cumhuriyet ideallerine gönülden bağlıdır. Tanrı misafiri hikâyesi işte bu maksada hizmet eden bir eser. O günlerde inkılâp ve cumhuriyet ideallerine hizmet denilince akla gelen ilk konu irticâ ile mücadeledir. Halide Edib’in 1923’te kaleme aldığı “Vurun Kahpeye” romanı irticâ ile aydınların mücadelesi konusunda çığır açıcı bir eserdir; bu eserin en unutulmaz tipi –her nedense?-Hacı Fettah Efendi’dir; çağdaşlığa karşı yobaz tipinin bütün özelliklerini şahsında birleştiren Fettah Efendi’yi karikatürize etmek için Halide Edip onu işgalci Yunanlılarla işbirliği yapan bir ahlâksız olarak tasvir etmiş ve böylece sonraki yıllarda rejime bağlı edebiyatçılar tarafından bolca tekrar edilen ‘ırz düşmanı, hırsız, ahlâksız ve işbirlikçi din adamı’ tipinin altını inandırıcı olamayacak kadar kaba-saba çizgilerle belirginleştirmiştir.
‘Tanrı Misafiri’ni bu işte bu tarih arkaplanında değerlendirmelisiniz.
TAM DAYAKLIK BİR ‘TANRI MİSAFİRİ!
Hikâyenin kahramanı (!) molla kılıklı, softa görünüşlü, medresede okuduğu iddia edilen gençten bir adamdır. Reşat Nuri Bey onu, “Yumuk yüzlü, şaşı gözlü, ince seyrek sakallı, kuru paytak bir softa” olarak tasvir ediyor: adı Hafız İlyas!
Hafız İlyas, bir akşam üstü Bursa’da Setbaşı semtinde ikamet eden Hacı Ali Efendi’nin evinin kapısını çalar. Ev ahalisi evvela misafiri tanıyamaz. Çok alçakgönüllü ve çekingen davranan İlyas güç-belâ kendini tanıtır. O ev sahibinin Muğla’dan arkadaşı ve ahbabı Hacı Hafız’ın oğludur ve Muğla’dan İstanbul’a geçerken baba dostunun evini yol uğrağı etmiştir.
Çekingen ve mahçup halleriyle hemen ev ahalisinin takdirini kazanan İlyas’ın, ‘Nasıl olsa yolcudur, yarın gider’ fikriyle karnı doyurulur, altına yatak serilir lâkin İlyas’ın ertesi gün, hatta daha sonraları tekrar yola çıkacağına dair bir alâmet görülmez. Evin kaynanası Kudsiye Hanım, İlyas’ın mütevazı ve mahçub hallerini görünce, “Vallahi bu hayâ, bizim şimdiki kızlarda yok...” diye hayranlık gösterir ve İlyas yavaş yavaş ev kadınlarının gönlünü kazanmayı başarır. Hele ölmeden önce nefesi kuvvetli babasından nefes aldığını da bir vesile ile itiraf edince evde ve çevrede rağbeti artar; işe evvela Kudsiye Hanım’ın romatizmalarına okuyup üfleyerek başlayan İlyas ayrıca haftanın iki gününü oruçlu geçirmekte, sair vakitler karnı acıktığında evin aşçısı Elif Abla’ya, “Aman kimsenin haberi olmasın, şu bizim heybeyi alalım; içinde kuru ekmek vardı.” diye niyazda bulunurken haliyle evde ne varsa silip süpürmekte, şerefine artık tepsiler donanmaktadır. Yavaş yavaş ev ahalisi kadrosuna geçmeye başlayan İlyas, sabahın köründe bahçede yüksek ve sıtma görmemiş bed sesiyle Kur’an okuyarak ahaliyi uyandırmakta, namaz vakitleri müstesna kıvrıldığı yerden ayrılmamakta, çardak altında oturup karnını doyurmaktadır. Sabah programlarını gündüz vaktine taşıyan Hafız İlyas artık ilahi de meşketmekte ve hattâ oradan “Kara gözlerin öldürür beni” türünden şarkılara kadar uzanmaktadır.
Ne var ki İlyas’ın misafirliği uzadıkça evdeki itibarı da azalmaya başlar; homurdanmalar artar. Evdeki yatağı misafir odasından hamam aralığına kadar tenzil eder. Ev sahibi Hacı Ali Efendi, İlyas’ı zaman zaman çekip konuşmakta, münasip dille artık gitmesi gerektiğini imâ etmektedir fakat İlyas bu imâları hep anlamazdan gelir, zira evde Kudsiye Hanım gibi sağlam bir arkası vardır, “Fukaranın boğazı seni yıkacak değil ya.” diye savunur misafiri...
HİÇ SELÂMSIZ YÜZLERCE REKÂT NAMAZ...
İlyas durumdan memnun evdeki istiklâlinin sınırlarını genişletmeye başlar. Ev sahibinin tütünlerini bile izinsiz alıp sigara içmeye başlar, mutfakta ne bulursa (bulaşık suyu bile!) siler süpürür hatta günün birinde ev sahibinin gözü gibi baktığı bahçedeki ufak sebze tarhlarına girip ne kadar ham yemiş varsa mideye indirir. Hacı Ali, “Bahçeye sığır mı girdi; gözünüz kör müydü, tahta perdeyi bile kırmış!” diyerek ev ahalisini azarlar. Yemişleri İlyas’ın yediğini öğrenince öfkeyle yerinden kalkar fakat tartışmayı duyan İlyas hemen namaza durarak ilk fırtınayı savuşturur ve hiç selâm bile vermeden o gün yüzlerce rekât namaz kılar. Hacı Ali Efendi’nin İlyas’ın etrafında öfkeyle dönüp durması para etmez, namaz bir türlü bitmez.
GERDAN VE HACIYAĞI!
Ve bu bezdirici misafirlik, İlyas’ın günün birinde evin genç kızı Müzeyyen’i gözetlemesine kadar varır. Haber duyulur fakat ‘Tanrı misafirini kovup kendimizi rezil etmeyelim’ gerekçesiyle görmezden gelinir. Bundan cesaretlenen İlyas, mahalle imamını aracı koyarak Müzeyyen’e talip olmaya kadar vardırır cesaretini. Ev yeniden karışır fakat evin hanımları bu talebi Hacı Ali Efendi’ye duyurmadan İlyas’ı bir şekilde evden çıkarmaya karar verirler.
İlyas kararlıdır ama artık işi, bahçedeki çardakta duyulur yükseklikte, “Ey elif kaşlı elâ gözlü dilber/ Hacıyağları süreyim gerdanına” yollu gazeller okumaya kadar vardırır. Ev sahibi öfkeden çılgına dönse de ‘mahalle baskısı’ veya ‘Duyanlar ne der?’ sıkıntısı yüzünden zoraki misafirinden kurtulamaz. Nihayet günün birinde İlyas, evde aşçılık yapan Elif Abla’ya bile tasallut eder. Rezaleti duyan Hacı Ali, İlyas’ı pencereden atar İlyas’ın ayağı kırılır ama ‘ne derler?’ endişesi yüzünden kırık ayağının tedavisi için yeniden eve yerleşmenin yolunu bulur...
Belki merak edip okamak isteyenlerin okuma zevkini ketmetmemek için özeti buracıkta keselim ama neticeyi de çıtlatalım. Sonunda ev sahibi Hacı Ali Efendi öfkeyle, “Bu herifi kapıdışarı etmezsem nikahım boş olsun” dediği ve sözünü yerine getiremediği için Bandırma’ya giderek evini terkeder ve oradan eşine mektup gönderir. Mektupta Hacı Ali Bey, otuz beş yıllık eşini tecdid-i nikâh için Bandırma’ya çağırmaktan başka çare bulamaz.
KISSANIN HİSSESİ...
Hikâye böyle; anlatıldığı şekliyle kara kuru medrese softası İlyas’ın yatacak yeri yok. Tam bir rezil! Dini, imanı, medreseyi, itikadı, Kur’an’ı, mukaddesatı süfli emelleri için gözünü bile kırpmadan kötüye kullanan bir karikatür!.. Reşat Nuri Bey, okuyucusuna ‘Bu kadar da olmaz yahu’ dedirtecek derecede İlyas’ın şahsında dindar geçinen softa yobazı yerin dibine batırır ve unutulmayacak bir karakter olarak hafızalara nakşeder.
Diyeceksiniz ki, ‘Onca hikâye varken niçin ‘Tanrı Misafiri’ni tercih ettin; acaba bu yolla dolaylı bir mesaj vermek gibi bir emelin mi var?’
Tamamen tesadüf; geçenlerde kitaba bir göz atayım derken rastladımdı...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016