A.Turan ALKAN
Üç tane dişe dokunur muhalefet partisi var. Sırayla duruma göz atalım.
An itibariyle CHP tam bir ‘hem ağlarım hem giderim’ partisi. Saray merkezli siyasetin en öfkeli muhalefeti durumunda; ne var ki ekonomideki ‘orta gelir kapanı’nı andırır şekilde ne büyüme ne de küçülme eğilimi göstermeden yerinde sayıyor. CHP, amblemi altında ezilen bir kuruluş. Altı ok, tarihi bir markadır ve her dört kişiden biri için aziz bir tarihi hatıranın timsâlidir. CHP, devlet kuran parti olarak ‘Devlet genetiği’nin etkisinden hiç sıyrılamadı. Solcu, halkçı, ara-sıra sosyalist tezlere yakınlaşsa da, Ergenekon çizgisiyle kesişen ulusalcı damarı hâlâ dipdiri. Saray odaklı siyaset, CHP’yi dokunulmazlık meselesinde tongaya düşürdü. “PKK’lılarla aynı safa düşmemek” endişesiyle ucuz bir yiğitlik histerisine kapılıp, ‘Ben de varım; getirin teklifi destekleyelim.’ çıkışıyla tuzağa düştü. Sırf Baykal üzerinden yürütülen kaset operasyonu, CHP’nin asla kendi haline bırakılmayacak kadar önemli bir devlet uzvu olduğunu gösterir.
Hâkimler ağır baskı altında
MHP’de şaşırtıcı şeyler oldu ve parti geleneğine aykırı şekilde taban hareketlenerek dörtlü aday dayanışması hareketi ortaya çıktı. İyimserler, Bahçeli’nin şahsına yönelen bu hareketi, ülkücü iradenin iyiniyetli ve samimi bir yansıması olduğunu düşünüyor ve neticede MHP’yi bir hamlede yüzde 25’in üzerine çıkararak iktidar alternatifi haline geleceğini varsayıyorlar. İnsanı tedirgin edecek kadar pembe bir tablo! MHP tabanının, parti yönetimine büyük öfke duyduğu ve artık partisini iktidar adayı olarak görmek istediği kesin. Beni bir gözlemci olarak ihtiyatlı davranmaya sevk eden sebep, noterden vekâletname yaptırmak kadar rutin ve mâkul bir kurultay talebinin, yargı tarafından engellenerek belirsiz bir mecrâya sürüklenmesidir. Kaldı ki adaylardan biri daha şimdiden, şansı daha yüksek bir aday hakkında ‘Paralel midir nedir; tam bilmiyorum ama öyle deniliyor.’ kıvamında şeyler söyleyerek dörtlü aday denkleminin ne kadar kırılgan bir dengede durduğunu hatırlattı. ‘Diğer adayların, küçük siyasi ayak oyunları ve astarsız dedikodularla elimine edilmesi hiç güç olmaz.’ şeklinde tahminimi bir köşeye yazınız.(Fakat favorim dörtlü içinde Özdağ’dır.) Türkiye’de bine yakın ilçe ve binlerce mahkeme mevcut ve hâkimler tek parti devrinde bile görülmemiş ağır baskı altında tutuluyor. MHP’li muhaliflerin ‘Yeni bir parti kurar, merkez sağdaki küskünleri de bir araya getirerek iktidara yürüyen bir sinerji oluştururuz.’ hesabını pek gerçekçi bulmuyorum. Bu ihtimâl, kısa vadede sadece MHP’nin baraj altında ufalanan bir kaç bölüğe ayrılması anlamına gelir.
HDP, PKK ile arasına mesafe koyamadı
HDP, 7 Haziran sonrasında, ‘aniden tansiyonu artırılan terör’ travmasının şokundan kurtulamadı ve kendini Türk seçmeninin ‘milliyetçi korkuları’nı realize eden bir düşman profiline uysalca itaat etti. CHP’yi dokunulmazlık konusunda saçma-sapan bir pozisyona iten, ‘Ne yani HDP’li teröristleri mi destekliyorsun?’ suçlamasından duyduğu yılgınlıktır. Bu partiyi bir türlü yüzleşemedikleri PKK destekçiliği olgusu günah keçisi durumuna düşürdü. Varoluşlarıyla ilgili ciddi bağlantılar yüzünden PKK terörü ile araya mesafe koyup demokrat çizgide bir Türkiye partisi gömleği giymeye bir türlü cesaret edemediler ve şu andaki siyasi çizgileri itibariyle seçmene, AKP, MHP ve CHP’ye ‘Allah razı olsun, iyi ki varsınız.’ dedirtecek bir vücut dilinde inat ediyorlar.
Anlamamız gereken, muhalefetin kolay kolay iflâh olmaz derecede tasarlanmış olduğudur! Kısa vadede çıkış görünmüyor; bunun baş sebebi, bir başka yazı konusu teşkil eden ‘yüzer gezer milliyetçi oylar’dır ve bu olgu başlı başına milliyetçi dilin siyasette niçin kullanılmaması gerektiğini hatırlatır.
Evet, bu karamsar bir tahmin tablosu fakat yüreğinizi ferahlatacak küçük bir ayrıntıyı hatırlatmak isterim. Yazarınızın siyasi tahminleri genellikle yanlış çıkıyor!
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016