Ayhan BİLGEN
Siyasette tutarlılık olmadığında bazen haklı olmak bile anlamsızlaşır. Bu açıdan yargı ile ilgili düzenlemeler, gittikçe yükselen tedirginliği derinleştirmenin ötesinde bir genel algı oluşturmayacak. Özel yetkili mahkemeler bu hükümet döneminde kuruldu. Tıpkı bu dönemde hazırlanan Terörle Mücadele Yasası gibi tüm muhalif çevreler aleyhinde baskı ve tehdit aracı olarak işlev gördü. Mahkemelerin tabelalarının değişmesinin adalete erişimi kolaylaştırmayacağını ifade eden onlarca rapor yayınlanmasına rağmen, iktidar çevrelerinde bu uyarılar dikkate bile alınmadı.
Siyasal sorumluluk kavramı öyle bir kapsama alanına sahiptir ki, ne hükümete yönelik uluslar arası operasyon iddiaları ne içerdeki çeteleşme suçu başka yere yıkmayı meşrulaştırmaz. Erdoğan’ı siyasi arenadan tasfiye etmeye çalışan bir iradenin varlığı yargı denetimi dışına çekilen alanı genişletmeyi haklılaştıramaz.
Tespitlerinizde haklı bile olsanız şikayetçi olma makamındaymış gibi davranmayı izah edemezsiniz. Hele bir yandan bu durumdan bir mağduriyet pozisyonu çıkarmaya çalışıp diğer yandan yargı ve polise yönelik bu kadar sert müdahale refleksleri geliştirmeniz asla kabul edilemez.
Başbakan sandıkta Kürt seçmene yönelik bir hamle yapamayacağından emin oldukça, MHP kitlesine yönelmekten başka çare bulamayacak. Kürt ve Alevi seçmeni özellikle Suriye konusundaki tavırla tümüyle karşısına alan Erdoğan, milliyetçi muhafazakar tabanı kendi etrafında kenetlenmeye mecbur edecek, her türlü kamplaşma ve gerilim argümanını kullanacak.
Adana’da yakalanan TIR’lar ile ilgili tutumdan, internet ile ilgili düzenlemeye kadar bir çok alanda kısmi haklılık söz konusu olsa bile büyük fotoğrafta başka sonuçlar doğuracağı açıktır. Sonuç itibarı ile mazeret beyanı bir noktaya kadar dikkate alınmaya değerdir.
Erdoğan, her ne kadar demokratikleşme ifadesini “ayılana gazoz bayılana limon” misali olur olmaz her yere ekletse de artık günümüz dünyasında bu söylemlerin ikna edici olma potansiyeli son derece düşüktür. Kendi kitlenizi motive etmeye yarasa da tüm dünyayı karşınıza alarak kendinize özgü demokrasi standartları geliştiremezsiniz. Demokrasinin esası hesap vermek ve denge-denetleme eksenli bir hukuk düzeni kurmaktır. Ne medya, ne sivil toplum, ne de yargı konusunda hesap sorma kanallarını açmadıkça demokrasiden söz edemezsiniz.
İşin sonu çılgın proje yarışına dönüşür ki bunun sınırı olmadığını hep birlikte görüyoruz. Deniz olmayan başkente boğaz yapma hamlesi ile Başbakan’ın çılgın kanal projelerini geride bırakan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, aslında “dinozor” eksenli park vaadi ile her şeyi ortaya koyuyor.
Siyasette dinozorlaşmanın vardığı nokta her yerde topluma benzer faturalar ödetiyor. Raylı sistemin istasyonlarına ‘M’ harfi yazınca metro yaptığını sanan, evlerin balkonlarında çamaşır ipi değil elektrik nakil hatları geçen ve kibrit kutusu gibi bina dikmeyi kentsel dönüşüm diye yutturmaya çalışan Adana belediyelerinde de durum bundan farklı değil.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015