Barış Soydan
Geçtiğimiz günlerde yoksullukta yaşanan büyük artışı ortaya koyan iki araştırma açıklandı. İlki Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK), diğeri Dünya Bankası'na ait. TÜİK'in "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"na göre Türkiye'de "ciddi maddi yoksunluk" çekenlerin oranı 2020 yılında 1.1 puan artarak yüzde 27.4'e çıktı. TÜİK, "maddi yoksunluk" çekenleri aşağıdakilerden bir kısmını yapamayanlar olarak tanımlıyor:
-Kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme,
-İki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme,
-Evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme,
-Ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme,
-Evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme,
-Çamaşır makinesi, televizyon, telefon sahipliği.

Fark etmiş olabileceğiniz gibi TÜİK'in ciddi maddi yoksunluk tanımı, gündelik Türkçedeki "dar gelirli" kavramına karşılık geliyor. Son verilere göre Türkiye'nin yaklaşık üçte biri dar gelirli…
En düşük gelirli grubun toplam gelirden aldığı pay da düşüyor. En düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun payı 2020'de 0.3 puan azalarak yüzde 5.9'a indi. En çok kazanan yüzde 20'lik grubun payı ise 1.2 puan artarak yüzde 47.5'e çıktı. Bu arada gelir eşitsizliğini gösteren "Gini Katsayısı" son 10 yılın en kötü seviyesine geldi...
Yoksulluktaki artışa dair Dünya Bankası'nın verileri bence daha çarpıcı. Dünya Bankası'nın Türkiye izleme raporu geçen ay yayımlandı. Raporda yoksulluğun seyrine dair geniş bir bölüm ayrılmış.
Dünya Bankası'na göre 2018-2019 yıllarında Türkiye'de 1.5 milyon insan daha yoksulluğa sürüklendi ve yoksul sayısı 8.4 milyona yükseldi; yoksulluk oranı yüzde 10.2'ye çıktı.
Bununla birlikte raporda ilginç bir veri var: Dünya Bankası'na göre 2003 ile 2018 arasında Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 77 gerileyerek yüzde 37.5'ten yüzde 8.5'e düşmüş.
Yoksulluktaki iyileşme 2018'e dek sürmüş. O yıl (Başkanlık seçiminden bir ay sonra) yaşanan kur kriziyle Türkiye yeniden yoksullaşmaya başladı. Yoksullaşma pandemide hızlanarak sürdü. Dünya Bankası'nın simülasyonuna göre yoksulluk oranı 2020'de yüzde 2.1 daha arttı, 1.6 milyon insan daha yoksullara eklendi, yoksul sayısı 10 milyona yükseldi...
Dünya Bankası'nın 2003-2018 arasında yoksullukta büyük düşüş yaşandığı, 2018'den sonra ise önceki 15 yılın kazançlarının erimeye başladığı yönündeki tespiti önemli, bunun üzerinde biraz duralım.
Bazı okurlar Dünya Bankası'nın "2003-2018 arasında yoksullukta yüzde 77 düşüş yaşandı" tezine itiraz edecektir. Dünya Bankası'nın bu görüşü, Türkiye'nin içinde bulunduğu orta-üst gelir grubundaki ülkeler için yoksulluk sınırını satın alma gücü paritesine göre günlük 5.5 dolar olarak hesaplamasından kaynaklanıyor.
Doların düşük olduğu dönemde yoksulluk sınırının TL karşılığı da düşüktü. Unutmayalım ki, bir dönem 1 doların 1.5 TL'ye, hatta altına inmişti. Bunun etkisiyle sahte bir zenginlik hissi doğmuştu. Orta üst gelir grubundaki beyaz yakalıların tatil yapmaya akın akın Yunanistan'a gittiği günler hâlâ hatırlarda... İşte bu dönemde beyaz yakalılar Yunan adalarına giderken yoksullar arasında çok sayıda insan da bir üst lige terfi etti.
Dünya Bankası'nın raporunda görüyoruz ki, hormonlu zenginleşme 2018'de sona erdi. "Peynir ekmek gibi BMW satılan ülke eşekten nasıl düştü?" başlıklı yazımda anlatmaya çalıştığım gibi beyaz yakalılar için Yunanistan tatilleri bir seraba dönüşürken düşük gelir gruplarından çok sayıda insan da yeniden yoksulluğa düştü. Dünya Bankası sayıyı da vermiş: 3 milyon insan, 2018 ve 2019'da yoksullar arasına katıldı.
Dünya Bankası'nın verileri her ne kadar son iki yılda yoksullukta büyük bir artış yaşandığını, yoksul sayısının 7 milyondan 10 milyona çıktığını gösteriyor olsa da, 2003 ile 2018 arasında yoksulluktan kurtulanların bir kısmının yeni toplumsal sınıflarında kalmaya devam ettiğine de işaret ediyor.
Grafik: Yoksulluk oranı (Günlük geliri satın alma gücü paritesine göre
5.5 doların altında olan mutlak yoksullar ve nüfusa oranları)
Bunca yoksulluğa rağmen AKP'nin anketlerde hâlâ yüzde 35 almasının sırrı bence işte burada. 2003-2018 arasında yoksulluktan bir kol mesafesi de olsa uzaklaşmış olanların bir kısmı bunun hatrına Erdoğan ve AKP'nin yanında durmaya devam ediyor. Yoksulluk korkusu yolsuzlukları görmelerini engelliyor.
Nereye kadar? Yeniden yoksulluğa düşene kadar. Son iki yılda 3 milyon kişinin yoksulluğa sürüklenmesiyle AKP'nin oylarının yüzde 30'lara gerilemesi arasında elbette güçlü bir ilişki var.
Deniz bitti, AKP'nin sıcak para ve inşaata dayalı büyüme modeli tıkandı, önümüzdeki dönemde yoksullaşma sürecek. İktidar partisinin oylarındaki erime de.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021