Cafer Solgun
Bilen bilir; ana kucağını andıran tanrısal bir yüceliktir Ağrı Dağı. Ana kucağı gibidir, sığındığındır ve aynı zamanda sen yürüdükçe zirvesine doğru, ulaşılmaz, erişilmez olan…
Geceleri gökyüzünü bezeyen yıldızların bu denli parlak, kocaman ve muhteşem olduklarına tanıklık etmek için o yüceliğin bağrında olmalısınız; elinizi uzatsanız geceye ve gökyüzüne doğru yakalayacaksınız hissine kapılırsınız…
Gecenin ve yıldızların bir başka öğrettiğidir; aşağıda da göz alabildiğine bir dünya vardır yıldızların muhteşem güzelliğini taklit eden, öbek öbek ışıklarıyla. Şurası Iğdır, şurası Nahçevan, şurası Erivan, şurası Mako. Sınırların anlamsızlığını anlatır Ağrı’nın ve dağların geceleri. Arada karakollar, pusuya yatmış askerler vardır oysa, nedense “kutsal” denilen sınırları beklesin diye. Bu manasızlığı onlar da orada öğrenirler aslında; yollarını gözleyen ailelerinden, yavuklularından daha “kutsal” olabilir mi, dağları birbirinden ayırmak gibi olmayacak bir “görev” atfedilmiş bu sınırlar?
İnsanlık halidir elbette, bazen kimse kimseyi görmemelidir oralarda; ne siz bizi ne biz sizi, herkes yoluna… Ölümüne yürünecek yollardır, bakmayın bendeki romantizme siz.
Romantizm deyince… “Senin için romantik diyorlar” demişti bir “portatif” arkadaşım. “Ne demek romantik olmak?” diye sorduğumda, “ne bileyim” demişti, “şiir yazıyormuşsun, çiçek takıyorsun yakana, öyle şeyler.” Dilimin döndüğünce “romantik” olmanın kötü bir şey olmadığını anlatmaya çalışmıştım, maalesef şiir yazamadığımı da ekleyerek. Bir parçası olduğumuz bu muhteşem doğayı sevmemiz lazım, eğer bu romantik olmaksa, filan… “Ben” demişti sözümü keserek, “Harun hevale inanırım.” Ben, “hay Allah, anlatamadım romantik olmanın kötü bir şey olmadığını” diye düşünürken suratımı ekşitmiş olmalıyım ki, kendisi küçük yüreği kocaman arkadaşım, “sana da inanırım tabii” demişti… Adı, Cesur’du. Şırnak’lı. Hikayesini anlatırım bir gün, onun da, Harun’un da…
Şiir değil, günlük yazıyordum. Yeleğimin iç cebinde defterim ve kalemim eksik olmazdı. Ay ve yıldız ışığı altında bir kayaya sırtımı verip çoğu zaman veya ateş başında yorgun bir günün ardından. Bazen sıcaktan bunalır bazen soğuktan donar iken. Bazen, olmadık anlarda… Yitirdim o defterleri. Vasfi’ye emanet etmiştim bazılarını oysa. Şair Vasfi’ye. Evet, o sahiden şairdi işte. Bilen, tanıyan bilir; isimsiz kahramanlarındandı o yüceliklerin. Hayatını yitirmese, o emanetleri geride bırakmazdı…
Tuhaf bir inat benimkisi de, kaldığım hapishanelerin müdürleri, gardiyanları şahittir, aramalarda alıp götürürlerdi defterlerimi. İşin yoksa geri almak için uğraş dur. Bir dahaki aramaya değin. (Özellikle Antep Özel Tip’in müdürü Zeki isimli ırkçı, faşist olduğunu saklama gereği duymayan kişiye selam ederim! Mektuplarıma, defterlerime dava açıyordu; “bölücülük propagandası” yapıyor bilmem ne. O “propagandayı” kendisine ve mektuplarımı, defterlerimi okumakla özel olarak görevlendirdiği yardımcısına mı yapıyordum yani? Güler misin ağlar mısın!)
***
Bir “gelecek” duygunuz ve duyarlılığınız varsa eğer, o duygu ve duyarlılığın timsalinin çocuklar olduğunu da bilirsiniz. Bu duygu ve duyarlılığı içimde hep canlı tutmaya gayret ettim. Her şey daha iyi olsun diye ise çabamızın özü ve özeti, bu gerçek ve çocuklar aklınızın bir köşesinde olmalı hep ve kalbinizin tabii ki…
Hayatımın zorlu anlarında, dönemlerinde bu duygu ve duyarlılık, en büyük güç kaynağım oldu. Sanmayın ki baba olduğum için böyle konuşuyorum. Kuşkusuz ki baba olmak hayatımın en önemli dönüm noktasıdır ama çocukları sevmeye baba olduktan sonra başlamış değilim.
Bu ara biraz “nostalji” damarım tutmuş olabilir. Eski mektup ve fotoğraflarımı karıştırırken, hapislik yıllarında bana yollanmış çok sayıda çocuk fotoğrafı döküldü önüme.
Bir zamanlar, çocuğu olmak, baba olmak çok uzak ve hatta bir olmayacak şey gibiydi; ne kadar sevsem de çocukları. Yeğenlerim vardı, sayıları arttı sonradan tabii. Arkadaşlarımın çocukları vardı. Beni misafir eden ailelerin çocukları vardı… Benim yoktu ve olmayacaktı işte; yürüdüğüm yollarda olmayacak şeylerden biriydi bu. İçimden gelmese de kabullenmiştim, ne çare…
Aklınızda olsun; çocuklar, bebekliklerinden itibaren sevginin ne denli sahici ya da zoraki, samimiyetsiz olduğunu gayet iyi anlıyorlar. Çocuklarla biz birbirimizi hep çok sevdik. Bunun, bazen cebimdeki son kuruşlarla onlara çikolata filan almamla bir ilgisi yok bence
Yazımın başında Ağrı’dan ve eşsiz gecelerinden bahsetmemin bir sebebi var elbet. O sana elini uzatsan yakalayacakmışsın gibi gelen yıldızları hayranlıkla izlerken, hayal işte, “Bir oğlum olsa” diye düşünürdüm, “adını Ali Roni koyardım.” Şart mıdır oğlun olsa, kızın da olabilir elbette, şansın varsa; “Kızım olsa, adını Zerya koyardım.”
Hayal ve hayat işte…
Üstüne üstüne gitsen de galebe çalan hayat oluyor her defasında; güzellikleri, mucizeleri ile bazen…
Bir mucize oluyor, uzandığın gecenin bağrında yıldızlar doluşuyor avucuna; yıldızlardan bir yıldız, kalbine ışık, gözlerine fer, dünyana aydınlık oluyor. Bir kızın, bir meleğin oluyor, Zerya doğuyor hayatına…
Annesiyle kulağına ömrünce ve onuruyla taşısın diye adını söylediğimizdi: Çêna ma wa meleke, Zerya ma… Ma, ma û piê to, saadina Heqi de ê Mihemmed Ali de ê Des û Di İmama de, ewliyanê Dersimî be Xizirî de name to ZERYA naymepira (… ) To nurê çimanê ma, roştiya zerre ma, omidê ma wa… Jüananê dina kuline de, to ra zaf hezkeyme… Xizir daîma tode heval bo… Çena ma wa meleke, Zerya ma, omre to derg bo… (2011)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025