Cafer Solgun
7 Haziran sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin hedefinde HDP vardı. Seçimin hemen ertesinde Saray’ın planladığı yeni seçimlerin hedefinde de aynı nedenlerle HDP var. Erdoğan’ın fiilen ilan ettiği başkanlığının ‘taçlanması’ için yine ve hâlâ HDP’nin baraj altına itilmesi gerekli.
7 Haziran öncesi ile bir ‘fark’tan bahsedilecekse, o da o zaman bütün bombalı tahrik ve provokasyonlara rağmen HDP’nin soğukkanlı duruşunu koruyarak oyunu bozması, şimdi ise PKK’nin ‘çatışmasızlık’ pozisyonunu terk etmesiyle ortaya çıkan ‘yeni’ durumdur. KCK/PKK çatışmasızlık pozisyonundan çıkmakla kalmadı, HDP’nin yüksek oranda oy aldığı bazı yerleşim birimlerinde ‘özyönetim’ ilan ederek kaosu derinleştiren bir adım attı. Bu, bir zorlamadır ve bu şekilde bir karşılığı olması da mümkün değildir.
AKP ve AKP görevlileri çatışma ve ölümlerin faturasını HDP’ye çıkarmak için hummalı bir faaliyet içerisindeyken ‘özyönetim’ ilan etmenin mantıksal tutarlılık gereği devamında seçimlerin boykot edilmesi beklenir. Ve bu da sadece HDP’nin Türkiyelileşme iddia ve çabasını boşa çıkarmaz, AKP’nin tek parti ve tek adam rejimi oluşturma hevesinin önünü ardına kadar açar. “Boykot da nereden çıktı?” diyenlerin “O halde özyönetim nereden çıktı?” sorusunu yanıtlamaları gerekir.
Hemen söyleyeyim; özyönetim ya da demokratik özerklik projesi, Türkiye’nin demokratik yeniden yapılandırılmasının en önemli projelerinden biridir. Ciddiyetle tartışmaya değer bir demokratik, siyasi mücadele konusudur. Ama ‘ilan ettim, oldu’ demekle de olacak bir şey değildir. Bu, sadece savaştan, çatışmalardan, cenazelerden, 90’lı yılları şimdiden gölgede bırakan OHAL zihniyet ve uygulamalarından iktidar devşirme hesabı yapanların ekmeğine yağ sürmekte, HDP’nin siyaset yapma imkân ve alanlarını ise zora sokmaktadır.
AKP, Fırat’ın doğusunda tabela partisi durumuna gelmiştir. Evlat acısıyla yürekleri yanan insanlar AKP ve Saray’a “yeter!” diyerek feryat etmektedirler. Cenaze törenlerindeki siyasi şovlar insanlarda iğrenti duygusu uyandırmaktadır. Tırmandırılmak istenen milliyetçilik ve ‘Türkün gücü’ kafası, beraberinde savaş ve çatışmalara karşı “illa da barış!” duyarlılığını da büyütmektedir. Yani seçime endeksli kaos planı, çok da bu plandan medet umanların arzuladığı gibi gitmemektedir.
Kaos ve çatışma ortamları provokasyona en açık ortamlardır. Anayasal hakkı olduğu halde kurulacak seçim hükümetinde HDP’nin yer almaması için formüller arıyorlar. Birçok insanda “HDP’yi seçime sokmazlar” endişesi var. 7 Haziran öncesi de provokasyon endişeleri vardı ve yersiz olmadığını görmüştük.
HDP, Kürt sorununun demokrasi içerisinde barışçıl çözümü imkânı olduğu için, Kürtlerin uzun süredir yaşadığı psikolojik, duygusal kopuşa Türkiyelileşme adıyla bir şans ve fırsat sunduğu için ve nihayet, sağlıklı, işleyen bir demokrasi elbette ki Kürt sorunu çözülmeden mümkün olamayacağı için önemlidir.
Hasan Cemal T24’teki dünkü yazısında PKK’ye ‘tek yanlı ateşkes’ çağrısı yaptı. Haklıdır. PKK silahlarını susturmalı, eylemlerine son vermelidir. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek bir dönemden geçiyoruz. Siyaset imkânları vardır ve daha fazla silahla, şiddetle, kanla gölgelenmemelidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025