Cafer Solgun
1 Kasım seçimleri ‘ufukta’ göründü nihayet. 1 Kasım’a, 7 Haziran’dan bu yana kanlı bir yoldan ilerleyerek varıyoruz. Unutmuyoruz.
Bu, Saray’ın ‘bunu saymıyorum’ dediği için yaptığımız bir seçimdir. Dayatmadır. Ölümü gösterip sıtmaya razı olmamız istenmektedir.
Bu dayatma ve şantaja boyun eğmemek, demokratikleşme istek ve çabamızın dönüm noktası anlamını ifade etmektedir.
‘Biz olmasak Beyaz Toroslar gelir’
Saray’dan kumandalı Başbakan Ahmet Davutoğlu bu sözleri partisinin Van’da düzenlediği mitingde söyledi. ‘Allah söyletti’ denilen sözlerden biri.
Tepkiler üzerine durumu toparlama açıklamaları yaptı. Ne var ki o açıklamalar durumu izah etmekten çok, taşıdığı zihniyeti daha fazla ‘faş’ etti.
Mesela Sayın Davutoğlu “Bizim dönemimizde faili meçhul olmadı hiç” diyor. Doğru konuşmuyor.
Ama ‘doğru’ varsaysak bile sormak durumundayız: 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerin kaç tanesini aydınlattınız?
O yılların namlı isimlerinin kaç tanesi yargı önünde kirli faaliyetlerinin hesabını verdi? Cevap vermeye yüzünüz var mı?
Sayın Davutoğlu bu sözleri bir de Van’da söyledi üstelik. Fahri ve asli danışman ordusundan birileri kendisine söyleyebilir mi acaba; Kürtler korku duvarını aşalı çok oldu.
Çok geçmişe bakmaya da gerek yok; şu 3 aylık sürede bölgede uyguladığınız sıkıyönetimin sonuçlarına bakmanız yeter.
Mesela Cizre’de ‘abluka’nın ardından onlarca genç dağa çıktı, PKK’ye katıldı. ‘İyi işte’ diyorsanız, ben de susuyorum…
‘Başkan değil halife olacak’
Yeni Akit adlı ‘gazete’ görünümündeki nefret organının yazarlarından Abdurrahman Dilipak, Kanada’da katıldığı bir konferansta kulaklara fısıldanan şayiayı yüksek sesle dillendirmiş:
Recep Tayyip Erdoğan ‘başkan’ olduğunda aslında ‘halife’ olacakmış. Saray’daki odaların bir kısmı da onun halifeliğine biat edenler için temsilcilik olarak kullanılacakmış.
1 Kasım seçimlerine ‘dayatma’ diyoruz da bu ‘hilafet’ rüyalarına insanların alet edilmek istenmesine ne demeli? Bu rüyayı görenlerin Türkiye’yi kafalarına göre devlet zoruyla ‘tek tip’ bir toplum haline getirmek isteyenlerden ne farkları var?
Saray’daki silahşor danışmanlara hitaben soru filan sormayacağım, hayır. Çünkü onların görevi ‘danışılmak’ değil, malum, soytarılık…
‘Terör kokteyli’
İlk günden belliydi. İzleyen günlerde neredeyse bütün detaylarıyla açığa çıktı. Ankara katliamı, IŞİD adlı barbarlar örgütünün eylemi.
Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu katliamın faili olarak gözlerin ve dikkatlerin IŞİD üzerinde toplanmasından nedense rahatsız.
Katliamın bir ‘kolektif terör’ eylemi olduğunu söylüyor. IŞİD, PKK, PYD ve Muhaberat’ın isimlerini sayıyor.
Bu sözleri herhangi biri söylese aklından kuşku duyulur. Ama söz konusu olan Cumhurbaşkanı olunca ve de ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ birimleri 24 saat alarm halinde olunca, yandaş erbabı bu yaklaşımın hikmetleri üzerine olmadık komplo teorileri döktürüyor ve bize de “Neden gerçeği karartmak istiyor ki?” diye sormak kalıyor…
Çetin Altan…
“Hayal ettiğimiz ülke bu değildi” oldu son sözleri ama eklemeyi de ihmal etmedi: “Ümit etmekten, hayal etmekten ve mücadele etmekten vazgeçmeyin”.
Altan ailesi başta bütün Türkiye’nin başı sağ olsun. Umut, direnen insanlığımızdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025