Celal BAŞLANGIÇ
"Sabah", "Akşam" yandaş medya manşeti çekmiş:
"Normale dönüş seferberliği", "TSK vuracak, STK kuracak"
Spotlarına göre "Terörden temizlenen kentlerine dönen vatandaşların hayatını normalleştirmek için devlet ve STK'lar seferberlik başlatıyor"muş.
"Güvenlik güçleri teröre karşı mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürürken, TOBB'dan TÜSİAD'a, MÜSİAD'dan TİM'e onlarca STK inşa ve ihya sürecinde aktif rol alacak"mış.
Hem de kim varmış bu "inşa ve ihya" sürecinde aktif rol alacak STK'ların içinde biliyor musunuz; İHH, Ensar Vakfı, ÖNDER, İlim Yayma Cemiyeti, Birlik Vakfı...
Haberlerin ayrıntıları da müthiş!
AKP'nin Merkez Yürütme Kurulu "terörün vurduğu Doğu ve Güneydoğu illerinde yeni dönemde yapılacakları masaya yatır"mış.
Bir de "yol haritası' çıkartmışlar.
"Evleri yıkılan vatandaşlar TOKİ'den ev sahibi olurken, evlerin eşya ihtiyacının karşılanması için başta TOBB, MÜSİAD, Kızılay gibi sivil toplum örgütleri ve sendikalar aracılığıyla kampanyalar başlatılacak"mış.
Bu "seferberlik" planına göre "terör mağduru vatandaşlara buzdolabı, çamaşır makinesi halı gibi ev eşyaları ile giyim ve gıda yardımı yapılacak, 'kardeş belediye' projesi kapsamında Türkiye'nin batısından doğusuna 'kardeşlik köprüsü' kurulacak"mış.
Kürt kentlerinde yaşananları tam olarak bilmeyenler bu başlıkları, spotları, haberleri okuyunca saf saf sevinebilir; "Ne güzel devletimiz terörden zarar gören yurttaşlarına bütün şefkatiyle yardım elini uzatıyor" diye.
Ama, bölgede yaşanılanları bilenler için işin aslı hiç de öyle değil.
Öncelikle şu tesbiti yapalım; AKP'nin Milli Güvenlik Kurulu'nda yaptığı hesap, bölgedeki Kürtlere uymadı.
Daha ortada hendekler barikatlar yokken, 2014'ün Eylül ayında Genelkurmay Başkanlığı'na sunulduğu iddia edilen ve süreç içersinde satır satır uygulandığı görülen "Çöktürme" planından birkaç cümle:
"Özel Polis Kuvvetleri ve özel askeri komandolar eşliğinde, ordu güçleri şehirleri kuşatarak, mahallere ve yerleşkelere operasyonlar düzenleyecek. (...) Ablukaya alınan yerleşkelerde, yaşamsal alanlar tahrip edilerek geri dönüş koşulları ortadan kaldırılacak. Kitlesel imhalar, tutuklama ve boşaltmalarla yerleşkeler huzura kavuşturulacaktır. (...) bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi planlanmakta." (HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün TBMM Başkanlığı'na Ocak 2016'da verdiği soru önergesinden)
İlk bakışta "Çöktürme" planının bu kısmı, yani "bombalanmış yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi" gerçekleşti.
Sur'dan Cizre'ye, Silopi'den İdil'e, Şırnak'tan Yüksekova'ya, Nusaybin'den Silvan'a kadar uzanan bir coğrafyada binlerce insan göç etti.
Ancak bundan sonrası beklendiği gibi olmadı. Çünkü göçen insanlar, en yakınlarındaki kentlere, kasabalara, köylere gittiler. Çok büyük bir bölümü bölge dışına çıkmadı.
Aslında bu, geçmiş yıllarda yaşanan örneklerinden çok farklıydı.
Gerek Birinci Körfez Savaşı sırasında, gerekse de 1990'lı yıllarda köyler boşaltılıp yakılıp yıkılınca bölgeden Türkiye'nin batısına büyük bir göç dalgası yaşanmıştı.
İstanbul'a, İzmir'e, Bursa'ya, Yalova'ya, Antalya'ya, Adana'ya, Mersin'e, Gaziantep'e göç vermişti bölge.
7 Haziran öncesi, özellikle de seçimlerden sonra Türkiye'nin batısında HDP merkezlerine, seçim bürolarına, Kürtlerin evlerine, işyerlerine yapılan saldırıların etkisiyle de olsa gerek göçen halkın büyük çok büyük bölümü bölgenin dışına çıkmadı.
Kentlerindeki kuşatma, bombardıman, sokağa çıkma yasakları biter bitmez de yıkılmış evlerine, harabeye dönmüş mahallelerine, moloz yığını olarak kalmış kentlerine geri döndüler.
Bu göç ve geri dönüş aylardır devam ediyor bölgede.
Rojava Yardımlaşma Derneği, yerel yönetimler, GAP Belediyeler Birliği, bölgedeki tüm sivil toplum örgütleri büyük bir çabayla, Türkiye'nin batısından katılan bazı gönüllülerin desteğiyle de tam yedi aydır büyük bir yardım kampanyası sürdürüyorlar.
Aylardır Cizre'den Silopi'ye, Sur'dan Yüksekova'ya kadar binlerce insan için "Kardeş Aile Kampanyası" örgütlüyorlar.
Bu kampanya bölgeden başlıyor, Türkiye'nin batısına uzanıyor ama bununla da sınırlı kalmıyor.
"Kürt Özgürlük Hareketi" çizgisinde Avrupa'dan Türkçe ve Kürtçe yayın yapan televizyonlar yardım kampanyası duyuruları yapıyor, "Kardeş Aile" için özel canlı yayınlar gerçekleştiriyor.
Büyük bölümü Türkiyeli "gurbetçi" olanlar, özellikle de Kürtler; İngiltere'den Fransa'ya, Almanya'da İsveç'e, Belçika'dan KKTC'ye kadar geniş bir coğrafyadan katılıyorlar telefonla bu canlı yayınlara.
Kimi toplu bağışta bulunuyor, kimi Sur'dan, kimi Yüksekova'dan, kimi Cizre'den "Kardeş Aile" ediniyor.
"Kardeş Aile" edinenlerin her ay en az 150 Euro göndermesi gerekiyor. Ancak bununla da sınırlı tutmak istemiyorlar kampanyayı düzenleyenler. Eğer şartları uygunsa edindikleri "Kardeş Aile"yi ziyaret etmelerini, tanışmalarını öneriyorlar dayanışmanın ekonomik boyutunun yanı sıra sosyal, psikolojik ve moral açıdan da amacına ulaşması için.
Ancak bütün bu çabalar, hani bugün bölgedeki "yaraları sarmak" için girişimde bulunmayı hala daha düşünen, henüz uygulanmamış projeler üreten AKP iktidarının ciddi engellemeleriyle karşılaşıyor.
Yedi aydır bölgede göç eden, geri dönen, evleri yıkılan ailelere gıda, elbise, ısıtıcı yardımı yaptıklarını anlatıyor Rojava Yardımlaşma Derneği Eş Genel Başkanı Mustafa Ocaklı:
"Şu ana kadar 80 bin aileye ulaştık. Yani bu 300-350 bin kişi anlamına geliyor. Cizre, Silopi, İdil gibi yerleşim yerlerine kum, çimento, briket, tuğla, kapı ve pencere doğramaları yardımı yaptık. Bu inşa sürecini yerel yönetimlerle ve sivil toplum örgütleriyle gerçekleştiriyoruz. Ancak büyük engellemelerle karşılaşıyoruz. Cizre'ye ve İdil'e gönderdiğimiz yağ tenekelerini bıçaklarla deldiler. İlçelere sokmadılar. Şu anda Nusaybin'de 40 bin insan var. Susuzluktan, gıdasızlıktan kırılıyor. Ancak yardımlarımız engelleniyor. Derneğimize ait iki banka hesabını dondurdular. Cizre'ye 100'e yakın buzdolabı gönderdik. İlçeye sokmadılar. Gönderdiğimiz gıda yardımlarına el konuluyor."
Bölgedeki Kürtler yaşadıkları kentler bombalansa da, evleri yerle bir edilse de geri dönüyor. Evinin enkazı üzerine çadır kurmak, orada yaşamını yeniden örgütlemek istiyor. Ancak değil çadır kurmalarına, evlerinin bulunduğu yerde yaşamalarına bile izin verilmiyor. Hatta bir ara İdil Kaymakamlığı, moloz yığınına dönüşmüş mahallelerinde çadır kuranlara "görüntü kirliliği yaratmak"tan dava açmaya kalkıyor.
"Telaşa kapıldılar. Çünkü halk yaşam alanlarını terketmedi" diyor Ocaklı, " Halk yaşamak için çadır talebinde bulunuyor. Gönderdik. Kurulan çadırları bıçaklarla delik deşik ettiler, yıktılar. Daha sonra gönderilen çadırları içeri sokmadılar. Yüksekova'nın yüzde 70'i yıkılmış. Ama insanlar orada yaşamak istiyorlar. 'Bırakın biz molozların üzerine çadır kurmak istiyoruz' diyorlar. Halk çadır talebinde bulunuyor. Gönderdiğimiz çadırlara el konuldu. Şu anda Cizre'ye, İdil'e bizim gıda yardımımızın girmesine izin vermiyorlar."
Bölgeden de DİHA'nın geçtiği haberler geliyor. Şırnak'ın çevre beldelerinde ve köylerinde çadır kurmalarına izin verilmediği için kendine naylondan barınma alanı oluşturan binlerce kişinin yaşadığı alanlara polis ve özel harekat timleri baskın yapmış... Naylon barakalarda yaşayanların eşyaları dağıtılmış, çocuklarının cenazesini arayan aileler tehdit edilmiş... Vekillerin de olduğu HDP heyeti ve yardım kuruluşları bölgeye sokulmamış... Sağlık Emekçileri Sendikası'nın üyeleri sağlık kontrolü için, psikologlar halka destek vermek için gittikleri Şırnak'tan içeri alınmamışlar.
İşte halka dönük bu yardımları engelleyen de bugün "yaraları sarma seferberliği" planlayan AKP iktidarı.
Çünkü panik büyük. Kürtlerin yaşam alanlarını "geri dönülemeyecek biçimde" tahrip etmeyi planlamışlardı. Yaptılar.
Ancak Kürtler, kentlerini bırakmama kararı verdiler, geri döndüler.
İşte planın iflas ettiği nokta burası.
Örgütle halkın arasına bir kama sokmak istediler. Hendekleri, barikatları bahane ederek kentleri yıktılar.
Ancak kısa bir süre sonra anlaşıldı ki, buradaki temel mesele hendekler ve barikatlar değil.
Çünkü hendekler, barikatlar yerle bir edildiği halde, operasyonların bittiği duyurulduğu halde sokağa çıkma yasakları süren ilçeler var. Çatışmalar, hendekler, barikatlar bitti ama devlet güçlerinin yıkımı bitmiyor.
İlk başta hendeklerden ve barikatlardan dolayı örgüte dönük bir tepki oluşsa da şimdi anlaşıldı ki, mesele hendek ve barikat değilmiş.
Örneğin Yüksekova'da sokağa çıkma yasağının 38. gününde çatışmalar bitiyor, hendeler, barikatlar kaldırılıyor. Ama iki ay daha sürüyor Yüksekova'da sokağa çıkma yasağı. Çatışmalar, operasyonlar bittikten sonra yapılıyor yıkımların yüzde 70'i.
Süreç ilerledikçe gerçekler ortaya çıkıyor. Burada yıkan güç olarak AKP devleti en yalın biçimde teşhir oluyor. Hatta görüntüleri de var, AKP'li milletvekili Yüksekova'ya gidiyor. Halka soruyor "Burayı kim yıktı?" diye. Herkes net biçimde yanıt veriyor:
"Devlet yıktı!"
Sosyal medyada AKP'li milletvekilinin nasıl arkasına baka baka gittiğini gösteren görüntüler izlenme rekorları kırıyor.
Halk devlet güçlerinin yıkıcı yüzüyle başbaşa kalmış durumda. Yardımına tek koşan yine örgütlü Kürtler.
İşte bu çıkan görüntüye AKP devleti aylar sonra daha yeni uyanmış.
Bir yandan Kürt örgütlerinin Kürtlere yardım etmesini engellemeye çalışıyor, diğer yandın "Savulun, bu memlekete Komünizm gelecekse onu da bu devlet getirir" mantığındaki tek parti iktidarı gibi.
Yandaş gazetelerin manşeti de bu mantığı ele veriyor.
Üst başlık "Türk Sivil Kuvvetleri" terör yaralarını sarmak için devrede"
Manşet daha da Türkçü:
"TSK vuracak, STK kuracak"
Yani yandaş medya diyor ki; "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin vurduğu Kürt kentlerini, Türk Sivil Kuvvetleri kuracak!"
Kafa o kadar karışmış ki, örgütlü Kürtlerle Kürt halkı arasına kama sokmak için kentleri yakıp yıkıyorlar, insanları öldürüyorlar. Sonra bakıyorlar ki, Kürt halkının yardımına koşanlar yine örgütlü Kürtler ve Türkiye'nin batısındaki ilericiler, demokratlar, sosyalistler.
İşte AKP iktidarının tutmayan planı bu.
Şimdi de bu yüzden panik halinde "Yediğimiz bu haltın altından nasıl kalkarız" diye plan yapıp gazetelerin manşetinden servis ediyorlar.
Oysa bu ülkede "demokratik bir devlet aklı" olsaydı, bu hendeklerden ve barikatlardan sonra "Kürt Özgürlük Hareketi"ne desteği en az yüzde 50 azaltırdı.
Hoş "demokratik bir devlet aklı", silahlı mücadeleye de, hendeklere de, barikatlara da, kentleri abluka altına almaya, masum sivilleri öldürmeye de varmazdı.
Ama uygulanan bu vahşi yıkım ve katliam politikaları bir kez daha bölgede yaşayan her insanın "Kürdün Kürtten başka dostu yoktur" demesine yol açtı.
Geçmiş olsun beyler. Ya da kıyı Ege'de yaşayanların ağızıyla söyleyeyim:
"Akşamın kalimera."
Yani "İstanbullucası":
"Akşam vakti günaydın."
İsterseniz İngilizler gibi söyleyelim, belki NATO'cu subaylar bunu daha doğru anlar:
"Akşam yemeğinden sonra Günaydın."
CELAL BAŞLANGIÇ | HABERDAR
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021