Celal BAŞLANGIÇ
Bu ülkede Kürt siyasetçilerin, muhaliflerin, yandaş ya da yanaşma gazeteci olmayanların Noel Baba'nın kafasına silah dayayan vandallar kadar özgürlüğü yok. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler olmadık gerekçelerle gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Şu günlerde yaşadığımız süreç hukuk tarihinin kara sayfalarına yazılacak örneklerle dolu.
Kardan adam ama biraz farklı. Sağ elini kaldırmış zafer işareti yapıyor. Sol elini yumruk yapıp havaya kaldırmış
Ankara’daki HDP Genel Merkezi’nin önünde öyle duruyor.
Eli telsizli iki sivil yaklaşıyor bu “siyasi” kardan adama.
Biri vurup zafer işareti yapan kolunu kırıyor. Diğeri de havada yumruk olan elini indiriyor aşağıya.
Muhtemelen güvenlik kameralarına takılan bu görüntüyü HDP Genel Merkezi bir notla servis ediyor:
“Kardan adamımıza dönük ‘yaramaz polislerin’ saldırı anı. Tutuklamadıklarına mı şükredelim, bilemedik…”
Böylece bir kardan adamın dünyada ilk kez polis tarafından “etkisiz hale” getirilişine tanık oluyoruz.
Havaya kalkmış sol yumruğa mı düşmanlar, yoksa dünyadaki bütün toplumların ortak diline dönüşmüş zafer işaretine mi kızıyorlar? Kim bilir belki de kardan adama Noel Baba muamelesi yapıyorlar. Malum Reina katliamına kadar Noel Baba’ya saldırmak pek moda olmuştu İslamcılar arasında.
Ama zafer işareti yapmak da artık bu ülkede pek öyle yabana atılacak suçlardan değil.
Biri diş hekimi, diğeri esnaf olan iki arkadaş Urfa’dan Mardin’e gezmeye gidiyorlar. Midyat’ta fotoğraf çektirirken bir de zafer işareti yapıyorlar. Hemen müdahalede bulunuyor polisler. İki “yerli turisti” gözaltına alıyor. Avukatları Tugay Bek’in anlatımına göre gözaltında öldüresiye dövülüyorlar.
Neredeyse yılın son günü haklarında dava açılıyor Evrensel’in haberine göre:
“Mardin’de Ömer Kara ve Kamran Ali isimli iki kişi, Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde zafer işareti yaptıkları için gözaltına alındı ve ‘Örgüt propagandası yapmak’la suçlandı. Haklarında dava açılan Kara ve Ali’nin üç yıla kadar hapsi istenirken suçlamaya gerekçe olarak dört gün önce yaşanan bombalı saldırı gösterildi.
Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianamede, 8 Haziran tarihindeki saldırıdan dört gün sonra Kara ve Ali’nin emniyet müdürlüğü önünde zafer işareti yaparak fotoğraf çektirdikleri, bunun üzerine iki polisin kimlik kontrolü yapmak istediği yer aldı. İddianameyi hazırlayan savcılar Kara ve Ali’nin zafer işaretiyle fotoğraf çektirerek bombalı saldırıyı övdüğünü savundu ve ‘Saldırıyı bir zafer olarak gördüklerini açıkça gösterdikleri, şüphelilerin bu şekilde PKK terör örgütünün propagandasını yaptıkları anlaşılmıştır’ yorumunu yaptı.”
Avukat Bek de şaşırmış bu iddianameye:
“OHAL’le birlikte her geçen gün bizi şaşırtan yargı kararları ve iddianamelerle karşı karşıya kalıyoruz ama bu bizi son derece şaşırtan bir iddianame oldu. Şahısların ne saldırıdan haberleri var ne de olayla ilgileri bulunuyor. Turistik geziye geliyorlar. Serbest kaldıktan sonra da bu olayı unutmaya çalışıyorlar. Öyle ki bir daha emniyet ve adliyeye gitmemek için gördükleri işkence hakkında suç duyurusunda bile bulunmuyorlar.”
YILLAR ÖNCE TAKİPSİZLİK VERİLEN SUÇLAMADAN TUTUKLAMA
İçinde yaşadığımız sürecin hukuksuzluğun tavan yaptığı, adil yargılanma hakkının tümüyle ortadan kalktığı bir iktidar dönemi olarak tarihin kara sayfalarına geçeceği kesin.
Siyaset ve medya dünyasında gözaltı, tutuklama hızlanarak devam ediyor, hatta artık kitleselleşiyor. Hedefte olanlar da belli; yandaş ve yanaşma olmayan gazeteciler, sivil Kürt siyasetçiler, muhalifler, sosyalistler… Çember giderek genişliyor, artık laikliği savunanlar da gözaltı ve tutuklama furyasının hedefine dönüşüyor.
Son olarak Diyarbakır’da tutuklananlardan biri de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkanlık Divanı eski üyesi Edip Yaşar oldu. İşin ilginci Yaşar’a emniyet sorgusunda yöneltilen ve tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen suçlamalar yıllar önce yaptığı telefon görüşmeleri, katıldığı toplantılar ve basın açıklamaları.
Örneğin 2009 yılında Tüm-Bel-Sen Diyarbakır Şube başkanlığı döneminde yaptığı basın açıklaması yedi yıl sonraki sorgusunda suçlama olarak yöneltilmiş Yaşar’a. Beş yıl önce bir PKK’linin cenaze törenine katılması da başka bir suçlama konusu olmuş.
Hatta, 1habervar.com’un yılın son günü servis ettiği habere göre, yıllar önce takipsizlik kararı verilen dosyalar bile yeni suç unsurları gibi önüne konulmuş Yaşar’ın:
“Yaşar’ın tutuklanma gerekçelerinden biri de DTK Başkanlık Divanı üyesiyken sivil toplum örgütü temsilcileriyle yaptığı telefon görüşmeleri oldu. Edip Yaşar hakkında yıllar önce takipsizlik kararı verilen bazı suçlamalar da Yaşar’ın tutuklanma gerekçesi sayıldı. Bu suçlamalardan biri de 2012 yılına ait. Roboski Katliamı’yla ilgili yaptığı bir konuşmadan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında 2012’de ifade veren Yaşar’a o dönem yaptığı konuşmalar tekrar soruldu. Dört yıl öncesine ait olan ve takipsizlik kararı verilen bu suçlama Edip Yaşar’ın tutuklanma gerekçelerinden biri olarak gösterildi. Yaşar’ın tutuklanma gerekçeleri arasında son dört yılla ilgili herhangi bir suçlama olmaması dikkat çekiyor.”
Ağırlıklı olarak 7 Haziran seçimleri sonrasında başlayan, 1 Kasım seçimlerinin ardından hızlanan ve içinde bulunduğumuz süreçte “kitlesel bir gözaltı ve tutuklama” dalgasına dönüşen bu sürecin hedefinde HDP’sinden DBP’sine kadar bütün Kürt siyasal hareketinin kadroları var. İl başkanlarından belediye başkanlarına, ilçe başkanlarından yönetim kurulu üyelerine kadar yayılan bir yelpazede sürüyor gözaltılar ve tutuklamalar.
HDP Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen’in verdiği sayıya göre sırf 2016’nın son 15 gününde gözaltına alınan Kürt siyasetçilerin sayısı 800’ü aşmış durumda.
Bu gözaltı furyasına tutulanlardan biri de HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Doğan Erbaş ve Aysel Güzel’in de aralarında bulunduğu 10 yönetici.
Gözaltındaki HDP yöneticilerinin avukatları 15 gündür ne savcıyla görüşebiliyorlar ne de yazdıkları itiraz dilekçelerine yanıt alabiliyorlar. Avukatları Selin Yıldırım “Soruşturma numarasına bile kendi çabalarımızla ulaştık. Savcı katibine dosyayı görmek istediğimizi söylediğimizde ise ‘Dosya emniyette oluşturuluyor’ cevabını aldık. Katibin bu cevabı HDP yöneticilerinin spontane gelişen bir operasyonla alındığının itirafı. İnsanları 15 gündür gözaltında tutuyorlar, oysa ellerinde dosya bile yok. Bu şekilde gözaltı sürecini tekrar tekrar uzatarak dosya oluşturmaya çalışıyorlar” diyor. (ANF / Zeynep Kuray)
Şu anda 20 günü aşmış durumda HDP İstanbul yöneticilerinin gözaltı süreci. Bakalım Olağanüstü Hal’in KHK’larla getirdiği 30 günlük gözaltı süresi nasıl bir dosya oluşmasına yetecek!
HABERLERDEN, TWİTLERDEN ‘TERÖRİST GAZETECİ’ ÇIKARTMAK
Elbette sadece Kürt siyasilere, muhaliflere, hatta sıradan insanlara yönelik değil bu gözaltı, tutuklama ve dava açma furyası. Yeni yıla 145 gazeteci tutuklu olarak cezaevinde, altı gazeteci de gözaltında girdi.
Olağanüstü Hal ilan edildiğinden bu yana gazetecilere pek uygulanmayan 30 günlük gözaltı süreci bu kez altı gazeteci için gündeme gelecek gibi görünüyor.
Gözaltındaki ve cezaevindeki gazetecileri yakından izleyen CHP Medya Komisyonu üyesi ve gazeteci kökenli milletvekili Barış Yarkadaş bir haftadan fazla süredir gözaltında tutulan ve yeni yıla Vatan Emniyet’te giren altı gazetecinin durumunu değerlendirirken “Yargı çürümüş, her yeri tel tel dökülüyor” saptamasını yapıyor:
“İstanbul ve Diyarbakır’da bir hafta önce altı gazeteci gözaltına alındı. Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Ömer Çelik, Metin Yoksu, Eray Sargın ve Derya Okutan yedi gündür hücrede tutuluyor. Ve bu gazeteciler, insan kaçakçılığı yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan kişilerle aynı hücreyi paylaşıyor. Avukatlarının itirazları ise dikkate bile alınmıyor. ”
Yarkadaş’ın anlattıkları arasında ilginç bir bilgi dikkati çekiyor. Gazeteciler “Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın maillerini RedHack adlı oluşumla birlikte yasadışı bir şekilde paylaştırmak” suçlamasıyla gözaltına alınmış. Ancak bu suçlama önceki gün değişmiş. Avukatlarına önce terör örgütüne ilişkin bir soruşturma kapsamına sokulduğu söylenmiş. Ancak daha sonra RedHack terör örgütü kapsamında olmadığı için bu kez gazeteciler “terör suçu” kapsamına sokuluyor.
Bir soruşturmadan çok bir “intikam gözaltısı”na dönüşüyor altı gazetecinin durumu, sanki birileri “Damat-Bakanın mailleriyle ilgili haber yaparsın ha, al sana 30 gün gözaltı” diyor.
Elbette Ahmet Şık’ın tutuklanması da ayrı bir hukuki garabet. Dosyasında üç örgüt birden görünüyor; PKK- DHKP-C, FETÖ… Bir de bundan evvelki Ergenekon tutuklamasını hesaba katarsak sanki Ahmet’in tutuklanmadığı tek bir terör örgütü kalıyor; IŞİD… Onun için de bir dahaki sefere hayırlısıyla…
Ahmet’in yayınlandığı zaman soruşturma konusu olmayan, dava açılmayan, hatta açılsa bile hakkında takipsizlik kararı verilen eski haberleri, röportajları ile twitleri bir araya getirilip üç ayrı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklandı Ahmet Şık.
Bir iddiaya göre hazırlamakta olduğu ve AKP’nin içini hayli sarsacak bir haber nedeniyle apar topar gözaltına alınıp tutuklandı.
Yayınlanmayan kitabı yazdığı için tutuklanan bir gazeteci olarak tarihe geçmişti Ahmet Şık.
Şimdi de hazırlamakta olduğu ancak henüz yazmadığı haberden dolayı tutuklanan bir gazeteci olarak tarihteki müstesna yerini alacak.
Daha da ilginci kendi selamını kendi alan adam olarak da tarihe geçecek.
Çünkü tutuklu gazetecilere mektup ve tebrik kartı yasağı olduğu için cezaevlerindeki gazetecilerin 100’den fazla arkadaşı bir araya gelip çektirdikleri fotoğrafla içeriye selam göndermişlerdi. Hiç değilse meslektaşları o günkü gazetede göreceklerdi yeni yıl kutlama mesajlarını.
İşte o gün o fotoğraf karesine girip cezaevlerindeki meslektaşlarına selam gönderenlerden biriydi Ahmet Şık. Ertesi gün gözaltına alınıp tutuklandı. Böylece de kendi selamını kendisi alan ilk gazeteci olarak tarihe geçti.
Günlerdir Noel Baba’ya yumruk atan takkeli ve sakallı adam afişleri, sünnet edilen Noel Baba görüntüleri pek moda. Buna en son “tüy diken” de Aydın’daki Alperen Ocakları olmuştu.
Efe kıyafetli göstericiler “temsili” Noel Baba’yı döve döve götürüp Mehter Marşı eşliğinde bir de silah dayamışlardı kafasına.
Görüntüler sosyal medyada hayli tepki çekti. Ama bu nefret gösterisiyle ilgili bir soruşturma bile açılmamıştı. Ta ki yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişi katledilinceye kadar.
Katliamdan sonra Noel Baba’nın kafasına silah dayayan 10 kişi gözaltına alındı. Suçları da “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama”ydı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki ifadelerinin ardından savcılık kararıyla serbest bırakıldılar.
Bütün bu yaşanan olmayacaktı; Kürt siyasetçi, AKP muhalifi ya da yandaş ve yanaşma olmak yerine gerçek gazeteciliği seçmeselerdi ne gözaltına alınacaklardı ne de tutuklanacaklardı.
Keşke bütün bunları yapacaklarına Noel Baba’yı önce bir güzel dövüp sonra da kafasına silah dayasalardı…
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021