Celal BAŞLANGIÇ
Ege’deki bir şenlikte konuşmacıydı Aziz Nesin.
12 Eylül darbesinin faydalarını anlatıyordu:
“12 Eylül’ün faydaları da olmuştur. Örneğin 12 Eylül döneminde taksilere taksimetre takılmıştır. O zamana kadar büyük şehirlerde taksiciler ile taksi müşterileri arasında bitmez tükenmek ücret ve tarife kavgaları yaşanırdı.”
Aziz Nesin’e göre 12 Eylül bu tartışmaları sona erdirmişti ama bir itirazı vardı:
“Ama taksilere taksimetre takmak için de darbe yapılmaz ki!”
Gece yarısı çıkartılan son kararnameyle kış lastiği takmayanlara 625 lira para cezası getiriliyordu. Olağanüstü Hal’de çıkartılan Kanun Hükmündeki Kararname değil, Karayolları Ceza Tarifesi mübarek sanki.
Aziz Ağabey sağ olsaydı yine inceden dalga geçerdi herhalde:
“15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’in faydaları da olmuştur. Örneğin trafiğe çıkan araçlara kar lastiği zorunluluğu getirerek pek çok kazanın önüne geçmiştir. Ama araçlara kış lastiği takmak için de bütün memlekette Olağanüstü Hal ilan edilmez ki!”
Elbette ne 12 Eylül darbesi sadece taksilere taksimetre takmak için yapıldı ne de Olağanüstü Hal, kararnameyle araçlara kış lastiği taktırmak için.
Ama Türkiye’de 12 Eylül zulmünü sollayacak koşullar yaşanıyor pek çok alanda.
Bu gerçeğin daha net ortaya çıkması için referandum koşulları iyi bir katalizör oldu.
YASAKLI RENK MAVİ
12 Eylül’ün baskıcı karakteri de darbe anayasasının referanduma götürüldüğü süreçte çok net biçimde ortaya çıkmıştı.
Bir anıyla aktaralım.
1982’de İzmir’deki tarihi vilayet binasının önünde miting yapıyor Kenan Evren. Amacı 12 Eylül Anayasasını anlatmak. Kent kent dolaşıyor ülkeyi. “Evet”in rengi beyaz, “Hayır”ın mavi.
O günlerde “Hayır” propagandası “ikinci bir emre kadar” yasaklanmış. Neredeyse İstanbul’daki İETT otobüslerinde kullanılan “Mavi kart”ı bile kaldıracaklar. Durum o kadar sıkı yani.
Ancak o dönem çalıştığım Cumhuriyet Gazetesi bu yasaktan dolayı açıktan “Hayır” diyemese de “Havet” kıvamında çıkıyor.
Rahmetli İsmail Gülgeç her gün “mavili” bir karikatür çiziyor; “Deniz de mavidir”, “Atatürk’ün gözleri de mavidir” diye.
Cumhuriyet adına da Evren’in Konak Alanı’ndaki mitingini izliyorum. Kürsünün önünde gazetecilere ayrılmış bir platformun üzerindeyim.
Daha Evren kürsüye çıkmamıştı. Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan tanıdığım bir bürokrat gelip kulağıma eğildi:
“Bu mavi meselesinden Paşamız sizin gazeteye çok kızgın. Mümkünse biraz kenarda dursanız. Sizi görünce gergin bir ortam meydana gelmesin.”
Fazla kaçacak yer yok platformda. Diğer gazetecilerin en arkasına geçtim.
Evren kürsüye çıkıp konuşmaya başladı:
“Sinsice neler neler söylemiyorlar sevgili vatandaşlarım. Atatürk’ün gözlerinin renginin mavi olup, mavi baktığından tutun da denizin mavi sularında serinleyen, gökyüzünün maviliklerinde huzura kavuşulacağına kadar mavi rengi ima ederek güya parlak buluşları ile ‘ret’ oyunu telkine yeltenmektedirler.”
O günden sonra renklerden mavi de yasaklanmıştı.
TEK BİR ‘EVET’ ARGÜMANLARI YOK
12 Eylül faşist darbesini yapan askeri cuntanın başı Kenan Evren bile en fazlasından “sinsi” suçlamasında bulunuyordu “Hayır” propagandası yapanlara.
12 Eylül’ün “sinsi” düzeyi zemzem suyu gibi kaldı bugünkü iktidarın siyaset yapma biçimi yanında.
Referandumda “Hayır” diyeceklere yöneltilen suçlama “darbeci”, “vatan haini”, “terörist” düzeyine düşmüş, yerlerde sürünüyor.
Hükümet üyelerinin de kafası karışık bugünlerde. Yapılan anketlerde “Hayır” oyları “Evet”ten fazla çıktıkça paniğe kapılıyorlar; ne yapacaklarını, ne diyeceklerini şaşırıyorlar.
Hükümetten bir bakan “Hayır diyenler teröristtir” diyor.
Bir başka bakan çıkıp “Evet diyenlerin de, Hayır diyenlerin de başımızın üstünde yeri var” diye konuşuyor.
Her iki bakan da aynı hükümetin üyeleri olduğuna göre ikisinin sözlerini toplayıp şöyle bir sonuca varmak mümkün:
“Teröristlerin başımızın üstünde yeri var!”
Ancak böyle bir sonuca meydan vermemek için Başbakan Binali Yıldırım “sahibinin sesi” olarak sahneye çıkıp bütün “Hayır” diyecekleri “terörist” ilan ediyor:
“Kimlerin ‘Hayır’ dediğine bakın. PKK’nın sözde üst düzey yöneticileri, FETÖ’nün kaçak terörist sürüleri. Bunlar TC vatandaşı bile değil. ‘Hayır’ deseler ne olur. Bunlar teröristler. HDP ile CHP ‘Hayır’ diyor. Belli ki CHP sırtını terör örgütüne yaslamış HDP’nin kayığına binmiş vaziyette.”
Hatta müthiş bir mantığı var Başbakan Yıldırım’ın. Diyor ki:
“PKK Hayır, ‘FETÖ’ Hayır dediği için biz bu değişikliğe Evet diyoruz.”
Sanki PKK ve ‘FETÖ’ dayatmayla, zorla milletin önüne bir “Hayır” sandığı koymuş, AKP’liler de “Hayır” diyenlere bakarak, “Evet” kararı almış.
Oysa milletin önüne sandığı koyan AKP. 15 Temmuz’u fırsata çevirip, ilan ettiği OHAL koşullarında Türkiye’yi bir “Evet” ya da “Hayır” tercihine zorlayan AKP. Sonra da sandığı getirenin kendileri olduğunu unutmuş gibi yapıyorlar. “Teröristler Hayır dediği için biz Evet diyeceğiz” mantığıyla aslında başka bir açıklarını ele veriyorlar.
Çünkü neden “Evet” diyecekleri konusunda halkı ikna edecek hiçbir argümanları, hiçbir gerekçeleri, mantıklı hiçbir nedenleri yok. Bu yüzden kendi getirdikleri, Türkiye’yi tek adam yönetimine götürecek bu anayasa değişikliğini anlatmak, savunmak yerine yan çizip, “Hayır” diyecekler üzerinden kendi “Evet”lerine bir meşruiyet kazandırma kurnazlığına yöneliyorlar çaresizlikten.
AKP’LİLERDE TERÖRİST RADARI VAR!
Aristo mantığının bile iflas edip yerini “Hristo mantığı”na bıraktığı bir siyasal ortamdayız artık.
İktidar sözcüleri propaganda yapma biçimlerinin bile ne kadar vahim sonuçlar doğuracağının farkına varma yetilerini yitirmişler.
“Hayır” diyenlere “terörist” suçlaması yöneltmekle bu ülkede kapanması güç yaralar açtıklarını ve daha da açacaklarını fark etmiyorlar bile.
Cumhurbaşkanından Başbakanına, Bakanına kadar iktidar bloğu “Hayır” diyenleri teröristlikle suçladıkça…
“Hayır” açıklaması yapanlara polis şefi silah çeker… “Hayır” bildirisi dağıtanı ne idüğü belirsiz bir serseri mayın bıçaklar… “Hayır” kampanyası yapanın üzerine polis biber gazı sıkar, copla saldırır. “Hayır” afişi yapıştıranlar gözaltına alınır. “Hayır” demek için meydanlara çıkacakları mafya bozuntuları ellerinde silahlarla bekler…
Bugünkü bütün bu vahim tablo AKP iktidarı tarafından yaratılmıştır.
Bu ülkenin bütününde Olağanüstü Hal var. Ülke KHK’larla yönetiliyor. Olağanüstü Hal’e dayanarak başkent Ankara dahil birçok kentte miting, gösteri, hatta açık havada basın toplantısı yapma yasağı var.
Ülkeyi bu referandumla kutuplaşmanın zirvesine tırmandırdılar.
İmamlar camilerde, rektörler üniversitede, seçim kurulu bürokratları sosyal medyada “Evet” kampanyasına sıvandılar. Kimisi de kendini mecbur hissediyor. “Evet” diye bağırmasa “terörist” ilan edilecek.
Bırakın sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek odaları gibi kuruluşları bir yana. Sadece “Hayır” diyeceğini açıklayarak AKP sözcülerinin “terörist” radarına yakalanan siyasi partiler listesine bir bakın.
CHP, ANAP, BBP, HDP, DBP, Devrimci Parti, Devrimci İşçi Partisi, DP, DSP, Emekçi Hareket Partisi, EMEP, ESP, HEPAR, Halkın Türkiye Komünist Partisi, Komünist Parti, ÖDP, Liberal Demokrat Parti, Saadet Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Vatan Partisi ve MHP tabanının ezici bir çoğunluğu…
Bir başbakan bu kadar farlı görüşlerdeki siyasi partilerin hepsini birden “terörist” olmakla suçluyorsa, o ülke ölmüş de ağlayanı yok demektir.
Bir de Başbakan Yıldırım’a göre memleketin “terörist olmayan” partilerine bakalım:
AKP, Bağımsız Türkiye Partisi ve MHP yönetimiyle çok dar partili seçmen grubu.
Yani AKP iktidarının sözcülerine göre bu memleketin en az yarısı “terörist”. Ya geri kalanlar?
Onu da Yılmaz Erdoğan’ın ünlü şiirindeki bir dizesi söylesin:
“Ben doktor oluyordum, sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla.”
http://www.artigercek.com/memleketin-yarisi-teroristse-geri-kalanlar-kontrgerilla-mi/
Yazarlar
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021