Celal BAŞLANGIÇ
Mehteran takımı hazır.
Gelsin “Ceddin deden, neslin baban”.
Ortam müthiş.
“Hem yerli hem de milli” bir hizmet yapılıyor.
Osmanlı’nın kuruluş sürecini anlatan Diriliş’in Deli Demir’i Mehmet Çevik sahnede.
“Bu millet için yapılan yatırımlar” diyor…
“Kudüs kırmızı çizgimizdir”, “Lider ülke Türkiye’yi karıştırmaya çalışıyorlar” diye nutuk atıyor.
“Dünya beşten büyüktür” diye BM’ye meydan okuyordu sanki:
“Biz dünyadan büyüğüz, diyen beşlerin kurduğu tezgahı deviriyoruz…”
Ortadaki görüntü ilk bakışta iktidar partisinin mitinginde “asrın lideri” kürsüden “millete sesleniş” yapıyordu kıvamındaydı.
Oysa yapılan Çiftlik Bank olarak bilinen Fame Game A.Ş.’nin Konya’da kurmayı planladığı çiftliğin temel atma töreniydi.
Tanıtım filmine göre “yok yok” olacak bir projeydi; 2 bin 250 dekar arazide, 15 bin sağmal inek, 35 bin hayvan kapasiteli süt ve besi sığırcılığı işletmesi, biyokimya laboratuarı, mikrobiyoloji laboratuvarı, otomatik robotik besleme üniteleri, 120 bin metrekare kapalı sağmal ahır, doğumhane…
Çiftlik Bank’ın Twitter hesabından yapılan paylaşıma göre bu yatırım hem de devlet destekli:
“Türkiye’nin en büyük Dev Süt ve Besi Sığırcılığı İşletmesi projemizin 23 Aralık Cumartesi günü Konya Akşehir’de temel atma törenimiz var. Toplam yatırım miktarı 700.000.000 TL, % 30 Devlet teşvik ve hibeleri kullanılarak yapılacaktır.”
İlk başladığında “rüya gibi” bir projeymiş.
Tıpkı “askeri vasayet”i bitirip “yeni Türkiye”ye “ileri demokrasi”yi getirecekler gibi yola çıkmışlar.
Aslında hem yöntem çok çekici hem de az zamanda hiç çalışmadan çok para kazanıyorsun.
Önce parayı yatırıyorsun yani gerçek parayı, sonra sanal hayvanlar satın alıyorsun. Çiftlik Bank ise yapılan yatırımları gerçek hayvan ve arazi satın alması ile değerlendiriliyor.
Ama hayatta olduğu gibi, sistemde de bu satın aldığın sanal hayvanların bir ömrü var. Bu ömür genel olarak 365 gün. Ancak bir de istisnası var; Saanen keçisi alırsan ömrü 700 gün oluyor. Ama 12 aylık “sanal hayvan ömrü” sizi korkutmasın. Çünkü satın aldığınız sanal hayvana ödediğiniz parayı dört ya da altı ay sonra geri alıyorsunuz. Bundan sonraki aylar kazandığınız her kuruş sizin karınıza oluyor.
Aynen şöyle sunuluyor “sağmal”lara proje:
“Hayvanın sanal ömrü sona erdiğinde o hayvandan daha fazla gelir elde edemiyorsunuz ve yeni yatırımlar yapmanız gerekiyor. Düzenli ve mantıklı bir şekilde Çiftlik Bank’ta vakit geçirdiğinizde yaptığınız bin TL’lik bir yatırım bir sene sonra size en az 2 bin 200 TL olarak geri dönüyor. Maksimum seviyede faydalanmanız durumunda ise bin TL başına 2 bin 800 TL’ye kadar kazanabilirsiniz.” (Çiftlik Bank nedir? Battı mı? Sahibi Mehmet Aydın kimdir? 13 Mart 2018, Posta Gazetesi)
Bu sistemi kuran 25 yaşındaki CEO Mehmet Aydın’a inanan; evini, arabasını satıp, bankadan kredi alıp, eşinin altınlarını, bileziklerini bozduran 80 bin kişi tam 511 milyon lira yatırdı.
Gelelim işin gerçeğine.
Mehmet Aydın’ın tutuklanan eşi Sıla anlatıyor:
“Günlük 20 bin, 30 bin arası paralar geliyordu. Oyun ilk kurulduğunda da oyuncuların sanal olarak aldıkları hayvanları gerçekte alınıp çiftlikte değerlendirilerek kar payı verileceği taahhüt ediliyordu. Ancak ortada henüz ne bir çiftlik, ne bir hayvan vardı. Mehmet, ilk zamanlar kazandığı paraları günübirlik yiyordu. Hayvan almak gibi bir amacı da yoktu. İki ay kadar böyle devam etti. Bursa’nın köylerinden fason olarak sucuk, bal, peynir ve tereyağı yaptırıyordu. Bunları Çiftlik Bank üretimi diyerek şarküteride satıyordu. Oyunculara da bu arada para veriliyordu. Ancak bu sistem sonradan katılanların parasını eskiden katılana vermek şeklinde oluyordu. Sistem bu şekilde işliyordu.”
Sonuç malum, bu “saadet zinciri” çökmüş, paraları toplayan arkadaş Güney Amerika’ya kaçmış, gelen bazı haberlere göre oralarda müteahhitliğe başlamış bile.
Hikaye bu ama, inanın aynen bir “zaytung” haberini okuyana kadar aklına hiç de bu durumu AKP-MHP birlikteliğinin TBMM’den geçirdiği ittifak ve seçim yasasıyla ilgili değişikliklerle, CHP yönetiminin buna karşı takındığı pasif tutumla bir araya getireceğimi hiç düşünmemiştim.
Haber aynen şöyle:
“Çiftlik Bank’a kaptırdığınız paraları 500 lira karşılığında kurtarırım, diyerek dolandırılan 1600 kişiyi daha dolandırmış.”
Bu cümleyi görünce, “Tamam ya” dedim, “Tam da CHP yönetimi.”
Hem dolandırılmış, hem de kaptırdığı paraları kurtarmak için yeniden dolandırılanlar aklıma Kılıçdaroğlu’nun tavrını getirdi.
“Ne alakası var” derseniz anlatayım.
16 Nisan Referandumunun “resmi” sonucu malum; yüzde 51.2 Evet, Yüzde 48.8 Hayır.
Elbette kimse inanmadı bu seçime. Çünkü YSK yasalara aykırı olarak mühürsüz zarfları geçerli sayarak büyük bir usulsüzlüğe imza attı.
Halk, muhalif seçmen YSK’ya doğru yürüyüşe geçmişti. CHP yönetimi bu kitleyi durdurup referandum sonuçlarının meşrulaşmasına büyük katkı sağladı.
Referandumdan tam 10 ay sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamayla aslında kendi durumunun da “meşru” olmadığını ilan etti:
“Referandumda 51.2 Hayır çıktı. YSK’ya çöreklenmiş bir yapı dedi ki ‘Evet’ çıktı.”
Görünen o ki, Evet oylarındaki yüzde 2,5’e yakın yükseltmeyle, Hayır oylarında da aynı oranda düşürmeyle referandum sonuçlarında yüzde 5 oyla oynanmıştı.
Hem de yasası yokken.
Şimdi Meclis’ten “oy çalma”nın yasası da çıktı. YSK’nın referandumda yaptığı yasa dışı uygulama da artık yasal hale getirildi.
Bu yasal değişiklikler TBMM’den geçerken CHP yönetimi tümüyle “pasif” bir muhalefet çizgisi izledi.
“Eğer bu yasal değişikler Meclis’ten geçerse seçimi boykot ederiz” deme cesaretini bile gösteremedi.
Şimdi bu yasayla seçime gideceğiz. Ama bu değişikliklerin ne kadar vahim sonuçlar doğuracağını zaten Kılıçdaroğlu’nun kendisi söylüyor.
“Birisi seçim birisi baraj derdinde yan yana geldiler. Biz bir seçim hileleri kanunu hazırlayalım, bunu da Meclis’in görev yapmadığı pazartesi gününe denk getirelim, dediler milletten kaçırıyorlar. Mühürsüz oy pusulaları geçerli hale geliyor. Bu ne demektir? Referandumda kullanılan mühürsüz oy pusulaları geçersizdir şimdi geçerli hale getiriyoruz. Yani bu referandumun gayrimeşru olduğunun kanıtıdır. Bu teklif aynı zamanda sopalı bir seçim hazırlığıdır.”
İyi de madem durum böyleydi de neden 16 Nisan Referandumu sonuçlarını protesto edenleri durdurdun?
Neden bu ittifak ve seçim kanununun TBMM’den bir gece yarısı geçmesine göz yumdun.
Partisindeki aklı başında milletvekilleri “Boykotu gündeme alalım, tartışalım” diye çağrı üstüne çağrı yapıyor. Ana ne gam?
Diyor ki Kılıçdaroğlu, “Kazanacağım seçimi niye boykot edeyim? Sel gibi sandıklara akacağız, hilelerle seçimleri kazanamazlar.”
Yahu kazandılar ya 16 Nisan’da, kendin itiraf ediyorsun.
Sakın sanmayın CHP yönetiminin, Kılıçdaroğlu’nun bu durumunu Çiftlik Bank’a para yatırıp dolandırılan yaklaşık 80 bin kişiye benzetiyorum.
Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yönetiminin durumu kesinlikle Çiftlik Bank’a kaptırdığı parayı geri almak için başka dolandırıcılara para kaptıran 1600 kişiye benziyor.
Kesin emin olabilirsiniz, Kılıçdaroğlu seçimleri Çiftlik Bank’a yatırdı, şimdi kaptırdığı seçimleri geri almak için dolandırıcılara yeniden para kaptırıyor.
Bu Çiftlik Bank AKP’ye çok benziyor da bu CHP liderliğinde bir “sanallık” var galiba!
Zaten bir defa dolandırılmışsın, şimdi hem de milletin dolandırılmasına payanda olmak hiçbir gerçek politikacıya yakışmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021