Celal BAŞLANGIÇ
O günkü köşe yazısına “Kürt sorununu askeri harekatla çözemeyiz” başlığını atmıştı.
Yazısının giriş cümleleri ülkenin o tarihlerdeki atmosferini yansıtıyordu:
“Kamuoyu günlerdir çalkalanıyor. Ayırımcı Kürt gerillalara karşı askeri harekat yapıldı, yapılıyor… Yeni hedefler saptanıyor… Hayır, hava koşulları yerinde değil, açık hava bekleniyor… vb.”
İşte böyle başlıyordu Mehmet Ali Birand, 3 Mart 1987 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan köşe yazısına.
Yani bundan tam 32 yıl önce atmıştı yazısına “Kürt sorununu askeri harekatla çözemeyiz” başlığını.
Yani bundan tam 32 yıl önce PKK’lilere “gerilla” diyordu.
Hem de 12 Eylül cuntasının başı Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olduğu günlerde…
Devletin resmi ideolojisine “Kürt yoktur dağ Türkü vardır” anlayışının egemen olduğu günlerde hem de.
Aslında Birand’ın kullandığı bu dil o tarihlerde bile Türkiye’de basın özgürlüğünün bugünkünden bin kat ilerde olduğunu gösteriyor.
Bugün PKK’lilere “gerilla” diyecek bir gazetenin kapısına kilit vurulur. Böyle yazan bir gazeteci “terörist” diye kendini cezaevinde bulur.
Bu olguyu şimdilik aklınızın bir kenarında tutun. Biz devam edelim…
Duhok’un Amedi ilçesinde bir grup TSK karargahına doğru yürüyüşe geçmişti önceki gün.
Türk Silahlı Kuvvetleri bölgedeki PKK hedeflerini vurmak için savaş uçaklarıyla bombardıman yapıyor sık sık.
Bu bombardımanlar sırasında 22 Ocak’ta dört, 25 Ocak’ta da yerel halktan iki sivil yaşamını yitiriyor.
Yerel kaynaklardan gelen haberlere göre son dönemde yapılan bombardımanlar sonucu 20’den fazla sivil yaşamını yitiriyor. Hatta hala kayıp olanlar, bu bombardımanlar sırasında yaşamını yitirdiğine inanılan insanlar var.
Son günlerde sivil kayıpların artması üzerine bölge halkı yakınlarında bulunan TSK’nın askeri üssüne doğru bir protesto yürüyüşü yapıyor.
Amaçları kendi insanlarının TSK’ya ait savaş uçaklarının yaptığı bombardımanlar sonucu yaşamlarını yitirmesini protesto eden bir bildiri okumak.
Yürüyüşçüler arasında çocuğunu yitiren babalar, ağabeyini yitiren çocuklar var.
Ancak TSK’ya ait üste bulunan askerler yürüyen halkın üzerine ateş açıyor. Ölen ya da ölenler, yaralananlar oluyor.
“Ölen ya da ölenler” diyoruz çünkü kimi kaynaklara göre bir, kimine göre de yaşamını yitiren kişi sayısı iki.
Ancak kesin olan şu ki ölen ya da ölenlerden biri 13 yaşında bir çocuk.
Bunun üzerine protesto gösterisi bir baskına dönüşüyor. Yürüyüşçülerin üzerine ateş açılmasına, insanlarının ölmesine, yaralanmasına bir kez daha öfkelenen yerel halk protesto gösterisini bir baskına dönüştürüyor.
Üsteki askeri araçlara, askerlerin kaldığı çadırlara, iki tanka yakarak, tahrip ederek hasar veriliyor.
Bunun üzerine TSK’nın savaş uçakları yeniden bölgeyi bombalamaya başlıyor, can kayıplarını protesto etmek isteyen yerel halkı dağıtmak için.
Ankara’nın Mınbiç’e mi gireceği, Fırat’ın doğusuna mı askeri harekat yapacağı tartışılırken, birden bire çatışma alanı olarak Dicle’nin doğusu yani Irak Kürdistanı gündeme gelmişti.
Aslında bu gelişmeyle Türkiye’nin bölgedeki gerçek yüzü çok net biçimde ortaya çıkmıştı. Büyük bir fiyaskoydu yaşanan.
Türkiye’nin bölgedeki saldırgan politikalarını gizlemek, aslında her Kürdü “terörist” olarak görmek gibi bir saplantıları olduğunun üstünü örtmek için Ankara akıl almaz açıklamalara başvurdu.
Milli Savunma Bakanlığı’na göre bu “saldırı PKK terör örgütünün provokasyonu neticesinde” gerçekleşmişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Yerel halkı kışkırttılar. Arkasında PKK’nın olduğunu biliyoruz” diyordu.
Hatta Ankara’ya yakın kaynaklara göre üsse saldıranların arasına sivil giyimli PKK’liler sızmıştı.
Yaşanan bu olay üzerine hemen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıklama yaptı:
“İşte bugün yine Irak tarafında bir yanlış yapmak istediler. Uçaklarımız kalktı, insansız hava araçlarımız, silahlı insansız hava araçlarımız kalktı ve ondan sonra hepsi dağılma durumunda kaldı. Artık bunları inlerinde boğacağız.”
Siz Irak Kürdistanı'nda yaşanan bu olayı ve Erdoğan’ın “inlerinde boğacağız” sözünü de aklınızda tutun. Yine oraya döneceğiz…
Bakın bundan 32 yıl önce, 3 Mart 1987’de Milliyet’te yayınlanan “Kürt sorununu askeri harekatla çözemeyiz” başlıklı yazısında ne diyor Mehmet Ali Birand:
“Herhalde en sakıncalı ve sakat yöntem, içeride askeri çözüm ve birçok çevrenin hoşuna giden ‘kaynağında temizleyeceğiz’ gerekçesi ile başka ülkelerin topraklarında sıklaşmaya başlayan askeri harekatlar düzenlemektir.”
Gördüğünüz gibi en az 40 yıldır Türkiye’yi yönetenlerin Kürt sorunu karşısında takındıkları, Birand’ın 32 yıl önce eleştirdiği “kaynağında temizleyeceğiz” saçmalığı Erdoğan tarafından “inlerinde boğacağız” ivmesinde sürüyor.
Ne yazık ki aklı başında birçok kişi gibi Birand’ın 32 yıl önce öngördüğünü bu devleti yönetenler hiç görmemişler ya da görmek istememişler. Ne yazık ki hala daha bu öngörüsüz, kör tutumlarını sürdürüyorlar. Birand’ın söz konusu yazısından birkaç cümle daha aktaralım.
“Zira bizim hedef dediğimiz kaynak dış topraklarda askeri harekatlarla temizlenemez. Eğer öyle olsaydı yıllarca hem kendi toprakları üzerinde, hem de Irak’ta mevsimlik bombardımanlar yaptıran İran Şahı başarırdı… Dış askeri harekatların sıklaşmasının diğer bir sakıncası da ileride Türk ordusunun performansı konusunda bazı kuşku ve kaygıların artması olacaktır. Her defasında ‘hainleri yuvalarında vurduk’ diye ayağa kalkan toplum, aradan kısa bir süre geçtikten sonra yeniden bir askeri müdahale gereğini duyunca ‘Peki hani vurmuşlardı ne oldu’ diye sormaya başlar. Askeri harekatların neyi vurduğu ve ne sonuç alındığı bilinemediğinden dolayı ‘galiba bizimkiler pek bir şey yapamıyorlar’ fikri yaygınlaşmaya başlar… Askeri harekatların da sonu gelmez.”
Birand’ın öngördüğü biçimde gelişti her şey. Nitekim askeri harekatların sonu gelmedi.
32 yıl önce Birand, Irak’ın kuzeyine yapılan sınır ötesi operasyonları eleştirirken bugün Kürt sorunu Türkiye’nin neredeyse Ortadoğu coğrafyasının çok geniş bir bölümünde gırtlağına kadar saplanmasına neden oldu.
O tarihlerde Irak’a yapılan sınır ötesi operasyonlara; Kandil’in bombalanması, Afrin’in işgali, Cerablus’a, Azez’e, İdlib’e uzanan askeri maceralar, Şengal’e hatta Irak Kürdistanı'nın göbeğinde Türkiye’den göçen sivil Kürtlerin yaşadığı Mahmur’a yapılan hava saldırıları eklendi.
Bütün bunlara ilaveten Türkiye yıllardır çözemediği Kürt sorunu nedeniyle bugünlerde gözünü diktiği Mınbiç’e, Fırat’ın doğusundaki Suriye kentlerine askeri harekat için uluslararası fırsat kolluyor.
Oysa “hain”, “bölücü”, “terör destekçisi” gibi saldırıları göze alan birçok kişi gibi yıllar öncesinden Birand da uyarısını yapmıştı söz konusu yazısında:
“Bu güne kadar uygulanan (Irak topraklarındaki askeri harekatlar dahil) yaklaşımların beklenen sonucu vermediği ortada. Bu sorunun geçici değil, aksine kalıcı olacağı da ortada… O zaman yeniden bir değerlendirme yapma zamanı gelmedi mi?.. Hatalı politikalardan ne çabuk dönülürse o kadar iyi olmaz mı?”
Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler hatalarından ne 90-100 yıldır ne de son 35-40 yıldır dönebildiler.
Çözülemeyen Kürt sorunu sadece ülke içerisinde değil önce “sınır ötesi”nde, şimdi de “sınırlar ötesi”nde büyük bir bataklığa saplanmasına yol açmıştır Türkiye’nin.
Mehmet Ali Birand’ı 2013 yılının Ocak ayında yani tam altı yıl önce yitirdik.
Zaten bitirmekte olduğumuz Ocak ayı Uğur Mumcu’sundan, Hrant Dink’ine, Metin Göktepe’sine öldürülme ayıdır. Hepsini saygıyla anıyoruz.
Keşke 90 yıldır, hele son 35-40 yıldır Türkiye’yi yönetenleri de aynı saygıyla anabilseydik!
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021