Celal BAŞLANGIÇ
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Bakanlar Kurulu toplantısından sonra saat 18.30 gibi ekranlara çıkarak “hasar tamir” konuşması yaptı.
Çünkü koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’nin 30 büyükşehriyle Zonguldak’ta ilk kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı büyük bir fiyaskoyla başlamıştı.
Yasağın başlamasına iki saat kala açıklanan, genelgesi bir saat kala ortaya çıkan karar bu kentlerde yaşayan yurttaşların önemli bir bölümünde telaşa yol açtı. İnsanlar marketlere, tekel bayilerine hücum etti adeta. İnsanlar raf aralarında, kuyruklarda sırt sırta, peş peşe koronavirüsle dayanışma gösteriyorlardı sanki.
Bir Bilim Kurulu üyesinin yaptığı tanımla “kürekle kar temizlenirken çığ düşmüş”tü.
Elbette herkes sokağa çıkma yasağı uygulamasında nihai kararın Erdoğan tarafından verildiğini biliyordu.
Dünyanın uygulamadığı bir önleme karar verilmiş ve “üretim çarkının durmaması” için sadece iki günlük sokağa çıkma yasağı konulmuştu. Bu da yasağın başlamasına iki saat kala açıklanmıştı.
Doğal olarak şimşekler Erdoğan’a ve kararı açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelmişti.
Özellikle CHP’li büyükşehir belediyelerinin bağış toplamasını engelleyen Saray hükümeti, aslında yoksul, işsiz kalan yurttaşlara gidecek iki lokma ekmeğe, üç kuruş paraya el koymuştu. Herkes bunun farkındaydı.
Zaten maske dağıtma işi de tam bir fiyaskoya dönmüştü.
Erdoğan 3 Mayıs 2020, Cuma akşamı toplu yerlerde maske takma zorunluluğu getirmişti. Ertesi gün sabah 06.00’dan itibaren yurttaşlar maske olmadan pazar yerlerine, marketlere giremeyecek, toplu taşım araçlarına binemeyecekti.
Ama ortada maske yoktu.
Neyse ki muhalif belediyeler Saray’ın bu “krizi yönetememe” beceriksizliğini yüzüne vurmadan giderdiler.
Ertesi gün bir hükümet üyesi maskelerin halka satılacağını açıkladı. Bu açıklama da çok tepki çekti.
Bir gün sonra Saray’dan yapılan açıklamada maskelerin PTT üzerinden başvuranlara ulaştırılacağı söylendi. Ancak bu açıklamanın üzerinden daha bir saat geçmeden PTT’nin internet sitesi çöktü.
Daha sonra e-Devlet gösterildi maske dağıtma adresi olarak.
Oraya başvuruların ne olduğu meçhulken bu kez maskelerin eczanelerden dağıtılacağı açıklandı Saray tarafından. Oysa bu öneriyi çok önceden dile getiren bazı CHP yöneticileri iktidarın trolleri tarafından linç edilmişti.
Erdoğan bu süreçte maske satmanın da yasak olduğunu açıklamıştı. Bu yüzden yurttaşların büyük kısmı hâlâ maske bulamıyor.
Yani karşımızda takmayı zorunlu kılan, satışını yasaklayan, geçen 10 günlük süreye rağmen hâlâ yurttaşlarına doğru dürüst maske ulaştıramamış bir tek adam yönetimi vardı.
Erdoğan dünkü konuşmasında dolaylı da olsa maske dağıtımındaki başarısızlığı kabul ediyordu:
“Ücretsiz maske dağıtımını çeşitli kanallardan sürdürüyoruz. 83 milyonluk bir ülkede böylesine büyük hizmetleri yürütmek kolay değildir. Mutlaka aksaklıklar oluyordur.”
Muhalif belediyelerin halka yardım etmesini bir biçimde engelleyen, halka maske dağıtma yöntemini bir türlü bulamayan, sokağa çıkma yasağını başlamasına iki saat kala açıklayarak halkta paniğe yol açarak kaos yaratan tek adam rejiminin bu ülkeyi iyi yönetemediği bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.
Yani muhalefetin yıllardır anlatmaya çalıştığı, ancak hayli zorlandığı “bu ülke kötü yönetiliyor” iddiasını çok kısa bir sürede koronavirüs bir anda ete kemiğe büründürmüştü.
Cuma akşamı yasak kararı açıklandıktan sonra bir televizyon programına telefonla katılan İçişleri Bakanı Soylu, “İşin başından itibaren sayın cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır” demişti.
Bir krizle başlayan sokağa çıkma yasağı Bakan Soylu’nun istifa kriziyle bitmişti.
Yasak kararının açıklanma saati nedeniyle ağır yara alan Saray rejimi aslında başka bir “müsamere” ile sona eriyordu.
Yasak boyunca açıklama saatindeki isabeti ısrarla savunan, hiç istifa edecekmiş gibi durmayan Bakan Soylu bir anda bütün sorumluluğu üzerine alarak istifa ettiğini açıklamıştı.
Soylu’nun istifası AKP kadrolarında da bölünmeye yol açmıştı; partinin bir bölümü “gitme Soylu” diyordu, diğer bölümü “sana bu imkânları Reis verdi” diyerek bu fiyaskoyu Soylu’ya yıkmaya çalışıyorlardı.
“Müsamere”nin akışı belliydi; Soylu bütün sorumluluğu alarak Erdoğan’ın tepkilere karşı paratoneri olacak, Erdoğan da istifasını kabul etmeyerek Soylu’ya “iade-i itibar”da bulunacaktı. Çünkü koronavirüs salgını boyunca tek adam rejimi ağır yara almıştı.
Bu istifanın ve geri çevrilmesinin arkasında elbette iktidar içi kavganın da, Saray’ın ittifakları arasında yapılan pazarlıkların da payı vardı.
Sonuçta Erdoğan’ı gördüğü hasardan kurtarma, Soylu’ya da sarsılan itibarını iade etme “müsameresi”ne karar verilmişti.
Türkiye’nin bu rejimle yönetilemeyeceğini görmeyenlerin de gözüne iyice sokulmuştu.
İki saat kala açıklanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle panikleyen, evinde yiyecek ekmeği bulunmayan, çocuğuna içirecek sütü olmayan insanları bir de Saray’dan beslenen köşe kalemşorları aşağıladılar.
Evinde yiyecek içecek stoku yapacak birikime sahip olmayan, alışverişlerini yoksulluktan günü birlik yapmak zorunda kalan insanları “ayılar”, “lümpenler”, “zekâ özürlüler”, “alt tabaka”, “Türkiye’yi rezil ettiniz” diye aşağıladılar.
Aynen, “paşa dedeleri”nin devletinde kendini iktidar sanan bazı “ulusolcu” köşe yazarlarının yönetimi kaptırınca bir zamanlar halkı “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam” diye aşağılamaları gibi.
Belli ki bunlar da gidici olduklarını anladılar, bir zamanlar eleştirdikleri “halkı aşağılama” tavrını şimdi Saray’dan beslenen kalemşorlar gösteriyorlar.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Belli ki ilk sokağa çıkma yasağında yaşanan krizden ağır yara almıştı Erdoğan. Bu yüzden olsa gerek, dün akşam yaptığı konuşmada bu hafta sonu da sokağa çıkma yasağı uygulanacağını bu kez iki saat değil, tam beş gün önceden duyurdu.
Ama ne yaparsa yapsın tek adam rejiminin ülkeyi kötü yönettiği gerçeğini bu zamana kadar görmeyenlerin bile artık bu gerçeği kavramasını engelleyemiyor.
Giderek daha fazla bir kitlenin malumu oluyor tek adam rejiminin resmen ilan edilmiş iflası!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021