Celal BAŞLANGIÇ
Ekran üçe bölünmüştü; sol başta sunucu Didem Arslan Yılmaz, ortada Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, sağda da hukukçu Salim Şen vardı.
Üst bandında kocaman harflerle “HDP’nin Ankara Yürüyüşü” yazıyordu Habertürk ekranının. Alt bantta da “HDP yürüyüşü siyasete ne getirir” sorusu yer almıştı.
Özellikle son beş yıldır “merkez medya” taklidi yapan Saray beslemesi ekranların yaptığı gibi o akşam da HDP yerden yere vuruluyor, PKK’nin uzantısı oluyor, terörist ilan ediliyordu.
Ancak bırakın ne diye Hakkari’den Edirne’ye yürüdüklerini anlatacak, yapılan bütün bu suçlamaları yanıtlayacak tek bir HDP’li yoktu ekranda.
Hatta kanala çağırılmaları bir yana telefonla başvurdukları cevap haklarını kullanma talepleri bile karşılıksız kalıyordu.
Çünkü listeler Saray’da oluşturuluyor, kimin ekrana çıkıp çıkmayacağına Saray karar veriyor, ambargo uygulanacakların listesi Saray tarafından patronların ellerine tutuşturuluyordu.
Saray’ın kapısına bağlanıp aynı çanaktan beslenen eski merkez medyanın yeni sahipleri de kendilerine tebliğ edilen bu kararları gazeteci, televizyoncu çalışanlarına bire bir uygulatıyordu.
Aslında o akşam olan da Saray beslemesi medyanın son beş yıldır yaptığı sıradan uygulamalardan biriydi.
O gece avukat Salim Şen “Ne manidardır hakikaten; yıllardır HDP konuşulur, yalnız burada değil, hiçbir mecrada bir tane HDP’li gelip kendisini savunamaz” derken; medyada ve siyasette birikmiş cerahatin ortaya saçılacağını, habis bir ur gibi ülkenin beynine çöreklenmiş kanlı bir irin torbasından yayılan leş gibi kokuların insanların burunlarından girip kulaklarından çıkacağını tahmin etmemişti herhalde.
Şen’in beklenmedik bu çıkışı aynı zamanda tarafsız bir görünüm altında “merkez medya” taklidi yaparak toplumu kandırmaya dönük yayın yapanların da foyasını ortaya çıkardı.
Programın sunucusu Yılmaz, Şen’in sözünü keserek “Burası bir kamu televizyonu değil. Özel bir sektörüz. Bu bir tercihtir” deyiverdi.
Yılmaz “Özel bir sektörüz” derken aslında “Biz gazeteci değiliz, özel sektörde memuruz” gerçeğini ağzından kaçırıyordu.
Sonrasında televizyonun diğer sunucularının ağızlarını doldura doldura söyledikleri “evrensel gazetecilik ilkeleri” de görünürdeki mazeretleriydi. Aslında onlar için de geçerli olan “evrensel özel sektör memurluğu ilkeleri”ydi.
Elbette siyaset ve medya sahnesinde oynanan bu “yalan dünyası”nı daha da görünür biçimde ortaya döken Salim Şen’in de bir bedel ödemesi gerekiyordu. O görevi de programda yanında oturan Perinçek’in gazetesi Aydınlık üstlendi. Gazetenin konuyla ilgili haberi “Eski askeri hâkim HDP’ye kalkan oldu” başlığını taşıyordu.
Haberin flaş cümlesinde ise “Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu Akıl Çemberi programına katılan emekli askeri hâkim/avukat Salim Şen, PKK’nın siyasi kolu HDP’nin propagandasını yaptı” iddiası yer alıyordu.
HDP’ye uygulanan ambargo, partiyi kriminalize etme çabaları, sözcülerinin katılmadığı programlarda HDP’yi linç etme çabaları bilmeyenlerin bilincinde de iyice yer etmişti. Bu program HDP’nin mağdur edilme çabalarını tam anlamıyla ortaya çıkarmıştı.
Belli ki Saray da telaşlanmıştı bu durumdan. “HDP mağdur değil, kendini mağdur göstermek için çeşitli oyunlar yapıyor” diyebilmek için kendine bağlı aktörleri devreye soktu.
Güney Kürdistan’dan yayın yapan Barzani çizgisindeki televizyon ve gazetenin Ankara muhabiri, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın “Kürt basınına karşı hassasiyeti olduğu ve Kürt basınına röportaj vermediği” iddiasını ortaya attı.
Aslında iki sinsi mesaj vardı bu gerçek olmayan iddiada. Birincisi “Bize ambargo uyguluyorlar, diye feryat ediyorlar ama ekrana çıkma tekliflerini reddederek kendilerine bir mağduriyet yaratıyorlar” mesajı veriliyordu. İkincisi de başka bir tehlikeli oyunun göstergesiydi. Bu iddia ile “Kürtlerin partisine Eş Genel Başkan olan Arap Mithat Sancar, Kürt medyasına çıkmıyor” denilmek isteniyordu.
Hemen ertesinde “iliştirilmiş” gazeteci Cüneyt Özdemir de aynı doğrultuda devreye giriyordu. Çünkü ona “iliştirilmiş” olmak yetmiyordu, uzun süredir “Saray’a iliştirilmiş” gazeteci olmak için büyük bir çaba harcıyordu.
Özdemir de kendi anlatımına göre “HDP’ye uygulanan ambargoyu bir kırayım” demiş ancak aradığı milletvekillerinin hepsi “işim var” diyerek ekrana çıkmamıştı.
Yani Özdemir de demek istiyordu ki “HDP ‘bize ambargo uygulanıyor’ diye bir mağduriyet yaratmak istiyor ama çağırdığımızda ekrana çıkmıyorlar.” Yani ortada bir mağduriyet yok, HDP’nin oynadığı “yalancı mağduriyet” oyunu var.
Bu aynı zamanda sömürge valisinin köle inzibatına yakışan üstenci bir yaklaşımdı.
Aslında demek istiyordu ki, “HDP’li vekiller de esas duruşta, ‘bizi ne zaman arayacak da ekrana çıkaracak’ diye nasıl beklemezler” büyüklenmesiydi.
Unutmamak gerekir ki bu arada HDP’li vekiller bir koldan Hakkari’den, diğer koldan Edirne’den Ankara’ya doğru zorlu bir yürüyüşteydiler.
Sonuçta HDP’li Garo Paylan çıktı Özdemir’in yayınına. “Saray’a iliştirilmek” sevdasında olan sunucu tam üç kez sordu “PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musunuz” diye.
Aslında bu yaklaşım bile gerçek niyetinin gazetecilik yapmak olmadığını açık biçimde ortaya koydu. Hatırlanacağı üzere bu soruyu bir televizyon programında Ahmet Hakan, dönemin Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’ye sormuştu. Bu soruya verdiği yanıt Elçi’nin gözaltına alınmasına, hakkında dava açılmasına ve hatta onun katledilmesine varacak yolun taşlarının döşenmesine yol açmıştı.
Bekaa Vadisi’ne gidip o zamana dek merkez medyada hiç kimsenin aklından bile geçiremediğini yaparak PKK Lideri Abdullah Öcalan’la, sonrasında cezaevine atılan DEP milletvekilleriyle röportaj yapan büyük usta Mehmet Ali Brand’dan çırağı Özdemir’e kalan “PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musunuz” sorusu olmamalıydı.
Çünkü bu soruyu sorabilmek için gerçek haberci Mehmet Ali Brand’ın çırağı olmasına hiç gerek yoktu. Ahmet Hakan’a çırak olmak bile yeter de, artardı bile.
Saray’ın uzunca bir süredir uyguladığı HDP’yi şeytanlaştırma, terörize etme politikasının neredeyse tüm toplumun gözünde açığa çıkması aynı zamanda Hakkari’den ve Edirne’den Ankara’ya yapılan Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü sürecine rastladı.
Saray’ın muhalefeti parçalamak için uyguladığı “HDP’yle korkutma” söylemine teslim olan muhalefet partilerinin de önemli ölçüde silkinip kendisine gelmesine yol açtı.
Çok ilginçtir daha düne kadar İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener HDP’yi “PKK’nın uzantısı” olarak niteliyordu.
Ancak birkaç gün önce İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Saray’ın oynadığı “iktidar oyunu”nu tam da en kritik noktasından yakalayan açıklamalar yaptı.
“Seçimleri kaybedeceğini anlayan iktidarın hedefinde HDP oylarından pay almak var. Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı’nın oy oranları birbirine çok yakın. İkisi de yüzde 40-43 aralığında. İktidara en muhalif olan parti HDP görünüyor. Önce ‘HDP, PKK’nın uzantısıdır’ konusu sürekli işlenerek şeytanlaştırılır. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerden İYİ Parti’nin milliyetçi, CHP’nin ulusalcı refleksini kışkırtmak zor olmasa gerek… Altı milyonu geçen oy oranıyla ve devletin onayıyla, legal bir parti olarak TBMM çatısı altında grubu olan bir partidir.”
Buna CHP sözcülerinin, Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek partilerinin HDP’nin son derece barışçıl ve demokrasi talebine dönük yürüyüşüne konulmak istenen yasaklara karşı eleştirel yaklaşımları da artık yeni bir dönemin habercisi olarak dikkat çekiyor.
Saray’ın HDP’yi şeytanlaştırma, kriminalize ve terörize etme politikası artık doyum noktasına geldi.
HDP, Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü’yle sadece kendine değil, tüm muhalefete dönük Saray kuşatmasını yardı.
HDP, kurulan tuzağı; sabırla, inançla, barışçıl ve demokratik yöntemlerle ağır bedeller ödeyerek boşa çıkardı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021