Celal BAŞLANGIÇ
Türkiye apaçık bir rejim krizi, hayatın her alanında büyük bir çöküş yaşıyor.
Gelinen bu vahim durumun baş sorumlusu “Türk tipi başkanlık” diye pazarlanan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube yönetim biçimidir.
Meclis’te sürmekte olan yeni bütçe görüşmeleri de 2,5 yılını doldurmakta olan bu tek adam rejiminin iflas bayrağını çektiği bir platform oldu.
Sırf bütçe görüşmeleri sürecine bakarak, Erdoğan’ın üzerine dikilen bu “tek adam gömleği”nin toplum için nasıl bir “deli gömleği”ne dönüştüğünü, 50 yıllık cılız demokrasi birikimini bile nasıl ortadan kaldırdığını görmek mümkün. Bu Saray rejimi gelmeden önce TBMM’de bütçenin genel sorumlusu Maliye Bakanı’ydı; bütçe sunumunu da Başbakanlar yapardı.
2021 Bütçe Kanunu Meclis’e sevk edilip daha Genel Kurul’da tartışılmaya başlamadan önce aynı zamanda Erdoğan’ın damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak istifa etti.
Belki de Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı ve “müstafi damat-bakan” yerine gelen bakanla devir teslim töreni bile yapmadı.
İşin ilginci, “damat-bakan”ın istifasının “kırkı çıktı”, hala kendisini gören yok.
Bazı sosyal medya kullanıcıları 40 gündür ortalığa hiç çıkmayan “damat-bakan” için gırgırına kayıp ilanları veriyor, “insaniyet namına görenlerin haber vermesini” istiyor.
Hani Türkiye üçüncü dünyanın ceberut diktatörlükle yönetilen bir ülkesi olsa insan “müstafi bakan”ın testereyle kesilip asit kuyusunda eritildiğini zannedecek.
“Eski Türkiye”de bütçe sunumu yapan başbakanlar artık yok. Başbakanlığın yetkileri de bu ucube rejimde Cumhurbaşkanına devredildi.
Ancak bu sistemde sunumu Cumhurbaşkanı da yapmıyor.
Yine “Eski Türkiye”de Bakanlar Kurulu seçilmiş milletvekillerinden oluşurdu; TBMM’ye karşı sorumlu olurdu.
Şimdinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi’ni oluşturan bakanların hepsi de Erdoğan tarafından atanmış memur.
Bu atanmış memurlardan biri olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı da Meclis’te bütçe sunumu yaptı.
Atanmış bakanların konuşmalarından da anlaşıldı ki kendi bakanlıklarının bütçesine bile tam olarak vakıf değiller.
Her biri atanmış memur olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlar Meclis kürsüsünden yaptıkları konuşmalarda erişilmez kibirleriyle seçilmiş milletvekillerine, grup başkanlarına, hatta parti genel başkanlarına ayar vermeye kalktılar.
Ancak net biçimde ortaya çıktı ki sınır tanımayan küstahlıkları bile bütçe görüşmelerinde başarılı olmalarına yetmedi.
Muhalefet sözcüleri Cumhurbaşkanlığı Hükümeti’nin bütçesini hallaç pamuğu gibi attı, iktidarı yerle bir etti.
Aslında bu üstünlüğün ancak bir bölümü muhalefetin başarı hanesine, gerisi de bu ucube sistemin başarısızlığı hanesine aitti.
Saray’a çok yakın bir kalem, “havuz medyası”nın amiral gemisindeki köşesinde Saray iktidarının bütçe görüşmelerindeki başarısızlığının altını çizip uyarı yapmak zorunda kaldı.
“Kabul edelim ki… CHP, bilinen sınırlarını aşan tarzda sistematik, zaman zaman sinir uçlarına dokunan, iftiralarla da şekillendirdiği bolca spekülasyonun içine az miktarda doğru katarak bir ‘algı operasyon’u sürdürebiliyor… Bu sayede hedef kitlesini diri tutarken, AK Parti’de zincirin zayıf halkası haline getirmeyi umduğu kişi ve kurumlara kolaylıkla taarruz edebiliyor. Her bir kişi ya da müessese, özgün durumunu izaha çalıştığında ise kitle iletişimi açısından çoğu kez, atı alan Üsküdar’ı geçebiliyor!”
Bütçe görüşmeleri sırasında Saray iktidarının ve AKP Grubu’nun düştüğü aciz durumun ve yenilmişliğinin apaçık bir ifadesi bu.
Bakan olarak atanmış memurların sadece Meclis’ten değil, AKP’den de iplerini koparmış olduğunu itiraf ediyor Saray kalemşoru:
“Muhalefetin iddialarına karşı, iktidarın tek atımlık barutu yetmez. Bıkmadan usanmadan anlatmak, anlatmak gerek. Bunun için Bakanların, parti ile iletişimini yeniden organize etmek lazım.”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülke yönetimini “Eski Türkiye”den bile nasıl daha beter bir hale getirdiğinin göstergelerinden sadece biri bu bütçe görüşmeleri.
Hatırlayacaksanız, tek adam rejiminin ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan seçimler öncesi “Yetkiyi şu kardeşinize verin” diye söze başlayıp doların, faizin nasıl tepesine bineceğini anlatıyordu uzun uzun.
Bugün geldiğimiz noktada faiz artırımına teslim oldu; yeni rejimin ilk Cumhurbaşkanı seçildiğinde dolar 4,70’lerdeydi 2,5 yıl sonra 7,70’leri aştı.
“Eski Türkiye”de seçimler sonrası zaman zaman koalisyonlarla hükümetler kurulabiliyordu. Sözüm ona Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’yi felakete götüren bu durum ortadan kalkacaktı.
Kalktı kalkmasına da yerine daha beteri geldi.
İktidar olmak için değil seçimden sonra koalisyon kurmak, yüzde 50 artı bir oyu alabilmek için seçim öncesinden koalisyon yani ittifak kurmak zorunlu hale geldi.
İşte bu zorunlu ortaklık da iktidarda kalabilmek için büyük partilerin küçük partilerin kontrolüne girmesine yol açtı; aynen AKP ile MHP’nin ilişkisinde olduğu gibi…
Erdoğan, iktidarda kalabilmek, parlamentoda çoğunluğu sağlayabilmek için MHP’nin kayyımlığına boyun eğmek zorunda kaldı.
Saray’ın tek adamı içine düştüğü sıkışmışlıktan kurtulmak için “hukukta, ekonomide reform” sözü veriyor, küçük ortak hemen kırmızı çizgileri çizip AKP’yi kıpırdayamaz hale geliyor.
Erdoğan’ın “reform” sözüne inanan yol arkadaşı Demirtaş’ın ve Kavala’nın serbest kalması gerektiğini savunuyor, MHP lideri Bahçeli bu duruma tepki gösteriyor.
Cumhurbaşkanı da Yüksek İstişare Kurulu üyesi “ağabeyi”ni yanından uzaklaştırmak zorunda kalıyor.
Bütçe görüşmeleri sürerken, Saray ortaya saçılan ekonomik, sosyal, siyasi krizle başa çıkamazken AKP’nin kayyımı Bahçeli ortaya çıkıp “HDP bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır” diyor.
Yardımcısı bir adım ileri gidip Ruanda’da yaşanan soykırımı anımsatacak bir dille “böceklere ölüm” diyor neredeyse:
“HDP/PKK kamilen itlafı gereken bir haşere sürüsüdür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil AKP yönetimi bu talep ve nefret dili karşısında adeta sessizliğe bürünüyor uzun süre.
Cılız bir itiraza kalkışıyor AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş:
“Parti kapatmaların Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi.”
Bazı muhalefet partileri de Bahçeli’nin ve diğer MHP sözcülerinin bu azgın saldırılarına karşı çıkmaya çalışıyor.
Ancak Bahçeli kin ve nefret dolu söyleminin volümünü yükselttikçe yükseltiyor:
“HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan CHP’li sözcüler, demokrasi istismarcısı İP (İYİ Parti)’in Başkanı ve AK Parti’nin içindeki bazı yöneticiler cevap versinler, Türk devletinin ihaneti beslemesi, mermi, bomba, mayın, keleş masraflarını karşılaması olacak ve makul görülecek şey midir?”
MHP lideri Bahçeli’nin zehirli dili halkı birbirine kırdıracak boyutta potansiyel bir tehlike taşıyor; aynen TCK’nin ilgili maddesinde yazdığı gibi halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyor.
Yardımcısının “soykırım çağrısı”nı anımsatan sözlerine bir perde yukarıdan destek veriyor:
“Zehirli haşeratla mücadele milli haysiyete muhteşem hizmettir.”
Öyle bir dil kullanıyor ki Bahçeli ve MHP’nin sözcüleri, anlaşılan hedeflerinde sadece HDP yöneticileri ve milletvekilleri yok.
Belli ki Saray iktidarına kayyım olarak atanan küçük ortak MHP, HDP üzerinden muhalefete ve özellikle Kürtlere, bu partiye oy vermiş altı milyon, çoluklarıyla çocuklarıyla 15-20 milyon insana karşı ülkenin geri kalanını “kamilen itlaf edilecek haşere” gözüyle bakmaya tahrik ediyor.
Saray’ın küçük ortağı Bahçeli öyle zehirli, öyle kin ve nefret saçan bir dil kullanıyor ki; HDP yöneticilerini, milletvekillerini, partinin milyonlarca seçmenini ve yakınlarını, hatta bütün muhalefeti namlunun ucuna sürüyor.
Bahçeli’nin önceki gün HDP’ye dönük olarak sosyal medya hesabından paylaştığı mesajlarındaki ifadelerin birkaçı bile insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor.
“Bu terörist ikmal yuvası Türkiye’ye saldırmış, ABD’nin yanında saf tutmuştur.”
“Düşmanın içimizdeki uzantısı ve kule gözcüsü olan bu sözde parti…”
“Türkiye’nin kuyusunu kazan, millete ihanet eden, teröre yardım ve yataklığı aleni olan bu kokuşmuş oluşum…”
“Yetim hakkı, gariban nafakası, yoksul parası, milletimizin alın teri (partilere Hazine yardımı) teröristlerin kursağına gitmektedir.”
“Bölücülere verilen bir liranın millete dönüşü gözyaşıdır, feryattır, acıdır, al bayrağa sarılı şehit tabutudur.”
Hatta Bahçeli’nin HDP’ye dönük dili siyasetin boyutlarını çoktan aşıp Ruanda’daki soykırımcıların gözü dönmüşlüğüyle benzeşiyor:
“Artık seçenek kalmamıştır: Ya terörizm ya temizlik.”
Bu dehşet verici ifadelerin sahibi olan Saray’ın kayyımı; ya gözü dönmüş bir iç savaş çığırtkanı ya da tımarhaneye kapatılması gereken cezai ehliyetini yitirmiş bir siyaset zombisidir.
Ama işin dramatik yanı şu ki; artık Bahçeli ve MHP sözcüleri “askıda ekmek” falan sunmuyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube rejim nedeniyle Erdoğan’ın mahkum olduğu Bahçeli, Saray’ın bahçesine “askıda faşizm”i kurmuş dehşet salıncağında kolon vuruyor.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021