Cemil ERTEM
Şundan başlayalım; Avrupa Komisyonu, özellikle Güney Avrupa ülkelerini rahatlatan bir karar alarak, Almanya merkezli ‘kemer sıkma’ politikalarını ‘resmen’ reddetti. Bu karar, AB ekomisinin yapıcı unsurlarından birisi olan Maastricht Kriterleri’nin ‘resmen’ tarihe karışması anlamına geliyor.
Komisyon, İspanya ve Fransa’ya Maastricht kriteri olan, bütçe açığını yüzde 3’ün altına çekmeleri için iki yıl ek süre tanıdı.
Bu, aynı zamanda, kendini merkez ülke konumuna koyan Almanya ile diğerleri arasındaki mücadele. Ayrıca, Almanya ve onun arkasına dizilen zengin kuzey, Türkiye’nin de AB tam üyeliğine karşı. Buna bağlı olarak Kuzey, Ortadoğu’da el altından statükoyu destekleyerek Rusya ve İran politikalarına da örtülü destek veriyor.
ABD’deki büyük savaş
Buraya geleceğiz ama benzer çekişme, ABD’de, Merkez Bankası’nda (Fed) somutlanan ‘genişlemenin’ devam edip etmeyeceği tartışması ile önümüze geliyor. Obama’nın karşısında olan ve başta silah sanayi olmak üzere, krizle birlikte karları düşen, finans, demir-çelik gibi savaşı besleyen ve oradan beslenen sektörleri destekleyen neocon cephesi, Fed’in genişleme politikalarının bitmesi gerektiği tezini bir süredir piyasalarda yaygınlaştırıyor. Fed’te muhalefet bayrağı açan bu yapı, Japonya’nın genişleme politikalarına karşı olduğu gibi, istihdam yaratan sermayenin Türkiye gibi ülkelere gitmesine de karşı. Bu yapı, aynı zamanda, Suriye’de Esad rejimini, aynı Almanya gibi, el altından destekliyor. Ancak geçen gün Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney, ‘ekonomi iyiye gidiyor, alınan önlemleri Kongre desteklemeye devam edecek ama henüz olmamız gereken yerde değiliz’ diyerek çekirdek Fed’e yani Bernanke ve ekibine destek verdi.
Peki bütün bunların işin siyasi tarafına yansıması nasıl oluyor? Örneğin AB’nin Suriye’de muhalefete silah yardımının yolunu açacak kararını, yukarıda anlattığımız ‘kemer sıkma’ politikaları karşıtı karardan ayrı değerlendiremeyiz. Almanya’nın başını çektiği, orta ve kuzey Avrupa ülkeleri yani Avusturya, İsveç, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti, Suriye muhalefetine silah desteği yapılmasına karşı idi. Tabii Rusya’nın da bu cephede olduğunu hatta İran’ın bu cepheyi ellerini ovuşturarak desteklediğini söylememize gerek yok. Almanya, burada kaybedeceğini anlayınca son anda orta yol izlemeye kalktı ama şüphesiz ki bu cephenin lideridir.
Reyhanlı katliamı ve CHP
Geçen gün bu gazete, Reyhanlı katliamı ile CHP arasındaki ilişkiyi belge ve isimlerle açıkladı. Hemen ertesinde AK Parti sözcüsü Hüseyin Çelik’de, CHP’nin Suriye rejiminin pisliğine bulaştığını -aynen bu kelimelerle- açıkladı. CHP, beğenin beğenmeyin, Türkiye için herhangi bir parti değil; gerçekten ‘kör gözüm parmağına’ buraya nasıl geldi. Siyasi partilerin politikaları nihai çözümlemede, temsil ettikleri sınıf ve kesimlere dayanır. Bu sınıfları temsil eden kurumsal yapılar, bu partileri yönlendirir. CHP, bu dönemde, Türkiye’de devletle birlikte büyüyen mali-oligarşinin temsilciliğini yapıyor. Bu yapı da, bizim yukarıda AB ve ABD için anlatığımız küresel odaklarla başından beri bağlantılı.
CHP buraya nasıl geldi?
Bu odaklar neden demokratik bir Suriye istemiyor ve Esad’ın gidip gitmemesi onlar için hayati önemde ve bunun için de CHP’yi bile buraya sürecek kadar gözleri kararmış? Bunu anlamak için ilk önce Suriye haritasına bakmak gerekiyor. Kuzey Suriye’nin Türkiye ile sınırına baktığımızda Kamışlı ile Kilis arasında çok önemli bir sınırın olduğunu görürüz. Bugün Türkiye, Kilis’i tünel geçişleriyle İskenderun Limanı’na bağlıyor, böylece Kilis, Gaziantep’le birlikte Türkiye için çok önemli bir geçiş ve ihracata dönük üretim merkezi olacak.
İskenderun-Ceyhan ve Lazkiye
Bu bölge, Türkiye’de Gaziantep gibi çok önemli bir üretim merkezi ile Suriye’de de Halep gibi tarihi ve ekonomik önemi çok büyük olan bir kentle ilişkili. Hemen güneye indiğimizde Lazkiye Limanı’nı görürüz. Lazkiye, güneyde Şam, Kuseyr ve Tartus ekonomilerini Akdeniz üzerinden dünyaya bağlar. Lazkiye ile İskenderun limanları birbiriyle bağlantılı merkezler olacaktır. Lazkiye, aynı zamanda enerjide Türkiye’nin Ceyhan Limanı’na bağlanacaktır. Şu anda Esad rejimi, Lübnan sınırından başlayarak, Lazkiye’ye kadar olan tüm ana yolları, katliam yapma, kimyasal silah kullanma pahasına ele geçirmiştir. Yalnız, Lazkiye-İdlip-Halep arası tartışmalıdır ve burada Esad henüz üstünlük sağlayamamıştır. Esad rejimi ve onun arkasında olan Rusya-İran ittifakı, muhalefetin Irak sınırına kadar olan Doğu Suriye’de ana yolları denetim altında tutmasını çok umursamamaktadır. Çünkü bu savaş zaten Akdeniz sahili, limanlar savaşıdır.
Esad rejimi düştükten sonra demokratik bir Suriye’de ekonomi, Baas rejiminin kontrolünden çıkacak ve Türkiye üzerinden yeni bir ekonomik çevrim kurulacaktır. Bu, enerji alanında tekel durumunu devam ettirmek isteyen Rusya’nın işine gelmiyor tabii ki. Ama önümüzdeki yıllarda birçok stratejik sektörde Türkiye ile rekabet edecek Almanya’nın da işine gelmiyor. Suriye çözüldükten sonra Irak-Türkiye ekonomileri de birleşecektir. Bütün bu bölge küresel ‘Doğrudan Yatırımları’ çekerek, gelişmekte olan Asya gibi, yeni bir zenginlik merkezi haline gelecektir. Şimdi soruyorum; bu olunca Türkiye’deki hakim yapı, yani finansal (ergenekon) oligarşi burayla rekabet edebilir mi, örneğin, bugün Türkiye’de tek büyük rafineri var, bundan an az beş tane daha olduğunu düşünün... İşte Suriye-’onlar’ için- bunun için önemlidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018