Cemil ERTEM
ABD öncülüğünde, Fransa ve İngiltere’nin katılımıyla yapılan Suriye saldırısının gerçek amacının Esed rejimi ve onun katliamlarını önlemek olmadığını Fransa Cumhurbaşkanı Macron geçen hafta sonu ağzından kaçırdı. Macron’a göre bu operasyon, Türkiye ile Rusya’nın arasını açmayı amaçlıyor. Yani ABD, Fransa ve İngiltere, Türkiye’yi, Rusya-İran “cephesinden” koparmak için birlikte hareket etmişler. Demek ki füzeler Ankara zirvesi için de ateşlenmiş. Aslında Macron’un itiraf etmesine de gerek yoktu. Bunu biliyorduk, çünkü füze saldırısı öncesi her üç ülke ekonomisine başlayan saldırı her şeyi anlatıyordu.
/* */
O zaman dolar, ABD için, hâlâ bütün silahların anası...
Buraya geleceğiz ancak öncelikle şunu söyleyelim: Türkiye’nin tercihi, öncelikle kendi çıkarları ve bölge halkı için barış ve refahtır.
Herkes yoluna!
Bir önceki yüzyılda olduğu gibi, ABD’nin başını çektiği bu sömürgeci ittifak, bölgenin sınırlarını kendi çıkarları doğrultusunda yeniden belirleyemeyecektir. Burada tek gerçek artık budur. Ankara zirvesinden sonra, hızlanan kur ataklarının da Türkiye için kriz oluşturmasını kimse beklemesin. 90'lı yıllardaki Türkiye'de değiliz artık. Türkiye ekonomisi zaten 2001’den sonra dalgalı kur rejimini kabul ederek, bu tür sert dalgalanmaların olabileceğini kabul etmiştir. ABD, özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişmekte olan ülkeleri sabit kur rejimi uygulamaya ve borçlanmaya dayalı, tüketim-ithalat odaklı gün sonunda yüksek devalüasyonlarla sonuçlanacak ekonomi-politikalarına zorlamıştı. Bu sürecin jandarması, bildiğiniz gibi, bir Bretton-Woods kurumu olan IMF idi. Şimdi Türkiye bu dönemi geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan IMF politikaları için “Onlar yoluna, biz yolumuza” diyor. Ancak hâlâ ABD ve onun takipçileri eski IMF politikalarını değişmez iktisat politikası olarak görmeye devam ediyor. Tabii doların böyle değer kazanmasını da işin içinden çıkılmaz kriz işareti olarak görüyorlar.
Oysa, hem kamu ekonomisi tarafında olsun, hem de şirketler, finans kesimi ve hane halkları tarafında olsun, doların, bir rezerv para olarak, hızlı değerlenmesi evet bir sorundur ve önlem almamız gereken bir sorundur, ancak eskisi gibi, ekonomik ve siyasi kriz riski oluşturacak bir sorun değildir. Bundan dolayı ABD’nin doları bir ekonomi tetikçiliği aracı olarak kullanması hem boşunadır hem de esasında kendi sonunu hazırlamasıdır. ABD, özellikle 1973’te petrol krizinden sonra, doları bir siyasi hegemonya aracı olarak kullanmıştır.
Yukarıdaki grafikte altın/dolar endeksini görüyorsunuz; sağ eksen altın, sol eksen dolar. Simdi Vietnam Savaşı’ndan itibaren -70’li yılların başı- altın/dolar oynaklığına bakın. Yetmişli yıllar, seksenli yılların başından doksanlı yılların başına değin dolar yine zirvede... İç savaşlar, gelişmekte olan ülkelerde darbeler, Reaganomics, Thatcherizm ile birlikte savaş tehditleri ve neo-liberalizmin kurumsallaşmasıdır bu dönem... Ardından, 1995 Ters Plaza anlaşmasına kadar doların inişe geçtiğini görüyoruz... Burada Clinton ve Greenspan Bush iktidarını ve 11 Eylül’ü hazırlayan hatayı yapıyorlar. Doları yen ve Alman markına karşı değerli hale getiriyorlar. Sonra ip kopuyor. Ta 2006-2007 aralığına kadar ve ardından 2008 krizi geliyor... Altın fırlıyor ama ne çare... Bu, ABD’nin üçüz açığına çare değil. FED, bilanço genişletmeye başlıyor. Bernanke yetmiyor, Yellen geliyor daha “güvercin” olarak... Yine çare değil, o zaman ABD eskiye mi dönüyor; DEAŞ’ı oluşturuyor ve DEAŞ'la sonra da YPG ile Ortadoğu’ya saldırıyor. Değerli ama karşılığı insan kanı olan dolar dönemine geri mi dönüyoruz... Bu sorunun cevabının hayır olduğunu artık söyleyebiliriz.
Doların değeri bütün bu süreçte, Vietnam Savaşı’ndan bu yana insan kanıdır. İnsan kanı aktığı zaman- grafikte gördüğünüz gibi- dolar değerlenmiştir. İnsanlık artık buna izin vermeyecektir. (C.E., Yatağını Bulan Nehir; sayfa 440-2015-İst)
Grafikte gördüğünüz gibi, 2008 krizinden sonra, doların altına olan baskınlığı hızla geriye gidiyor. Bunun anlamı, Nixon’ın 1971’de doları altından alıp, savaşa bağlayan adımının artık geçerli olmadığıdır. Bu anlamda Bretton-Woods sistemi de bitmiştir. Şimdi doğal kaynakları olan ve özellikle değerli maden rezervleri ve enerji yatakları olan ülkeler, bu kaynaklarına sahip çıkıyor ve bunlardan yola çıkarak yeni değişim araçlarını -yerel güçlü dijital para sistemlerini- geliştiriyorlar. Bu değişim araçları, hiç şüphesiz ki çok yakında küreselleşecek ve dolara alternatif bir genel değişim sistemine dönüşecektir. Bu anlamda Venezuela’nın attığı Petro adımı cesur ve yerinde bir adımdır. Önümüzdeki dönemde altın gibi değerli madenlerin dijital para sistemleriyle buluşması ve değerlenmesi çok mümkündür. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün İstanbul’da Global Girişimcilik Zirvesi’nde yaptığı -dolar dışındaki yeni para sistemleri ve değişim araçlarının devreye girmesi- çağrısı anlamlı ve önemlidir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018