Cemil ERTEM
Bundan 1.5 yıl önce bir çalıştay için Suriye’ye gittiğimde Şam’da, Hamidiye Çarşısı’nda, küçük bir kız çocuğu yanıma yaklaştı. ‘Amca istersen ben seni gezdiririm’ dediğinde önce şaşırdım tabii ama arkadaşlık yapmaya başlamamız kısa sürdü. Gaziantep’ten geliyormuş, burada da akrabaları varmış ve şimdi ara tatilinde böyle çalışarak ailesine yardım ediyormuş. Beni gezdirmesinin karşılığı olarak da, Türk Lirası ya da dolar verirsem daha iyi olacağını da açıkça söyledi. Fatma’nın beni dolaştırdığı esnaf da, Türk Lirası’na itiraz etmediği gibi, tıpkı Fatma gibi, TL ödememin daha da iyi olacağını söylediler. Fatma bunu hemen açıkladı; ‘Amca, bunlar TL biriktiriyor, artık dolar biriktirmiyorlar.’
Ancak Hamidiye çarşısı esnafının dolar biriktirmeye artık pek mecalinin olacağını sanmıyorum. Hamidiye çarşısı, bizim Kapalıçarşı gibi. Her şey var içinde, bir kapısı da tarihi Emevi Cami’sine açılan çarşı, 2. Abdülhamit döneminde -1894- bitirilmiş.
Tabii Suriye’de ilgimi çeken bir başka ayrıntı da lokantaların büyüklüğü olmuştu. Aynı anda üç-beş bin kişiye servis verebilen lokantaların neyi ifade ettiğini, nasıl bir kültürün ürünü olduğunu merak ediyorsunuz. Ben de ettim, bu merakımı yanımda olan Doğu (Ergil) Hoca giderdi: ‘Bu lokantalar, seferi ordu kültürünün bugüne kalıntısı.’
Sefere çıkan binlerce askere aynı anda yemek vermek, bugün Suriye’de, yüksek ve orta sınıf ailelerin hafta sonu dinlence kültürüne dönüşmüş durumda. Yani Suriye denilen yer, tarihi boyunca üretimden ziyade savaşın ekonomisi ile ayakta kalmış, savaşla beslenmiş, savaş olmadığı zaman kendini yenileyemeyen bürokrasinin iktidarlarını barındırmış.
Bu lokantaların etrafında yüzlerce araçlık park alanları ve devamlı bir şeyler satmaya çalışan -mutlaka Türkçe bilen- çocuklar var. Resmi istatistiklere baktığınızda Suriye’de işsizlik yok (!) gibi. Ancak, resmi ya da yarı resmi devlet görevlileri dışındaki herkesin işsiz olduğu gibi bir izlenimim oldu. Devletin, Baas Partisi’nin oluşturduğu militarist endüstri, tarım, az buçuk petrol ihracatı ve sanayi öncesi ürün üretimi ile ayakta durmaya çalışan daha doğrusu duramayan bir ekonomisi var Suriye’nin.
Şimdi bizim jetimizi düşürdüklerinde hemen şaşırdık, Suriye mi düşürdü diye. Ben jetin uçaksavar bataryası ile düşüldüğünü sanmıyorum. Bence bu Rus malı hedefe elektronik kilitlenen bir füzenin işi ve pilotlarımızın da sağ olma ihtimali, bu nedenle, düşük.
Stockholm Uluslarası Barış Araştırma Enstitüsü’nün yayınladığı rapora göre, Suriye 2007-2011 arası 5 yıllık dönemde Rusya’dan aldığı silahları, bir önceki 5 yıla göre 6 kat artırdı. Rusya’dan alınan silahlar arasında en dikkat çekici olanlar ise son olarak alınan 25 adet MIG-29 modeli savaş uçağının yanı sıra 2011 sonlarına doğru alınan 550 milyon dolar değerindeki 36 adet Yak-130 modeli savaş uçağı oldu. Yani Suriye’nin savaş kapasitesini, Rusya’nın küçültülmüş bir modeli olarak değerlendirebilirsiniz.
Suriye oligarşisi, silah ve ticari komisyoncuk, hammadde ve tarımsal ürün ihracatı, gıda, iç pazara hafif montaj sanayi ürünleri iştigallerini yaparak zenginleşiyor ve zenginliğini koruyor. Silah ve ticari komisyonculuktan kazanılan milyarlarca dolar, ilk önce gayrimenkule yatırılıyor sonra da yurt dışına çıkarılıyor. Bu oligarşi, bütün diktatörlükler gibi askeri, elit bürokrasiyi besliyor ve zenginliğe kısmen ortak ediyor. Tabii ki Suriye gibi, çok kritik bir bölgeden, Ortadoğu’yu Akdeniz’e açan bir ülkenin ekonomik potansiyeli bu olmamalı.
Savaş çıkar mı?
Suriye hem Türkiye ile geniş sınırı hem de Akdeniz bağlantısı nedeniyle hızla zenginleşmeye, büyümeye aday bir ülke. Ama ilk önce Baas oligarşisinin bu ülkeden pençelerini çekmesi gerek. Bugün Suriye pazarına bu oligarşinin izin vermediği hiçbir yapı, şirket giremez. Piyasanın en ücra köşede bile, aksak da olsa, işlemesini öngören kriz sonrası kapitalizm için bu, kabul edilebilir bir şey değil.
Bakın haritamızda, Suriye’deki çatışma bölgelerini görüyorsunuz. Ayaklanmalar, alevi nüfusun yoğun olduğu batı ve kıyı bölgelerinde yoğun. Çünkü bu bölgeler, hemen yanı başındaki ‘dışarıyı’ ve buradaki daha iyi koşulları, demokrasiyi istiyor. Bugün Suriye’de mezhep çatışması yok, Baas zulmüne ayaklanan halk var.
Savaş çıkar mı sorusuna gelince, bu oldukça bol değişkenli bir soru. Ama şunu söyleyebilirim; Suriye’deki bu Baas rejimi silahsız, kansız çözülmez. Ancak, bu rejim çözülmeden de yalnız Suriye değil, artık Türkiye’de refahı göremez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018