Elif ÇAKIR
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’a göre bir ülkenin 'refah düzeyinin' en önemli göstergesi o ülkedeki 'çamaşır makinası, bulaşık makinası ve buzdolabı' üretim ve satışındaki artışlar!
Sayın Erdoğan, bakanlarıyla yaptığı toplantı sonrasında ülkemizde refah düzeyinin artmasını şöyle açıkladı:
“Ülkemizdeki yıllık çamaşır makinası satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye, bulaşık makinası satışı 282 binden 1 milyon 332 bin adede, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi. Bunları niye söylüyorum, bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından rakamlar.” (10 Ağustos)
Buzdolabındaki, çamaşır ve bulaşık makinasındaki satışlar bugünkü Türkiye için refah düzeyinin, iktisadi gelişmesinin göstergesi sayılır mı? Evet sayılabilirdi ama 1950’li, 60’lı, 70’li 80’li yıllarda yaşasaydık Sayın Erdoğan’ın “beyaz eşya” üzerinden ortaya koyduğu bu istatistikler baya bir anlamlı olabilirdi.
Bir parantez açarak hatırlatmak isterim ki, Sayın Erdoğan 2017 Referandum sürecinde de “çağdaş Türkiye’nin” ölçütünü “yollarla”, “köprülerle”, “hızlı trenlerle” ve “okullarla” açıklamıştı. (28 Mart 2017)
***
Refah göstergesi bütün dünya ekonomileri için büyük önem taşımaktadır. Çünkü ülkelerdeki refahın düzeyi, o ülkelerdeki toplumsal ilerlemenin ne derece sağlandığına işaret etmektedir. Bir ülkenin vatandaşlarının refahı arttıkça o ülkenin ekonomisi gelişmekte ve o ülkede kalkınma gerçekleşmektedir.
Nitekim dünyaca saygın kuruluşlar her yıl ülkelerin refah düzeyini ortaya koyan endeksler yayınlıyor.
Bunlardan en önemlileri The Legatum Institute 2008 yılından bu yana her yıl açıkladığı “Daha İyi Yaşam Endeksi” ve OECD’nin de 2011 yılından bu yana yine her yıl düzenli olarak açıkladığı
“Dünya Refah Endeksi” başlıklı araştırmadır.
Endekslerde “ekonomik kalite”, “girişimcilik”, “devlet yönetimi”, “eğitim kalitesi ve sermayesi”, “sağlık”, “ulusal ve kişisel güvenlik”, “temel hak ve özgürlükler”, “siyasi ortam, yönetim, demokratik ortam, hukuk”, “çevre duyarlılığı, doğal ortamın kalitesi”, “sosyal normlar, sivil toplumlar”, “kamu hizmetlerindeki kalite” gibi kriterler baz alınıyor.
Türkiye’yi merak ediyorsunuz değil mi? Dünya nüfusunun yüzde 96’sını temsil eden 142 ülke arasında Türkiye mesela 2011 yılı sıralamasında 75’inci sırada, 2013 yılı raporunda 87’inci sırada, 2019 yılında ise Türkiye refah düzeyi endeksinde 91’inci sırada yer alabildi.
Bir ülkenin refah düzeyinin ölçüsünü “beyaz eşya” satışları değil, o ülkenin devlet yönetimi, eğitim kalitesi, siyasi ortamı, demokratik ortamı, hukukun üstünlüğü, çevreye olan duyarlılığı, kamu hizmetlerindeki kalite belirliyor.
***
Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan’ı aradım ve Sayın Erdoğan’ın refah düzeyi açıklamasını nasıl değerlendirdiğini sordum. Şunları söyledi:
“Bir ülkede yönetim sorunlu, tutarsız, akla ve bilime aykırı politikalar uygulayıp, ülke ekonomisine çok büyük bedeller ödetmeye başladığında toplumun gözünde yaptığı hataları örtmek için farklı yollara başvurmayı tercih eder. Biz de güzel bir söz vardır “müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış” diye. Türkiye’de de yaşanan tam olarak budur.
Ekonomide yaşanan çöküşü ve bunun yarattığı tahribatı gören iktidar, evrensel kalkınma kriterlerini bir tarafa bırakıp, en son merhum Özal döneminde duyduğumuz buzdolabı çamaşır makinesi vs. rakamlarına bakmaya başladı.
Bugünün dünyasında ekonomik kalkınma buzdolabı çamaşır makinesi sayıları ile değil, milli gelir performansı ile, kişi başına düşen gelirin dünya sıralamasındaki yeri ile, endüstrileşme seviyesi ile, güçlü altyapı ile, teknolojik gelişim ile ve en önemlisi ülkedeki demokrasi ve yaşam standartlarının kalitesi ile ölçülüyor.”
Sayın Özcan’a hak vermemek mümkün mü, söylediklerinin aksi iddia edilebilir mi? 2020 dünyasında yaşıyoruz. Bugünün dünyasında ülkemizin refah düzeyinin “beyaz eşyaya” bağlanması ülkemiz adına da 18 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı adına da hazindir, utanç vericidir.
***
Ülkeyi ekonomi de uçuracağı vaat ederek getirdikleri hükümet sisteminin ikinci yılında ekonomik gelişmenin göstergesini “beyaz eşyadaki” satışların artmasıyla açıkladılar!
Oysa iktidarlarının dönemlerini “çıraklık”, ile “kalfalık” ile tanımladıkları dönemlerinde Türkiye’nin refah düzeyini, Türkiye’nin gelişmesinin göstergelerini Türkiye’ye giren yabancı sermaye akışındaki oranlar ile, küresel sermayenin Türkiye’ye olan ilgisi ile, temel hak ve özgürlük alanlarında yaptığı reformlar ile, iktidarlarının yükselen ekonomik performansı ile açıklıyorlardı.
İktidarlarının 19’uncu yılında ise yönettikleri ülkenin refah düzeyini “beyaz eşya” satışları üzerinden açıklıyorlar.
2020 Türkiye’sine 70’li, 80’li yılların yoksulluğunu, yağ, tüp, gaz kuyruklarını hatırlatarak vatandaştan “sonsuz teşekkür beklemek” yine 2020 Türkiye’sine buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası yeni girmiş muamelesi yaparak halkın “Allah razı olsun, sayenizde evimize buzdolabı girdi” minnetini beklemek tuhaf değil mi, AK Parti açısından trajikomik değil mi?
Evlere 60 yıl önce yani “eski Türkiye’de” girmeye başlayan beyaz eşya için bugünün yani 2020 Türkiye’sinde vatandaşların kendilerine minnet duymasını istiyorlar!
Yönettiği ülkenin refah düzeyini “beyaz eşya” üzerinden açıklayan bir siyasi parti, eğitimli, şehirli gençlere ulaşabilir mi? Bu vizyonla eğitimli, şehirli gençlere ulaşabilir mi?
Beş yıldır Batı’ya kaptırdığı parlak beyinler refah düzeyini “beyaz eşya” üzerinden açıklayan bir siyasi partinin yönettiği ülkesine döner mi? 24 bin lira maaş değil 50 bin lira maaş vereceğini söylese Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Batı’ya giden bilim insanlarını geriye getirebilir mi?
Bu geleceğe dair bir şey söylemeyen, yarına dair umut vaat edemeyen AK Parti’nin geçmişte tıkanıp kalmasının bir fotoğrafıdır.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
29.08.2025
27.08.2025
2.08.2025
19.07.2025
18.06.2025