Adliye koridorları da, dev Adalet Sarayı’nı çevreleyen meydan da tıka basa doluydu. Ellerinde Türk Bayrağı olan başı örtülü, açık genç kızlar, kadınlar, çoğu yakım elbiseli erkekler... Duruşma salonunun etrafı da polislerle çevrili, salona Hidayet Karaca’nın oğlu dahil kimse alınmıyor.

Hidayet Bey, yeni terlemiş bıyıklarıyla adı konulamaz bir tedirginlik içinde bekliyor. Evdeki paraları sıfırlamamış olmanın rahatlığıyla dimdik duruyor.

Birazdan Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar öğreniliyor. Hidayet Karaca ‘dizi terör örgütü’nden tutuklu, Ekrem Dumanlı özgür. Bir yanda yeni bebeği olmuş Ekrem’in serbest kalması, meydanda kalan kalabalığı dalgalandırıyor. Düne kadar kalabalıklar halinde sokağa çıkmayan Hizmet mensupları hep bir ağızdan slogan atıyor: “Hidayet Abi, Allah’a emanet…”

Dalgalanan Türk bayrakları, havaya salınan kırmızı balonlar arasında bir slogan daha patlıyor: “Hizmet burada, hırsızlar nerede”

CEMAAT-DEMOKRAT ÇEKİMİ

Biraz sonra kameramanların koşturmaya başlamasıyla Ekrem Dumanlı’nın adliye kapısından çıkacağını anlıyoruz. Onlarca kameraman ve foto muhabiri, bir anlamda savcının aradığı ‘medya terörü’nü yaratıyor adliyenin bahçesinde. Yarım metre ilerimdeki Ekrem’e ulaşmam mümkün olmuyor, bir insan seli içerisinde adeta havada taşınarak ilerliyor. Elini sıkıp, ‘geçmiş olsun’ bile diyemiyorum, öyle bir izdiham yaşanıyor.

Muhafazakar kesimin kendi içinde yaşadığı en büyük kırılma, Cemaat ile demokratlar arasında yakınlaşma vesilesi de oldu. Herkesin durduğu yeri yeniden sorgulamasını sağladı ve her müslümanın bu yağma düzenine ‘evet’ demediğini ortaya koydu.

SADECE PASTANIN SÜSÜ

Meydandaki herkes Ekrem Dumanlı’nın serbest kalıp Hidayet Karaca’nın tutuklanmasının hukuki bir dayanağı olmadığını, Dumanlı’nın uluslararası tepki, Avrupa Birliği’nden tamamen dışlanma riski nedeniyle salıverildiğinin farkında. Avrupa bu kadar sert çıkmasa, Putin’in Rusyası krize girmese, Ekrem’in de yeni doğmuş bebeğini görme şansı olmayacağı kesindi.

Çünkü bu ilk gününden itibaren bir intikam operasyonuydu. Bir siyasetçinin, kendisini ve ailesini dünyaya rezil ettiklerinden sorumlu tuttuğu insanlara yönelik intikam operasyonu.

Fatura şimdilik Hidayet Karaca ve 3 polise kesildi ama 25 Aralık’ta devamının gelmesi muhtemel.

Umur Talu’nun dünkü yazısında ironiyle vurguladığı gibi, televizyonların altyazısını, gazetelerin birinci sayfa güzelinin dekoltesini talimatla belirleyen bir anlayışın, muhalif gazetelerin yönetici ve yazarlarını talimatla gazete yapmakla suçlaması traji-komik.

‘Türkiye’yi dünyaya rezil eden bir operasyon’ tanımını kullandı Dumanlı. Bence yanlıştı. Türkiye’de Gezi’de çocukları öldürürken, evdeki paraları sıfırlarken, havuz kurup gazeteler alırken ve bunlar ortalığa dökülürken yeterince rezil olmuştu dünyaya. Bu yaşadıklarımız da pastanın son süsleri.