Ergun BABAHAN
Güvenilir araştırma kurumlarından gelen sonuçlar İstanbul seçimini tekrarlatma kararının Erdoğan açısından tarihi bir hata olduğunu gösteriyor. Konda’nın açıkladığı saha çalışma sonuçlarına göre fark yüzde 9 civarında.
Saygın bir araştırma kurumunun anketinde de benzer bir sonuç olduğu söyleniyor ama araştırmayı görmediğim için bilemiyorum.
İstanbul AKP’nin doğup geliştiği kent. Türkiye’nin bir özeti. AKP’nin İstanbul’da yüzde 30’la gerilemesi (yüzde 45’lik oy içinde MHP’nin payını, devlet ve medya gücünün arsızca kullanılmasını hesaplarsak) Erdoğan döneminin sonuna geldiğimizi gösteriyor.
İstanbul’un farklı kaybı Türkiye’nin muhafazakâr tabanında bir yankı bulacaktır. Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun kolları sıvaması, AKP’nin Meclis Grubu’nda önemli kopmalar yaşanması, muhtemel gelişmeler arasında. Fark bu kadar olmasa bile olası bir Ekrem İmamoğlu zaferinde de bu ekip harekete geçecektir.
Yüzü Batı’ya bakan muhafazakâr-demokrat bir parti Türkiye’nin demokratik düzene dönüşünde, Kürt meselesinin tekrar masada konuşulmasına olumlu etki yapacak bir gelişmedir. Türkiye’nin bu fetret devrini demokratik yöntemlerle aşması açısından önemlidir, çünkü tersini düşünmek ülkenin sonunu resmen ilan etmektir.
İstanbul seçimleri bu açıdan bir dönüm noktası olacaktır ve Amerika’nın yaptırım kararlarıyla birlikte Erdoğan ve ekibini Saray’da iyice yalnızlaştıracaktır. Trump’ın gayri-ciddi tutumu, S-400 anlaşmasından nemalananların gerçeği Erdoğan’dan gizlemesi sonucu Saray, gelişmenin muhtemel sonuçlarının tam farkına varmış görünmüyor.
Bloomberg’in yazdığı gibi, Amerikan bürokrasisi Türkiye’ye uygulanacak yaptırımlar konusunda seçeneklerini hazırlayıp Trump’ın önüne koymuş durumda. En çok destek gören yaptırım ise, “ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası” olarak bilinen ve Rusya ile işbirliği yapan kurumları hedef alan CAATSA’nın devreye sokulması.
Trump, 2020 seçim kampanyasını resmen başlattı ancak kamuoyu araştırmaları başkanlık seçimi için kritik olan Florida’da bütün Demokrat adayların gerisinde olduğunu gösteriyor.
Ekonominin görece iyi gidişine rağmen 2020 seçimini kazanması kolay görünmüyor. Hakkındaki soruşturmalardan Senato’daki Cumhuriyetçi Parti çoğunluğunun desteğiyle kurtuluyor şu anda. Kendisine yönelik en önemli suçlama ise Rusya ile olan ilişkisi.
Ancak aynı Cumhuriyetçi çoğunluk S-400 alınmasıyla ilgili Türkiye’ye sert yaptırımlar uygulanması konusunda Demokratlar ile hemfikir. Hemen hiçbir konuda uzlaşamayan bu iki partiyi Erdoğan ve tavrı birleştirmiş durumda. Bu tabloda, Trump’ın Kongre’nin katı tavrını aşması mümkün değil.
S-400’ler geldiği anda CAATSA devreye girecek ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanmakta olduğu ve düzenli yedek parça ihtiyacı olan F-16 savaş uçakları gibi silahları resmen ıskartaya çıkacak. Türkiye en çok yılbaşına kadar olacak bir süre içinde bu uçakları uçuramaz olacak.
Yaptırım ekonomi alanında da etkisini gösterecek ve Türkiye uluslararası finans sisteminden tamamen dışlanacak. Moody’s raporunda da belirtildiği üzere, IMF’nin kapısını bile çalamayacak çünkü oradan destek almak da Washington’ın onayına bağlı.
Avrupa Birliği ile Kıbrıs ve Akdeniz doğalgaz kaynakları nedeniyle papaz olunmuş durumda. İçi kof meydan okumalar, Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenme müzakerelerinin askıya alınmasından başlayıp finansal yaptırımlara kadar uzanacak.
Rusya veya Çin’den medet ummak ise ham hayal. Rusya ekonomik olarak “Kelin ilacı olsa başına sürer” durumda, Çin’in derecelendirme kuruluşunun Türkiye notu ise Moody’s’ten farklı değil.
Özetle, seçimin sonucu ne olursa olsun Türkiye ağır bir bedel ödeyeceği bir döneme giriyor. Yoksulluk ve gerilimin zirve yaptığı bir kışa girecek ülke. Yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirme hamlesini toplumsal desteğini kaybetmiş bir iktidar döneminde yapmaya çalışıyor olacak ki, böyle bir tabloda ülkeyi yönetmenin imkânsız hale geldiğini hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Erdoğan her narsist lider gibi, zoru görünce geri adım atan ve olmadık tavizleri vermekten çekinmeyen bir siyasetçi. Rusya ve Putin ilişkisinde buna hep birlikte tanıklık ettik. Amerika ve Batı’nın sert yaklaşımı yeniden siyasi çizgisini değiştirmesine yol açabilir ancak bu tavır artık istediği sonucu vermez.
Erdoğan artık dünyanın birçok ülkesi için güvenilmez, kendini beğenmiş ve kişisel çıkarı için ülkesinin başını belaya sokmuş bir liderdir. Elindeki medya ve devlet gücünü acımasızca kullanması bu gerçeğin artık halk tarafından da görülmesini engellemeye yetmiyor.
Ortadaki tablo Erdoğan döneminin sonuna gelindiğini işaret ediyor. Önünde iki yol var bu saatten sonra: İttihat ve Terakki’nin gibi bir son veya barışçıl ve demokratik mücadeleyle kaybetmeye razı olmak. Tercihi ülkenin kaderini belirleyecek.
© Ahval Türkçe
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021