Erol KATIRCIOĞLU
Her ne kadar MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın davete icabet etmemesinin arkasından Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la görüşmesiyle gelinen nokta en azından kamuoyu önünde konuyu dondurmaya yönelik bir gelişme olarak okunabilirse de şu an itibariyle medyaya düşen haberler bu işin pek de öyle kolay kolay dondurulamayacağını göstermekte.
Sistemin en önemli iki aktörünün, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın MİT Müsteşarı’nın yanında durmasıyla çatışmanın diğer tarafına “Tamam! Devam etme!” mesajı verilmiş olsa da yazıyı yazmakta olduğum şu saatlerde basında yer alan haberlerden kavganın devam edeceği görülmekte.
DHA’nın ve AA’nın haberine göre “KCK soruşturması kapsamında ifade çağrısı yapılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadesinin alınması için Ankara Savcılığı’na talimat yazıldı. Mazeretsiz ifade vermeye gelmeyen eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve iki MİT görevlisi Y. Yıldırım, H. Kuzuoğlu için yakalama kararı çıkarıldı”.
Görüldüğü gibi MİT-Emniyet arasındaki kavga yeni bir safhaya sıçramış durumda.
Bu kavga ile ortalığa dökülen bilgiler, daha şimdiden toplumu ciddi bir biçimde zehirlemiş durumda. MİT-PKK ilişkilerinden söz etmiyorum. Bu ilişkide bence bir sorun yok. Hatta sorun olmadığı gibi desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi gereken bir girişim bu. Bu nedenle de Başbakan’ın bundan dolayı kutlanması bile gerekir.
Ama diğer iddiaların ima ettikleri bence çok sorunlu. Gazetelerin yazdığına göre; “İstanbul Emniyeti KCK unsurları içinde MİT’in haber elemanlarının bulunduğunu tespit etti. Seri operasyonlarda aynı zamanda MİT elemanı da olduğu saptanan örgüt üyeleri gözaltına alındı. Polis; bu isimlerin, istihbari bilgi vermek yerine bizzat örgüt kadrolarını yöneterek eylem talimatı verdikleri ve eylemlere katıldıkları iddiasıyla dosya hazırladı. Savcılık soruşturması sırasında bu şüphelilerden bir bölümü de tutuklandı”.
Yani bu haberden anlaşılan MİT, KCK vasıtasıyla Kürt siyaseti içine sızmakla kalmayıp orada çeşitli provokasyonlar yaparak Kürt siyasetini suçlu duruma düşürmek gibi bir amaçla davranmış. Çünkü ancak böylelikle onu KCK davasının içine sıkıştırmak ve sonuçta pasifize olmasını sağlamak mümkün olabilecekti.
Peki, bu durumda Başbakan’ın bir süre önce KCK’nın yanlış bir operasyon olduğunu söyleyen çeşitli yazarlara kızarak söylediklerine ne diyeceğiz? Rize’de yaptığı konuşmada “Son KCK operasyonları, kimse bunların durmasını beklemesin KCK operasyonlarına karşı çıkanlara sesleniyorum, KCK’yı iyi tanımanız lazım, KCK’nın nereye gittiğini bilmeden yaptığınız açıklamalar ister medyada olsun, nerede olursa olsun teröre destektir, teröre hizmettir bu kadar açık” sözlerini nasıl yorumlamak gerekir?
Üç tür yorum imkânı var. Birincisi ya Başbakan da MİT’in neler yaptığını bilmiyor, ikincisi; ya da MİT’in yaptıkları Başbakan’ın bilgisi dahilinde gerçekleşmiş eylemler, ya da, üçüncüsü, Emniyet sahte suç üreten işler yapmakta. Her üç durumun da ima ettiklerine dikkat eder misiniz?
Birincisi bir başbakan için taşınması çok zor bir durum. Kendi emrinde olan ve üstelik de çok güvendiği bir bürokratı kendisinin haberi olmadan birtakım siyasi ve karanlık işlere girişiyor. Bu durum böyle bir iktidarın gerçek bir iktidar olmadığının kanıtı olur.
İkinci olasılık Başbakan’ın doğru söylemediği gerçekleri saptırdığı bir duruma işaret eder. Öyle ya bir yandan KCK konusunda itirazı olanları teröre alet olmakla suçlamak öbür taraftan da KCK’nın içine “terörist” eylem planlayan MİT ajanları yerleştirmek gerçekleri çarpıtmak değilse nedir ki?
Üçüncü olasılık ise Emniyet’in İçişleri Bakanlığı’nın dışında davranıyor olmasıdır ki doğrusu bunun da büyük bir iktidar zafiyeti olduğu açıktır.
Sonuç olarak bu üç olasılık da Başbakan açısından ve tabii iktidar açısından çok sorunlu durumlara işaret eden olasılıklar.
İşte MİT üzerinden gelişen olayların toplumu asıl zehirleyici yanı da bence bu. Devleti yönetenler geçmişte olduğu gibi hâlâ toplumu kışkırtarak siyaseti manipüle ediyorlarsa, hâlâ kendilerinden farklı düşünenleri de gizli bir biçimde takip ediyor veya dinliyorlarsa, bu durumda nasıl ve neden AKP ile birlikte başlayan dönemin yeni bir dönem olduğunu düşünelim ki?
Tam tersine bu işaretler yeni başlayan dönemin beklenmeyen sonuna işaret ediyor olmasın?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025