Fehmi KORU
Hani ne oldu, Ak Parti ABD projesi değil miydi?
Türkiye’de bazı çevreler, inatla, kendilerinin uydurduğu bir takım gerekçeler üzerinden, bu iddiayı yıllardır sürdürüyor. Türkiye’nin son 10 yılı ile ilgili yazılmış pek çok kitapta bu iddia seslendirildiği gibi,
‘Ulusalcılık’ akımının neredeyse bütünüyle dayandığı temel felsefe bu: “AKP” diyorlar, “Bir Washington projesidir...”
Buna inandırıldığı için maceracı yollara sapanlar bile çıktı.
Kafası sürekli hoş eski bir gazetecinin söylenenleri yanlış yorumlamasından kaynaklanan, dönemin başbakanı ile ABD’nin o zamanki dışişleri bakanı arasında Türkiye’nin egemenlik haklarından vazgeçmesiyle sonuçlanacak bir ‘gizli anlaşma’ imzalandığına dair yaygın söylentivardı; geçenlerde yayımlanantam metninde iddiayı doğrulayacak bir unsur bulunmadığı ortaya çıktığı halde, hala eski yanlışta ısrar edenlere rastlanıyor...
Sebebi, aynı çevrelerin Ak Parti’nin ‘ABD projesi’ olduğuna duydukları kesin inançtır.
Türkiye’nin siyasi tarihine bakıldığında ‘boş’ sayılmayacak bir inanç bu. Washington’un kapısında ‘icazet’ almak için sıraya giren politikacılar olmadı mı? CHP bile, herhalde bu inanç yüzünden, Washington’a çıkarma üzerine çıkarma düzenliyor...
Oysa, Ak Parti kurulduktan sonra bütün yabancı misyon şefleri tebrik ziyaretinde bulundukları halde, ABD büyükelçisi Robert Pearson yanlarına yaklaşmamış, 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri sonrasında New York’ta toplanan Davos’a davetli Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül Washington’a geçtiklerinde kendilerine Amerikan yönetiminden muhatap olacak tek bir üst düzey yetkili çıkmamıştı...
Gerçek bu olduğu halde, çok uzun yıllar, özellikle ‘Ulusalcı’ çevreler, aynı masala inanmaya devam etti.
Şimdi ise sesleri çıkmıyor...
Acaba “Biz bir yanlışa ömür vermişiz” diye hayıflanıyorlar mıdır?
Wall Street Journal ile Washington Post’un açtığı kapıdan Türkiye ve Ak Parti aleyhine görüşler serdetmeyen Amerikan gazetesi herhalde kalmadı; hepsi tek ağızdan “Ak Parti kötü” diye özetlenebilecek bir yaygara koparıyor... Son günlerde, onlara, ABD’deki iki ana partinin önemli isimlerinin kurduğu bir kurum adına hazırlanıp iki eski ABD büyükelçisinin imzasıyla yayımlanan bir rapor da katıldı.
Raporda da aynı çizgi kendini belli ediyor; “Ak Parti kötü” özeti o rapor için de geçerli...
E, hani, Ak Parti ABD projesiydi?
Yoksa tersi mi söz konusu? Yani, Ak Parti hakkında bu yanlış söylentiyi gündeme sokanlar ile ABD’de “Ak Parti kötü” havasını yaymaya başlayanlar arasında ilk bakışta kendini belli etmeyen bir çizgi birliği mi söz konusu?
İki farklı çizginin Ak Parti’ye yönelttikleri eleştiriler aynı noktalarda birleşiyor çünkü. İki taraf da Ak Parti’nin izlediği dış politikayı beğenmiyor; ikisi de özellikle Suriye ve Mısır’da Türkiye’nin savunduğu çizgiye karşı çıkıyor...
Ulusalcı çevreler içerisinde, düne kadar tersini ileri sürdüklerini unutup “ABD de Ak Parti’ye karşı” mülahazasını ciddi ciddi seslendirenler de var.
Yeminli Amerikancılar, yeminli ABD düşmanlarıyla ABD aynı safta...
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025