Ferhat KENTEL
21 Mayıs Çerkes soykırımının yıldönümü.
1864’te Rus orduları yüzyıllarca süren bir yok etme seferberliğini nihayete erdirdiler. Yüzbinlerce Çerkes katledildi. Hayatta kalabilenler bulabildikleri imkanlarla güneye, Osmanlı’ya, Osmanlı’nın güney eyaletlerine, şimdiki Suriye ve Ürdün topraklarına doğru ulaşmaya çalıştılar. Yollarda binlerce insan hayatını kaybetti. Karadeniz, Çerkeslerin nesiller boyunca unutamadıkları bir felaket denizi haline geldi. Her zaman olduğu gibi, felakete uğrayan, ölümden kurtulmaya çalışan insanlar yollarda bir kere daha nasıl tekrar felakete uğruyorlarsa, binlerce Çerkes de denizde can verdi. Denizde yakınlarını kaybedenler yıllarca balık yiyemediler.
Osmanlı Çerkeslere kucak açtı. Osmanlı ‘iyilik’ yapmıştı ama hesabı vardı.
Çerkesler Osmanlı devleti tarafından tampon halk olarak kullanıldı. Marmara’nın güneyinde Rumlara karşı ve Samsun’dan Kayseri’ye inen hat üzerinde Ermenilere karşı Çerkesler ‘millet-i hakime’nin gücünü arttıracak unsurlar olarak görüldü.
Çerkesler topraklarından kovulmuşlardı ve geldikleri topraklara sonuna kadar, tırnaklarıyla tutundular. Balkanlardan gelen halklarla birlikte yükselmekte olan yeni bir Türk vatandaşlığının “asli” unsurları oldular.
“Asil unsur” olmak, kendi otantik varlığını silmek anlamına geliyordu. Silemeyenlerin kaderi ise Çerkeslerin Rusya’da yaşadığından farklı olmadı. Bir bakıma Çerkes soykırımı, oluşmakta olan ‘uluslararası düzen’ için bir model oldu. Fransız devrimiyle birlikte ortaya çıkan ‘sihirli’ yöntem asimilasyonu beceremeyen devletler, “ulusal (ya da milli) çıkarları” adına, etnik-dinsel temizlik silahını icat ettiler.
Fethettiği topraklarda tutunamayan Osmanlı ve tepesindeki İttihat Terakki, varlığını sürdürmek için, yenildiği düşmanlarını taklit ederek, geride kalan topraklarını homojenleştirmeye girişti.
Bu toprakların en eski halklarından biri olan Ermenilerin de soyları kırıldı; kendi topraklarından kovuldular; yaşadıkları büyük felakete yollarda yaşadığı felaketler eklendi. Çerkesler gibi anavatanlarından bambaşka yerlere savruldular.
Çerkeslerin başına gelen Ermenilerin başına geldi... Ermenilerin başına gelen daha sonra Almanya’da Yahudilerin başına geldi. Nazizm’in mimarı Hitler, ‘uluslar arası’ düzenin Ermeni soykırımını hatırlamadığını, ulusların ‘ulusal çıkarlar’ adına hatırlamak istemediğini çok iyi biliyordu.
Bir yanda, Naziler Yahudileri toplama kamplarında kurşunla, gazla, teker teker, topluca öldürürken, öte yanda Rusya’yı yıkarak “sosyalizm” adına kurulduğu iddia edilen bir ülke “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği”, eski çarların geleneğinden bir milim kopmadığını gösterdi. Özellikle Stalin döneminde olmak üzere, insanların hayatları üzerinde kibirli bir nüfus mühendisliği adına, milyonlarca insan açlıktan kırıldı. “Reel sosyalizm”e itiraz edenler “deli” ya da “hain” muamelesi görerek akıl hastanelerine, toplama kamplarına kapatıldı.
Kırım Tatarları da, Sovyet hükümeti tarafından “Nazilerle işbirliği” yaptıkları iddiasıyla, “ihanet” suçlamasıyla, 1944’ten itibaren yerlerinden yurtlarından edilerek sürgüne yollandılar. Genç, yaşlı, çoluk, çocuk onbinlerce Tatar sürgün yollarında ya da sürgünde hayatını kaybetti.
Korkunç olan şu: zulme uğrayanlar da zalimlerin zulümlerinin parçası haline gelebiliyorlar. Başkasının uğradığı zulmü görmeyerek, başkasının hak ettiğini düşünerek, zalimler gibi düşünerek...
Zulmedenlerin dilinden hiç eksilmeyen büyülü kelime, başkalarını yok etmeye gerekçe üretmek üzere biçilmiş bir kaftanolan “ihanet”, zulme uğrayanlara da sirayet etti....
Zalimler arasındaki esinlenmelerle hayata geçen cezalandırmaların ölçeği, derecesi fark etmiyor. Zalimin ya da mazlumun kimliği de hiçbir fark taşımıyor.
Ve Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında, 12 Mayıs'ta bomba yüklü kamyonu infilak ettirerek 16 kişiyi öldürenler de ‘zalim’ kategorisinin tam ortasında yer alıyorlar.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020