Ferhat KENTEL
Nice şehrinde insanlığın ortalama seviyesinin çok çok altlarındaki karanlık bir ruh halinin ürünü olan terör saldırısından sonra, gene insanlık seviyesinin çok çok altındaki bir takım ruhlar sevinç, alay, ders verme gibi performanslar sergilediler.
Kimisi alenen ne kadar sevindiğini belirtti...
Kimisi “trafik kazası” gibi derin ve komik zekâ ürünü buluşlar yapmaya çalıştı.
Kimisi de katil ya da katillerin cinayetine dair, insanların acı ölümüne dair tek bir satır ya da tek bir kelime etmeden, Fransız hükümetini PYD, YPG’yi ve PKK’yi korumakla suçladılar.
Bu cenah, oradaki terörün kendisine, terörü yapan örgüte tek laf etmeden, “terör hepimizi vurur; ayrım yapmamak lazım efendim” dersleri vermeye devam ediyor bugün.
Hep “ders çıkarsınlar!” dersi veriliyor ne hikmetse...
Her IŞİD saldırısından sonra, teröristler arasında fark yoktur mantığından hareketle Kürd örgütlerini hedefe koydular.
Aslında anlaşılabilir bir mantık... Terör örgütleri arasında fark yoksa; yani “terör terördür” ise, kolaylık olsun diye ve yorulmamak için her seferinde tek bir örgütün suçlanması yeterli olabilir. Mesela Peru’da, Alaska’da ya da Çin’de yapılan bir terör saldırısı için de PKK’nin adını vermek gayet kullanışlı olabilir.
Ama, Batı’ya karşı aşağılık kompleksi dolu bakışın yanısıra, Fransa medyasından terör saldırısına dair görüntülerin yayınlanmasına karşı ortak tavır gelince, “bak adamlar nasıl da sansürlüyorlar!” türünden hayranlıkla karışık, bizim buralara nispet yapan trajikomik bir tavır var.
İnanılmaz akıl ve duygu fakiri bir zümre, bir yandan yarım ağızla “bu terör saldırıları İslami değildir” derken, diğer yandan “iyi olmuş” ritminde dolaşan bir söz ve duygular kümesini tekrarlayıp duruyor.
Kuşkusuz, ideoloji böyle bir şeydir; tutarlı olması gerekmez... Bulunduğu konumu korumak için hazırda duran, ama duruma göre uyarlanan, koruyucu bir önlemler paketidir. Ama gazete manşetlerinden, ufak trolcüklere kadar uzanan benzer ezberlere bakıldığında meselenin basit bir ideoloji meselesi olmadığı, hatta bu cenahın içinde çok ciddi bir kesimin basbayağı maddi bir iktidar çerçevesinde istihdam edildiği anlaşılıyor.
Bu “maddiyat” meselesini dile getirmek çok kolay değil...
Çünkü şimdiye kadar, Türkiye’de devletçi, Kemalist ve sağcı damarlar memleketteki bütün muhalif hareketleri hep “dışarıdan destek almakla, birilerinden para almakla” suçladılar. Bu türden kara propagandayı bir zamanlar Emin Çölaşanvari insanlar hem solculara hem de İslami harekete ve yükseliş döneminde AKP’ye karşı yapıyordu (belki hâlâ yapıyorlardır bilmiyorum)...
Bugün ortalıkta bir bütün olarak İslami hareket kalmadı; ama “Müslüman” etiketi ve altında bir takım insancıklar can havliyle iktidarı saf iktidarı korumak için, benzer biçimde, ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Öyle ki, bunların saldırmadıkları kimse kalmadı. AKP’nin kurucuları da dahil olmak üzere... Ne Arınç kaldı, ne Davutoğlu, ne de gazetelerde köşe yazanlar...
İktidar odağı bugün artık başkalarıyla doldu. Düne kadar İslamcı harekete etmedikleri küfür kalmayanlar bugün gücü ve parayı iktidara yakın durarak elde ettiler. Ve bu avantajlı dünyayı kesinlikle kaybetmek istemiyorlar.
Ya da bir zamanlar, askeri vesayet rejimine karşı (anlaşılan) mecburen demokrat olanlar, bugünün güç timsalleri karşısında tam tekmil tapınak bekçileri oldular; durdukları, konuştukları yerden yeni zaman ilâhlarına sürekli bağlılık mesajları yolluyorlar.
Öylesine bir hesap kitap işi ki bu, Çölaşanvari bir ruh halinin yeni versiyonları Nice ya da İstanbul havaalanına yapılan terör saldırıları için akıl ve vicdan yürütmüyorlar. Bir görevi, bir “iş”i yerine getiriyorlar. Bu toplumun duygularını köreltme işini üstlenmiş durumdalar.
O kadar etkililer ki, bu yazı bile, onları kafaya takmadan, sadece Nice’de can veren çoluk çocuk insanlar için biraz olsun empati ve saygı sınırında kalamıyor; anafor onu da içine çekiyor...
- See more at: http://bas-haber.com/tr/article/2899/duygulari-koreltme-isi#sthash.NHOHyQ5G.dpufYazarlar
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020