Gökçer Tahincioğlu
Bergama direnişinin yavaş yavaş sönümlendiği zamanlar…
Toprağını, köyünü kurtarmak için yola çıkan, sivil itaatsizlik eylemleriyle bütün ülkenin sempatisini kazanan Bergama köylülerinin neredeyse hain ilan edildiği, Alman vakıflarının parasıyla sokağa çıktıklarının gündeme getirildiği dönemler…
Ve bir yandan, Bergama'daki altın madeninin en güçlü PR faaliyetlerini yürüttüğü yıllar…
Ege Ordu Komutanı'ndan DGM Savcısı'na, yerel idarecilerden gazetecilere kadar uzanan ziyaretçiler, altın madenine davet ediliyor ve madenden başkalaşmış bir biçimde çıkıyorlardı.
Her ne hikmetse, hepsi altın madeninin ulusal bir mesele olduğu söylemiyle ayrılıyordu madenden.
Bergamalılar kullanılıyorlardı! Alman vakıfları, direnişi örgütlüyordu!
Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu alanda, 13 Şubat saat 13.00 sıralarında toprak kayması meydana geldi.
* * *
Nasıl bugün bir anda insanlar benzer hezeyanlarla linç ediliyorsa, o dönemde de aynısı yaşandı.
Altın madenini gezen DGM Savcısı, sonradan beraatle sonuçlanan Alman Vakıfları Davası'nı açtı.
Hak savunucuları, ajanlık suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in bile inandırıldığı, "Lozan'ın süresi 2023'te bitiyor, Bor madenini çıkartacağız" tezine benzer tez şuydu:
"Bergama'da çıkartılacak altın, Türkiye'nin kaderini değiştirebilecek boyutta. Bu nedenle Almanya altının çıkartılmasını istemiyor. Alman vakıfları bu yüzden devreye sokuldu."
Sene 2024…
Bergama ve çevresinde artık altın çıkartılmayan bölge kalmadı. Hedef yeni bölgeler, yeni madenler haline geldi.
* * *
Bergama Altın Madeni'nin patronları açısından her şey yolunda giderken, Danıştay'dan, çevresel etki nedeniyle yürütmeyi durdurma ve iptal kararları geldi.
Ülke öyle bir etki halindeydi ki yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını geçersiz kılmak için Bakanlar Kurulu prensip kararı bile aldı.
Almanya'ya karşı ulusal kurtuluş mücadelesi veriliyormuş gibi bir atmosfer oluşturulmuştu. Kimsenin gözü ne ajanlıkla suçlananlar hakkındaki beraat kararını ne de Bergamalılar'ın direnişini görüyordu.
* * *
Bir başka sorun imarla ilgiliydi.
Danıştay'ın 2004'te verdiği iptal kararıyla Çevre Bakanlığı izni iptal edilince maden mühürlendi. Madeni işleten konsorsiyum yine faaliyetteydi. Durmaksızın önlerine çıkartılan engellerden şikâyet ediyordu. Ve derken apar topar imar planı hazırlandı, hızla gerekli izinler verildi. Şaşırtıcı bu hızın nedenini Evrensel Gazetesi'nden Özer Akdemir açığa çıkarttı.
Halen hak ettiği kadar konuşulmayan değerdeki habere göre, ulusal bağımsızlık mücadelesi gibi gösterilen sürece ABD de dahil olmuştu.
Dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman, imar planlarının bir an önce hazırlanmasını istemiş, bu konuda bir mektup yazmış, hükümete ve İzmir Valiliği'ne gönderilen mektuptan sonra gerekli tüm işlemler yapılmıştı.
Edelman'ın mektubunda, Eurogold, Normandy ve Nevmont'un işlettiği altın madeninde kaç Türk işçinin çalıştığı bile yazıyordu.
Maden yeniden çalışmaya başlamıştı.
Almanya'nın sözde ajanlarını linç edenler, ABD elçisinin mektubuyla açılan maden için ağızlarını bile açmamıştı
* * *
Bergama'dan İliç'e uzanan yolu, görevde olduğu dönemde bu madenin soruşturulması talimatını veren, sonrasında başına gelmedik kalmayan eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, Birgün gazetesindeki dünkü yazısında net biçimde özetledi:
…bu süreç Altın madenlerinde "vahşi madencilik/sömürge madenciliği" diye tanımlanan pratiği ortaya çıkardı. Çok basit bir şablonları var: önce ilgili kamu kurumları çalışmaz, hantal, zarar eden ve düzeltilemez olarak gösteriliyor. İtiraz eden meslek kuruluşları hain ilan ediliyor. Bunun için medya ve "popüler uzmanlar" kullanılıp raporlar yazılıp sempozyumlar düzenleniyor. Sermaye ve özel sektör kutsallaştırılıyor. Mevzuat değişiklikleri yapılıyor. Sonra aynı mekanizmalar falanca yerde "100 milyarlarca dolarlık altının" atıl vaziyette beklediğini, çıkarılırsa nasıl zenginleşeceğimizi propaganda ediyorlar. Yöre halkının istihdam edileceğini, çevreye zerre zararının olmayacağı anlatılıyor. Yörenin gazetecileri, bürokratları ödül gezilere götürülüyor. Güçlü siyasi figürler ortak ediliyor. Daha fizibilite aşamasında yeni konutlar inşa edilip, camilere, spor kulüplerine bağışlar yapılıyor. Böylece yerel itirazlar minimize ediliyor. İtiraz edenler davalarla yıldırılıyor, yok sayılıp meczuplaştırılıyor. Gerekirse rüşvetler veriliyor. Yetersiz kalınan yerde "güvenlik kuvvetleri" ve yargı devreye giriyor, tabiiki sermayenin yanında! İliç, emekçi ve eko-kırımına da aynen bu şablon hatta "suç yolu" (İnter Crimis) getirdi bizi.
* * *
Erzincan İliç'teki Anagold Madencilik'in 2010'dan bu yana altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni'nde daha önce atık depolama alanındaki set çöktü.
Hep bir ağızdan toprağa, suya zehirli kimyasalların karışmadığını haykırdı yetkililer.
Kapasite defalarca artırıldı madende. Uyarılara ve risklere rağmen… Son kapasite arttırımı ile ilgili ÇED raporuna da bakanlık, madende yaşananlara rağmen onay verdi.
* * *
ÇED raporu da ilginç… Misal, "riskler" sıralanırken, heyelan ihtimalinin bulunmadığı şu ifadelerle belirtiliyor:
- - Toprak kayması riski genellikle kayaların çok çatlaklı olduğu, sıvılaşmaya hazır yüzeysel topraklar, killer ve siltlerin bulunduğu yerlerde daha yüksektir. Çalışma alanı düşük miktarda yağış aldığından ve yüzeyde bitki örtüsü az masif kireçtaşı ve mermer kütleleri bulunduğundan heyelan potansiyeli taşımamaktadır.
Ancak raporun bir başka bölümünde, erozyon riski şöyle anlatılıyor:
- - Çalışma alanı erozyon riski olan alanlar arasına girmektedir. Erozyon açısından 2. dereceden 4. dereceye (çok yüksek) değişen erozyona tabiidir.
* * *
Madenlerin Türkiye genelinde tarım ve hayvancılığı nasıl öldürdüğü, köylüleri nasıl buralarda çalışmaya mecbur bıraktığı daha önce Konya'da, Soma'daki maden kazalarından sonra gündeme geldi.
İliç'te de benzer bir tablonun olduğu, ÇED raporunda şöyle ifade ediliyor:
- - Mevcut ve inşa edilen projeler sonucu proje sahası ve çevresinde arazi kullanım amacı ve türleri değişime uğrayacaktır. Bu değişim en yoğun olarak Çöpler Köyü civarında olacaktır. Projede olacak genişleme sonucu Çöpler köyü sınırları içindeki alanın yaklaşık yüzde 74,9'u maden arazisine çevrilecektir. Bu miktarda bir değişim oldukça önemli kabul edilebilir. Arazi kullanımındaki planlanan bu değişim sonucu tarım ve hayvancılık için kullanılabilecek alan önemli ölçüde azalacaktır. Bu azalma proje ömrü olan 10+3 yıl boyunca en fazla olacaktır. Maden kapatma ve rehabilitasyonu sonucu maden tarafından kullanılan arazilerin bir kısmı tekrar genel kullanıma uygun hale gelecektir.
- - Bu nedenle bazı önlemler alınacaktır. Bunlar, işletme sürecinde köy için değişik iş ve gelir kaynakları yaratılarak, köyün hayvancılık ve tarıma gelir kaynağı olarak bağımlılığı azaltılacaktır. Yeni gelir kaynakları madencilik, madene çeşitli konularda hizmet (bakım, onarım, lojistik destek, malzeme temin vs.) ve küçük çaplı üretim olarak sıralanabilir. Maden tarafından düzenlenecek olan eğitim programları ile Çöpler köyü sakinlerine değişik zanaatlar (halıcılık, tahta ve metal işleri vs.) kazandırılabilecek, oluşturulan kooperatifler üzerinden hizmet ve mal alımı yapılarak ticaret kapasitesi arttırılacaktır.
* * *
Raporun bir başka bölümünde ise arıcılığın nasıl teşvik edildiği, modern tarım ve hayvancılık yöntemlerinin nasıl öğretildiği sıralana sıralana bitirilemiyor.
Türkiye'nin garipliği, bir köylünün, tarım ve hayvancılığın olumsuz etkilendiği iddiasıyla açtığı davayı ise ÇED raporundaki ifadelere rağmen Danıştay reddetmiş. Kazadan kısa süre önce Anayasa Mahkemesi, Danıştay'ın bu kararı için "hak ihlali" kararı vermiş.
Çelişkiler yumağı…
* * *
İşçiler tonlarca ton toprağın altında kaldı. Siyasetçiler kürsüden biraz ağlayıp, biraz bağırıp önlerine bakacaklar.
Ve sonra diğer madenlerin nasıl zararsız olduğu, karşı çıkanların hain ve gerizekalı oldukları, Türkiye'nin nasıl zenginleştiği anlatılacak. Karşı tezler hiç dinlenmeden. Alternatif yöntemler hiç araştırılmadan.
ÇED raporunda, daha önce çöken atık depolama setini insanın aklına getiren bir ifade daha var. Risk bölümünde anlatılıyor:
- - Atık depolama tesisinde depolanacak malzemeden önlem alınmaz ise meydana gelecek sızma, yeraltı suyu kalitesini olumsuz etkileyecektir.
* * *
Set çöküyor, toprak kayıyor, madenler işçilere mezar oluyor ama cümleler hiç değişmiyor.
"Tehlike yoktur, sızma olmamıştır, ülkemiz için yararlıdır, karşı çıkanlar bellidir…"
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.04.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025
28.03.2025
23.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
28.02.2025
18.02.2025