Gökçer Tahincioğlu
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin, kentin göbeğindeki Dört Ayaklı Minare'nin altında, güpegündüz öldürülmesine ilişkin davada yargılanan polisler, beklendiği ve en baştan bu yana öngörüldüğü gibi beraat etti.
Bu kadar göz önünde işlenmiş bir cinayetin bile cezasız bırakılacağı aslında daha ilk günden belliydi. Zaten polislerin de ceza almasından çok, bu rezaletler, bunları yapanların deşifre edilebilmesi önemliydi. Bu da yapılamadı. Elçi ailesinin, eşi Türkan Elçi'nin ve avukatların olağanüstü çabasıyla açığa çıkartılan kanıtlar da dikkate alınmadı. Cezasızlık yeniden işledi…
* * *
Öyle bir dosya ki kimin kim olduğunu ayırt etmeye de yarıyor.
Dokuz yıl önce işlenen cinayetten hemen sonra, Tahir Elçi'nin yıllarca takip ettiği JİTEM davalarının birinin, bir numaralı sanığı, bir aracı vasıtasıyla mesaj gönderdi.
Daha önce yazdığım, faili meçhul cinayetlerin anlatıldığı Beyaz Toros adlı kitaba atıf yaparak gönderilen bu mesaj, Tahir Elçi cinayetiyle ilgiliydi.
Anımsayalım, Elçi'nin öldürüldüğü günün bir gün öncesinde, örgüt mensubu iki kişi Toros marka bir araçla, polis aracına saldırıda bulundu. O araçtaki saldırganlardan biri, Elçi'nin öldürüldüğü gün de olay yerindeydi. Taksideki iki örgüt mensubu, kendilerini durduran iki polise ateş açtı. Ardından Elçi'nin basın açıklaması yaptığı yöne doğru kaçmaya başladılar. Bu sırada çatışma yaşandı. Elçi, tam o sırada vuruldu.
Elçi'nin yargılanması için yıllarca emek verdiği JİTEM davası sanığı, emekli askerden aracı vasıtasıyla gelen mesaj şöyleydi:
"Kendisiyle irtibat kurarsan bugünkü Milliyet gazetesinde beyaz Toros'u kimlerin kullandığını yazmışlar. Okumuş mu? Kitabındaki Beyaz Toros'la çelişiyor. Sanırım haberi yok…"
* * *
Öfkesi elbette yıllarca Elçi'nin kendisiyle uğraşmasından kaynaklanıyordu. Ancak daha garibi aracı olan şahsın da aynı nefreti taşımasıydı. Bu mesajdan önce, yine Elçi'nin avukatlık yaptığı bir dosyayı haberleştirmem üzerine, önce "çok irdeliyorsunuz" diye mesaj göndermiş ardından da şunları yazmıştı Elçi için:
"Sizin savunduğunuz kişinin stajyer avukat iken Diyarbakır Cezaevi'nde yatan örgüt mensupları ile dağdakiler arasında PKK'nın kuryeliğini yaptığını ve cezasının ertelendiğini bilemezsiniz tabi ki ama bu gerçek de ortada…"
Aynı kişi, daha sonra, kibar bir üslupla, kafamdaki tereddütleri doğrudan aracılık ettiği emekli askere sorabileceğimi söyledi. Bunu kabul ettiğimde ise şu an uygun olmadığı yanıtını vererek…
Elçi'yle ilgili, yalan dolu bu nefret mesajını taşıyan aracı, uzun zamandır sol-sosyalist çevrelerin içerisinde paylaşımlar yapıp, çeşitli grupların bir parçası olmaya çalışıyor. Öldürülen insanların yakınlarıyla pozlar vermeyi ihmal etmeden…
* * *
Bu küçük anekdot Tahir Elçi cinayeti davasının, sıradan bir dava olmadığını göstermesi açısından önemli.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, üç polisin sanık olarak yargılandığı davada vereceği karar zaten belli gibiydi. Nitekim şaşırtmadı ve davayı beraatle bitirdi. Ama sorular ortada duruyor. Gariplikleri unutmamak lazım:
- Cinayet öncesinde inanılmaz olaylar yaşandı. Diyarbakır gibi devletin sürekli teyakkuzda olduğu bir kentte, Elçi cinayetinden bir gün önce polise saldırı düzenleyen 2 YDG-H'linin bindiği taksiyi polis durdurdu. Taksidekiler kendilerini durduran, hiçbir önlem almadan taksiye yanaşan iki polisi vurduktan sonra sokağa girdi ve burada çıkan çatışmada Elçi öldürüldü. Avukatların çabası ve alınan ifadeler, o taksinin zaten takipte olduğunu, Balıkçılarbaşı gibi kentin en yoğun bölgelerinden birine gelene kadar trafik yoğunluğu gerekçesiyle müdahale edilmediğini, trafiğin kesilerek müdahale yolunun seçilmediğini açığa çıkarttı.
- Elçi ise tüm bunlar yaşanırken, operasyonlarda ve çatışmalarda zarar gören Dört Ayaklı Minare'nin ve kültürel mirasın korunması konusunda basın açıklaması yapıyordu. İddiaya göre, bölgedeki onlarca kamera, Elçi'yi vuran silahı kayda alamadı. Polislerin olaydan sonra verdiği ifadelerin özü de aynıydı: "Ben ateş etmedim, başka ateş edeni de görmedim."
- Olaydan sonra ilk keşif, aynı gün saat 15.00'te gerçekleştirildi ama yarım kaldı. İkinci ve kapsamlı keşif olaydan tam 110 gün sonra yapıldı.
- 17 Mart 2016'daki yapılan bu keşiften sonra bilirkişi raporu ise sadece iki günde yazıldı. Ve rapor yazılırken, tıbbi belgeler, otopsi bulguları, fotoğraf ve videolar dosyada yoktu, hepsi Adli Tıp'ta bekliyordu.
- Eksik belgelere rağmen, raporda çok iddialı bir yorum yapıldı, dosya kapatılmak istendi: "Ölümüne neden olan atışın, hangi silahtan, hangi açıyla, kişinin hangi vücut pozisyonuyla gerçekleştiğinin tıbben ve fiziken bilinemeyeceği..."
* * *
- Bu arada bazı görüntülerin kayıp olduğu da anlaşıldı. Yenikapı Sokak'ta yer alan PTT Şubesi'nin 5 nolu güvenlik kamerası kayıtlarında olay günü saat 11.34 ile 11.51 saatleri arasında 17 dakikalık bir kesintinin olduğu saptandı. Foto Film Şube Personeli'nce çekilen görüntü kayıtlarında yaklaşık 13 saniyelik bir kesintinin olduğu da tespit edildi. Bu görüntülerle ilgili suç duyurusunda bulunuldu ama sonuç elde edilmedi.
- Cinayetin üzerinden zaman geçtikçe, gizli tanıklar ortaya çıktı. "Elçi'yi biz vurduk, merkezden talimat geldi, ortalığı karıştırmak istedik" ifadeleri bazı gazetelerin manşetlerini de süsledi. Gerçek olmadığı çok belliydi.
- Cİçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu raporu büyük önem taşıyordu. Cinayetten dört yıl sonra bakanlıktan, raporun tamamlandığı, Diyarbakır Başsavcılığı'na ve ilgili mülki idareye gönderildiği ancak adli nitelik taşıması nedeniyle avukatlara verilemeyeceği söylendi. Savcılık ise buna rağmen ısrarla raporun dosyaya gönderilmediğini bildirdi. Raporun akıbeti uzun süre belirsiz kaldı, zira polisler için ihmal tespiti yapılıyordu.
- Diyarbakır Barosu ve avukatlar, bunun üzerine harekete geçti. İngiltere'deki Londra Üniversitesi Adli Mimari Bölümü ile anlaşıldı, eldeki tüm kayıtlar buraya gönderildi. Uzman kuruluş, saniye saniye, bilimsel yöntemlerle görüntüleri inceledi. Londra Üniversitesi Goldsmith Koleji bünyesindeki Forensic Architecture (Adli Mimarlık) tarafından hazırlanan rapor aydınlatıcıydı. Rapora göre Elçi'nin öldürülmesi esnasında olay yerinde bulunan YDG-H mensuplarından ikisi de öldürücü atışı yapmadı ancak polis memurlarından üçünün Elçi'ye yönelik doğrudan ateş hattı vardı ve eşkali raporda verilen bir tanesi açık ve engelsiz bir ateş hattıyla silahını ateşleyen tek memurdu. Olay sonrasında ifade veren bazı polislerin beyanının aksine raporda, uzak bir mesafeden uzun namlulu bir silahın ateşlendiğine dair herhangi bir işitsel delile ulaşılamadığı da belirtildi. Savcılık, belirlenen isimlerin ifadesini "şüpheli" sıfatıyla almadı. Dosyayı yeniden Adli Tıp Kurumu'na gönderdi.
- Adli Tıp'tan gelen yanıt, önceki rapordaki görüşlerinin sürdüğü yönündeydi. Uzman kuruluşun raporuyla ilgili ise herhangi bir beyan içermiyordu.
* * *
- Dosyaya 11 Ekim 2019'da çok önemli bir ifade girdi. Adli Tıp Kurumu'nda çalışan M.A., 3 Ağustos 2016'da verdiği ifadede Tahir Elçi cinayeti ile ilgili delilin UYAP'tan silindiğini söylemiş, bu ifade sonradan açığa çıkmıştı. Diyarbakır Barosu, ortaya çıkmayan bu ifade nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Aynı zamanda Diyarbakır Başsavcılığı'ndan olayın araştırılmasını istedi. İfade, doğrudan dosyaya girmemişti ve nedense dosyaya gönderilmemişti. FETÖ soruşturması kapsamında alınan ancak cinayetle ilgili önemli bilgiler içeren 2016 tarihli ifadenin cinayet dosyasına neden gönderilmediği sorusunun yanıtı belirsiz. Yeniden ifade veren M.A., Adli Tıp Kurumu'nun, "Yalan, iftira, suç duyurusunda bulunacağız" açıklamasına karşılık, "2016'da alınan ifadem doğrudur, bana aittir. Arkasındayım" dedi. Altuğ'un bu ifadesi, Elçi cinayeti soruşturma dosyasına girdi.
* * *
- Elçi'nin öldürülmesine ilişkin dava ancak beş yıl sonra açıldı ve cinayetin üzerinden altı yıl geçtikten sonra yargılamalar başladı. Üç polis hakkında açılan davaya, son dakikada gizli tanığın verdiği ifadeyle, PKK'lı olduğu iddia edilen bir firarinin ismi de eklendi. Devlet, her aşamada bu kartı açık tutmak istiyordu.
- Ama davanın üçüncü duruşmasında olmadık şeyler yaşandı. Gizli tanıklar da savcılık tanıkları da soruşturma aşamasında verdikleri ifadeleri çekiverdiler. Üstelik tanıklardan, cezaevinde bulunan ve uzaktan salona bağlanan hükümlü Deniz Ataş, isyan ederek, savcının kendisini kandırdığını söylüyordu:
"Bize işkence yaptılar. Savcı da geldi. Bana Tahir Elçi cinayetini Uğur ve Mahsum'un (PKK'lılar) üstüne atacaksın, yoksa seni öldürürüz dediler. Korkudan, ifade vermeyi kabul ettim."
- Cinayetin PKK tarafından işlendiğine yönelik iddialara dayanak yapılan ifadeleri veren isimlerden Mehmet Türk ise eski ifadesinin doğru olmadığını belirtti. Cezaevindeki bir başka tanık Ekrem Özgün de önceki ifadesinin doğru olmadığını hatta hiç ifade vermediğini söyledi. Gizli tanık bile ifadesini geri çekti.
- Cinayet anını çeken üç kamera ile ilgili sırlar sürüyor. Bir tanesinin 12 saniyesi, postane kamerasının 20 saniyesi, Mardin Kebap Evinin 4. kamerasının bütün görüntüleri kesik.
* * *
Elçi'nin PKK tarafından vurulduğu, polis tarafından vurulduğu, olay anında önlem almadığı ve talihsiz biçimde vurulduğu, seken kurşunla vuruldu, hedef alınarak vurulduğu gibi çok sayıda iddia var.
Mühim olan bunlar da değil…
Mühim olan çözme iradesinin olup olmaması…
Elçi, itinayla hedef gösterildi ve garip bir biçimde öldürüldü.
Devlet, cinayeti çözmek yerine dosyayı kapatmak iradesi ile hareket etti ve gelinen nokta ortada.
Bu cinayetler çözülmedikçe üzerine yenilerinin eklenebildiği, birilerinin her koşulda insanları hedef gösterme ve öldürme cüretini gösterebildiği ortada.
Mesele bir iki kişinin ceza alması değil. Hedef gösterenden, soruşturmayı ihmal edene kadar kim varsa açığa çıkartılıp cezalandırılması.
Bu hayalin bugün de gerçek olamayacağı yine görüldü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.04.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025
28.03.2025
23.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
28.02.2025
18.02.2025