Gökçer Tahincioğlu
Türkiye gibi hayatı yargının ve polisin şekillendirdiği ülkelerde, bu alanlarla yakından ilgiliyseniz, elinizde bir hayli dosya birikiyor.
Soruşturma dosyalarını incelediğinizde aniden aklınıza bambaşka bir dosya geliyor.
Yargının bugün dediğinin tam aksini yaptığı ya da yaptığının tam aksini söylediği pratikler.
* * *
2020’de, Türkiye’nin pandemi nedeniyle eve kapandığı günlerde, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden çok önemli bir karar çıktı.
Türkiye, 7 Haziran 2015’teki genel seçimle, 1 Kasım 2015’teki yenileme seçimi arasında onlarca terör saldırısına uğradı. Suruç’tan 10 Ekim katliamına kadar bir dizi IŞİD saldırısı bu dönemde gerçekleşti. Mahkemenin kararı, bütün bu olayların başladığı, 7 Haziran seçiminden iki gün önce, Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırıya ilişkindi.
Dört kişinin yaşamını yitirdiği, 400’e yakın kişinin yaralandığı, IŞİD tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili davada, miting alanına bombaları yerleştiren Orhan Gönder, saldırıyı organize eden Mustafa Kılıç, İsmail Korkmaz dört kez ağırlaştırılmış müebbet, nitelikli öldürmeye teşebbüsten 104 kere 17 yıl, öldürmeye teşebbüsten 102 kere 14 yıl, tehlikeli madde bulundurmaktan 13 yıl 4 ay hapse mahkum edildi. Gönder’i, Türkiye’ye geçiren firari IŞİD emiri İlhami Balı’nın dosyası ayrıldı.
* * *
Tutuksuz yargılama ve beraat
Karardaki asıl sürpriz ise Gönder’in aracında yakalandığı, İlhami Balı ile sınır geçişleri konusunda onlarca telefon konuşması bulunan sanık Burhan Gök’ün beraat etmesiydi. Oy çokluğu ile beraatine karar verilen Gök için çıkan karara aslında sürpriz demek de doğru olmaz. Zira hakkındaki kanıtlara rağmen davanın daha altıncı duruşmasında suç vasfının değişmesi ihtimali nedeniyle tahliye edilen Burhan Gök’le ilgili 2018’deki bu karar da çok tartışılmıştı.
Anayasal düzeni değiştirmek istediği iddiasıyla hakkında dava açılan Gök, bu ağır suçlamaya rağmen zaten o tarihten bu yana tutuksuz yargılanıyordu. Üstelik, Gök sadece Gönder ile yakalanmamıştı. Türkiye’de yakalanıp serbest bırakıldıktan sonra Brüksel’deki bombalı saldırıyı gerçekleştiren İbrahim El Bakraouı de Gök’le birlikte gözaltına alınmıştı.
* * *
Gök, emniyette, savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadelerde, ısrarla suçlamaları reddetti. Kimseyi tanımadığını söyledi, işinde gücünde bir esnaf olduğu vurguladı.
Ancak telefon kayıtları öyle demiyordu. İlhami Balı’nın, sınırdan IŞİD savaşçılarını nasıl geçirdiğini ortaya koyan telefon kayıtlarının birçoğunda Gök’le yapılan görüşmeler vardı. Gönder’in nasıl kaçırılacağı konusunda da görüşmeler yapılmıştı.
Gök, hem kayıtları kabul etmedi hem de yakalandığı sırada yanında bulunan kişiler için, “Bu şahısların nereye ne amaçla gittiklerini bilmiyorum, ben bu şahısları tanımıyorum, bu şahıslar ile herhangi bir bağım yoktur. Bana sormuş olduğunuz Mustafa Kılınç isimli şahsı tanımıyorum. Kullanmış olduğu araç kime aittir bilmiyorum, benim parka gitme amacım tamamen gezmek amaçlıdır, benim bu şahıslar ile bağlantım yoktur. Bu şahısların nereye gideceklerini bilmiyorum. Ben oradan geçerken görevli arkadaşlar beni de çağırdı, kimliğimi kontrol ettikten sonra bu şahıslar ile beni de yakalayarak emniyet getirdiler” dedi.
Suçüstü yakalanmasına, hakkındaki onlarca kanıta rağmen beraatine karar verilen Gök için savcılık da kanıt yetersizliği gerekçesiyle beraat istemişti.
Gerekçeli kararda, Gök’ün neden beraatine karar verildiği de açıklandı. Örgüt üyeliği suçlaması başta olmak üzere, suçlamalar konusunda, mahkeme, şu yorumu yaptı:
“Sanık Burhan Gök’ün IŞİD silahlı terör örgütüne katıldığına, bağlandığına, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girdiğine dair dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği sonucuna varılmıştır.”
* * *
Gök hakkındaki telefon kayıtları için de yargının uzun zamandır göstermediği bir hassasiyet gösterilerek, şu yorum yapıldı:
“Her ne kadar katılan tarafça sanığın kullandığını beyan ettiği 0537 640 19 .. no'lu telefonla dosyası tefrik edilen İlhami Bali ile çok sayıda görüşmesi olduğu, ayrıca sanığın başka telefon numaraları ile de Ahmet Furkan kod adıyla söz konusu kişiyle görüşmeler yaptığı ileri sürülmüş ise de, söz konusu görüşmelerin İlhami Balı'nın kullandığı iddia edilen 0534 929 49 78 no'lu telefona ilişkin olarak verilen iletişimin tespiti kararına dayanılarak 18/11/2014, 16/10/2014 tarihlerinde yapıldığı sanık Burhan'ın 0537 640 19 40 nolu telefon hattı dışındaki hatları kullandığını kabul etmediği ve sanığın söz konusu diğer hatları kullandığına dair delil olmadığı, sanık Burhan hakkında görüşmenin yapıldığı tarihte dosyaya yansıyan bilgi ve beyanlara göre her hangi bir soruşturmaya rastlanmadığı ve kullandığı hatlara ilişkin CMK 135 maddesi gereğince alınmış herhangi bir iletişimin tespiti dinlenmesi ve kayda alınması kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Şayet sanık hakkında bu yönde bir delil elde ediliyorsa CMK 138 maddesi gereğince tesadüfen elde edilen delil olarak kabul edilip soruşturma işlemine başlanması ve CMK 135 maddesi gereğince iletişimin tespiti dinlenmesi ve kayda alınması kararı alınması gerekirdi… beraatine hükmolunması gerekmiştir.”
* * *
Mahkeme, beraat kararını, Gök’ün kullandığı telefonlarla ilgili yeni bir dinleme kararı alınmamasına dayandırdı. Ancak, Türkiye’ye yönelik bombalı saldırı dahil birçok eylemle ilgili telefon kayıtlarını görmelerine rağmen yeni bir dinleme kararı çıkartmayan ve emniyet-yargı mensupları hakkında suç duyurusunda bulunulmadı. Bu kadar önemli kayıtlarla ilgili neden böyle bir işlem yapılmadığı sorgulanmadı. IŞİD ile ilgili soruşturmalardaki bu skandalın üzeri de böylece örtüldü. Gök’ün, sınırı geçmek için hazırlandığı sırada üzerinde bulunan telefonun incelenmesi talepleri de daha önce reddedilmişti.
* * *
IŞİD dosyalarında benzeri örnekleri bulmak mümkün.
İmamoğlu dosyasıyla ne ilgisi var diyeceksiniz?
Önce Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen Osman Kavala dosyasına bakalım…
Gezi davasının bir numaralı sanığı olarak yargılanan Kavala, bu davadan beraat ettiği gün, yıllar önce açılan “darbe soruşturması” gerekçe gösterilerek yeniden tutuklandı. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu dosya nedeniyle de Türkiye’yi daha önce mahkum etmişti. Soruşturmada, Kavala’nın 15 Temmuz darbe girişiminden önce ABD’li Henry Barkey ile yemek yediği ve darbe girişimini desteklediği iddiası yer alıyordu. AİHM kararı göz önünde bulundurularak Kavala, bu dosyadan tahliye edildi. Ancak tahliye edilmeden birkaç gün önce aynı kanıtlar göz önünde bulundurularak, casusluk suçlamasıyla hakkında yeni bir tutuklama kararı verildiğinden, yine serbest kalamadı.
Kavala’nın avukatları, Barkey bağlantısının ortaya konulması için telefon arama dökümlerinin araştırılmasını istemişti. Dökümler geldi, Kavala’nın bir görüşmesinin olmadığı açığa çıktı. Bu kanıtlara rağmen, sulh ceza mahkemesi, Kavala ile Barkey’in telefonlarının kısa süreli de olsa aynı baz istasyonundan sinyal aldığını, bunun da aynı bölgede bulunduklarını ortaya koyduğunu gerekçe göstererek tutukluluk kararı verdi. Bu karara yapılan itirazlar da reddedildi. Yüz binlerce insanın bulunduğu bir bölgede, telefonların sinyal aldığı baz istasyonu odak alınarak bu karar verildi.
Kavala, bu kanıtla cezaevinde tutuldu. Ardından casusluk davasından beraat etti ama Gezi davasından ağırlaştırılmış müebbet aldı.
* * *
Baz istasyonunu baz almak yolu açıldı bir kere.
Tutuklanan ve görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dosyasındaki ses kayıtları sosyal medyaya sızdırıldı.
Bu ses kayıtlarına dayanılarak soruşturmalar başlatıldı.
Sorgu tutanakları gösteriyor ki ses kayıtlarının bir bölümü gizli tanıklar tarafından savcılığa verildi.
Yasaya uygun bir dinleme kararı ile edinilmiş ses kayıtları yok ortada… Nasıl sızdırıldıkları ve daha sorgu sürerken haberleştirildiği ise başka bir muamma!
Terör soruşturmasında İmamoğlu’na, bir dönem HDP eş genel başkan yardımcısı olan, firari durumdaki Azad Barış’la görüşmeleri soruldu.
Hem İmamoğlu hem de terör soruşturmasında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, yerine kayyım atanan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Reform Enstitüsü direktörü Mehmet Ali Çalışkan’a da aynı soru yöneltildi.
Hepsi, siyasi kimliği nedeniyle Azad Barış’ı tanıdıklarını söylediler.
Ama bu sorunun altına onlarca HTS kaydı kondu. Milyonlarca kişinin telefonunun sinyal verdiği alanlardan alınmış baz kayıtları.
“Bak birbirinize yakın yerden baz sinyali veriyorsunuz” denilerek.
IŞİD davasında dinleme kayıtları kanıt sayılmazken, baz istasyonu verileri başka soruşturmada kanıt sayılabiliyor.
* * *
Yine terör soruşturmasında yöneltilen garip sorular da var.
İmamoğlu’na görüştüğü bir ismin terör suçundan yargılandığı söyleniyor, İmamoğlu, soruyu soranlara, “O davadan beraat etti, neden araştırmıyorsunuz” diyor. Sözü edilen dosya da barış akademisyenleri dosyası… Gerçek bir örgüt davası sanılabilir, öyle değil.
Çalışkan’a, alanındaki en tanınmış akademisyenlerden olan Mesut Yeğen’e Reform Enstitüsü’nün neden ödeme yaptığını soruyor.
“Telif ödemişizdir” diyor doğal olarak. Yeğen, kriminal bir şahısmış gibi. Bilinmez, tanınmaz biriymiş gibi.
Çalışkan’a, “Azad Barış’la toplantıda buluşmuşsun” diye soruluyor. “Aynı toplantıda Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum da vardı” yanıtını verince konu uzatılmıyor.
Ve Mahir Polat’la bitirmek lazım…
Bir kişiye 100, bir kişiye 50 TL para göndermesi soruluyor.
Sosyal medyadan yardım istenmiş, Polat da yol parası göndermiş.
Çaresizce açıklamaya çalışıyor.
Terör suçları ile insanlar arasındaki mesafeyi bu kadar kısaltırsanız, sürekli gerekçe aramaya üretmeye başlarsınız.
Terörün göbeğindeki insanlar için nasılsa geniş yorumlarla uygulanan yasaları başka dosyada bu kadar dar bir alana sıkıştırırsanız, suçlamanın ağırlığının bir süre sonra anlamı kalmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.04.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025
28.03.2025
23.03.2025
15.03.2025
6.03.2025
28.02.2025
18.02.2025