Gökçer Tahincioğlu
Zalimlerden uzak durun.
Gencecik bir insanı katlettikten sonra, "İsmin ne abicim?" diye soranlardan, başsağlığını esirgeyenlerden, neredeyse katledilen insanı suçlu çıkartanlardan, ölmedikleri için HDP'lileri suçlayanlardan, nefret dilinin sahiplerinden…
Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer, sıradan biri değil. Ancak belli ki "Tek kişilik eylem, psikolojisi bozuk bir kişinin kişisel eylemi" örgüsü, birçok kesim tarafından satın alınmak isteniyor.
O kadar basit değil. Nasıl ruhsat aldığı, silahlı fotoğraflarına rağmen nasıl yakalanmadığı, polislerin gözünün önünde nasıl aylarca keşif yaptığı, olay öncesinde kimlerden destek ve yardım aldığı, Suriye'ye gidecek sağlık ekibinde nasıl yer bulduğu, o fotoğraflara rağmen hakkında neden işlem yapılmadığı, kaldığı otellerin paralarını nasıl ödediği, silah parasını nereden edindiği hepsi yanıt bekliyor.
* * *
Basın açıklaması yapan gençlerin günlerce gözaltında tutulduğu Türkiye'de Gencer, 24 saat bile gözaltında kalmadan tutuklandı.
Soruşturma dosyasındaki bazı detaylar, emniyet ve savcılıktaki ifadeleriyle ilgili önemli bilgiler aldım.
Soruşturma dosyasında ilginç bilgiler ve Gencer'in de "tek kişilik eylem" senaryosunu altını özellikle çizdiği ifadeleri var.
Emniyet ifadesi 27 sayfa.
Gencer, ifadesinde, Kürtler'den neden nefret ettiğini anlatıyor. 1998 yılına kadar gidiyor. Sonradan vefat eden annesiyle, HADEP'li seçim görevlilerinin konuştuğunu, annesinin HADEP'e oy vermeyeceğini söyleyince tehdit edildiğini öne sürüyor.
Oradan bugüne dönüyor. Sağlık görevlisi olarak çalışırken, reçeteli bir ilacı reçetesiz kullandığını, Siverekli hemşirelerin bunu açığa çıkardığını, aralarında husumet olduğunu söylüyor. Nefretini gizlemiyor. Bu nedenle şikayetçi olduğunu, kendinin de soruşturma geçirdiğini anlatıyor.
Bu soruşturma nedeniyle, iki kişiyi öldürmeyi tasarladığını ama bunların önemsiz kişiler olduğunu düşünerek vazgeçtiğini ifade ediyor.
* * *
Gencer, kimsenin etkisinde kalmadığını söylüyor ama öldürmeyi tasarladığı isimleri Öcalan, Selahattin Demirtaş, Barış Atay diye sıralıyor ifadesinde.
Silaha çok düşkün olduğunu, öldürme fikri kafasında yerleştikten sonra ruhsatlı silah arayışına girdiğini ve geçen yıl Haziran'da İzmir'den ruhsatlı silah aldığını anlatıyor. Psikolojisinin bozuk olduğunu ve ilaç kullandığını söylüyor ama ruhsat alırken yöneltilen sorulara, tam da istenilen yanıtları verdiğini, yalan söylediğini ifade edebilecek kadar kendinde.
Geçmişten bu yana silah eğitimi aldığını, poligonda sıkça talim yaptığını ifade ediyor. Ayrıca soyadını vermediği Alican adlı bir kişinin kendisini eğittiğini de söylüyor.
* * *
Ankara'da ruhsat almayı istediğini ancak zor olduğunu görünce ruhsatı İzmir'den aldığını, bu yüzden HDP Genel Merkezi'ni hedef almadığını ifade ediyor. Ankara'da yakalanma olasılığının daha yüksek olması nedeniyle İzmir'de karar kılmış.
Aslında annesinin vefatından önce ve sonra hep İzmir'de yaşamış. Babası ve diğer aile fertleriyle yaşıyor ancak otellerde kalmaya çok düşkün. Sıkça kalıyor. Daha lüks otellerde kalma arzusu var. Ancak bu otellerde kalmaya parasının nasıl yettiği de meçhul. Tıpkı ruhsat ve silah alacak para kaynağını nereden bulduğu gibi…
* * *
Anlatımına göre, İzmir'de karar kıldıktan sonra HDP İl Binası'nın yakınındaki otellerde de kalıyor. Binayı düzenli olarak gözlüyor. Binada bulunan dil kursuna kaydını bile yaptırıyor. Hatta fırsatını bulup HDP'nin olduğu dairede keşif yapabildiğini de anlatıyor.
1,5 yıldır HDP İl Binası'nın önünde güvenlik şube kamp kurmuş olmasına, sivil polisler her gelen geçeni not etmesine rağmen nasılsa göze batmamış!
Eylemi yapabilmek için krediler çektiğini, bunların görülebileceğini özellikle belirtiyor. Üstüne basa basa sürekli olarak, "Yalnız karar verdiğini, eylemi yalnız başına yaptığını" vurguluyor.
* * *
Gencecik bir insanı nasıl öldürdüğünü anlatırken çok soğukkanlı.
Anlatımına göre içeri girer girmez, kahvaltı yaptığı sırada sesi duyunca kapıya yönelen Deniz Poyraz'ı önce bacağından, sonra da başından vuruyor. Poyraz'ın bedeninde daha fazla kurşun yarası bulunmasını da aynı soğukkanlılıkla açıklıyor.
Öldürdükten sonra içeriyi dağıtıp, içeride ateş edip tekrar yanına geldiğini, hırsını alabilmek için yeniden ateş ettiğini hatta tekme attığını anlatıyor. Deniz Poyraz'ın başındaki yaralanmanın sebebinin bu olabileceğini söylüyor.
Poyraz'ı öldürdükten hemen sonra WhatsApp durumunda fotoğrafını paylaştığını, sonra içeriyi inceleyip dağıttığını ifade ediyor.
Sebahat Tuncel'in fotoğrafına ateş ettiği, camı, çerçeveyi indirdiği sabit.
* * *
Pişmanlık belirtmiyor. Pişmanlığı yok. Hem emniyette, hem adliyede aynı beyanı tekrarlıyor:
"İçimi soğutmak için yaptım, beni serbest bırakın."
HDP'deki toplantıdan bahsetmiyor ama binaya girdiğinde en az 4-5 kişiyi "indireceğini" düşündüğünü söylüyor. 10 mermisinin olduğunu, 5'ini kullandığını iddia ediyor.
Gerçekten bu eylemin suç olmadığını, serbest bırakılması gerektiğini savunuyor.
* * *
Savcılık, babasının, taksicinin, silah aldığı kişinin ifadelerini hızla almış. Babası, annesinin vefatından bu yana dengesiz olduğunu anlatıyor. Taksici ise sürekli HDP'nin olduğu bölgeye gidip geldiğini.
Savcılık, Gencer'in olay yerine gelişine ilişkin mobese ve dükkanların kamera görüntülerini dosyaya koymuş. Ancak görüntülerin ne kadarı var, eksiksiz olarak dosyada yer alıyor mu, henüz belirsiz.
Avukatların beyanı ise son 6 aya ilişkin tüm görüntülerin istenilmesi. Kiminle keşif yaptığının, kiminle hareket ettiğinin ancak bu yolla ortaya çıkartılacağını düşüncesindeler.
Ayrıca HTS kayıtlarının da dosyaya getirilmesi talep ediliyor.
Dosyada, Instagram paylaşımları, WhatsApp durum mesajı gibi görüntüler de var. Ancak gözaltına alındıktan sonra paylaşımlarının nasıl olup da silindiği, hesabının nasıl kapatıldığı hâlâ meçhul. Bunu yapanlar hakkında ayrıca bir işlem başlatılacak mı, belirsiz.
* * *
HDP İzmir İl Binası'na saldırı düzenlendiği saatlerde, Ankara'da Kobani davası görülüyordu. Heyetten bir üye, sorgulanan sanığa sordu:
"Peki, HDP binası olaylarda neden hiç zarar görmedi?"
HDP binalarının zarar görmesi bir yana, HDP'liler öldürülmüştü ama göz görmek istemeyince neyi işaret etseniz faydasız.
HDP binalarının sadece o zaman değil, sürekli ve sistematik olarak saldırıya uğradığını anlatsanız da faydasız.
8 Eylül 2015'te, memleketteki bütün HDP binalarına eşzamanlı nasıl saldırı düzenlendiğini, HDP Genel Merkezi'ne nasıl girildiğini, iki katın nasıl ateşe verildiğini anlatsanız da faydasız.
* * *
HDP İzmir İl binasına girilip, Deniz Poyraz'ın katledildiği saatle, İzmir Valiliği'nin açıklama yaptığı saatin arasında neredeyse 50 dakika var.
Katilin ve muhtemel ki arkadaşlarının binanın her tarafını kurşunladığı, belki binaya yeni gelecek isimleri bekledikleri ve polisin hiçbir biçimde müdahale etmediği geniş bir zaman.
Eyleme çantayla gelen Onur Gencer adlı katilin, ne taşıdığı, kimlerle birlikte eylemi planlayıp yaptığı belirsiz. İlk ifadeleri, jet hızıyla savcılığa sevk edilip, 24 saat geçmeden tutuklanması, terör eyleminin üzerini "bireysel hassasiyet" olarak kapatma gayretini gösteriyor.
Deniz Poyraz'ın ölü muayene tutanağında şöyle yazıyor:
"Harici muayenede, kafada ostoksipitalde bir adet, sol diz çevresinde ve sol bacak üst kısımda toplam 4 adet, sağ bacak orta-alt kısmında 2 adet bazılarının etrafı ekimozlo ateşli silah yaraları ile kafada sağ temporo-oksipitalde yaklaşık 7-8 cm'lik kemiğe kadar inen, kenarları düzgün ve altındaki kemik dokuda kırk olan açık yara bulunduğu görüldü."
Sadece kurşun sıkılmadığını, kafasına da vurulduğunu gösteriyor… Gencer'in anlatımını doğruluyor.
Terörist Gencer'in yalnız hareket etmediği ama öyle hareket etmiş gibi gösterileceği net. Bu teröristlerin özenle seçildiği, korunup kollandığı, bunların nefret suçlarına, silahlı pozlarına göz yumulmasının bir nedeni var. Suriye'ye seçilerek götürülmelerinin bir nedeni olduğu gibi…
Ortalıkta böyle kaç terörist var, daha kaç potansiyel katil yetiştirildi, bilmiyoruz.
Ve HDP'ye yapılan her şeyin müstahak görüldüğü bu ortamı yaratanların nefret dilinin daha nelere yol açabileceğini de…
* * *
1,5 yıldır HDP binasının önünde çadır kurulu olmasına, İzmir Emniyet Güvenlik Şube'nin burada nöbet tutmasına, bina girişinde sivil polislerin her girip çıkanı not etmesine rağmen katil nasıl rahatça içeriye girdi?
Seslensen duyulacak mesafeden silah sesleri gelmesine rağmen neden katil merdivenden inip teslim olana kadar müdahale edilmedi?
Katille ilgili etraflı soruşturma yürütülmeden gözaltı işlemleri bitirilip adliyeye sevki neden yapıldı? Neden bu kadar hızla tutuklandı?
Katilin cinayetten sonra yaptığı paylaşımları, gözaltına alınmasından sonra kim sildi? Sosyal medya hesabını kim kapattı?
Yanında getirdiği çantada başka silah var mıydı?
Katil, olağan koşullarda o saatte toplantı yapılacağını nereden biliyordu?
Silahla pozlar verilen katile, bilişim polisi neden o güne kadar işlem yapmadı?
Sorular çok…
Katil yakalandığında, polis şefkatle soruyor:
"İsmin neydi abicim?"
Bu konuda bir soru yöneltmeye gerek yok.
Kendini milliyetçi ve vatansever olarak tanımlayan bu kesimin, sevmekle, sevgiyle bir ilgileri yok. Bunu biliyoruz.
O şefkati de daha önce işlenen cinayetlerden ve bundan sonra olabilecek her olaydan zaten tanıyoruz. O sırt sıvazlamaların nedenini ve asıl kaynağını bildiğimiz gibi.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
24.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
28.06.2025
28.04.2025
24.04.2025
13.04.2025
5.04.2025
29.03.2025