Hakan AKSAY
Dünyanın en yetenekli, en akıllı, en bilge, en uzun vadeli düşünen vs. vs. lideri olduğunu hiç sanmadığım ABD Başkanı Trump, başa geldikten çok kısa bir sürede bir dizi konuda (en fazla da iç politikada) köşeye sıkışmıştı.
Suriye’de kimyasal patlama meselesi ortaya çıkınca mutluluktan havalara uçtu.
Sonra da Suriye'nin Humus kentindeki Şayrat Hava Üssü’nü havaya uçurmaya çalıştı.
Danışmanları Trump’un önüne koydukları raporlarla bu saldırıdan önce ve sonra şunu söylediler:
“Hiçbir risk yok, efendim. Her durumda siz kazanıyorsunuz. Üstelik bir sürü devlete mesaj vermiş oluyorsunuz.”
“Her durumda kazanma” konusundan ben pek emin değilim açıkçası.
Ama şu sıralarda görünen tabloya bakarsan, sanki öyle gibi.
Bu arada Trump rahatladı, kendine güveni geldi.
Bir Rus gazetecinin deyişiyle, “görevde üç ayını henüz doldurmayan Trump, Suriye’ye düzenlediği bu saldırı ile ilk ciddi dış politik adımını atmış oldu”.
Aferin ona!
* * *
“Kimyasal saldırı” iddiaları henüz açıklık kazanmadan, kimin, neyi, nasıl yaptığı kanıtlanmadan, meselenin hem savcısı, hem avukatı, hem yargıcı, hem de azraili olmaya soyundu Trump ve Suriye’ye Tomahawk füzeleri yağdırdı.
Bir taraftan da bunun “tek perdelik bir oyun” olduğu haberlerini yaydı.
- Yani ABD tam olarak savaşa girmiyor; bir seferliğine bombalayıp çekiliyor.
- “Oradaki savaşta asıl olanın Esad değil, IŞİD’le mücadele olduğu” açıklamasından dönmedi; kısacası öncelik hâlâ radikal İslamcı teröristler.
- Rusya ile işbirliği yapma sözlerinden vazgeçtiğini de açıklamadı ve Suriye denklemini tersyüz edeceğini ilan etmedi.
Ama...
Tüm bu alanlarda dengeleri sarsan ve birkaç hamle sonra (isteyerek veya istemeden) çok daha farklı sonuçlar doğurabilecek ciddi bir adım atmış oldu.
Bu adımı atarken de, “baş belası” saydığı Kuzey Kore’ye, onunla iyi geçinen Çin’e, Ortadoğu’da İran’a, elbette Rusya’ya (ki başından beri “Moskova’nın adamı” olduğu yolundaki iddialardan bıkıp usandığı ortadaydı) ve Suriye’ye mesajlar göndermenin rahatlığıyla sırtını koltuğuna dayayıp gelen tepkileri izlemeye başladı.
* * *
Rusya ve İran, olayı “egemen bir ülkeye yapılan saldırı” olarak değerlendirerek Amerika’ya tepki gösterdi.
Batı dünyası – biraz ruhsuz ve cılız bir koro halinde de olsa – ABD’nin Suriye bombalasını selamladı.
En “sıkı destek açıklamaları” iki adresten geldi: İsrail ve Türkiye’den.
Galiba Türkiye’nin sergilediği coşku, İsrail’i epeyce geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırının doğru ama yetersiz olduğunu söyledi ve ABD yöneticilerini “Esad’ı devirmek için”yüreklendirmeye çalıştı.
Türkiye Esad’ı devirmekten vazgeçtiğini açıklamamış mıydı?
Rusya ile girdiği işbirliğinde (ki Suriye’de harekât yapabilmesinin temel koşuluydu bu) savaş önceliğini Esad’dan başka yerlere (herkes gibi IŞİD’e ve ayrıca kendi önceliği olarak Kürtlere) vermiyor muydu?
* * *
Moskova’nın ABD’nin Humus’ta gerçekleştirdiği bombalama sonrasında gösterdiği “kontrollü sert” tepkilerden biri, Rusya Savunma Bakanlığı ile Pentagon arasında “Suriye’deki hava operasyonları sırasında güvenliğin sağlanması anlaşmasının askıya alınması” oldu.
Bu karar, bir ihtimal, Türkiye ile Rusya arasındaki askerî işbirliği şemasını da etkileyebilir. Hatta Türkiye’nin Suriye’de hava operasyonu yapmasını imkânsız kılabilir.
Ama ne gam!
Bombalamadan sonra mevkidaşı Çavuşoğlu’nu arayan Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, diplomatik bir üslupla “Rusya ile Türkiye’nin, Suriye krizinin barışçıl yollardan çözülmesine yönelik çabalarını baltalayacak bu tür saldırılar kabul edilemez”diyerek Ankara’nın sorumluluğunu ima etti.
Çavuşoğlu o kadar diplomatik üsluba gerek duymadı; “Esad’ın arkasında durmayın!” dedi.
* * *
Peki, bu saldırı gerçekten de Türkiye’nin çıkarına mı?
Türkiye, Rusya ve İran arasında kurulmuş olan üçlü işbirliği ne olacak?
Sahi, Ankara, Astana sürecinden vaz mı geçti?
Zaytung “Putinci olarak başlanan haftanın sonunda Trumpçu olma” espirisiyle güldürüyor. Ya da artık güldürmüyor...
Amerikalılarla daha düne kadar PYD konusunda gergindik. Buna Gülen’in iadesi konusunu da ekleyebiliriz.
Şimdi ne oldu? ABD’nin “bir seferlik bombalaması” Türkiye’yi neden bu kadar heyecanlandırdı?
Ankara, Suriye’deki savaşın sonlandırılması sürecinde “garantör” konumunda değil mi? Astana, ona bu yükümlülüğü vermemiş miydi?
Üstelik ABD’nin peşine takılıp yeni Suriye planları yapmamız, Rusya’dan ne gibi tepkiler görecek; bunu düşünmüyor muyuz?
(Dün son dönemde Rus dış politikasının değişimindeki önemli isimlerden biri olan Fyodor Lukyanov, “Amerikan bombalamasını hemen ve dört elle savunan Türkiye konusunda dikkatli ve temkinli olmalıyız. Onu bir ortak olarak değerlendirirken asla hayallere kapılmamalıyız” yorumunu yaptı.)
Domates, turizm falan derken, onlardan çok daha büyük sıkıntılar yaşayabileceğimiz ortada olan (24 Kasım 2015 bunu yeterince gösterdi) Moskova ile yeni gerginliklere girebilir miyiz?
Ne adına?
Esad nefreti ve intikam hırsıyla mı?
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025