Hakan DEMİRCAN
HDP barajdan şikayetçi. Biz hatırlıyoruz ki, AKP barajı sıfırlayan önerileri HDP’ ye sunmuştu.Dar bölge- daraltılmış bölge tartışmalarını hatırlayalım.O sistemlerde baraj yoktu.HDP bu önerileri değerlendirmedi. Ayrıca HDP geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de yine bağımsızlarla girip ,mecliste 40 civarı vekil ile temsil edilebilirdi.Bu yola da gitmediler.
Bir kumar oynadılar ama bu kumar tutmuyor gibi görünüyor.Çünkü görunen o ki , HDP barajı aşamıyor.
Farklı alternatifleri değerlendirmedikleri için, HDP’nin barajdan şikayetçi olması samimi görünmüyor. Bu konuda hatayı kendilerinde aramaları gerekiyor. Ayrıca barajı aşmak için oyları yetmediğinden dolayı ,alamadıkları oyun hesabını başkaları verecek değildir.
Bu konuda seçim gecesi baraj altında kaldığını anladığında HDP’ nin farklı mazeretleri de samimi görünmeyecektir. İlk defa bir parti baraj altında kalacak ta değildir. Madem ki böyle bir yola kendileri girdi.Sorumluluğunu da kendileri taşıyacak ve gereğini yapacaklardır.
Demirtaş başarılı olamazsa istifa edeceğini söyledi. Seçim gecesi baraj altında kaldığında Demirtaş’ın istifa etmesi ,söylediğinin arkasında durması anlamına gelecektir. HDP muhtemelen Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacaktır.
Elbette Kürtler mecliste temsil edilmeli ama HDP barajı aşamayacagını bile bile kendini meclis dışına atıyor.Yeni demokratik bir anayasa yapımında sorumluluk almamak için böyle davrandıklarını düşünüyorum.Barajı aşsalar bile tercihlerinin eski Türkiye’nin partileri olan CHP ve MHP olduğu açık. Bu durumda HDP’nin baraj altında kalması, demokrasiyi geliştirici bir etki yaratacaktır. Mecliste bir tane daha CHP’ye gerek var mı gerçekten?
HATALI YERDE DURMAK
HDP’nin tek problemi baraj da değil.Ayrıca baktığımız zaman HDP’ nin siyaseten de hatalı yerde durduğunu görüyoruz.Barajı koyan darbeciler. Ama darbecilerle ittifak halinde duran bir HDP görüyoruz. Bu siyasetin en başta Kürt ulusuna fayda getirmeyeceğini görüyoruz.
Sorunu yaratanlarla sorun cözülmez ki.HDP- AKP ile asla bir ittifak içine girmeyeceğini söylüyor.Ama CHP ve MHP ile bir koalisyona ya da en azından dışardan desteklemeye sıcak bakıyor.HDP yoneticileri CHP’ yi hiç eleştirmiyor.Ama eleştirileri sadece çözüm sürecini başlatan yürüten AKP’ ye yöneltiyorlar.Eleştirinin ötesinde düşmanca bir tutum görülüyor. Kobani konusunda da Kürtlere yalan konuştular.
Bir kere her şart altında AKP 1.parti çıkıyor ve muhtemelen tek başına hükümeti kuracak. AKP 331’i aşmaya bakıyor.Bir koalisyon zaten görünmüyor.
Bu durumda HDP’nin siyaseti CHP’yi iktidar yapmaya yönelik bir çaba olarak görünüyor. Bu siyaset de çözüm sürecinin devamını ve yeni demokratik bir anayasa isteyenlere sıcak gelmiyor.
NİYE BÖYLE?
Hdp’nin tek başına başaracağı herhangi bir konu yoktur. Barajı aşsa bile HDP’ nin tek başına başaracağı bir iş yoktur. Bu durumda sorunların çözümü için HDP’nin mutlaka birileri ile ittifak içinde olması gerekir.
Peki HDP niye sadece AKP’ yi karşısına alıyor da, CHP’ ye MHP’ ye yöneliyor? Çünkü eğer iktidar ortağı olabilirse, HDP’nin kuracağı sistem de tıpkı CHP gibi devletçidir. Ekonomide ne yaparlarsa, tıpkı CHP gibi devlet eliyle yapacaklardır.Buradan da sadece diktatörlük çıkar. O, çok övdükleri rojava sistem de devletçidir. Oradan demokrasi çıkmaz.
Ayrıca HDP yine CHP gibi islamafobiktir.Osmanlı’nın 2.Mahmut’tan itibaren kurduğu ve Mustafa Kemal’in devam ettirdiği modernist sistem konusunda CHP ile HDP aynı kafadadır.
Bu nedenlerle HDP sorunların çözümünü AKP ile değil ,CHP ile geliştirmek istiyor. Bu devletçiliği kendilerini dünyanın ulus devletçilerinin yanında konumlanmaya itiyor.Bu nedenle ABD ve İsrail yönetimleri dünyaya hangi pencereden bakıyorsa, HDP’ de oradan bakıyor. Bunlar dünyanın ulus devletcileri olarak küresel sermayeye yaslanan ve sınırların anlamını yitirdiği bir yeni dünyaya karşıdır. Paralel yapı dediğimiz cemaat de aynı kafadandır.
Silahların Türkiye’de bırakılması gündeme geldi. Kandil bunu istemiyor. Bu nedenle AKP’nin geliştirdiği çözüm sürecinde yola taş koymak derdindeler.
Abdullah Öcalan çözüm süreçlerini AKP ile götürüyor.HDP ve kandil yönetimi bunu istemediği için Öcalanı da devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. Kandil ve CHP ikisi de kan dökülmesinden rant sağladıkları için ikisi bugün ittıfak halindedir. HDP bürolarına saldırı yapan kişi DHKP-C li çıkıyor. HDP yönetimi - Demirtaşgiller DHKP-C ye de sahip çıkıyor.
HDP yönetimi Mısır’da, darbeye darbe diyemeyenlerle yanyana duruyor. Bu bağlantılar da Demirtaş ABD’ye gittiğinde kuruluyor.
Böyle olunca HDP yönetimi-Demirtaşgiller – Türkıye’de paralel yapı-devletçiler-CHP-MHP ile DHKP-C ile egemen devlet sınıfı, Ergenekon ile-dünyada da ,dünyanın ulus devletçileri ile bir ittifakın içine giriyor. HDP’nin kurduğu bu ittifak 'şer' ittifakıdır. Bu ittifakın kuracağı sistem Mısır’da darbeci Sisi’ nin kurduğu sistemdir.Bu ittifakın kuracağı sistem, Türkıye’de de Mustafa Kemal’in sistemidir. Bu nedenle HDP’nin içine girmiş olduğu bu ittifaktan Türkiye halklarının yararına bir demokrasi çıkmayacaktır.Çıksa çıksa 200 yıllık Osmanlı –ittihatçı- toplum mühendisliği ve devletçi diktatörlük çıkacaktır.
HDP, meclise girse bile CHP, MHP ve paralel yapı ile işbirliği içinde yeni demokratik bir anayasadan yana tutum almayacak. 26 maddeye evet diyemeyenler ,boykot edenler, hayır diyenler ,yeni demokratik bir anayasaya evet der mi? Demez. Referandumda yetmez ama evet diyenlerin bir bölümü bu nedenle HDP’yi destekleyerek hata ediyor.
NEREDE DURMALI?
Aslında tartışılan sistem tartışmasıdır.yeni demokratik bir anayasa ve kürt sorununun demokrasi ve eşitlik içinde çözümü hangi sistem içinde olacaktır?
200 yıllık Osmanlı-ittihatçı modernist toplum mühendisliği ile mi?
Yoksa küresel sermaye ve küresel demokrası güçleri ile işbirliği halinde 21.yy. değerlerinden yürüyen yeni bir sistem ile mi?
3 tane yol yok. Sadece 2 tane yol var. Birini seçeceğiz.
Eski Türkiye’nin devletçi aktörleri ile yanyana duramayacağımıza göre
21.yy değerlerinden yürüyen
altı federatif ,üstü başkanlık sistemi
yeni demokratik bir anayasa temelinde,
Osmanlı-ittihatçi modernist otoriter laikçi sistemleri reddeden,
demokratik bır laiklikten yana ,
islamofobik olmayan,
yerel ve küresel değerlerğn sentezinden yürüyen, (yani evrensel değil..yerel ve küreselın sentezi)
gelişmekte olan burjuva demokratik devrimini destekleyen,
yeni bir anlayıştan yürüyeceğiz.
Bu nedenle bu anlayışa yine en yakın duran AKP’ye evet ama yetmez diyeceğiz.
AKP’ nin de seçim sonrası başkan danışmanlarının anlayışından değil de,yukarıda anlatmaya çalıstığımız 21.yy değerlerinden yürümesini ısteyeceğiz. AKP’nin hata yaptığı yerlerde yine eleştireceğiz ama eleştirilerimizi yine yanyana durarak yapacağız. Burjuva demokratik devriminin 2.aşamasında yeniyi kurarken, AKP’ nin de 13 yıldır gelşitirdiği yoldan sapmamasını umuyoruz. Bu nedenle bazı başkan danışmanlarına itibar edilmemeli diyoruz.
Seçim sonrası başkanlık sistemini de içeren yeni demokratik bir anayasanın gündeme gelebilmesi ıcın ,AKP’ ye en az 331 vekili vereceğiz.
HDP’ nin de seçim sonrası baraj altında kaldıklarında ,şapkalarını önlerine koyup , nerde hata yaptıklarını sorgulamalarını kendilerinden isteyeceğiz.Çünkü HDP baraj altında kalsa bile, çözüm süreci yine yürümek zorunda ve bu yine HDP ile yürümek zorunda. Bu konuda Demirtaşgiller’in HDP yönetiminden istifalarını ve Öcalan’ın yeniden AKP ile çözüm süreçlerini yürütebilmesi için gücünü eline almasını bekleyeceğiz.
AKP’ yi niye geriletelim? Her zaman söylediğim gibi AKP’ yi ileriye doğru yöneltmek gerekiyor.Böyle bakarsak yeni sol bir anlayış olur bu.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2015
26.05.2015
22.04.2015
18.04.2015
14.04.2015