Hakan TAHMAZ
PKK Lideri Abdullah Öcalan, 18 ay sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştü. Hukuksuz ve keyfi görüş yasağı, bedenlerini ölüme yatıran 50 Kürd siyasetçinin çaresizlik ve adanmışlık duygusuyla başlattıkları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi sayesinde yumuşatıldı, görüşme oldu.
Bir saat kadar süren görüşmenin kamuoyuna çok az bir bölümü yansıtıldı. Açıklanmayan esas önemli bölümünün Kandil’e ulaştığına hiç kuşku yok.
Öcalan’ın “biz çözüme hazırız devlet de hazırsa iki adamını buraya gönderir altı ay içinde çözeriz” mesajı Türkiye’nin içinden geçtiği süreci tarif ediyor. Öcalan, “Türkiye çözüme hazır değil” mesajı verdi. Durumun bununla sınırlı olmadığını en iyi bilenlerden birinin Öcalan olduğu bir koşulda bu, çözümün anahtarı devletin elinde olduğu gerçeğinin ifadesi olabilir. Devlet çözüm istediğinde her koşulda çözüm ağır aksak da olsa gerçekleşir. Bu anlamda bu söz bir gerçeğin ifadesidir. Ama Kandil hazır mı sorusunun yanıtı yok.
Bugün Türkiye’nin demokratik bir çözüme hazır olduğunu söylemek mümkün değil. Başbakan Binali Yıldırım, iki hafta önce yaptığı “çözüm mözüm yok” açıklamasında tam da bu durumu dile getirmişti.
Şiddetin, çatışmanın, ölümlerin yaşamımızdan çıkmasını, adil, eşit bir yaşamın bu topraklarda yeşermesini isteyenler ise her koşulu çözüm için bir fırsata dönüştürmeye çalışıyorlar. Bunun çoğu kez nafile bir çaba oldu görüşü oldukça yaygın. Ancak barış çalışması “sinekten yağ çıkarmak” gibi oldukça zor ve meşakkatlidir. Bu hatırlandığında, barış çalışmasının hiçbir zaman nafile bir çaba olmadığı daha iyi anlaşılacaktır.
Barışçılar, Che’ye ait olan “gerçekçi ol, imkânsızı iste” prensibinden uzaklaşmamalıdır. Asparagas, hayalci barış beklentileri yaratmak toplumda tedavisi güç yaralara yol açabiliyor.
Bugün Türkiye’nin durumu ne yazık ki tam da budur. Demokratikleşme perspektifiyle hareket edildiğinde Kürd sorununun da çözüm yoluna girilebilir. 15 Temmuz darbe girişimini bir fırsata dönüştürme çabasına giren iktidar ise tam aksi istikamette hızla ilerliyor.
OHAL’in ilanını darbecilere karşı hızlı ve zamanında gerekli tedbiri almak için “millete değil devlette karşı” ilan ettik diye açıklayan hükümet, iki ay içinde OHAL yetkisini her alanda kullanmaya başladı. Devleti reorganize etme sürecinde muhalifleri devlet kurumlarından temizliyor. Meclis’te oluşturduğu Milli Birlik Cephesi’ne muhalefet eden herkes hükümetin hedefi oldu. Basın, akademi ve eğitim alanında son iki haftada yaşananlar bu yönelimin bariz işaretleri.
OHAL yetkisi kapsamında çıkarılan KHK’lerle yargı ve yasa askıya alındı. Seçim sonuçları yok hükmünde. Belediyelere kayyum atanmasının başka bir izahı yoktur. Meclis’te yeterli destek bulamadığı için geri çekilen kayyum yasasını KHK ile yürürlüğe kondu. Seçilmiş belediye başkanları yerine vali yardımcıları veya kaymakamlar atandı. Toplumsal gerilim tırmandırılıyor. Kürd yerleşim yerlerinde kayyum atanan belediyelerin ortak özelliğinin bir yıl önce “özerklik” açıklamasına katılmış olmaları ve çoğu belediye eş başkanları hakkında yargı sürecinin devam ediyor olması ise vahametin boyutları gösteriyor. Hiç bir hukuksal kriter gözetmeden yargı yerine yürütme karar verdi.
Her fırsatta seçmen ve millet iradesinden söz eden bir siyasal iradenin, böylesine yaygın, hukuksuz kayyum uygulamasına gitmesi ve bu süreçte devlet kurumlarını bir tür bypas etmesi ara rejimlerde görülebilir uygulamalardır. Ülke genelinde OHAL ve KHK’lerle çaktırmadan bir tür ara rejim inşa ediliyor. Bunun bahanesi olarak ileri sürülen terörle mücadele ise toplumsal konsensüsü yaratmanın gerekçesi yapıldığı koşullarda çözüm iradesinden söz etmek fazlaca hayalcilik olur.
Ara rejim uygulamalarıyla çözüm arayışlarının bir arada yürütülemeyeceği çok açık. Hele de bu uygulamaların büyük bir bölümünün barış/çözüm istemlerine karşı gerçekleştiği koşullarda ya savaş tırmanır ya da toplum çürümeye başlar. Çözüm isteyen bunların ortağı, kolaylaştırıcısı olmaz. Aksine savaşın tırmandırılmasına takoz olmaya çalışır.
- See more at: http://bas-haber.com/tr/article/3038/ocalanin-cagrisi-ve-ara-rejim#sthash.Z7gZngSM.dpufYazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023