Halil BERKTAY
[14 Ekim 2019] Üzerinden beş altı gün geçti bile. Türkiye’de hemen hiç hatırlanmadı gerçi. Ne tuhaf. Bu toplumun sığlığıyla ilgili bir mesele. 9 Ekim, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30. yıldönümüydü (1989-2019). Büyük, çok büyük bir olaydı zamanında. Soğuk Savaşın sonu demekti. Doğu Avrupa üzerindeki Sovyet hegemonyasının sonu demekti. Komünizmin sonu demekti.
1930’larda Stalin’in kurduğu sosyalizm yıllar boyu o kadar eleştirilmişti ki, “reel sosyalizm” ya da “fiilen mevcut sosyalizm” (actually existing socialism) etiketlerine sığınmıştı bir kısım savunucuları, hayli apolojetik biçimde. Ne yapalım, elimizde mükemmel bir ütopya yok; bu var işte… demeye getiriyorlardı. Ama doğruydu, gerçekçiydi. Bana da sorarsanız, Marx’ın ve sonra Lenin’in sınanmamış, son derece soyut teorik önermelerinden yola çıkarak elde edilebilecek biricik işlevsel modeli türetmişti Stalin. Bütün emekçi halkın mülkiyeti = (1) devlet mülkiyeti ve (2) yarı-devlet mülkiyeti, yani zorla kurdurulan kollektif çiftlikler. Üretimin piyasanın “kör” işleyişi tarafından değil, gene bütün halkın bilinçli iradesiyle düzenlenmesi = Gosplan marifetiyle emredici devlet planlaması. Dolayısıyla bir bütün olarak sosyalizm, modernitenin piyasaya dayanmayan, bürokratik-bölüşümcü bir emir-kumanda ekonomisi versiyonu anlamına geliyordu.
İşte bu sistemin toptan iflâsını da tescil etmişti, Berlin Duvarı’nın yıkılışı. “Reel sosyalizm”in şahsında, sosyalizmin sonu demekti. Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimiyle açılan dönemin üç büyük ideolojisini ifade eden Liberalizm, Nasyonalizm ve Sosyalizmden birinin tarihsel iddiasını yitirmesi ve sahneden çekilmesi demekti. Dolayısıyla politikanın iki yüz yıldır alışılmış çizgi ve mevzilerinin de değişmesi demekti. Yani bizim bildiğimiz, tanıdığımız şekliyle Yakınçağın da kapanışı demekti.
Ne ki, bu gerçekleri bir türlü anlamayanlar da var, otuz yıl geçtiği halde.
10 Ekim’de BBC’de Steven Rosenberg’in bir röportajı yayınlanmış Egon Krenz ile. Doğu Almanya’nın (DDR’nin, Deutsche Demokratische Republik’in, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin) son yöneticisi. Erich Honecker’in halefi. Çok önceden belirlenmiş, itinayla yetiştirilmiş; sırasıyla Genç Öncüler’e, sonra Özgür Alman Gençliği’ne, sonra Sosyalist Birlik Partisi’ne (yani kılık değiştirmiş komünist partisine) katılmış (1945 sonrasında Sovyet işgalinde kalan Doğu Almanya’nın bir zamanlar çok daha büyük ve güçlü olan Sosyal Demokratları, Kızılordu’nun gölgesinde, çok daha küçük ve zayıf olan Komünistlerle “birleşme”ye mecbur, deyim yerindeyse ilhak edildiği için, iktidardaki tek parti bu adla anılıyordu).
Krenz şimdi 82 yaşında. Duvarın yıkılışının tam 30. yıldönümünde Berlin’de gezdiriyor BBC muhabirini. “Hayatımın en kötü gecesiydi” diyor 9 Ekim 1989 için. Zira hâlâ komünist. Hâlâ Sovyetler Birliği’ni seviyor ve özlüyor. Ekim başlarında apar topar Moskova’ya gittiğinde Gorbaçev’in kendisini aldattığından yakınıyor, “Egon, merak etme, iki Almanya’nın birleşmesi gündemde yok” diye (sanki evet, gündemde dese Krenz ve DDR kendi başlarına direnip önleyecek miymiş?). Şu geçtiğimiz cadde bir zamanlar Stalinallee’ydi, ama Stalin öldükten sonra adı değiştirildi, Karl-Marx-Allee oldu. Şurası da Lenin Meydanı’ydı ve Lenin’in büyük bir heykeli dururdu, ama indirdiler diyor, belirgin bir hasret ve nostaljiyle.
Ne olup bittiğini hiç kavramamışa benzeyen biri de Korgeneral Anton Terentyev. Bir zamanlar Sovyetlerin 800 garnizonu ve 500,000 askeri vardı, Varşova Paktı’nın bu en ileri karakolunda. 1944-45’te Nazi ordularını kovalayarak gelmişler -- ve bir daha çıkmamışlardı. Kurtarıcı kimliği, kısa zamanda işgalci kimliğine dönüşmüştü. Sosyalist bloku Amerikan emperyalizmine karşı korumak diye rasyonalize ettilerdi bu tahakkümü. BBC’nin kamerasına, Wünsdorf’taki en büyük Sovyet üssünden görüntüler takılıyor. Duvarlarda eski Sovyet gazeteleri. Birinin manşetinde, “Yaşasın işçi sınıfının, köylülerin ve halkın aydınlarının yıkılmaz birliği!” yazıyor.
Ama yıkıldı işte. Duvar yıkıldı ve Almanya’nın birleşmesi anlaşmaları çerçevesinde, 1994 Eylül’ünde toptan geri çekilmek zorunda kaldılar. SSCB’nin (sonra Rusya’nın) son komutanıydı Terentyev, Doğu Alman topraklarında. 9 Ekim 2019’da o da şöyle hayıflanıyor (bkz en tepedeki resim), BBC’den Rosenberg’e: “Çok derin bir tarihsel haksızlık hissiyle ayrılıyorduk. Hepimiz [biz ve Batılı müttefiklerimiz] Almanya’ya aynı sırada ulaşmıştık, ama şimdi sadece biz ayrılıyorduk… Faşizmin yenilgisine en büyük katkıda bulunan ülke gidiyor, ama diğerleri kalıyordu. Niçin?”
Bir de soruyor. Bu nasıl bir körlük? Anti-faşist zafer, ebediyyen işgal ve diktatörlük yetkisi mi demekti, bütün Doğu Avrupa üzerinde?
İster gerçek ister hayalî, bütün büyük adamların, kahramanların, kurucuların, vatan ve millet babalarının, halaskâr gazilerin ortak kaderi midir -- ilk baştaki kurtarıcılık rantının, ne kadar büyük ve herkesçe kabullenilmiş, boyun eğilmiş sanılırsa sanılsın, kalıcı olamayacağını idrak edememek?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024