Hasan Bülent KAHRAMAN
Evet, Osmanlılar İbn Haldun'u okudular. Haldun, 'devletler doğar ve ölür' diyordu. Bu 'çöküş sosyolojisi'nden etkilendiler. Ürktüler. Ölüm onlar için zaten tek hakikatti. Herkes ölecekti. Demek devlet de çökebilecekti.
O zamanlar öyle 'devlet ebed müebbed' gibi laflar yoktu. Onu sonradan Kemal Tahir gibi yazarların muhayyilesi icat etti. MHP gibi partilerin kadroları 'mistik' hale getirdi. Fakat Osmanlıların devleti kendilerinden yukarıda görüp, kendilerinden üstün tuttukları muhakkaktır. Bu Sadık Rifat Paşa'ya kadar devam etti.
Bu gerçeği öğrendikten sonra Osmanlılar 'nasıl kurtuluruz' sorusunu sordu. Böylece ilk kez 'modern' bir mantıkla devlet hakkında düşündüler. Ulema imal-i fikr etti. Haldun'un 'materyalist' ve 'dinamik/ çevrimsel' tarih anlayışını kavramadıklarından bir tek cevapla geldiler: 'asr-ı saadete' dönerek.
Yani, geleceğe dönük değil geçmişe dönük bir mantık benimsediler. Bu ilerlemeci değil korumacı bir anlayıştı. Ama Ortaçağın muhakemesine uygundu, her ne kadar 16-17. yüzyılda öne sürülse de.
***
'Devrimci' dönem, yani Kemalist yıllar ve mantık geriye dönüşlü (retrospektif) anlayışı prospektif yani geleceğe dönük anlayışla değiştirdi. 'Muasır medeniyet'e erişirsek kurtuluruz fikri ilerlemenin yarınla ilgili olduğunu vurgulamaktı.
Ne var ki, toplumların kültürel genetikleri, DNA'ları var. Türkiye bu mantığı taşıyamadı. Bizzat 'Kemalist ilericiler' güçlü olmanın yolunu ne bugünde buldular ne yarında aradılar. Herhalde görseydi Atatürk'ün çıldıracağı bir şekilde kendi 'asr-ı saadetlerini' kurup, 1930'lu yılları özleyip ancak o sistemi ve koşulları yeniden yerleştirirsek 'ilerleyeceğimize' inandılar. Daha doğrusu iman ettiler. Nutuk'u bir 'kurtarıcı' kutsal kitap olarak benimsediler. Bunların tamamı Hıristiyan metafiziğinden, farkında olarak olmayarak alınmış, kutsallık kavram ve muhakemeleridir.
***
Bu mantık şimdi dünyaya da hâkim oluyor. Bugün Avrupa'da ve Amerika'da ortaya çıkan yeni politik sürecin nedenlerini yeterince hatta hiç bilmiyoruz. Kimse bilmiyor. Ne oldu da dünya şimdi herkesin 'popülizm' dediği bu yeni yapıyla bütünleşti.
Elbette açıklamalar var. Fakat bunların hiçbirisi yaşanan hadisenin cesameti ve vahametiyle mütenasip yorumlar değil. Olsa da işe yaramıyor. Su akıp yolunu buluyor.
Neden durdurulamıyor bu gidiş derseniz, işte onun nedenini biliyorum. Tıpkı Osmanlılar gibi bugünkü dünya da bugünkü durumu yaratan şartları bir yana bırakıp, geçmişte arıyor 'kurtuluşu.' Eğer bugünkü durumun öncesine o döneme, zamana, günlere dönersek her şey yeniden güllük gülistanlık olacak sanılıyor.
Yanlış demeye bile gerek duymayan bir anlayış bu. Dün, daima dündedir. Walter Benjamin'in o çok hazin, kırık dökük Tarih Üstüne Tezler'inde söylediği gibi, dün daima gizemli ve yalvaçsıdır. Ama kurtuluş içermez. Ne düne dönebiliriz ne de dönsek bile her şey aynı olur. Herakleitos'u yeniden mi anımsayacağız yani? Bugünün şartlarını hazırlayan bir dizi neden var. Yarın da bu şartların içinden çıkacak. Tarihi maddeci ve dinamik şekilde değerlendirmek budur. Aksi takdirde anakronik bir tarih anlayışı ve bilinçle olduğumuz yere saplanıp kalırız.
***
Türkiye'de de sorun bu. Daha önce de yazdım. Elbette bugünden memnun olmayanlar bulunacaktır. Tarihi bu çelişkiler yaratır. Bu 'müsademe-i efkâr'dan doğacak hakikat. Ama Kemalist/ Cumhuriyetçi kadrolar bu gerçeği bilmiyor. Geçmişçi anlayışla düne bakıyor. Nostaljik, melankolik bir perspektifi odaklarına yerleştiriyor. Eğer öyle değilse, şimdi mesela CHP kalksın, bir deklarasyonda bulunsun ve 'bana iktidar fırsatı verin Türkiye'yi 15 Nisan şartlarına/ sistemine döndüreceğim' desin. Bakalım bu çağrı toplumda nasıl bir yankı bulacak.
Ne Trump öncesi, ne Brexit öncesi, ne 16 Nisan öncesi bir daha yaşanabilir ne de aynı nehirde iki kez yıkanılabilir.
Diyorum...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025