Hilâl KAPLAN
Aslında Kürt meselesinin çözümünde şiddet kullanımını dolaylı ve dolaysız destekleyen, tasvip eden veya uygulayan herkesin dikkatine demeliyim.
Geçtiğimiz hafta sonu, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde açılan Barış ve Çatışma Çalışmaları Yüksek Lisans Programı çerçevesinde bir toplantı düzenlendi. Mevzuyla yakından ilgilenen siyasetçi, insan hakları aktivisti ve gazetecilerin katıldığı, yaklaşık üç gün süren toplantıda, barış çalışmalarında uzman bir isim olan Jorgen Johansen'in bahsettiği bir araştırmanın üzerinde durmak istiyorum.
Amerikalı iki akademisyen,1900 ile 2006 yılları arasında şiddete başvuran ve vurmayan tüm hak mücadelelerini incelemiş (Chenoweth & Stephan, Why civil resistance works : The strategic logic of nonviolent conflict). Vardıkları netice gerçekten çarpıcı.
Araştırmaya göre, şiddete başvuran hareketlerin sadece % 25'i başarıyla sonuçlanmış, başvurmayanlarınsa %53'ü.
Şiddete başvuranların %60'ı başarısızlıkla sonuçlanmış ve %15'i kısmen başarılı olmuş.
Şiddete başvurmayanların % 20'si başarısız olmuş ve 37'si kısmen başarılı olmuş.
On yıllık dilimlere bölünüp bakıldığındaysa, şiddete başvurmayan hareketler lehine büyük bir başarı artışı görülüyor. Örneğin 1990-2000 yılları arasında, şiddete başvurmayan hareketlerin başarı oranı %52'iyken, 2000-2006 arasındayse bu oran %68'i buluyor.
Ayrıca şiddet yoluyla başarı elde edenlerin, sonradan demokratik bir yapıyı devam ettirme oranı %4 iken, şiddete başvurmadan başarıya ulaşanların demokratik bir yapıyı devam ettirme oranı %41. Arada âdeta bir uçurum var.
Öcalan'ın, çağın şartları çerçevesinde bu gerçeği gördüğünü düşünüyorum. Ortadoğu coğrafyasında bile tamamen totaliter yapılar şiddetsiz biçimde dönüştürülürken ve şiddete başvuranların çaresizliği de ne yazık ki ortadayken, Türkiye gibi demokratikleşme ivmesi artarak devam eden bir ülkede şiddet yoluyla kazanım elde etmenin gerçek dışılığı açıktır. O yüzden bazı PKK'lılardan gelen 'Şu şartlar olmazsa, silaha döneriz' gibi açıklamalar, aslında bir buçuk sayfalık Nevruz mektubunda tam üç kez silahın döneminin bittiğini vurgulayan Öcalan'ın da ne demek istediğini anlamamazlıktan gelmektir. Bu gerçeği 36 milletvekili, 99 belediyesi ve sayısız sivil örgütlenmesiyle en iyi BDP'nin görüp savunacağı kanaatindeyim.
Bu vesileyle Hacettepe bünyesinde açılan ders programından da biraz söz etmek gerekiyor. Barış ve Çatışma Çalışmaları alanında sadece barışa yürüyen Türkiye'de değil, Orta Doğu'da da bir ilk olan ve İstanbul'da yürütülen programın şu an için 9 ülkeden 14 öğrencisi bulunuyor. Öğrenciler ders dönemi boyunca ortak bir mekanda kalıyor ve birer hafta aralıklarla yurt dışından gelen alanın en saygın isimlerinden dersler alıyorlar. Programın bir sonraki hedefini bir Barış Enstitüsü haline gelerek Türkiye'nin kendi bölgesinde ve dünyada ki çatışmalarda bir arabulucu olabilme rölüne akademik bir katkı sunmak oluşturuyor.
Bugüne kadar, otuz yıllık kanlı bir süreci yaşayan Türkiye'de akademinin Kürt meselesine veya PKK sorununa eğilmesi ve araştırma yapması dahi cezalandırma konusu olduğu için Barış ve Çatışma Alanları Yüksek Lisans Programı'nı son derece önemli buluyorum. Rektör Murat Tuncer ve Doç. Dr. Havva Kök başta olmak üzere bu alana katkı sunan herkesi kutluyorum.
Çerkeslerin büyük yası
Büyük Çerkes Sürgünü'nün 149. yıldönümünde, Çerkesler ve acılarını paylaşan dostları, tüm ülkelerde Rusya Konsoloslukları önünde toplanacaklar. İstanbul'daki eylem 18 Mayıs günü, saat 13.00'da gerçekleşecek. Ayrıca, yine 18 Mayıs günü, saat 20.00'da, Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde de Çerkes Dernekleri Federasyonu ve İstanbul Çerkes Derneği bir anma programı gerçekleştirecek. Bilgi için şu adrese bakılabilir:
http://www.may21.org/call-to-action/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019