Hüseyin ÇAKIR
Demokrasi paketi açıklandıktan sonra, iktidarın ve muhalefetin demokrasi anlayışının “derinliği”, tutarlılığı ve tutarsızlığı bir kere daha ortaya serildi.
On iki yıldır demokratikleşme adına yapılan değişikliklere, başta ana muhalefet partisi ve çok sayıda “sivil” toplum kurumu, genellikle ya hep ya hiç olarak yaklaştı. Böylece AKP’nin işi kolaylaşmış(!), iktidarı dara sokmadan istediği gibi, keyfekeder hareket etme imkânı sağlanmış oldu.
Başbakan paketi sunum konuşmasında: “Şartlar olgunlaştıkça, Türkiye değiştikçe, dirençler ortadan kalktıkça, siyaset güç kazandıkça yeni hak ve özgürlükler gündemde yerini alacaktır” dedi. Bu, demokratikleşmenin tamama ermesinin 2023’e kadar yolu var demektir.
HÜKÜMET GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYİ GECİKTİRİYOR
“Yeni hak ve özgürlüklerin gündemde yerini alması” için eğer kimse sesini çıkartmazsa ve “ne yapalım, buna da şükür” denirse, Başbakan’ın çizdiği yol haritasına göre çooook şükür çekmeye devam edilir.
Hâlbuki Birleşmiş Milletler “Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi” bu iktidar döneminde, (4 Haziran 2003) TBMM’de kabul edildikten sonra Bakanlar Kurulu’nun (10 Temmuz 2003) kararıyla ikinci kez onaylandı, devletin ve hükümetin politikası hâline geldi. Hükümetin bu sözleşme maddelerine uygun reformları yapma görev ve sorumluluğu doğmuş oldu.
AKP iktidarı bu görevi, çok ustalık biçimde oy’a tahvil ederek, siyasal vizyon oluşturmak için, “sürekli devrim” imajını diri tutacak biçimde ve zorunlu olmadıkça gündeme getirmedi.
Doğu Avrupa ülkeleri bütün bu reformları beş on yılda yaptı, hepsi AB üyesi oldular.
Böyle eleştiriler yapınca, AKP üyelerinden çok, AKP’yi savunanlar çok kızıyor. Tek parti döneminden başlayarak saydırmaya başlıyorlar.
AKP’nin “devrim” niteliğinde dediği programı, kendi bakanlar kurulunun kabul ettiği “Kişisel ve Siyasal Haklar” sözleşmesinden bile çok çok geride.
Buyurun bu sözleşmenin 53 maddesinden üç madde:
• “Bütün halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptirler. Bu hak gereğince halklar kendi siyasal statülerini özgürce kararlaştırırlar ve ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini özgürce sağlarlar.”
• “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahip olacaktır. Bu hak, herkesin istediği dine ya da inanca sahip olması ya da bunları benimsemesi özgürlüğünü ve herkesin aleni veya özel olarak bireysel ya da başkaları ile birlikte toplu olarak, kendi din ya da inancını ibadet, icra, bunun icaplarını yerine getirme ya da öğretme bakımından ortaya koyma özgürlüğünü de içerir.”
• “Etnik, dinsel ya da dil azınlıklarının bulunduğu devletlerde, bu azınlıklara mensup olan kişiler, kendi gruplarının diğer üyeleri ile birlikte... kendi kültürlerinden yararlanma, kendi dillerini kullanma hakkından yoksun bırakılmayacaklardır.”
Muhalefet ve sivil toplum Meclis’in de kabul ettiği bir hakkın yerine getirilmesininfarkında değilse, bu hakkın peşine düşüp yerine getirilmesi için hükümeti zorlamıyorsa, daha çok “o şart, bu şart” ileri sürülür. Daha çok “uyusun da büyüsün” demokrasi ninnisi dinlemeye devam edilir.
İKTİDARA ADIM ATTIRMAK
Neyse ki, hükümete görevini hatırlatmanın farkında olan muhalifler var. Bunlarda birisi de Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Parti Meclisi üyesi Ferdan Ergut.
“Siyaseti ‘tarihle birlikte’ düşünmek(*)” başlıklı yazısında, sol muhalefetin “farkındasızlığına” ve siyaset yapamamasına eleştirel yaklaşarak, topumla birlikte muhalif siyaset yapmayı ele alıyor.
Ergut, değişimden yana demokrat/ özgürlükçü sol muhalefet siyaset yapmak istiyorsa toplumla birlikte iktidardan talepte bulunmalı diyor.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, (YSGP) “küçük” geniş kamusal alanda “görünmeyen” bir parti.12 Eylül’den sonra, birleşen, ayrışan, değişmeye ve yenilenmeye çalışan sosyalist hareketin ana akımlarının 2013’te geldiği politik düşünsel birikim.
Bu birikim reel siyaseti doğru okuyor, 2010 Anayasa Referandumu ve sonrasında, en gerçekçi reel politik muhalif çizgiyi izledi. Doğruları söylemek, toplumun sizi tercih etmesi, sizinle olması için yeterli değil. Hâlâ eski ve yeni zihniyet üstünden siyaset yapma alışkanlıkları ve direnci olsa da, değişen Türkiye’yi ve değişen dünyayı, anlayan ve siyaseti yeni tarzda yapma ana eğilimini geliştirmeye çalışan siyasi bir hareket. Yeni siyaset ve yeni muhalefet böylesi fikirlerle, küçük, küçük adımlarla gelişiyor maalesef.
Sözü geçen yazıdan iki paragrafla bitirelim:
“...Bazılarının bir türlü arkada bırakmayı başaramayıp temcit pilavı gibi önümüze getirdikleri 2010 Referandumu’yla ivmelenen bir ruh hâli var. Atılan hiçbir adımın aslında önemli olmadığı, bütünüyle AKP’nin tezgâhı olduğu konusunda bazı örgütler müstesna genel bir kabul oluştu.”
“...AKP’den herhangi bir şey talep etmenin neredeyse bir hainlik olduğunu, sırf talep etme hâlinin bile AKP’yi ‘meşrulaştırdığını’ düşünen komünist partiler falan var memlekette. Siyaset, talep etmek değilse, iktidarın üzerine talep boca etmek değilse, taleplerin kabul edilmesi için kitleleri o taleplerin arkasına dizmeye çalışmak değilse başka nedir? Kürtler yıllardır bize ders verip duruyorlar. Hem mücadele ediyorlar, hem müzakere ediyorlar. Kendine güvenen bir politik öznenin neyi nasıl yaptığına bile bakamayacak halde miyiz?”
(*) Yazının tamamı için (http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=1497&yazarId=106)
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018