Hüseyin ÇAKIR
Seçimlerin en popüler özelliği bol bol vaatte bulunmak. Bu seçim için de istisna olmadı. Gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, inanılıp inanılmadığı düşünülmüyor, lafla yapıyorlar, yıkıyorlar bol bol para dağıtıyorlar. Ve ağızlarından demokrasi lafı çıkmayan yok. Bu vaat işi öyle çığırından çıktı ki Nisan ayında OHAL’i uzatan iktidar partisi OHAL’i kaldıracağız bile dedi.
Dünya değişti, kuşaklar değişti ama bizim siyasetçilerin bol keseden vaat verme huyları, zihniyetleri değişmedi.
Teknolojinin de bu kadar gelişmediği hatta telefonla görüşme için PTT’ye gidip aramak istediğin numarayı yazdırıp evine veya kahveye gidip beklemeye başlanan ve telefon bağlandığında ya PTT’de birisinin telefonun bağlandı veya belediye hoparlöründen sayın… telefonunuz bağlandı anonsuyla koşa koşa PTT kabinine girip konuşma…
Bütün bunlar 1960-1970’li yıllarda olup bitenler.
Bu dönemin siyasetçileri meydanlara geldiğinde kasabalılar -tabi ki erkekler- meydanı doldurur, köylüler de atlarına atlayıp seçim meydanlarına giderlerdi.
Politikacının yüzünü görmek, boyunu posunu tarif etmek ayrıcalıktı. Hele ki yakınına kadar gitmek ve onun size başını sallamış olması… Ayrıca bir de tokalaşmışsanız o elin yıkanmadığı ve de taraftarlarca o eli öpmek için sıraya girenler olduğu bile söylenirdi.
Vekil adayları “Ne istiyorsun vatandaş” diye sorar.
Vatandaş’ta başlar ne istediğini anlatmaya.
Vekil adayı ceplerini yoklar, kâğıt arar bulamaz, cebinden sigara paketini çıkartır, sigaraları cömertçe “vatandaşa” atarak dağıtır, paket kağıdını açar başlar istekleri yazmaya veya yazıyormuş gibi yapmaya.
Vekil adayı çeker gider. Oy kullanma gününe kadar herkes kendi meşrebinde, cami avlusunda, kahvehanede, köy meydanında… Siyaset yorumu yapar, tıpkı bugünün TV yorumcuları gibi her şeyi bilen “kanaat önderleri” son noktayı koyan lafları söylerdi.
Seçime giren bütün partiler manifestolarını açıkladılar. Her söylenene inanılsa hiçbirinin hiçbirinden farkı yok, her partinin vaatleri kulağa hoş geliyor, kimisi cepleri, kimisi gönülleri dolduruyor.
Bu hoş vaatler iyi güzel de, tek yönlü seçmenlere eski tarz “cekkk, cakkk” vaatleri gerçekleştirilir mi, gerçekleştirilmez mi?
Gönül rahatlığı ile “Bu millete neleri yutturmadık ki, bunları da yuttururuz” diye düşünüyorlar.
Haklılar, hakikaten bu millet neleri yuttu, neleri unutmadı ki.
Yeni anayasa yapıyoruz, Kürt sorununu kökten çözüyoruz, yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik kalmayacak, demokrasi AB standartların olacak, milli gelir 20 bin dolar olacak… gibi, gibi…
En önemlisi iktidar partisi “yeni Türkiye değişim” dedi, otoriter rejimi yeni diye yutturmaya soyundu. Anamuhalefet özgürlük, demokrasi, insan hakları dedi, Meclis'in üçüncü partisi yok edilirken sesi çıkmadı. Şimdilerde kıyısından köşesinden Kürt sorunu diyorlar. Muharrem İnce’nin Demirtaş için söyledikleri, Kürtlere sempati ile yaklaşması sempatik görünüyor ama sürdürülebilirliğinin olup olmayacağı belli değil.
Meydanlarda, ekranlarda gözümüzün içine baka baka her şey söyleniyor. Gözler görüyor, kulaklar duyuyor. Bu kere de “atarız, tutarız üç geçmez bu millet gene unutur” diye düşünenler çok yanılacak.
Siyasilerin hesap edemediği Z kuşağı yeni zihniyet yeni siyaset tarzı, yeni bir dil söylemle değişim dinamiği olarak bugünü ve geleceği belirleyecek. Bütün sosyal, sınıfsal kesimlerden, benzer davranış, zihniyet ve pratik eylemlilik gösteren kuşakların en sonuncusu Z kuşağı. Bizde Gezi eylemlerinde esprili, eleştirel, yaratıcı dil ve söylemleriyle ortaya çıktığı kabul ediliyor.
Kuşaklar ve zihniyet
Kuşak teorisine göre:
Dünyadaki olaylara, olgulara bakılarak X,Y,Z sosyolojik kuşak tanımlaması yapıldı.
X kuşağı 1965-1979 arasında doğanlara deniliyor.
Y kuşağı 1980-1990 arasında doğanlar.
Z kuşağı 2000’li yıllarda doğanlar.
Zamanın ruhu ve aklı bilgi teknolojisi, insan ile bilgi nesnelerinin içiçe geçtiği yapay zekâ ile insan aklının “ikili sarmal” oluşturduğu, iletişim ve bilginin zihin akışı hızında cep telefonlarımıza ve bilgisayar ekranına düştüğü bir zamanda yaşıyoruz.
Çocuklarımız artık yüksek teknoloji, insan teknoloji sarmalı ve bilgi kuvözünün içine doğuyorlar.
Z kuşağının meydanlarda nutuk atanları dinleyerek kanaat oluşturmasına ihtiyaç duymuyor. Öğrenme, bilgi edinme parmaklarının ucuyla cep telefonu, bilgisayar tuşları arasındaki mesafe kadar. Bir tuşa basarak hangi cumhurbaşkanı adayı, hangi parti ne demiş saniyede ulaşıyor. Hangi milletvekili kim “Google teyzeye” soruyor saniye içinde kayıtlı bilgileri dökülüyor.
Meydanlara çıkıp millete söz veren cumhurbaşkanı adayları, (Demirtaş hariç) parti liderleri, milletvekili adayları: Siz hangi zamanda ve hangi kuşağa seslendiğininiz, onların hangi isteklerine vaatlerde bulunduğunuzun farkında mısınız?
Meydan “nutuklarınızın” ve “vaatlerinizin” Z kuşağı için ne anlama geldiğini seçim gününe daha zaman varken bir düşünseniz.
24 Haziran’da Z kuşağı kategorisine giren 2 milyon ilk kez oy verecek. Onların hamaset nutuklarına inanacağı düşünülüyorsa yanılgı olur.
Z Kuşağı size göre başka bir seçmen tipi!
Çünkü bu ülkenin Z kuşağı da “artık ben de varım, söz ve karar sahibi olacağım” diyecek. Z kuşağının küresel olanla yerel olanı nasıl sentezleştirildiğini de göreceğiz.
Evet, 90’lı yıllarda doğan, hızlı öğrenen ve gelişim gösteren, teknolojiyle içiçe kişilerden oluşan gruba Z kuşağı denir. Teknolojiyle iç içe büyüyen bu çocuklar, bilginin ve zamanın hızına çok kolay adapte olabilmeleriyle dikkat çeker. Hız onları tanımlar. Onlar analitik ve teknoloji ile insan beyninin sağ ve sol loplarını birleştirerek realist, felsefi anlamda pragmatik düşünen bir kuşak.
Z kuşağı ve öncesi Y kuşağı ne sigara paketine yazılı vaatlere, ne meydan mitinglerinde söylenen popülist söylemlere kulak asmaz artık.
Türkiye'nin toplam nüfusunun 15-24 yaş arası grubundaki genç nüfusu 13 milyon. Genç nüfus, toplam nüfusun %16,3'ü. Hane halkı bilişim teknolojileri kullanım oranı, 2016 yılında %87,5.
Seçim sözleşmesi yapın
Bu zamanda seçilmek isteyenler, seçmenleri X, Y, Z kuşaklarını ne kadar anlıyor, ne kadar tanıyor ve biliyor? 50-60-70’lerin sosyo- kültürel ve siyaset aklıyla 2018 yılında politika yapan sağ-sol-milliyetçi-muhafazakârlara Z kuşağı siyasal, sosyal fosil olarak bakıyor.
Geleceğe dair vaat ve söz söyleyen siyasetçiler Z kuşağını düşünmeliler. “Onu, bunu yapacağım” diye söz söyleyenlerin vaatlerinin gerçekleşip gerçekleştirilemeyeceğini Z kuşağı insanları saniyeler içinde algoritmik, teorik ve istatistik-ekonomik veri tabanlarıyla hemen görecektir.
Bu seçimde er meydanına çıkanlar: Ne yapacağınızı, nasıl yapacağınızı, meydanlarda bağıra çağıra söylediklerinizi bir kâğıda yazın, bu kâğıda ıslak imzanızı atın.
Sözünüz sigara kâğıdına yazılmış, meydanlarda mangalda kül bırakmayan laf olmaktan çıksın: Oy istediğiniz ve size oy vereceklerle yazılı bir sözleşme yapın. Ve “siyasetçi yalancıdır” algısını bozun.
Seçimler sona erdiğinde iktidar olanlar sözlerini tutacak mı?
Muhalefette kalanlar seçim vaatlerinin gerçekleşmesi için mücadele edecek mi? İmzalı seçim sözleşmeniz seçmenlerinizin ellerinde olsun, seçmenlerinizle yaptığınız sözleşmenin Z kuşağı takipçisi olacaktır. Bu kuşağı aldatmak, uyutmak, onlara yalanı yutturmak pek kolay iş değil.
Bunu bir kenara yazın.
cakir.56@gmail
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018