Hüseyin GÜLERCE
Öğretmenliğim sırasında fizik sorularının çözümünde şunu yapıyordum: Tahtaya, altlarını çizerek; verilenler ve istenenler diye yazdıktan sonra, "çözüm için hangi bilgiye sahibiz?", "bu konudaki bilgimiz nedir?" diye soruyordum.
Elbette sosyal olaylar, fizik problemleri gibi değil. Fakat ben yine de yolumu deneyeceğim.
Verilenlerden önce, geldiğimiz noktaya bir bakalım. Türkiye, tarihî bir dönüm noktasından geçiyor. Bir asırdır devam eden vesayet zihniyetinden, halkı, halka rağmen ve halk için idare etmekte direnenlerden, onların kurduğu statükodan nihayet kurtulma yoluna girdik. Ezberler bozuluyor, darbelerle tahkim edilen rejimin payandaları yıkılıyor. Eylül 2010'daki referandumda ortaya konan kuvvetli bir demokratikleşme iradesi var. O irade, 2011 Haziran seçimlerine AK Parti'ye yüzde 50 oy oranı ile üçüncü defa iktidar imkânı verdi. Ve biz bu demokratikleşme çabalarını, yeni anayasa ile sağlam bir zemine oturtmaya, tahkim etmeye çalışıyoruz. Bunun için de ciddi bir tartışma sürecine giriyoruz.
Şimdi verilenlere bakalım. Dünyada küreselleşme diye bir olgu var. Sermaye, fikirler, teknoloji sınırları aşıyor. Özgürlüklerin genişletilmesi, ferdin ve toplumun devlete/yönetime karşı korunması, hukukun üstünlüğü, herkesin hesap vermesi, şeffaflık, evrensel insani değerler gibi temel hususlar öne çıkmış. Direnenleri "baharlar" çarpıyor. İnsanlar, gelir adaletsizliğine isyan ediyor. Adalet temelli, insan temelli yeni bir dünya arzusu, talebi var.
Demokratikleşme, farklılıkları netleştirmiş. İnsanlar, kimlikleri ve aidiyetleri ile yaşamak istiyor. İnançlılar var, inançsızlar var. Sadece dünya için yaşayanlar, dünyayı abartanlar da var, ahiret hayatını önemseyenler de var. Soru her yerde aynı: Farklılıkları ortadan kaldırmak mümkün olmadığına göre, bu farklılıkları kavga sebebi mi yapalım, zenginlik kaynağı mı?
Geçelim istenene. Farklılıklar kavga sebebi olmayacaksa birlikte yaşamak nasıl mümkün olacak? Yani insan onuru korunarak, fikir ve ifade hürriyeti, din, ibadet ve vicdan özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, eşit yurttaşlık, dayanışma ve paylaşma nasıl sağlanacak? Demokrasi ile güvenlik dengesi nasıl kurulacak? Özetle istenen; şu dünyada, huzur, güven, refah, kalkınma ve mutluluk içinde insan gibi nasıl yaşayacağız?
Şimdi son maddeye geçelim. Çözüm için elimizdeki bilgi ne? İşte bu madde fizik kanunları gibi değil. İnsanın, dünyanın problemini çözmek için çok farklı çözüm yolları savunuluyor. O zaman herkes için geçerli bir yol aramak gerekiyor. Bir deneyelim:
Önce şunun altını çizmeliyiz. Herkes çağının çocuğudur. Çağı ve yaşadığımız ülkeyi doğru okumalıyız. Zaruretleri görebilmeliyiz. İşte bu yüzden; insanı maddi-manevi varlığıyla birlikte kucaklayacak adalet, şeffaflık temelli eşitlikçi ileri demokrasi bugün ortak bir zemindir.
Çözüm yolunda anlaşacağımız ilk adım; biz insanız. İnanan için de, inanmayan için de insan olmak çok değerlidir. Yani evrensel insani değerlerde buluşabiliriz. Bunun için tek bir şeye ihtiyacımız var, kavga yerine diyaloğu tercih etmeliyiz. Çünkü anlaşacaksak, önce aradaki uçurumu kaldırmamız gerekir. Diyalog, aradaki uçurumu kaldırmaktır. Konuşursak, birbirimizi dinlersek, anlamaya çalışırsak uzlaşabiliriz. Önyargıları terk etmeden de bunu yapamayız.
Eğer diyaloğa karar vermişsek, ikinci adım, herkesin konumuna saygılı olmaktır. Konuma saygı, fikirlere, düşüncelere de saygıyı gerektirir. Konuma saygıda, kimse kimsenin günahlarının takipçisi de değildir. Ayrıca "ötekileştirme" yanlışı da tedavülden kalkmıştır. Çünkü diyalog, insan kullanmak değildir. Üslup çok önemli hale gelir. Başkalarını rencide etmek, sizin de rencide olmanızı sağlar. Mertebe kazananlar ise incinseler de incitmemeye bakarlar. Hele bir de "severim yaratılmışı, Yaradan'dan ötürü" diyenler tevazu, fedakârlık ve beklentisizlik urbaları ve adanmışlık ruhu ile endam ederlerse, çözüm öyle bir kolaylaşır ki...
Denemeye değmez mi?
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019