İbrahim Karagül
15 Temmuz darbe ve iç savaş projesini uygulayanlar; kendilerine nasıl bir görev ihale edildiğini, 15 Temmuz'un ne tür bir uluslararası proje olduğunu, aslında darbe değil tam anlamıyla bir işgal planı uyguladıklarını, proje ortakları arasında içeride ve dışarıda kimlerin yer aldığını, o gece bu toprakları kanlarıyla sulayan şehitlerimizin katili olan Pensilvanya'daki terör patronunun da bir patronu olduğunu, talimatların ne tür yöntemlerle ve kimler tarafından verildiğini, nasıl bir vatan hainliğine imza attıklarını çok iyi biliyorlardı.
Şüpheleri yoktu, hiç tereddüt etmediler. Bugünlerde çevirdikleri dalaverelere, ağlamalara, sızlanmalara, yalan beyanlara bakmayın siz! Öldürmeye, yıkmaya, ülkeye diz çöktürmeye, efendilerine teslim etmeye ayarlanmışlardı. Vatana ihanete kodlanmışlardı, gözleri dönmüştü, o gece sabaha kadar sokakta sivilleri katlediyorlardı. Kendilerinden emindiler, özgüvenleri ve kibirleri tavan yapmıştı. “Vurun”, “öldürün” emirleri yağdırıyorlardı,
Hiçbir ülke, böyle bir ihanete uğramamıştır
Ellerinde uçaklar, tanklar, her türlü silah vardı. Gerekirse ülkeyi kan gölüne dönüştürecek, binlerce insanı katledecek ama bu ihalenin hakkını vereceklerdi. Atlantikçi patronlarının talimatı böyleydi. Yıllardır o gün için yetiştirilmişlerdi. Kimlikleri ve kişilikleri böyle şekillenmişti.
Dini, inancı bu çirkin hesaplar için örtü olarak kullanıp dünyanın her tarafında CIA için çalışmışlar, Türkiye'yi Suriyeleştirme, parçalara ayırma planları için seferber olmuşlardı. Hiçbir ülke, böyle bir ihanete uğramamıştır. Siyasi tarihimizin hiçbir döneminde böyle bir alçaklık görülmemiştir.
Ama onlar işledikleri suçun ne olduğunu, Türkiye'ye ne büyük kötülük yaptıklarını, başları sıkışınca hangi ülkeye ve istihbarat teşkilatlarına sığınacaklarını biliyorlardı. Ülkeyi bölmeye, milleti birbirine kırdırmaya, terör örgütleriyle ortak iç savaş ortamı hazırlamaya, Anadolu'nun her köşesine yerleştirdikleri istihbarat ağlarıyla Türkiye'yi yeniden Atlantik eksenine rehin vermeye yemin etmişlerdi.
Milletimize kurşun sıkıp, ülkeyi sattılar
Türkiye'nin yüz yıl sonra yeniden onurlu ve güçlü bir geleceğe adım atmasından, bir tarih dönüşüne imza atmasından, bu yönde dev adımlarla ilerlemesinden ürkenler, yıllardır devşirdikleri, yetiştirdikleri bu istihbarat çetesiyle bir dış müdahaleye girişmişler, Gülen ve terör örgütünün kiralık katillerini Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük yıkım için görevlendirmişlerdi.
Ülkemize kurşun sıktılar. İnsanımıza kurşun sıktılar. Tarihimize ihanet ettiler, Anadolu'yu sattılar, başarısız olunca da efendilerinin kanatlarına sığındılar.
Satılık adamlar: Batı'nın pis işlerini yapacakLAR..
Siyasi tarihimizde ebediyyen birer suçlu, vatan haini olarak yer alacaklar. Şimdi hepsi birer Gurka gibi ABD'de, Almanya'da, Avrupa ülkelerinde korunuyorlar. Belki başka operasyonlar için hazırlanıyorlar. Çünkü ülkesini, vatanını satan her şeyini satar, onlar da bu durumda.
Artık ne talimat verilirse onu yapacaklar. Batı'nın pis işlerini yapacaklar. Türkiye'yi dışarıdan vurmaya devam edecekler. Bir süre sonra terör ihalesi alan örgütler olarak kalacaklar. Onlar üzerinden 15 Temmuz gibi büyük hesaplar da yapılmayacak artık. Kirli, örtülü operasyonlar için kullanılacaklar. Oralarda vatansız ve kimliksiz kaybolup gidecekler.
Biz o geceyi hiç unutmayacağız!
Davalar başladı. Duruşmaları, ifadeleri izliyoruz. 15 Temmuz akşamı, o acı saatler, o gece sadece Türkiye'nin değil, bölgenin de siyasi geleceğini değiştiren şehitler bir bir geçiyor gözlerimizin önünden. Yüzbinlerce insanın sokaklara akması, tankları durdurması, göğüslerini siper etmesi geçiyor. Şahlanan bir milletin dünyaya meydan okuması geçiyor. Ve o satılmışlar, kiralık katiller, Anadolu tarihine ihanet edenler, Türkiye'yi işgal planının tetikçileri de geçiyor gözlerimizin önünden.
Hiç unutmayacağız. Hiçbir şekilde unutturmayacağız. Bir millet; dünya savaşının altında ezilmiş bir millet, yüz yıldır ayakta durmaya çalışmış bir millet, yüz yıl sonra yeniden yükseliş dönemine girmiş, tarih dönüşüne imza atmış bir millet çokuluslu bir müdahaleye maruz kaldı. Müdahalenin tetikçileri içeriden seçildi. Türkiye, Gülen ve terör örgütü üzerinden durdurulmaya çalışıldı.
Darağaçları kuracaklardı!
Türkiye'yi bugünlere taşıyan siyasi irade tasfiye edilecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi tasfiye edilecekti. Mısır'da, Ukrayna'da denedikleri gibi, ana siyasi omurgayı yok edeceklerdi. Sadece hükümet devirmeyecek, ülke bir daha ayağa kalkamaz hale getirilecekti. Yeni siyasi dalgayı şekillendiren ana omurga paramparça edilecek, dağıtılacak, etkisizleştirilecek, hiçbir şekilde yeniden milli bir siyasi söyleme izin verilmeyecekti.
Türkiye'nin gördüğü askeri darbelerden çok daha büyük bir projedeneniyordu. Ülkenin gelecek yüz yılı imha edilecek, Suriye üzerinden Türkiye cephesi açılacak, Gülen'in askerleri üzerinden işgalbaşlayacak, İstanbul'un Avrupa yakası teslim edilecekti. Milletin yarısı hain ilan edilecek, Irak'ta olduğu gibi esir kampları inşa edilecek, siyasi öncüler için darağaçları kurulacaktı.
Millet ölüme mahkum etti..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için Marmaris'e giden FETÖ ekibinin duruşması başladı dün. Hiçbir avukatın savunmak bile istemediği o insanların ifadelerine bakınca, her şeyi bildikleri, bilinçli hareket ettikleri, aldıkları ihalenin farkında oldukları gün gibi aşikar.
Nasıl savunma yaparlarsa yapsınlar, onlar milletin vicdanında ölüme mahkum edildiler. Her biri dış işgal girişiminin mensupları olarak anılacaklar. Birer vatan haini olarak tarihe geçecekler.
En büyük hedef, en kritik görev!
İhalenin en kritik görevini onlar üslendi çünkü. Cumhurbaşkanı'nı öldürme emri aldılar ve buna teşebbüs ettiler. Çünkü Erdoğan, tarih dönüşüne imza atıyor, siyasi tarihi değiştiriyor, küresel güç haritasını sarsıyordu. Tarih yapıcı ana omurga, onun tarih yapıcı öncülüğünde bir güce dönüşüyordu. Bu yüzden ana hedef oldu, bu yüzden bugün yargılananlara en kritik görev verilmişti.
Erdoğan'ı öldürecekler ve plan başarıya ulaşacaktı. Türkiye düşmanı ne kadar ülke varsa, Türkiye'nin bu yükselişinden ne kadar rahatsız varsa, yüzlerce yıllık tarihin intikamını almak isteyen ne kadar güç varsa, ne kadar Sevr meraklısı varsa hepsi sevinecek, ülke mateme bürünecekti.
“Kritik eşik” ve 16 Nisan
Ama başaramadılar. Hiçbir zaman başaramayacaklar. Bu tarih dönüşü, yüzlerce yıl devam edecek. Türkiye, bu tür senaryoların anlamsızlaşacağı “kritik eşiği aşmaya” çok yaklaştı. 16 Nisan, bu anlamda önemli adımlardan biri. Aşılacağına, milletimizin büyük yürüyüşü devam ettireceğine inanıyorum. Bu çok güçlü bir dalgadır, dalganın önün de duran herkes, her siyasi hareket, her örtülü operasyon yok etkisizleşmiş, zayıflamış, yok olmuştur. 16 Nisan'da da böyle olacağına inanıyorum.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021