İbrahim Kiras
Anlaşılan o ki AK Parti iktidarı girdiği yolun yol olmadığını anladı, şimdi uçurumun kenarından keskin bir “u dönüşü” yapıp geri dönmek istiyor. Gelgelelim iktidar otobüsünün yolcularına bütün seyahat boyunca “Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” diyerek bu yolun propagandası yapıldığı için şimdi bu zevatı buradan geri dönmeye nasıl ikna edeceğini bilemiyor.
İktidarın kitlesi bir yanda, öbür yanda medyası, mafyası, sermayesi, bürokratı, tetikçi trol çetesi... hepsi Frankenstein’ın yarattığı canavar gibiler artık.
Gittikleri yolun uçuruma açıldığını asla kabul etmiyorlar, aksine otobüsün bu yolun sonunda uçağa dönüşeceğini ve seyahatlerine uçarak devam edeceklerini düşünüyorlar. Artık gözle görülür mesafede olan karşıdaki uçurumun aslında kalkış rampası olduğuna inanıyorlar. “Yapmayın etmeyin, uçurum bu” demeye kalkanlar “içimizdeki hainler” olarak görülüyor ve en acımasız saldırılara hedef oluyorlar. Onun için durumu fark eden yolcuların ilk fırsatta otobüsten aşağıya atlamak dışında fazla seçenekleri kalmamış bulunuyor.
Otobüsü uçuracağını iddia eden ve buna yolcuların çoğunu inandıran “şoför” bile artık iddiasının aksini savunamaz durumda. Yol boyunca yaptığı ustaca manevraların bir benzerini şimdi tekrarlamaya cesareti yok.
Ama yine de el yordamıyla ve göz ucuyla bir manevra fırsatı kollamaktan da geri durmuyor. Uçurumu boylamamak için o manevrayı şöyle ya da böyle yapmak zorunda çünkü.
***
Erdoğan’ın ekonomi bakanının “affıyla” birlikte gündeme getirdiği “yeni dönem” çıkışının kendi muhitinde yarattığı tepki böylesi bir alegorik tasvire tıpatıp uyuyor herhalde.
Ekonomi yönetiminde gerçekleştirilmeye çalışılan manevraya ve bu bağlamda yeni Merkez Bankası yönetimi eliyle piyasaların arzusuna uygun şekilde faiz artışı yapılması gibi girişimlere “Faiz enflasyonun sunucu değil sebebidir” diye itiraz edenler neticede bunu yine Erdoğancılık adına yapıyorlar. Erdoğan’ın “şimdiki pozisyonu” pek dikkate alınmıyor. “Erdoğan’a rağmen Erdoğancılık” bugünün en önemli ve en kritik gerçeği.
Otobüste bir süredir “co-pilot” olarak görev yapmakta olan koalisyon ortakları da “Erdoğan’a rağmen Erdoğancılık” yaparak Erdoğan’ın kitlesini -kimi zaman Erdoğan’ın siyasi çıkarları aleyhine- yönlendirme imkanına sahipler. Garip ama gerçek. Çünkü cini şişeden çıkarmaktan daha zor olan iş aynı cini aynı şişeye geri sokmaktır.
Üstüne üstlük, masallardan hatırlayalım, şişeden çıkan cin üç dileğinizi yerine getiriyor. Dördüncü hakkınız olmuyor. Cin dilekleri yerine getirdi, şimdi kendi işine bakacak. Şişesine geri dönmeyecek, siz de mecburen hayatınızın geri kalanı bölümünde bu cinle yaşamaya alışacaksınız.
****
Bu cinle yaşamaya sizden önce alışmış olanları da unutmadan… Cinin şişeden çıktığı çevrede yeni bir habitat oluştu. Risk algıları, çıkar duyguları, kazanç ve kayıp anlayışları birbiriyle uyumlu olan kişilerin ve grupların yaşama ortamı. Erdoğan sayesinde var olan ve varoluşlarının yegâne dayanağı durumundaki kendi “Erdoğancılık”larını artık Erdoğan’a bile dayatabilecek raddeye gelmiş bir çevre…
Dikkat ederseniz, esas itibarıyla yabancı sermayenin tedirginliğini ortadan kaldırmak amacıyla ortaya atılan hukuk reformu lafları en başta “Erdoğancı habitat”ta rahatsızlık uyandırıyor.
Yargı bağımsızlığı, kanun hakimiyeti, hukuki eşitlik gibi konularda aktüel mecburiyetlerden doğan “normalleşme” arayışını kendi tabanlarına “HDP’lileri affetme çabası” olarak göstererek engellemeye çalışanlar aslında mevcut düzenin devamını kendi sahip oldukları gücün yegâne sigortası saydıkları için yapıyorlar bunu.
Gelgelelim mevcut düzenin sonunu getirecek olan da yine mevcut düzenin mevcut işleyişi olduğu için “şoför” son bir manevra yapmak için yolcularını karşısına almak zorunda kalabilir. Ondan sonraki süreç çok daha “şenlikli” olur herhalde.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025